LÜKSÜN DORUK NOKTASINDA yer alan koleksiyon ürünlerini ilmek ilmek işlemek kolay değil tabii ki; bundan dolayı da, bu kategoride yeni bir şey ortaya çıktığında, gerçekten de yenidir. Nitekim, incelikli bir çalışmayla elle işlenmiş ve kılı kırk yaran bir mühendislik çalışmasının sonucu olan, bin 500 beygir gücündeki 2017 model Bugatti Chiron spor otomobil de böyle bir tasarım. Yerini aldığı Veyron gibi, Chiron da yalnızca en zengin alıcılara yönelik, sınırlı üretilen bir otomobil olacak. Bunun baz fiyatı 2,4 milyon euro (2,6 milyon dolar), en az bekleme süresi 18 ay ve şimdiye kadar yalnızca bir (ya da iki) Bugatti Veyron’u olan alıcıya, modeli bütünüyle görme izni verildi.
Fortune da geçen şubat ayında modeli yakından görme fırsatı elde etti. Ben de müstakbel bir müşteri gibi Bugatti’nin Fransa, Molsheim’daki bir zamanlar kurucusu Ettore Bugatti’nin müşterilerini ağırladığı tesisi ziyaret ettim. Burada bütün bir günü markayla haşır neşir olarak geçiren alıcılar şirket yöneticileri, tasarımcıları ve mühendisleriyle ihtişamlı bir yemekte bir araya geliyor.
Beni yeni restore edilmiş Remise Sud’a alıyorlar; burası özel yapılmış Bugatti möbleleriyle döşenmiş bir müşteri lounge’u ve bir kütüphaneye sahip görkemli bir bina. (Ettore Bugatti’nin babası Carlo sanatçı ve mobilya imalatçısıydı.) Burada alıcılar tasarımcılarla bir araya gelip renk, döşemeler ve başka özel sipariş opsiyonlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunuyor.
Bugatti Yönetim Kurulu Başkanı Wolfgang Dürheimer burayı ziyarete gelmiş, uluslararası basından birkaç gazeteciye selam verdikten sonra tasarım direktörü Achim Anscheidt Bugatti’nin biçimi ve oranlarından söz etti.
Daha sonra en yeni tesis olan Atölye’ye geçtik; burası, Bugatti’lerin yapımının tamamlandığı, bol ışık alan bir montaj alanı. İşte burada önümüzde alçak, geniş ve baş döndürücü Chiron duruyordu. Akışkan biçimi, ekstrem kıvrımları ve göz alıcı mavi renginden nal biçimindeki alüminyum ızgarasına, arabanın yüksek nitelikli bir el işçiliği ürünü olduğu aşikardı.
Ön tarafta, ızgaranın yanında sekiz lamba yer alıyor; her bir tarafta dört adet kare LED far. Yan profilde, arkaya doğru yatmış bir “C” logosu hakim; bu tasarım aerodinamik ve soğutmada daha iyi bir performans için düşünülmüş. Benim favorim, fren ışıklarını, sinyal lambalarını, sis lambalarını ve geri vites lambalarının hepsini barındıran, jilet inceliğindeki yatay stop lambasının oluşturduğu arkadan görüntü. Bu parlak bandın üzerinde arkada, birbirinden ayrılmış iki cam göze çarpıyor; bu tasarım bir yandan tarihsel “vintage” Bugatti’leri çağrıştırırken aynı zamanda bütünüyle modern bir tarza da sahip.
Etrafımızda toplanmış olan başmühendisler, Bugatti’nin 50 kadar patent başvurusunda bulunduğu Chiron’un tüm parçalarını tek tek, ayrıntılı olarak anlatmakla meşgul.
Bin 500 beygir gücündeki W-16 motoru, her biri sekiz silindire ve dört turboşarja sahip olan iki adet bank’a sahip. Vyron’da alüminyum olan motor parçaları bu modelde karbon fiber ve bu da ağırlığın daha da azalmasını sağlıyor.
Bu tasarım da 1600 Newton/metrelik akıl almaz bir tork sağlıyor ve dakikada 2 bin devir söz konusu. Chiron’da hız yaklaşık 2,2 saniyede sıfırdan 96 km’ye çıkıyor. Yollarda azami hız saatte 420 km’yle sınırlı. Bugatti ise yarış otomobillerinin üretiminde geçerli hız olan saatte 436 km hızı daha da üst noktaya taşıma peşinde.
Diğer yenilikler ise şunlar: Geleneksel araba pilinin ağırlığını yarı yarıya azaltan lityum demir fosfat pili. Yüksek çözünürlüklü göstergeler net grafikler ortaya koyuyor. Ses sistemi, her biri birer karatlık elmas diaframı olan dört adet yüksek performanslı hoparlöre sahip. Diaframın materyali ne kadar sert olursa ses o kadar iyi çıkıyor. Bu durumda, Bugatti’nin ses sisteminin mükemmelliği aşikar. Ayrıca ön tarafta, gümüş ve üç boyutlu Bugatti amblemi yer alıyor. Dürheimer, “Arabada bir ağırlık hissi yaratmasını istediğimiz tek şey buydu” diyor.
Bugatti şimdiye kadar 160 Chiron sattı.
Peki alıcılar kimler? Dürheimer’in verdiği bilgilere göre, tabii ki ultra zenginler ve büyük ölçüde Silikon Vadisi, Ortadoğu ve Rusya’dan genç müşteriler. “25 yaşında milyarlarca dolara sahipseniz, daha başka pek çok otomobiliniz vardır. 35 yaşına geldiğinizde ve o zamana kadar bütün arabalara sahip olduğunuzda da, artık bir Bugatti’ye hazırsınız demektir.”