Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Dövizdeki yükselme CIF fiyatlarındaki değişiklikleri hesaba kattığımızda 21 kuruşluk indirimin şu ana kadar birebir yansıdığını gördük. Yani Genova piyasasındaki 21 kuruşluk indirim aynen buraya da yansıdı, motorin ve benzinde bunlar tabii ki değişiklik arz ediyor. Dalgalandığı kadar otomatik fiyatlama mekanizması 3 gün sonra takip etmek kaydıyla bu fiyatlara yansıyacak” dedi.
Bakan Yıldız, NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
IŞİD’le ilgili bir soru üzerine Yıldız, IŞİD’in yalnızca Kuzey Irak’ta değil Irak’ın tamamında istikrarı tehdit ettiğini söyledi. Türkiye’nin Bağdat ile anlaşmaları ve Kuzey Irak’la yaptığı sözleşmeler çerçevesinde istikrarın normalleştiğini belirten Yıldız, “Ancak IŞİD’in son oluşturduğu durum, tabii ki enerji projelerini etkilemektedir. Ama bütün otoriteler, başta karşı çıkanlar şu anda Türkiye’nin yaptığı bu sözleşmenin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Çünkü sözleşme şunu kapsıyor; Irak’ın hangi bölgesinde olursa olsun Irak’ın tamamına ait olan petrolün Kuzey Irak’ta da yalnızca çıkartılan petrol olmadığını, aynı zamanda Irak’ın tamamına ait olduğunu vurguladı” dedi.
Kerkük ve Musul civarında oluşan IŞİD tehdidinin enerji sektörü açısından sıkıntılar oluşturduğunu ifade eden Yıldız, Türkiye’nin Kuzey Irak’a sevkıyatının devam ettiğini, üretilen petrolün de iletimi konusundan sıkıntı yaşanmadığını anlattı.
Bakan Yıldız, şunları kaydetti:
“Bir kısım petrol sahalarının zamanında ele geçirildikten sonra tekrar peşmergenin kontrolüne girmiş olması petrol sevkıyatını artırdı. Normalde günlük 100 bin varil civarındaki sevkıyat, şu anda 240 bin varile kadar çıkmış durumda ve dün itibarıyla 18 milyon varillik sevkıyat gerçekleşti, 25. kargomuzu da oradan yükledik. Sevkıyatın problemsiz devam etmesi için çalışıyoruz. Bu yaklaşık 1,5 milyar dolardan daha fazla bir ciro. Yani şu günlerde Irak’ın çok daha fazla gelire ihtiyacı var. Biz şu an sevk edilen petrolün en az 7 katı kadar daha sevk etmeye hazırız. Depolama açısından değil sevkıyat açısından uygunuz. (Ceyhan’daki) 2,5 milyon varillik depolama kapasitemizi sabit tutuyoruz.”
“Kobani’deki vatandaşların hukuku bizi ilgilendirir”
Bakan Yıldız, ABD’nin eski Bakü Büyükelçisi ve Turkas Yönetim Kurulu üyesi Matthew Bryza’nın, “Kuzey Irak petrolünün Türkiye’deki çözüm sürecini kolaylaştıran bir etkisi oldu. Türkiye stratejik netlik ortaya koymazsa barış sürecinin devamı zor olabilir” açıklaması hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu yorumun o kısmına katılmadığını söyledi. Türkiye’nin stratejik netlik açısından son derece açık, şeffaf ve anlaşılabilir şeyler söylediğini aktaran Yıldız, Suriye’nin tamamıyla ilgili yalnızca Kobani ile alakalı değil. Kobani sürecinden sonraki yapılanmasıyla da alakalı temel bir çözüm önerdiğini ifade etti.
Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kara birliklerine güvenemeyen Suriye rejimi havadan bombalayarak 300 bin mazlumun canına kıydı. Şimdi eğer bizler dünya ve insanlık olarak ekonomiyi globalleştirmeyle alakalı harcadığımız bütün bu çabaların yarısını insanlığın globalleşmesiyle alakalı harcamış olsaydık bunlar olmazdı. Suriye içinde konuşlanacak ve sınıra olan mesafesi farklı olan, ister 5 kilometre olsun, ister 25 kilometre olsun ama o bölge içerisinde şu ana kadar 1,8 milyon insan oradan Türkiye’ye akın etti. En son 200 bin kişi biliyorsunuz Kobani saldırısından sonra geldi. Sayın Başbakanımızın bu hususla alakalı açıklamaları ve strateji aslında son derece net. Herhangi bir tampon bölge konusuna girmeden ama BM kararıyla desteklenebilecek bir yapının burada kalıcı olduğuna inanıyoruz. Kimyasal silah kullanmadan önce orada ölen 250 bin insanın makul bir gerekçeyle öldüğünü söyleyebiliriz miyiz? Bu olmaz. Kobani’deki vatandaşların hukuku bizi ilgilendirir, biz oraya da kayıtsız kalmış değiliz ama kara birlikleri Türkiye’den, biz de havadan girelim derseniz bu meselenin tamamını çözmüş olmaz. Uçuşa yasak bölgenin Suriye rejiminin art niyetlerini nötralize edeceğini, bir kenara koyabileceğini ve güvenli bölgeyle alakalı yapının da oradaki insani değerleri ortaya koyabileceğini ve bunun da çok net anlaşılması lazım geldiğini söylerim.”
“21 kuruşluk indirim birebir yansıdı”
Bakan Yıldız, petrol fiyatlarındaki gelişmelere ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ham petrol varil fiyatının 115-118 dolar civarına çıktığında spekülatif kazançlar içerdiğini, 100 dolar ve altında olması gerektiğini vurguladı. Şu anda 85-86 dolar olan petrol varil fiyatlarının, Türkiye’ye fayda sağlayacağına dikkati çeken Yıldız, bu düşüşün teknik ve siyasi gerekçelerinin olduğunu dile getirdi.
Yıldız, şunları kaydetti:
“Akaryakıt fiyatlarında malum 3 defa üst üste indirim oldu ve 2005 yılından bu tarafa herhangi bir siyasi karar olmaksızın da otomatik fiyatlama mekanizmasıyla beraber kendi halinde bir formül çerçevesinde dalgalanıyordu. Yalnız şunu unutmamamız lazım: Ham petrol varil fiyatlarında yüzde 24,5’luk, yüzde 25’lik bir düşüşün aynı şekilde petrol ürünlerinde dünyada düşmediğini görüyoruz. Biz Akdeniz havzasınca, Genova piyasasında ve bütün Akdeniz’e komşu ülkelerle beraber Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bulunduğu bir piyasada bulunuyoruz. Burada CIF fiyatları itibarıyla baktığımızda yüzde 17’ler civarı düşen ve yine yurt dışının döviz fiyatlarını, dövizdeki yükselme çünkü biz dolarla alıp, TL’yle satıyoruz. Dövizdeki yükselme CIF fiyatlarındaki değişiklikleri hesaba kattığımızda 21 kuruşluk indirimin şu ana kadar birebir yansıdığını gördük. Yani Genova piyasasındaki 21 kuruşluk indirim aynen buraya da yansıdı, motorin ve benzinde bunlar tabii ki değişiklik arz ediyor. Dalgalandığı kadar otomatik fiyatlama mekanizması 3 gün sonra takip etmek kaydıyla bu fiyatlara yansıyacak. Ama bilmemiz lazım ki tekraren hatırlatıyorum, yalnızca ham petrol varil fiyatlarına bakarak benzin ve motorin fiyatlarını tahmin etmek tek başına yeterli olmayacaktır.”
“Her indirim zararımızın indirilmesi için kullanılacak”
Yıldız, doğalgazda da bir indirim olması ve bunun vatandaşa yansıyıp yansımayacağının sorulması üzerine, şöyle dedi:
“Şimdi Türkiye’nin özellikle ham petrol varil fiyatlarına endeksi ama 6 ay ila 9 ay sonrasında yansıyan bir yapısı var. Önümüzdeki yılın özellikle 5-6. aylarında 2015’in şu anki fiyatların faz farkıyla uygulandığı bir formülasyon da çok daha bunun olumlu tesirini göreceğiz. Ancak unutmamız gereken önemli bir husus var. Biz hala son yapılan fiyat düzenlemelerine rağmen aldığımız fiyatın daha altında satıyoruz. Bu BOTAŞ’ın normalde bırakın kar hedeflerini, orta vadeli programda Hazine’nin bize verdiği kar hedeflerini bırakın normalde kendi vergilerini ödeyecek yapıyı bile kurgulamaya yetmiyor.”
Vatandaş ve sanayicinin yararına yapılan çalışmalar nedeniyle BOTAŞ’ın 2 milyar lira zarar ettiğini belirten Yıldız, “Her indirim bizim bu zararımızın indirilmesiyle alakalı kullanılacak. Yani biz zaten şu anda zarar ediyoruz. O zararın giderilmesiyle alakalı kullanılacak ama bu rakamlar bir müzakere sürecini içeriyor. Biz indirim talep etmekte haklıyız ama bu indirimin miktarı ne kadar olacak bunu hep beraber göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“Al ya da öde uygulaması bitecek”
Doğalgazda “al ya da öde uygulamasına” ilişkin bir soruyu yanıtlayan Yıldız, uygulamanın Rusya Federasyonu ile geçen yıl sonlandırıldığını, İran ile bu yıl sonunda sıfırlanacağını bildirerek, “Azerbaycan ile de 2015 yılında tamamlıyoruz. Bu şu demek: Bizim parasını verip de almadığımız hiçbir doğalgaz miktarı kalmamış olacak. Yani biz almadığımız doğalgaza para mı ödüyoruz deniyor? Bunun avans ödemeleri vatandaşımızın cebinden çıkacak temelli sürekli bir para olmadığının bilinmesi lazım, hamd olsun bu süreci de iyi yönettiğimiz kanaatindeyim” diye konuştu.
Doğalgaz tedarikinde bir sorun yaşama ihtimali bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Yıldız, şunları söyledi:
“Böyle bir ihtimal var, ama özellikle son bir hafta içerisinde Avrupa Birliği, Ukrayna ve Rusya’nın üçlü beraber yaptığı toplantılarda bir kısım ilerlemeler kaydedildi. Bazı fiyat revizyonları içerisinde bulundular, Rusya ve Ukrayna’ya karşı bir kısım karşılıklı adımlar atıldı ama buna rağmen sayın Putin’in önceki gün açıklamasında böyle bir ihtimalin olduğundan bahsedildi. Şimdi düşünün biz enerjinin yarısını doğalgazdan üretiyoruz onun yarısını Rusya’dan alıyoruz, onun yarısı da Batı hattından yani Ukrayna üzerinden geliyor. Bu, bizim enerji kaynağımızın yüzde 12,5’ini Batı hattı yani Ukrayna hattı oluşturuyor demek, bu çok ciddi bir rakam, önemli bir rakam. Benim şahsen öngörüm böyle bir krizi inşallah yaşamayız ama böyle bir ihtimal var mı derseniz Ukrayna’dan kaynaklanabilecek böyle bir ihtimal var.”
Bu tür bir sıkıntının aşılması için ne tür bir alternatif üzerinde çalışıldığı yönündeki soruyu yanıtlayan Yıldız, Türkiye’nin enerji kaynaklarının tümünü özellikle aralık ve ocak ayında kullanması gerektiğini vurguladı. Yıldız, “Böyle bir sıkıntıyı inşallah dediğim gibi öngörmüyoruz. Allah’ın izniyle inşallah bunları da aşacağımız kanaatindeyim. Ama en önemlisi Ukrayna’dan gelecek doğalgaz miktarıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Tasarıyı Meclis’e sevk ediyoruz”
Bakan Yıldız, Torba Yasa’da öngörülen düzenlemelere uygun olmadığı için kapanan maden ocaklarına yönelik yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, bu konuda yasada bulunan maddenin TBMM’de muhalefet partilerinin tepkisi nedeniyle çıkarıldığını anımsattı.
Yıldız, şöyle konuştu: “Aynı önergemiz hazır ve inşallah bizim Maden Kanunu ile alakalı bir kısım harçların, bir kısım madenciliğin daha da genişletilmesiyle alakalı kanun tasarısını inşallah Meclis’e sevk ediyoruz. Onun içerisine bunu koyacağız ve bazı acil yatırımlarımızı engelleyen konularda başta olmak üzere onun içerisinde bunu gerçekleştireceğiz. O açıdan işverenle, işçi birbirinin ayrılmaz parçasıdır, her ikisinin hakkını koruduğumuz kadar işletmeler açık kalır. 4 bin 500 civarındaki işçi kardeşimizin işi bırakmış olmasına ve işverenin de bu işine ben son vereceğim demiş olması tabii ki bizim için sıkıntılı bir durumdur. Hamd olsun işverenlerimiz bu açıklamalarımızdan sonra iş yerlerini açmaya başladılar. Bu düzenlemeyi de tahmin ediyorum 1 ay içerisinde yani kasım ayının sonuna kadar da Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun gündemi müsait olması halinde çıkartacağımız kanaatindeyim.”
“Maliye Bakanımızın açıklamasında herhangi bir tezat yok”
Yıldız, Eti Maden’e ait tesislerin özelleştirilmesine yönelik bir programın bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu yanıtlarken şunları kaydetti:
“Borla alakalı herhangi bir özelleştirme programını taşımıyoruz, boru özelleştirmeyeceğiz. Bununla alakalı borun cirosunu, borik asidin ve diğer bütün bor türevlerini artırmak için gayret ediyoruz. Bakın Eti Maden 687 milyon dolar civarında ciro yaptı geçen yıl, 687 milyon lira civarında kar etti yani bu kamu açısından stratejik olan borun işlenmesi açısından da son derece önemli. Maliye Bakanımızla yaptığımız açıklamaların birbirine tezat oluşturup, oluşturmadığı soruluyor. Maliye Bakanımız ‘biz boru özelleştireceğiz’ diye bir açıklama yapmadı. ‘Borun bir kısım kalemleriyle alakalı özelleştirme programında olup olmayacağını Enerji Bakanlığından görüş alıyoruz ve o görüşten sonra bu yollara gideceğiz, ona karar vereceğiz’ dedi. Biz Maliye Bakanlığına olan görüşümüzde borun kamuda kalmasıyla alakalı son derece net bir mesaj veriyoruz. Bunu hem kamuoyuyla paylaşıyoruz, hem de Bakanlığımızla. O yüzden Maliye Bakanımızın açıklamasında herhangi bir tezat yok.”
Borla alakalı bir özelleştirmenin söz konusu olmadığını vurgulayan Yıldız, “Ancak borun üretilmesiyle alakalı bir kısım hizmetlerin alınması, bir kısım modern teknolojik makinelerin alınmış olmasını borun özelleşmesi olarak takdim etmek yanlış. Biz teknolojinin her türlüsünü her seviyesinde alıyoruz, bununla alakalı herhangi bir sıkıntımız da yok. Bunun adını bor özelleşmesi diye koymak bir istismar kalemidir diye düşünüyorum” dedi. Bakan Yıldız, başka bir soru üzerine petrol aramalarının Batman, Adıyaman ve Diyarbakır’da yoğunlaştığını belirterek, “Hele hele kaya gazıyla alakalı Diyarbakır Sarıbuğday-1 ve 2 kuyularını yurt dışı firmalarıyla beraber buluyoruz. Trakya’daki bir kısım doğalgaz rezervlerinin olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Kaya gazı aramaları konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Yıldız, Türkiye’nin kaya gazı konusunda 2023 yılına kadar ciddi adımlar atmasını istediklerini, bunun için yerli ve uluslararası firmaları teşvik ettiklerini sözlerine ekledi.
Taner Yıldız: 21 kuruşluk indirim aynen yansıdı
By Fortune Türkiye