İlk olarak Niştantaşı’nda hizmete giren ve daha sonra Avustralya ve Bursa’da da açılan MOC’un kurucu ortağı Deniz Yıldız Düzgün, 3. nesil kahvecilik hakkında merak edilenleri Fortune Türkiye’ye anlattı.
MOC’un yakaladığı başarının tesadüf olmadığını söyleyen Deniz Yıldız Düzgün, “İşini iyi yapıyorsan, işinde başarılıysan ve en önemlisi severek işini yapıyorsan o başarı tesadüfen gelmiyor. Burada şans da çok önemli bir unsur. Doğru iş, doğru ekip, kaliteli ürünler ve şans. Bunların hepsi bir araya gelince başarı da kendiliğinden oluşuyor.” dedi.
Aynı zamanda dünyadaki sınırlı sayıda SCAE (Avrupa Nitelikli Kahve Birliği) eğitmeni olan Deniz Yıldız Düzgün, 3. nesil kahvecilik konusunda eğitim almak isteyenlere kapılarının açık olduğunu söyledi.
MOC’un kurucu ortağı Deniz Yıldız Düzgün’le gerçekleştirdiğimiz söyleşinin devamı:
MOC’u açma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bundan 3 sene önce diğer ortağım Jimmy Arslan’la beraber bir gün oturuyorken, benim böyle bir hayalim olduğundan bahsettim. Avukatlık mesleğini yaparken bundan ziyade daha çok insanlarla sıkı fıkı olabileceğim, insan ilişkilerinin ön plana çıkacağı bir iş yapmak istedim. Ortağım Avustralya’da yaşıyor. Türkiye’deki kahve açığının farkındaydı. Birlikte iş yapmayı teklif etti. Burada olamayacağını ama her zaman destek olacağını söyledi. Avustralya’ya özgü bir şeyler yapmayı teklif etti. Kahvenin inceliklerini bildiği için bilgi ve birikimlerini buraya yansıtacağı sözünü verdi. Tamam dedim ve başladık.
Böyle bir başarı yakalayabileceğinizi tahmin ediyor muydunuz?
İşini iyi yapıyorsan, işinde başarılıysan ve en önemlisi severek işini yapıyorsan o başarı tesadüfen gelmiyor. Burada şans da çok önemli bir unsur. Doğru iş, doğru ekip, kaliteli ürünler ve şans. Bunların hepsi bir araya gelince başarı da kendiliğinden oluşuyor. Bundan sonra iyi bir sosyal ilişkiler ağı yakaladıktan sonra ve insanlara samimiyeti gerçekten hissettirdikten sonra zaten geliyor gerisi.
MOC’a yeni gelen misafirleriniz MOC’u nereden keşfettiklerini söylüyorlar?
Biz şimdiye kadar hiçbir halkla ilişkiler (PR) şirketiyle anlaşmadık. Bizim reklam yapmak gibi bir ihtiyacımız olmadı. Bizim PR’ımızı buranın müşterisi yaptı. Instagram’dan, Facebook’tan yapılan paylaşımlar etkili oldu. Arkadaşlara verilen tavsiyeler, çevrede oturan yazarlar ve blogger’ların burayla ilgili olumlu şeyler yazması MOC’un başarılı olmasında etkili oldu. Buraya gelen misafirlerimiz yurtdışında içtikleri kahveyi MOC’ta bulduklarını söylüyorlar. Doğru ürün ve kaliteli bir iş ortaya çıkınca insanlar bir şekilde geri dönüşümünü size sağlıyor.
Misafirlerinizin en beğendiği ürünler hangileri?
Espresso bazlı kahvelerimizi çok beğeniyorlar. Özellikle MOC’a özgü Cafe Miel var, tarçın ve balla yapılıyor.. Zebra Mocha ve soğuk damıtma yöntemiyle yaptığımız Cold Brew baya tuttu. 24 saat damıtılarak yapılıyor Cold Brew. 24 saatin sonunda ikram ediyoruz misafirlerimize.
Avustralya’da ve Bursa’da yeni bir şubeniz açıldı. Burayla ilgili gelen yorumlar nasıl?
Avustralya’daki şubeyi benim ortağım Jimmy Arslan açtı. MOC’un İstanbul’daki şubesinin tuttuğunu görünce Sydney’de yatırım yapmak istedi. Bursa’da açılan şubemizle ilgili de gayet güzel geri dönüşümler alıyoruz. Ben buradan çıkan kahve standardının Bursa’yla aynı olmasını istedim. Baristaları da o şekilde yetiştirdik. Bursalılar burada içtikleri kahvenin aynısını orada içebiliyor.
İstanbul’da veya Türkiye genelinde yayılmayı düşünüyor musunuz?
Çok kısa bir süre sonra Türkiye’nin birçok yerinde MOC’u göreceksiniz. Hatta dünyada göreceksiniz. İstanbul’da da Anadolu yakasından Nişantaşı’na MOC’a gelen çok müşterimiz var. Bize ciddi anlamda kızıyorlar. “Neden Anadolu yakasına da açmıyorsunuz?” diyorlar. Şu an bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
3. nesil kahvecilik ne demek? Bunun Türkiye’deki yeri nedir? Önümüzdeki senelerde bu anlayışı daha mı sık duyacağız?
İngiltere ve Avustralya gibi ülkeleri baz alırsak biz Türkiye olarak biraz daha geriden takip ediyoruz. 3. nesil kahve akımı kahvenizin tarladan bardağa gelişini bildiğiniz kahve demek. 13 farklı kahve çekirdeği var MOC’ta. Gelen kahve çekirdeklerinin hangi bölgede, hangi tarlada yetiştiğini, nasıl toplandığını, nasıl kurutulduğunu biliyorum. Buraya geldikten sonra kavurmasını biz yapıyoruz zaten. Barda da bizim gözlemimizde bardakla buluşuyor. Kavuruyoruz, öğütüyoruz ve bara giriyor. Tamamen taze. 3. nesil kahve akımının Türkiye’deki öncüsüyüz diyebilirim.
Diğer kahve dükkanlarıyla bilgi ve birikiminizi paylaşıyor musunuz?
MOC Akademi’de yetiştirdiğimiz baristaları bazı kahve dükkanlarında görevlendiriyoruz. Ayrıca kahve tedariği de sağlıyoruz. Kendi karışımımız neyse isteyen kahve dükkanlarına aynı karışımı yaratıyoruz.
Türkiye’de ve dünyada sınırlı sayıda sınırlı sayıda SCAE eğitmeni var. Siz de bu eğitimi aldınız. SCAE nerelerde geçerli?
SCAE, Avrupa ve Amerika’da geçerli. Avrupa nitelikli kahve birliği deniliyor. Buranın amacı kadar çok kahve bilinci artarsa, kahve tüketimi de o kadar artar düşüncesinden çıkıyor. Dünyada belirli ve sınırlı sayıda eğitmen yetiştiriyorlar. Evet, ben de burada eğitim aldım. Baristalık eğitimini aldım, kahve eğitimini ve kavurma eğitimini aldım. Daha sonra Londra’ya giderek oradaki sınavımı da geçtim ve eğitmen oldum. Sınırlı sayıdaki eğitim verenlerden biriyim. Barista eğitimleri vererek öğrencilerimize sertifika veriyoruz.
MOC Akademi’deki gelişmeler ne yönde? Eğitimi almak isteyenlerin sayısında artış var mı?
Çok fazla talep geliyor. Bu yüzden kurduk MOC Akademi’yi. Biz burada barda nasıl kahve yapıyorsak öncelikle bunun temel bilgilerini veriyoruz. Belirli bir süre sonra da eğitim verdiğimiz kişi kendi kahve yapmaya başlıyor. Eğitimin sonunda da sertifikamızı veriyoruz.