Türkiye’nin devi Tüpraş’ın gelecek planları

By Fortune Türkiye

Fortune 500 Türkiye listesinin yayınlandığı 10 yılın 9’unda ilk sırayı kimseye kaptırmayan Türkiye’nin dev şirketi Tüpraş, önümüzdeki yıllara ilişkin stratejilerini belirliyor. 2016 yılını 34,8 milyar lira net satışla tamamlayan şirket, bu yılın ilk 9 ayında satış hasılatını 39,3 milyar liraya yükseltti. Bu yıl 3,2 milyar dolarla özel sektörün en büyük yatırım projelerinden Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’ni tamamlayan şirket, tam kapasite çalışmaya başladı. Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, 2017 yılı için “Geleceğimizi planlayacağımız bir hazırlık yılı oldu” derken, önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasını çizmek için fizibilite çalışmaları yaptıklarını kaydediyor. Diğer yandan, bu yıl Tüpraş’ın lojistik alanında da önemli adımlar attığı bir yıl oldu.

Tüpraş, yüzde 100 iştiraki olduğu Körfez Ulaştırma A.Ş.’yi kurarak, Türkiye’nin ilk özel demiryolu tren işletmecisi unvanını aldı. Şirket, 500’e yakın vagonla rafinerileri arasında akaryakıt taşımacılığı yapacak. Körfez Ulaştırma, yıllık 2,5 milyon tona yakın akaryakıt taşımacılığıyla Türkiye’de demiryolu taşımacılığının yüzde 10’luk tutarını tek başına üstlenmeyi hedefliyor. Bilindiği gibi Tüpraş’ın Koç Topluluğu’na katılmasıyla 2006 yılında İzmit ile Kırıkkale Rafinerileri arasında demiryolu ile akaryakıt taşımanın değerlendirmeleri yapılmış ve Demiryolu Lojistik firmasıyla sözleşme imzalanmıştı. Vagon alımları ve demiryolu hattının bakım çalışmalarının ardından 2008 yılında İzmit-Kırıkkale Rafinerileri arasında demiryolu ile akaryakıt çalışmaları başlamıştı. Şimdi ise Kırıkkale-Batman arasında taşımacılık yapılabilecek. İzmir Aliağa’ya demiryolu bağlantısı bulunmuyor. Bu konuda görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Yelmenoğlu, “İzmir Rafineri’mize de demiryolu bağlantısı kurulursa, İzmir-Kırıkkale, Batman-İzmir arasında da bağlantı kurmuş olacağız” diyor. Ancak, Tüpraş’ın niyeti sadece kendi rafinerileri arasında taşımacılık yapmak değil. Sektöre ve diğer şirketlere de hizmet vermeyi planlıyor. Diğer yandan, deniz taşımacılığı iştiraki Ditaş’ın ise uluslararası taşımacılık faaliyetlerinin büyütülmesi planlanıyor.

Ditaş’ın şu anda 12 tankeri bulunuyor. 2019 yılında faaliyete geçecek iki yeni tanker de alınmış. Kullanılmayan tankerleri kiraya veren Ditaş’ın şu anda bir tankeri ABD’de kullanılıyor. Demiryolu ve deniz taşımacılığı ile lojistik ağını güçlendiren Tüpraş, diğer yandan Batman Rafinerisi’nde güneş, İzmir Rafinerisi’nde ise rüzgâr enerjisini kullanmak için çalışmalar yapıyor. Ayrıca, petro-kimya üretimi konusunda da fizibiliteler sürdürülüyor. Şirket, dijital dönüşüm projesiyle Endüstri 4.0 çağına hazırlanırken, rafinerilerinin ya da ünitelerinin sanal ikizleriyle çalışanlara eğitimler verilmesinin hazırlığını yapıyor. Ayrıca, üniversitelerle yapılan işbirlikleriyle start-up’ları yakından takip ediyor. Şirket, son olarak ODTÜ ile bir protokol imzaladı. Diğer üniversitelerle de görüşmeler yapılıyor. Silikon Vadisi’nde bir şirketle de görüşmeler yapılıyor. Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu sorularımızı yanıtladı.

Türkiye’nin en büyük şirketi Tüpraş’ın bu yılın ilk yarısında tam kapasite çalışarak satışlarının artırdığı görülüyor. Bu yılı nasıl tamamlamayı bekliyorsunuz?
Öncelikli hedefimiz günlük operasyonlarımızı temel değerimiz teknik emniyetle gerçekleştirmek. Geçtiğimiz yıl operasyonel hedeflerimizi yakalamamıza rağmen konjonktürel faktörlerinde etkisiyle kârlılık hedeflerimizin az da olsa gerisinde kaldık. Bu yıl da ilk yarı sonuçlarımızdan da görüleceği gibi hedeflerimizi gerçekleştirme konusunda geçtiğimiz yıla göre çok daha iyiyiz. Bu durum doğal olarak Tüpraş’ın hisse performansına ve Tüpraş’ı raporlayan birçok yerli ve yabancı yatırım ortaklıklarının Tüpraş hisse hedef fiyatlarını 140-150 TL düzeyine çekmesine etki etti. Piyasanın yüzde 80 üzerinde performans göstermemizde, Fuel Oil Dönüşüm yatırımının üretim performansının mali tablolara yansıması olarak görülmeli. Tesisin üretime başlamasıyla dünyanın en kompleks rafinerilerinden biri olan İzmit başta olmak üzere, tüm rafinerilerimizin tam kapasite çalışmasını sağladı. Ayrıca uluslararası derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s şirketimizin görünümünü iyileştirdi.

Bir açıklamanızda 2017 yılının yatırımlara karar vereceğiniz bir yıl olacağını söylemiştiniz. Bu yatırımlar hangi alanlarda olacak?
2017 yılını bizim için gelecek dönemlerimizi planlayacağımız bir hazırlık yılı olarak değerlendiriyor, yapacağımız yeni büyük yatırımlara karar vermiş, hazırlıklarımızı tamamlamış, yol haritamızı belirlemiş olmayı hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren de geleceğimizi şekillendirecek yatırımları gerçekleştirmek üzere çalışmalara başlayacağız. Pek çok fizibilite çalışması yürütüyor, çok sayıda alternatifi değerlendiriyoruz. Sektörümüzün özelliği gereği yatırım tutarı milyar dolarları bulabiliyor bu nedenle çalışmalarımızı pek çok parametre ile bir kaç koldan yürütüyoruz 

Bu arada lojistik alt yapımızı güçlendirecek gerekli yatırım kararlarını uygulamaya başladık. Deniz taşımacılığı şirketimiz Ditaş’ın filosunu sürekli büyütüyoruz. Kore’de yaptırdığımız 150 bin tonun üzerindeki 2 tankeri teslim aldık, 2 adet olan tanker sayımızı 12’ye çıkardık. Bunlardan 2’si kendi sınıfında dünyanın en büyük taşıma kapasitesine sahip.

Tüpraş’ın önümüzdeki dönem için yol haritasında neler bulunuyor?
Sanayideki lider konumumuzu daha da pekiştirecek yatırımlara hız vereceğiz. Enerji verimliliği ve çevre normlarında öncü, üretimde entegre ve dönüşümü gerçekleştirmiş, lojistiği kusursuz ve güçlü, yol haritası net ancak, sıcak gelişmelerde risklerini yönetmede kabiliyeti yüksek ve esnek, deneyimli insan kaynağı ile bölgesel ve küresel rekabet gücünü daha da üst seviyelere taşımış lider enerji şirketi olmayı hedefliyoruz. Öncelikle operasyonel emre amadelikte, enerji verimliliği ve karbon emisyon endeksinde ilk çeyrekte olacağız.  Çalışma kültürümüzde, teknik emniyeti her şeyin üstünde tutuyoruz. İş süreçlerimizde ise maliyet ve verimlilik birinci planda olduğu için şu anda odaklandığımız konulardan biri de taşımacılık. Lojistiğimizi daha emniyetli, ekonomik yapmak için ayrı bir şirket çatısı altında yapılandırdık. Ülkemizin ilk özel demiryolu taşıma şirketi lisansını aldık. Taşımalarımızın önemli kısmını demiryolu ile yapmaktaki amacımız bundan sonra demiryolu taşımacılığının ağırlığını daha da arttırmak. Bu da tabii ki lojistik maliyetleri açısından ciddi bir tasarruf sağlayacak. 
İkmal kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve daha farklı ham petrollerin kullanılması da hedeflerimiz arasında. Daha ağır ve daha kükürtlü ham petrolleri daha fazla işleyebilirsek ekonomik olarak Tüpraş’a ilave kazanç sağlayabiliriz. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Bunun yanında pek çok rafineri şirketi uluslararası düzeyde rafinericiliğin geleceğine ilişkin beklentiler oldukça çeşitli ve belirsizlikler içerdiği için işlerimizi çeşitlendirmek, yenilenebilir, alternatif enerji kaynaklarına, petrokimyaya yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz ve sektörümüzü ilgilendirebilecek her türlü teknolojik gelişmeyi ve start-up’ları da yakından takip ediyoruz. 

Yenilenebilir enerjide hangi alana yatırım planlıyorsunuz?
Yenilenebilir enerjide en popüler alanlar şüphesiz rüzgar ve güneş enerjisi. Rüzgar enerjisinde teknoloji olgunluğa daha yakın dolayısıyla daha rekabetçi fiyatlarla üretim yapmak mümkün. Güneş enerjisinde ise büyük ilerlemeler olmasına rağmen tam rekabetçi konuma ulaşmak için devlet desteği ile daha çok mesafe alınması gerekiyor. Ülkemiz bu yıl yapılan biner megavatlık güneş ve rüzgar enerjisi ihalelerini sonuçlandırdı. İki yıl önce rüzgar enerjisi çok popülerdi ancak, son günlerde güneş enerjisi büyük bir atılım yaptı. Bu nedenle iki sene önce söylenen birim fiyatlarla şimdikiler çok farklı. Bunun optimum bir bileşeni ne yazık ki yok. 4 coğrafyada faaliyette bulunuyoruz. Bu bölgelerin özelliklerine göre yenilenebilir enerji yatırımlarında çeşitlendirme yapılabilir. Ancak, önceliğimiz kendi rafinelerimizin enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji ile karşılamak yönünde olacak. Bu da hem karbon ayak izimizi azaltmada hem de enerji maliyeti düşürmede yardımcı olacak. Ancak, sonuçta bu kararların hepsi yapılmakta olan fizibilite çalışmaları sonunda alınacak. Tabii burada bizim planlarımızın yanı sıra yapılan toplu kamu ihalelerin sonuçları nihai belirleyici oluyor. Çalıştığımız projelere örnek vermek gerekirse, öncelikle kendi rafinelerimizin ihtiyacını karşılamak üzere Batman ve Kırıkkale Rafinelerimiz için Güneş Enerjisi Ünitesi. İzmir Rafinerimiz içinse rüzgar enerjisi santrali uygun görünüyor. Bunların hepsi projelerimiz arasında. Koç Grubu Enerji Grubu şirketi olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı önemsiyoruz. En önemli enerji kaynaklarından birisi de hiç şüphesiz hidroelektrik, ülkemizin bu alandaki potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesine yönelik açılan Menzelet ve Kılavuzlu Hidroelektrik Santrallerinin (HES) özelleştirilme ihalesine 1 milyar 276 milyon lira ile Koç Holding şirketlerinden Entek Elektrik Üretimi AŞ, en yüksek teklifi verdi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarını sektörünüz için bir risk olarak görüyor musunuz? Bu konuda sizin planlarınız var mıdır?
Modern yaşam, artan şehirleşme oranı, nüfus artışı ve orta kesimin gelişmesine bağlı olarak enerji ihtiyacı da büyüyor. Birleşmiş Milletler nüfus projeksiyonlarına göre 2040 yılına kadar dünya nüfusuna 1,9 milyar kişi daha ilave olacak. Şehirlerde yaşama oranının 10 puanlık artışla yüzde 63’e yükselmesi bekleniyor. Halen dünyada 1,2 milyar insanın (yüzde 16) elektrik erişimi bulunmuyor ve 2,7 milyar insan (yüzde 40) yemeklerini geleneksel biokütle kullanarak pişiriyor. Zenginleşen dünyada orta sınıfın toplam nüfus içindeki oranı artıyor ve birçok insan, enerji müşterisi olarak pazarda yerini alıyor. Eş zamanlı olarak doğal kaynakları tüketme hızımız da artıyor. Önümüzdeki 20-25 yıllık dönemde fosil yakıtlar ve petrolün halen en önemli enerji kaynaklarımız arasında yer almayı sürdüreceği raporlanıyor. Görünür gelecekte sıkılaşan çevresel normları yakalayan her türlü enerji kaynağına ihtiyacımız devam edecek. Petrolün de kullanım alanlarında farklılıklar olmakla birlikte hem çok önemli bir ham madde hem de enerji kaynağı olarak önemini sürdüreceği görülüyor. 

Yakın ve orta vadede yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra başta elektrikli araçlar olmak üzere alternatif enerji kullanan araçların günlük yaşamımızda daha çok yer alacağı bir dönemin eşiğindeyiz. İçten yanmalı motorlarda sağlanacak verimlilik artışının yanı sıra emisyon değerlerinde sağlanacak gelişme klasik araçların yaygınlığını etkileyecek.

Öte yandan özellikle elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla sağlanması hedeflenen emisyon azalımı da ancak, elektriğin rüzgar ve güneş gibi kaynaklardan üretilmesiyle mümkün olacak. Dolayısıyla güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarında teknolojinin olgunluk kazanması enerji sektörünün geleceğine yön verecek. Uzun vadede elektrikli araçların araç yakıtları talebinde oluşturacağı boşluğu başka tüketimlere çevirerek çözümlemeyi planlıyoruz. Bu nedenle 2017 yılı bizim için geleceğimizi planlayacağımız bir hazırlık yılı oldu. 

Enerji verimliliği konusunda hedefiniz nedir?
Enerji kullanımında yaptığımız süreç iyileştirici her yatırım çok önemli ve büyük bir fark oluşturuyor. Biz de enerji kullanımında büyük bir tasarruf sağladık. Enerji yoğunluk endeksimizi 130’lardan 100’ün altına düşürdük. Bundan sonraki hedefimiz 10 yıl içinde enerji yoğunluk endeksimizi 80’lere indirmek. Enerji tasarrufunda dünyanın en iyi rafinerileri arasına girmek istiyoruz. Hedefimiz insan kaynağında özenilen, çevre ve yaşam değerlerine saygılı bir rafineri şirketi olmak. Enerji ve rafineri sektörlerinde Tüpraş denildiğinde her uygulamasının örnek alındığı bir şirket olmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda inovasyon, Ar-Ge ve dijitalleşme programlarını devreye alarak, sektörümüzde ilkleri gerçekleştirerek sizlerin de değerlendirmesi benzeri ödüllerimizle tüm Tüpraşlılar olarak gurur duyuyoruz.

Ditaş’a yeni tankerler alınması ve demiryolu şirketiyle lojistik yatırımlarına ağırlık verdiğiniz görülüyor. Bu hizmetleri farklı şirketlere de vermeyi planlıyor musunuz?
Körfez Ulaştırma’yı kurmamızdaki amacımız tüm sektöre ve şirketlere de hizmet verecek şekilde imkanlarımızı kullanmak. Hali hazırda demiryolu yük taşımacılığının yüzde 10’unu tek başımıza gerçekleştiriyoruz. Biz ne kadar ek taşıma yaparsak ülkeye de katkısı olacak. Bu arada, Kırıkkale’deki vagon atölyemiz aynı zamanda vagon imalatı da yapabilecek durumda. Türkiye’nin en modern bakım atölyesi.

Önümüzdeki dönem için ne kadarlık bir yatırım planlıyorsunuz?
2006 yılında Tüpraş’ın Koç Topluluğu’na devri sonrası başlayan ürün kalitesinin iyileştirilmesine yönelik ana yatırımlar ile operasyonel mükemmellik, üretim verimliliği, çevre düzenlemeleri ve iş güvenliği konularında teknolojik gelişim ve değişimi içeren yatırımları hayata geçirdik. 2017 yılında yatırım kararı alınmış yeni ve devam etmekte olan yatırımlarımızla birlikte, Tüpraş’ın 2006-2017 dönemindeki yatırım tutarı 6 milyar doları buluyor. 

2018 yılında Star Rafinerisi açılıyor. Bu Tüpraş’ı nasıl etkileyecek?
Ülkemizin yeni bir rafinerisinin olması her şeyden önce o bölgede rekabete itici güç oluşturacak. Yaptığımız yatırımlarla rekabete hazır olan bir şirket olarak yeni rafinerinin tamamlanmasını ve kazasız, emniyetli bir şekilde devreye alınmasını bekliyoruz. Rafinericilik küresel piyasa dinamikleri, arz ve talep dengesine bağlı bir iş olduğu için Türkiye’de yeni bir rafineri açılmasıyla Akdeniz’in her hangi bir ülkesinde açılması arasında bizim açımızdan çok büyük bir fark bulunmuyor. Ancak, rafineri üretiminin bölgesel rafineri kârlılıklarına ve kâr marjlarına olumsuz etkisi olması kaçınılmaz. Bununla birlikte rafineri ürünlerine olan talebin de sürekli artıyor olması nedeniyle bu olumsuzluğun kısa süreli ve geçici olmasını bekliyoruz. 6 milyar dolarlık yatırım yapan, liberal bir sektörde 2005 yılından bu yana ithalata karşı üretim yapan bir şirket olarak, yeni rafinerinin açılmasından sınırlı bir etki bekliyoruz. Ancak, üreteceği ürünler Türkiye’nin ithal etmesi gereken ürünler olduğu için öncelikle ithalat ile yarışacak. O nedenle dengeleri bozacak önemli bir etki beklemiyoruz. 

Yıl genelinde dolardaki dalgalanma sektörü nasıl etkiliyor?
Şirket olarak dolar bazında fiyatlanan bir sektördeyiz. Ham petrolü dolar bazında alıyoruz. Yurtiçi satış fiyatımız TL bazında olsa da tamamen uluslararası piyasadaki dolar bazlı fiyatlar esas alınarak belirleniyor. Tüpraş olarak, hem önemli bir ihracat gelirine sahip olmamız hem de elimizdeki ürün ve ham petrol stokları dolar bazlı fiyatlandığı için doğal hedge’e sahibiz. Tabi ki tüm bunların yanında özellikle kur riskini minimize edecek her türlü finansal enstrüman kullanılıyor ve önemli bir hazine operasyonu yürütülüyor.
Rafinaj sektörü açısından en ideal ortam, kur ve petrol fiyatlarının istikrarlı olduğu dönemlerdir. Kârlılığımızı üretimden gelen gücümüzden alıyor, liberal bir piyasada olduğumuz için uluslararası piyasalardaki gelişmelerin yansımalarından olumlu ve olumsuz anlamda etkileniyoruz. Örneğin, ABD’deki kasırga, üretim kaybına bağlı fiyatların artmasına ve marjların yükselmesine neden oldu. Yüksek marj ortamı 15 gün sonra eski seviyelerine yaklaştı. 

Hem sektör hem de şirketiniz açısından 2018’in nasıl bir yıl olmasını bekliyorsunuz?
2017 yılı küresel talebin özellikle ikinci çeyrekten sonra canlanmaya başlaması ile bizim üretimimizde önemli payı olan motorin ve jet yakıtı marjlarındaki zayıflığın ortadan kalkmaya başladığı bir yıl oldu. ABD’nin faiz artışına ve bilanço küçültme politikalarına yönelik hızlı kararlar almadığı ve küresel ekonomideki olumlu trendin devam etmesi koşulu ile marjların sağlıklı seviyelerde devam edeceğini öngörüyoruz.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...