“4 yıllık seçimsiz dönemde hızlı bir büyüme dönemi yaratmalıyız”

By Fortune Türkiye

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sabancı, “Haziran ayından sonraki dört yıllık seçimsiz dönemde ekonomiye odaklanarak, gerekli düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesiyle yeniden hızlı bir büyüme dönemi yaratmalıyız” dedi.
 
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, haziran ayındaki seçimlerden sonra, dört yıllık seçimsiz bir döneme gireleceğini belirterek, “Bunu bekliyoruz. Bu dönemde ekonomiye odaklanarak, gerekli düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesiyle yeniden hızlı bir büyüme dönemi yaratmalıyız” dedi.
 
Sabancı Holding’in 2014 yılı sonuçlarını açıkladığı ve 2015 yılı hedeflerini paylaştığı Yıllık Paylaşım Toplantısı’nda konuşan Sabancı, 2015’te ABD’de büyümenin yüzde 3’e yakın olacağının tahmin edildiğini söyledi.
 
Son haftalardaki ekonomik ön göstergelerin hafif bir yavaşlamaya işaret edebileceğini ama temelde ABD’de büyümenin hız kazandığını ifade eden Sabancı, “Faiz artırımının zamanlaması konusunda hala belirsizlik olmakla beraber küçük bir artışın kendilerini iyi yöneten gelişmekte olan ülkeleri artık fazla etkilemeyeceği görülüyor. Almanya’da büyüme ciddi bir duraklamadan sonra yeniden hızlanıyor. Fransa’nın da son rakamları beklenenden biraz daha iyi görünüyor. Ayrıca Yunanistan 4 aylık bir ‘müzakere süresi’ kazandı. Bunlar Avrupa ve dolayısıyla Türkiye için iyi haberler. Çin’de önümüzdeki yıllarda büyüme yüzde 7’yi geçerse sürpriz olur. Belli bir yavaşlama kaçınılmaz, iç borçlar çok arttı. Ama sert bir yavaşlama beklenmiyor” değerlendirmesini yaptı.
 
Bu yıl için yapılan büyüme tahminlerinde petrol fiyatlarındaki düşüşün, büyümeyi özellikle “gelişmiş ithalatçı” ekonomilerde tahminlerin üstüne çıkarmasını beklediğini beliten Sabancı, şöyle konuştu:
 
“2015 yılının daha sonraki seçimsiz bir dönemin ‘geçiş yılı’ olacağı görülüyor. Yaklaşık iki yıldır ülkemiz bir seçim atmosferinde bulunuyor. Seçimler tabii ki demokrasilerin vazgeçilmezidir. Dolayısıyla, barış, huzur ve demokratik olgunluk içerisinde seçim sürecinin gerçekleşmesini bekliyoruz. Haziran ayındaki seçimlerden sonra, dört yıllık seçimsiz bir döneme gireceğiz. Bunu bekliyoruz. Bu dönemde ekonomiye odaklanarak, gerekli düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesiyle yeniden hızlı bir büyüme dönemi yaratmalıyız. Bu bağlamda barış sürecine dair geçen haftasonu atılan adımları çok önemsiyoruz. Sürecin başarıyla devam ettirilmesinin, toplumsal ve ekonomik gelişimimize büyük bir ivme kazandıracağına inancımız devam ediyor. Bundan vazgeçmemeliyiz.”
 
 
 
“Yılın ikinci yarısında bir fırsat penceresi olabilir”
Türkiye ekonomisine bakıldığında bu yılın ilk iki ayına ilişkin verilerde düşüklük olsa da 2014’e kıyasla daha güçlü bir büyüme yaşanacağı yönünde genel bir beklenti olduğuna dikkati çeken Sabancı, iç talebin ılımlı şekilde toparlanmasını, dış talebin ise zayıf seyrini korumasını beklediklerini söyledi.
 
Geçen yıl gerileyen tarımsal üretimin de iklim koşullarının uygunluğuna bağlı olarak büyümeye pozitif katkı sağlayacağının öngörüldüğünü ifade eden Sabancı, “Her ne kadar, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yılın ikinci yarısında faiz artışına başlama ihtimali Türkiye’ye yönelik bir risk oluştursa da Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) uygulamaya başlayacağı parasal genişleme programının Fed etkisini sınırlaması ve Türkiye ekonomisine sermaye girişinin sürmesi de olasıdır” dedi.
 
Petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi beklentisinin 2015 yılında enflasyon oranına aşağı yönlü olumlu katkı yapacağına inandıklarını dile getiren Sabancı, “Kurlarda yükseliş, petrol ve emtia fiyatlarında düşüş ve devam eden makro tedbirler de cari açıkta iyileşmeye destek olacak görünüyor. Bu yıl bütün bunlardan dolayı özellikle yılın ikinci yarısında bir fırsat penceresi olabilir. Orta Vadeli Programın, uzun vadeli bakış açısını olumlu buluyor; açıklanan reformların önceliklendirilmiş bir plan içerisinde ‘en geç’ seçim sonrası uygulanmasını bekliyoruz. Ancak bu şekilde daha yüksek bir büyüme ve kişi başına düşen gelirde 10 bin dolardaki duraklamadan sıçramayı sağlayabiliriz” değerlendirmesini yaptı.
 
Bu sıçramanın ancak yeni teknolojilerle desteklenerek gerçekleştirebileceğine dikkati çeken Sabancı, şöyle konuştu:
 
“Şu anda gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkeler bu konuda çalışıyor. Dünya liderleri dijital dünyanın iş dünyasına etkileri, tehditleri ve fırsatları konusunda özel brifingler alıyorlar. Dünyada gelişen teknolojilerden kaynaklı büyük bir dönüşüm yaşanıyor ve bu noktada, herkesin ‘biz bu yeni dünyanın neresinde olacağız?’ sorusunu yanıtlaması gerekiyor. İş dünyası ve şirketler açısından baktığımızda, oluşan beklentileri karşılayan, hatta birkaç adım ötesinde, bu dünyaya yeni bir pencere açanlar öne çıkıyor. Bu noktada da yakalayabileceğimiz önemli bir fırsat var. Türkiye de ancak bu yeni teknoloji devrimine entegre olabilirse, hızlı büyüyebilir.
 
Dünya Ekonomik Forumu Toplantıları kapsamında dünyanın dev şirketlerinin yöneticilerine soruldu: Jeopolitik riskler dışında, geceleri uykunuzu kaçıran nedir? Hepsi ortak yanıt olarak: Teknolojik gelişmelerin mevcut iş modellerine olan distruptive (yıkıcı) etkilerini nasıl yöneteceğimizi ve bu tehdidi nasıl fırsata çevireceğimizi düşünmekten uykusuz kalıyoruz” dediler. Buradan da anlıyoruz ki; tüm dünya teknolojik gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyor. Biz de bu yarışın dışında değiliz.”
 
Güler Sabancı, dijitalleşmenin bugün sosyal ve kurumsal hayatın her alanını etkisi altına almış olduğuna işaret ederek, Sabancı Topluluğu olarak, global anlamda iş yapış biçimlerine yön veren teknolojik trendleri yakından takip ettiklerini, planlarını bu doğrultuda şekillendirdiklerini söyledi.
 
Yüksek teknolojinin egemen olduğu bu yeni çağda, Sabancı Topluluğu’nun tüm şirketleriyle değişimin bir parçası olmaya, hatta bu değişimi yönetmeye, bu değişimin önünde koşmaya çalıştıklarını dile getiren Sabancı, “2014’ün sonunda temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz ve sanayi-üniversite iş birliğine farklı bir model getiren Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, bizim bu yöndeki gayretimizin canlı bir kanıtıdır. Sabancı çatısı altında bu gibi değerli projeler üretmeye ve üretenleri her anlamda desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
 
 
 “Bize düşen en önemli görev, uygulamalara odaklanmak ve harekete geçmek”
İnsana verdiklerin değerin, kendilerini inovasyon ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda da daha aktif olmaya teşvik ettiğini söyleyen Sabancı, “İnsanı odağına alan bir topluluk olmanın getirdiği sorumlulukla, bugün sürdürülebilirlik kavramını tüm üretim ve iş süreçlerimizin merkezine yerleştirmiş durumdayız. Attığımız her adımda; uygulamalarımızın çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkelerine uygunluğunu titizlikle değerlendiriyoruz” dedi.
 
Sabancı, konuşmasına şöyle devam etti:
 
“2015 Paris Toplantısı’nın da tüm dünyada iklim değişikliği ile ilgili, dolayısıyla sürdürebilirlik açısından bir milat olmasını bekliyoruz. Bu çerçevede şirketlerimiz, gerek sürdürülebilirlik alanındaki son derece başarılı uygulamalarıyla, gerekse ses getiren kurumsal sosyal sorumluluk projeleri bize gurur veriyor. Örneğin; tek damla yakıt kullanmadan, sadece güneş enerjisiyle dünya turu atacak dünyanın ilk uçağı Solar Impulse, bu hafta Abu Dhabi’de havalanıyor. Sürdürülebilirlik alanında tarih yazacak Solar Impulse’a Türkiye’den tek destekçi ise, Brisa. Diğer yanda, Türkiye’de otobüs ve midibüs pazarında liderliğe oynayan Temsa, önümüzdeki dönemde kendi üretimi olan elektrikli otobüsünü yakında pazara sunacak. Sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirme aşamasında ise inovasyon devreye giriyor. Sabancı olarak, son 10 yıldır içselleştirdiğimiz inovasyon kültürümüz önemli bir aracımızdır. Sabancı Topluluğu’ndaki arkadaşlarım değişime açık, müşteriyi odağına alan bir anlayışla iş süreçlerine farklı ve etkin yaklaşımlar geliştiriyorlar.
 
Diğer yanda, dönem başkanlığını Türkiye’nin devraldığı G20 zirvesi, hem Türkiye ekonomisinin küresel rekabet gücünü, hem de büyümenin çevresel ve sosyal yönden sürdürülebilirliğini artıracaktır. Ticaret Grubu Başkanlığı’nı yürüttüğüm B20 toplantıları da, ülkemizin liderliğini ortaya koyacağı platformlar olarak son derece önemlidir. G-20 sürecinin başında da ifade ettiğim gibi, burada bize düşen en önemli görev, uygulamalara odaklanmak ve harekete geçmektir. Sayın Babacan’ın da söylediği gibi, fark yaratacağımız nokta bu olacaktır.”
 
 
 
 “Bizim için kadın bir gün değil, her gün değerlidir”
İçinde bulundukları haftanın ayrı bir önemi olduğuna dikkati çeken Sabancı, “8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayacağız. Ama şunun da altını çizmeliyiz ki, ‘bizim için kadın bir gün değil, her gün değerlidir’. Sabancı Holding olarak, Birleşmiş Milletler’in ‘Kadını Güçlendirme Prensipleri’ni Türkiye’de ilk imzalayan şirketiz” dedi.
 
Kadının iş hayatındaki ve toplumdaki rolünün güçlendirilmesini en önemli hedeflerinden biri olarak belirlediklerini vurgulayan Sabancı, şunları kaydetti:
 
“Bunun yanı sıra, 2013 yılında imzaladığımız ‘İşte Eşitlik Bildirgesi’ ile Sabancı çatısı altında kadınların erkekler ile her anlamda eşit şartlara ve fırsatlara sahip olduğunun garantisini verdik. Büyük resme baktığımızda, 2003-2013 yılları arasında Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımının ancak yüzde 26’dan yüzde 30’a çıkabildiğini görüyoruz. Sabancı Topluluğu olarak ise, beyaz yakalı kadın çalışan oranımız yüzde 38. Türkiye ortalamalarının üzerinde bir konumdayız. Ama hala bunu yeterli bulmuyoruz. Yani; kadınlarımızı hak ettikleri konuma yükseltmek için daha gidilecek uzun bir yolumuz var. Kadınların iş hayatına katılımı, sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya büyüme konusunda fırsatlar sunuyor. Bu konuda araştırma ve çalışmalar gösteriyor ki, kadınların iş hayatına eşit katılımı, sadece insan hakları meselesi değil, işin kendisi için değer yaratan, doğru bir yaklaşımdır. Ancak bu durumu kavrayan yöneticiler kurumlarını ileriye götürebilirler.”
 
Güler Sabancı, Sabancı Topluluğu olarak; sanayiden enerjiye, bankacılıktan perakendeye kadar faaliyet gösterdikleri her alanda Türkiye’nin sürdürülebilir bir anlayışla üretmesine, büyümesine ve kalkınmasına katkıda bulunmak adına tüm güçleri ile çalıştıklarını söyledi.
 
Gerek sanayi alanında, gerek perakende sektöründe sundukları tüm ürün ve hizmetlerin, günün sonunda insanların hayat kalitesini yükselttiğini, herkesin yaşamına bir şekilde dokunarak değer kattığını anlatan Sabancı, “Bizim işimizin özü insan, önceliğimiz de insan. Sabancı Topluluğu için 2014 hedeflerimize ulaştığımız, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde liderliğimizi sürdürdüğümüz, pazar payımızı artırdığımız, başarılarla dolu bir yıl oldu. 2015 yılında da aynı motivasyonla ve tüm paydaşlarımızla birlikte başarılarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...