Innovatve Finance Yönetim Kurulu Başkanı ve İngiltere Başbakanı’nın Fintech Elçisi Alastair Lukies, Fintech’e öncülük etme konusunda uluslararası, kurumlar ve bireyler düzeylerinde üç ayrı mücadelenin sürdüğünü ifade ediyor.
Birleşik Krallık’ta başında bulunduğu Innovate Finance, 2014 yılında tüm fintech oyuncuları arasına girmek için, büyük ve küçük arasında etkili iletişim ve kolaylaştırıcı iletişim arasında toplantılar organize etmek için kuruldu. 25 Mayıs’taki Istanbul TALKS Fintech 2016 için İstanbul’a gelen Lukies’in fintech’te liderlikten Birleşik Krallık örneğine kadar geniş bir yelpazedeki görüşlerini aktarıyoruz.
Istanbul TALKS Fintech 2016 Konferansı için Türkiye’desiniz. Fintech son zamanlarda çok fazla konuşulan bir konu ve herkes bu ileriye dönük alanda öne çıkmak istiyor. Bu alanda farklılaşmak zor mu?
Türkiye’ye davet edilmek benim için çok büyük bir onur. Eğer fintech’i finans ve teknolojinin anlık eşleştirmesi, daha çok finansal hizmetlerin küresel evrimi olarak düşünürseniz o zaman oldukça hızlı bir şekilde bu çok aktörlü rekabet manzarası ortaya çıkıyor. Fintech’e öncülük etme yarışı üç seviyede oluyor: Uluslararası, kurumlar ve bireyler. Ben her zaman bu seviyelerin herkes için maksimum sosyal ve ekonomik fayda sağlayacağını açıkça savundum.
Innovate Finance, İngiltere’de başkanlık ettiğim sanayi organizasyonu, 2014 yılında tüm fintech oyuncuları arasına girmek için, büyük ve küçük arasında etkili iletişim ve kolaylaştırıcı iletişim arasında toplantılar organize etmek için kuruldu. Innovate Finance’in belirgin amaçlarından biri İngiltere’de kurulan düzenleyici inovasyonun uygun bir düzeyde ilerlemesini sağlamak.
Fintech’ler nasıl değer yaratabiliyor ve bunu paraya çevirebiliyor?
Günümüzde finansal hizmetler pek çok paydaşa sahip. Fintech geliştiricilerinden yatırımcılara kadar. Sonuç olarak her hizmetin kendi alıcısı ve müşterisi var. Bunu paraya çevirmenin en kapsayıcı yollarından biri fintech’in olağanüstülüğünü aramak değil endüstriyle uyumlu halde nasıl çalışabileceğini araştırmaktır.
Girişimcilerin fikirlerini farklılaştırmalarının pek çok yolu var. Daha iyi teknoloji, iş modelleri yaratma gibi… Fakat sektörün zor yönlerini anlama ve bunlarla işbirliği içinde mücadele etme herkese eşit derecede değer katacak.
Geleneksel finansal kurumlar gittikçe daha akıllı davranıyorlar. Fintech’in genel anlamda hayatı ve yaşam süresi nasıl değişiyor?
Teknolojinin hızla değiştiği bir dönemde sektörde birçok dinamik ortaya çıkıyor. Günümüzde eskinin yeniyle buluşmasının heyecan verici harmanını gözlemleyebiliyoruz.
Evet, geleneksel finansal kurumlar gittikçe daha akıllı hareket ediyor. Yatırımcılarla, daha fazla birlikte çalışıyorlar. Burada şüphesiz büyük bir fırsat var. Kurumsal yatırımcılar güçlü ve kazançlı ortaklıklar gerçekleştirebilir. Ancak işin güvenliğini göz ardı etmemeliler.
Önümüzdeki yıllarda fintech ekosistemi ülkelerin ekonomisine nasıl yardımcı olabilir?
Geçtiğimiz yıl Türkiye girişimcilik, kapsayıcılık ve uygulamanın merkezinde olduğu G20 Zirvesi’ne evsahipliği yaptı. Biz dördüncü olarak yeniliği eklesek de bu üç öncelik kesinlikle fintech’e uygun. Yatırım, ABD’nin tarihsel bir alan açtığı ve bizim önemine inandığımız bir alandır.
Yatırım, iş yaratma, refah ve büyüme için merkezi bir konumda bulunuyor ve eğer doğru yönetilirse finansal hizmetlerin sürdürülebilir hale dönüştürülmesine yardım edebilir.
Dünya Bankası bu yıl, aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanların ilk kez yüzde 10’un altına düştüğünü açıkladığında bunun önemli bir an olduğunu hissettim. Dünya Bankası’nın aşırı yoksulluğu 2030 yılında bitirme hedefi şu an için oldukça iddialı gözükebilir ama inanıyorum ki fintech buna yardım edebilir ve ben en önemli sonuç olan kapsayıcılığı oluşturarak yenilik, uygulama ve yatırıma teşvik etmeye devam ediyorum.
Ülkeler fintech’ten en büyük ölçüde yararlanmak, merkez olmak ve dalgaya öncülük etmek için ne yapabilirler?
Bir fintech merkezi olma ve uluslararası düzeyde öncülük, ortak sorumluluk ile ilgilidir. Örnek olarak fintech’i çok da kötü yapmayan İngiltere’yi gösterirsem; bu Avrupa ve Amerika ile bir dizi önemli ilişkinin büyük bir kısmını oluşturuyor.
Birleşik Krallık’ın Avrupa referandumuna bakacak olursak Avrupalı ve Amerikalı komşularımızla stratejik ortaklığımızın önemini ve sürdürülen gelişimi unutmuş bazı insanlar vardı. Biz; ekonomi, ticaret, teknoloji ve eğitim olmak üzere işbirliğini kapsayan tüm alanlarda kayda değer şeyler elde ettik.
Bütün bunlar başarılı ve sürdürülebilir fintech ekosistemine katkı sağlıyor ve bu yüzden diğer ülkelerle de güçlü ilişkiler geliştirmemiz gerekiyor.
İnsan ve düşünce çeşitliliği, benim desteklediğim ve pek çok rolüm içinde en başta gelen konu. Bence bu eğitimle başlıyor. Innovate Finance Open Üniversitesi ile bir fintech dersi oluşturmak için ortaklık kurdu. Tüm gençler için fintech’in ilerlemesi adına neyin gerekli olduğunu öğrenecekleri bir fırsat yaratırsak oldukça önemli sosyal ve ekonomik kazançlar elde ederiz.
Birleşik Krallık fintech politikalarını nasıl oluşturdu ve şu ana kadar alınan sonuçlar nasıl?
Birleşik Krallık Hükümeti, sürdürülebilir finansal hizmetler sektöründe sorumlu yenilikçiliği teşvik ederek ve doğru bir dokunuşla düzenleyici bir ortam yaratarak fintech’e niyetinin olduğunu gösterdi.
Politik manzaraya üç seviyede bakarsak: Startup, büyüme ve yükümlülükler… Son yıllarda Hazine ve şu anki hükümet tarafından uygulanmakta olan anlamlı değişimi görmek mümkün. SEIS gibi vergi muafiyeti teşviklerinin bir sonucu olarak çekirdek yatırım yapabileceğimiz benzersiz bir ortama sahibiz. Aslına bakarsanız UKTI’nin son raporunda yabancı direkt yatırımlar İngiltere’de yüzde 50 arttı ve İngiltere yatırımda dünya üçüncüsü oldu.
Hükümetin yabancı yatırımlar için proaktif desteği, hem fintech sahasına yeni girenler hem de büyük oyuncular için var olan engellerin kaldırılmasına odaklandı.