EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, “Küresel çapta enflasyondaki düşüş devam edecek. Merkez bankaları para politikasını kademeli olarak gevşetmesi bekleniyor” diyor. – ERSAN TAYLAN
EY (Ernst & Young) tarafından yayımlanan küresel raporların sonuçlarına baktığımızda, dünya çapındaki CEO’lar arasında; ekonomik koşulların, yatırım fırsatlarının ve büyüme hızının önümüzdeki 12 ayda olumlu olacağına dair bir fikir birliği bulunuyor. Bu düşünce bölgeye, ülkeye ve sektöre göre değişiklik gösterse de genel anlamda ülkeler veya sektörler için ciddi bir gerileme öngörülmüyor. Aynı zamanda CEO’lar, küresel veya yerel düzeyde kendi sektörlerindeki büyümeye güveniyor. Yıl ortasında yayımlanan ve önemli verilere dayanan EY Küresel Ekonomik Görünüm Raporuna göre de küresel ekonominin faiz oranlarındaki önemli artışa rağmen dikkat çekici bir dayanıklılık gösterdiği görülüyor.
Küresel beklentiler
EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, “2025 yılında küresel gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 3,2’ye yükselmesi tahmin edilirken; gelişmiş ekonomilerde büyüme hızının yüzde 1,8; gelişmekte olan piyasalarda ise büyüme hızının yüzde 4,1 yönünde olması bekleniyor. Gelişmiş ekonomilerdeki büyümenin temel nedenleri arasında, özellikle Avrupa’da ve İngiltere’de, kademeli olarak daha serbest bir para politikası izlenmesi ve enflasyona göre düzenlenmiş gelir büyümesinin toparlanması görülüyor. Gelişmekte olan piyasalar için ise Çin’deki yapısal yavaşlamanın Hindistan’daki güçlü ivmeyi dengelediği söylenebilir” diyor. Öte yandan, küresel enflasyonun 2025’te yüzde 3,5’e düşerek soğuması beklendiğini vurgulayan Canoğulları, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Gelişmiş ekonomilerde enflasyonun daha hızlı gerilemesi ve 2025 yılında Merkez Bankası hedeflerine yaklaşması tahmin ediliyor. Tüm bunlar doğrultusunda; riskler yukarı yönlü olsa dahi, tedarik kısıtlamalarının hafifletilmesi, enerji fiyatlarının düşürülmesi, iş gücü eksikliğinin azaltılması ve ılımlı seviyede talep büyümesinin enflasyonu kontrol altında tutması bekleniyor. Rapor verileri ışığında, küresel çapta enflasyondaki düşüş devam ederken, Merkez Bankalarının para politikasını kademeli olarak gevşetmesi öngörülüyor. Tüm bu beklentiler ve gelişmeler doğrultusunda, şirketlerin başarılı olması için ekonomik faaliyet, büyüme, kârlılık, mali politika, teknoloji, iş gücü ve jeopolitik konular gibi birçok alana odaklanması gerekiyor.”
Türkiye ekonomisi
Canoğulları, Türkiye’nin de yer aldığı gelişmekte olan piyasalara bakıldığında 2025’in zorlu ve belirsiz geçeceği öngörülüyor. AB Komisyonu tarafından yayımlanan “Avrupa Ekonomik Tahminleri 2024 Sonbahar” raporuna göre; sıkı politika duruşunun iç talebi etkilemeye devam etmesi bekleniyor. Ancak enflasyon beklentilerinin azalmasıyla birlikte enflasyondaki düşüşün de devam etmesi tahmin ediliyor. Tüm bunların doğrultusunda da Türkiye ekonomisinin 2025’te yüzde 3,2 civarında büyüyeceği öngörülüyor. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), Küresel Ekonomik Görünüm Ekim Raporu’na göre de Türkiye’nin 2025 yılı büyüme beklentisi yüzde 2,7 olarak belirtiliyor. Uzun dönem bakıldığında ise büyümenin yüzde 3,9 olması tahmin ediliyor. Ek olarak, BM’in yayımladığı “Dünya Ekonomik Durumu ve Görünümü 2024” raporunda Türkiye ekonomisinin 2025 yılındaki büyümesinin yüzde 3,1’e ulaşarak toparlanması öngörülüyor. Tüm bu öngörülere ek olarak; ekonomik büyümenin iç para politikaları, küresel ekonomik koşullar, ticareti ve ihracatı etkileyen jeopolitik gelişmeler, teknoloji yatırımları ve iş gücü piyasası gibi çeşitli faktörlere göre değişkenlik göstereceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, ülkemize gelecek doğrudan yabancı yatırımlar (FDI) ekonomik büyüme için önemli olacaktır. Olumlu bir ortam yaratan iç politikalar daha fazla yatırım çekmeye yardımcı olabilir” diyor.