Tünel’den çıkıp Galip Dede Caddesi’nde yürürken solunuzda kalan gizlenmiş Robin’s, Galata Kulesi’ne bakan camekanlı terasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Bir abla-kardeşin, otel dekorasyonları yapan iç mimar Yeşim Aslaneli ile Fransa’daki Le Cordon Blue’da aşçılık eğitimi almış Bilal Mert’in 10 yıllık hayallerini gerçekleştirmek için açtığı mekan, yemekleri dışında gece eğlenceleriyle de Galata’nın son zamanlarda en popüler mekanları arasında yerini alıyor.
Mekanın ismi dikkat çekici. Mert, Türkiye’de kızıl gerdan denilen “European Robin” kuş türüne olan merakından ötürü bu ismi seçmiş. Restoranın müşteri profili oldukça geniş. Gençler de orta yaşlılar da geliyor. “Modern ve şehirli, yemek yemekten zevk alan, yemek yerken bunu keyif haline getirmiş insanlar” olarak tanımlıyor Aslaneli müşterileri. Galata’da oldukları için de sıklıkla turist ağırlıyorlar.
Zarif ve sofistike yemek anlayışıyla “fine-eating” konseptini benimseyen Robin’s’in menüsü Fransız mutfağı ağırlıklı. Yemekler aşırı kalorili değil. Kullanılan ürünler de farklı yörelerden geliyor. Mevsime göre menü çeşitlilik gösteriyor, ekleme ve çıkarmalar yapılıyor. Örneğin enginar en körpe olduğu zamanda Karaburun’dan getiriliyor, peynirler de İzmir’den… Reçeller tam anlamıyla ev yapımı, anneleri tarafından hazırlanıyor. Menüde mevsim dışı bir yemek bulundurmamaya özen gösteriyorlar.
Ördek, kuzu, dana etli yemekler dışında, deniz ürünü tercih edenler için de karides, ahtapot, somonlu yemekler mevcut menüde. Bunlar klasik gibi görünse de, şef Mert kendi yorumlayarak sunuyor her birini. Mesela ahtapot oldukça ilginç çünkü belki de birlikte düşünmeyeceğiniz kıyma ile servis ediliyor ve oldukça da lezzetli. Mert, Türk yemeklerinden de lezzetlere yer vermiş menüde; yuvarlama ve imam bayıldı Mert’in farklı yorumuyla menüde yerini almış.
Tatlıseverler için özel seçenekler var
Robin’s’te tatlıseverler için özel seçenekler var. Dikkat çekenlerden biri şampanya çorbası. Çukur bir tabakta çorba gibi servis edilen tatlı, çilek kıtırları, şeftali sorbe, beyaz çikolata ve şampanya ile yapılıyor. Yediğinizde hem şampanya tadını hem de meyvelerin mayhoşluğunu birlikte alıyorsunuz.
Mekanda kahvaltı da oldukça geniş bir menüde sunuluyor. Açık havada Galata Kulesi manzarasıyla farklı bir kahvaltı yapmak için yerinde bir tercih Robin’s. Haftanın her günü, her saat hizmet veren mekanda kahvaltının yanı sıra pancake, atıştırmalık yiyeceklerden oluşan bir brunch menüsü de mevcut.
Mekanın diğer dikkat çeken yanı da, açıldığından itibaren devam eden canlı DJ performansları. Abla-kardeş olarak hayallerini hayata geçirmek için yola çıktıklarını söylüyor Aslaneli. Açıldığı şubat ayından beri de gidişatın oldukça iyi olduğunu ve daimi müşteriler edindiklerini söylüyor. Eğer Robin’s’te başlangıçtan tatlıya kadar tüm serüveni yaşamak istiyorsanız, kişi başı 150-200 lira gibi bir hesapla karşılaşıyorsunuz. Galata’ya uğrarsanız, Robin’s’e en azından bir şampanya çorbası için de olsa uğramadan geçmeyin.