BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, “Sürdürülebilirlik BSH’nin stratejisinin temel bileşeni. Bu yolculuğumuzu geleceğin enerji çözümleriyle buluşturuyoruz” diyor.
BSH’nin enerji verimliliği üzerine geliştirdiği teknolojik gelişmeler neler?
Avrupa’nın lider ev aletleri üreticisi olarak tüm faaliyetlerimizi sürdürülebilirlik ilkelerimiz ışığında yürütüyoruz. Çevresel sürdürülebilirlik için çalışıyoruz ve ardımızda iz bırakmamanın en doğrusu olduğuna inanıyoruz.
Bu doğrultuda bir yandan teknolojiyi sürdürülebilir değerler üretmek üzere sürekli geliştirmek bir yandan da döngüsel ekonomi alanında gelişmek önemli. Aynı zamanda tüketicilerin bu konudaki farkındalıklarını artırmak ve tüm paydaşları bu alanda bilinçlendirmek, kendi ekosisteminde fabrikaların yeni yetkinlikler kazanmalarını sağlamayı stratejik öncelikler arasına dâhil etmek şart. BSH olarak satın alma ve üretimden elektrikli aletlerin kullanımına, iade, yenilenme, geri dönüştürülme ve yeniden kullanıma dek tüm değer zincirinde kaynak kullanımını, salımları ve enerji tüketimini en alt düzeye indirmek için çalışıyoruz. Bu doğrultuda tüm partnerlerimizle ilişkilerimizi de yine aynı standartları sağlamaları yönünde teşvik ediyoruz. Sadece iş ortakları, sendikalar ve sektörün ileri gelenleri olarak değil, yeni nesil projelerle tüketicilerimizin de sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları kazanmalarını ve döngüsel ekonomi modellerini benimsemelerini de destekliyoruz.
Çevresel ayak izimizi azaltmak adına 2020’den bu yana, Türkiye de dahil olmak üzere dünya çapındaki tüm BSH üretim, geliştirme ve yönetim mer- kezlerinde karbon nötr olarak faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de 2017-2021 yılları arasında su tüketiminde 118 olimpik yüzme havuzu hacmine tekabül eden, yaklaşık 300 bin m3’lük su tasarrufu sağladık. Soğutucu fabrikamızda geliştirdiğimiz ve Almanya’da özel bir sürdürülebilirlik ödülüne layık görülen Boyahane Lighthouse Projemizle de 2022 yılında 10 olimpik yüzme havuzuna denk su kaybını önlemeyi öngördük. 2021 yılında 20 bin ağacı doğaya kazandırarak ve aynı dönem içerisinde 6.5 milyon kWh’lık enerji tasarrufu sağlayarak karbon emisyonumuzu toplam 9,400 ton azalttık.
Endüstriyi daha az enerji tüketen çevre dostu ürünler geliştirmeye teşvik eden uygulamalarınızdan bahseder misiniz?
Bugün, enerji, su ve deterjan tüketimi nedeniyle ürünlerin kullanım aşamasında çevresel etkinin daha yüksek olduğu açıkça gözlemleniyor. Bu nedenle enerji ve su tasarrufu sağlayan cihazlar geliştirmeye öncelik veriyoruz. ActiveWater Plus otomatik su tasarrufu sistemi ve i-DOS akıllı deterjan dozajlama sistemi ile çamaşır makinelerinin su tüketiminde iyileşme sağlıyoruz. Aynı zamanda tüketicilerin bu konudaki farkındalıklarını artırmayı ve tüm paydaşlarımızın bu alanda yeni yetkinlikler kazanmalarını sağlamayı stratejik önceliklerimiz arasında görüyoruz. Bağlantılı ev aletleri programımız Home Connect ile tüketicilerimizin karbon emisyonlarını azaltmak adına çeşitli opsiyonlar sunuyoruz. Akıllı bulaşık makinelerimiz, yüksek enerji tasarruflu yıkama programları önererek tüketicinin su ve enerji tüketimi hakkında bilgi almasını sağlıyor, enerji ve karbon ayak izi konusunda bilinçlendiriyor. Öte yandan tüketicilerimizin günlük yaşamını iyileştirmek adına sunduğumuz bir dijital hizmet olan foodfittery uygulaması sayesinde, evde bulunan malzemelerle yapılabilecek yaratıcı yemek tarifleri sunarak, gıda israfının önüne geçiyoruz. Aynı zamanda buzdolaplarındaki eksik malzemeler tespit edilerek tüketicinin fazla ürün alışverinin de önüne geçiliyor.
Gelecek dönem BSH’nin hedefle- rinden ve enerji üzerine gündeme aldığı ana başlıklardan söz eder misiniz?
2020’den beri karbon nötr olarak faaliyet gösteriyoruz. Hâlihazırda gerekli olan fosil yakıtların ürettiği emisyon- ların % 63’ünü yeşil enerji kaynaklarıyla değiştiriyoruz. Hedefimiz, 2030 yılına kadar tüm iş yerlerimize %100 yeşil elektrik sağlanması. 2025 yılında ürünlerimizin %25’inin, 2030 yılında da %50’sinin geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşması da en öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca cihazlarda yeniden kullanılabilen malzeme oranını da 2030 yılına kadar en az %95’e çıkarmayı hedefliyoruz.