2021’de Parayı Nerede Değerlendirmeli ?

By Fortune Türkiye

ZEYNEP AKTAŞ

Piyasalar oldukça volatil ve karamsar bir dönemden 2021 yılına yeni umutlarla giriyor. 2020 yılına damgasını vuran pandemi, 2021’de etkilerini sürdürecek olsa da aşılamanın hayata geçmesiyle normalleşme beklentileri artmış durumda. Altının yüzde 59, mevduatın ise yüzde 8,9 getiri sağladığı 2020 yılında yatırımcılar döviz ve değerli metallere yöneldi. Bu süreç içerisinde Türkiye’nin beş yıllık Kredi Risk Primi (CDS) oranı geniş bir bantta hareket etti ve 18 Aralık itibariyle 360 seviyesinde bulunuyor. 2020 yılının ocak ayında 234,8 olan CDS, yıl içerisinde 643,2’ye kadar yükseldi. Covid 19 aşısının toplu uygulanmaya başlaması ve hayatın normalleşmesiyle birlikte ekonomilerin açılması hızlı bir toparlanmayı beraberinde getirecek. Hisse senetlerinde pandemiden en fazla etkilenen sektörlere ilgi artarken ucuz kalan Borsa 30 hisselerinde değer artışları dikkat çekecek. ABD’nin yeni başkanı Biden’in ocak ortasında göreve başlamasıyla birlikte gözler ABD’de olacak. ABD Merkez Bankasının gerçekleştireceği hamleler global ölçekte paranın rotasını belirleyecek. Türkiye açısından ise enflasyonun ve dolara yönelik talebin ne ölçüde kontrol altına alındığı ana belirleyici nokta olacak.

Türkiye’de Kasım 2020’de ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte yaşanan gelişmeler, normalleşme adımlarının 2021 yılında ivmelenmesi yönündeki beklentiyi artırıyor. Gelişmeler sıcak para akışının devamını ve TL varlıklara ilginin artması yönündeki beklentiyi güçlendiriyor. Hemen keskin bir iyileşme gözlenmese de daha iyimser beklentiler yatırımcıların gündeminde olacak.

“2021’in ilk yarısında borsaya ilgi devam edecek”


Atilla Esen
A1 Capital Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü

2020 YILINDA yatırım araçlarında özellikle altın, Borsa ve emlak ön plana çıktı. 2021 yılının ilk yarısında Borsaya yönelik ilginin devam edeceğini öngörüyoruz. Ancak artan bireysel (küçük) yatırımcı ilgisinin ivmesinin zamanla azalabileceğini ve hisse bazlı gerçekleşen sert yükselişlerin realizasyonunun da yaşanması olasılığının arttığını düşünüyoruz.

Türkiye, bu süreçte gelişmekte olan ülkeler liginde özellikle “Yıldız Pazar” hisselerinin performansı ve değerlemesi açısından daha ucuz kalması nedeniyle yabancı yatırımcı açısından ön plana çıkabilir.

Altın bu yıl da güvenli liman algısı ile portföylerde bulundurulmaya devam edecektir. Döviz yatırımı yapan yatırımcıların Eurobond vasıtasıyla vade ve getiride daha uzun soluklu bir aksiyon alması beklenebilir.

Güvenli limanları tercih eden yatırımcılar ise artan faiz oranları
sebebiyle uzun vadeli mevduattaki stopaj avantajı ile 6 ay ve 1 yıllık faiz oranlarından 2021 yılı mart ayına kadar yapacakları vade yenileme süreçleri ile yararlanabilirler. Bu dönemde yatırımcıların kendi risk algısına göre portföy oluşturması gerekirken özellikle hisse senedi yatırımlarında aracı kurum model portföy önerileri gibi daha uzun vadeli bir anlayışla hisse senedi seçmeleri mantıklı olacaktır. Emtia tarafında eğer ekonomik ivme beklenenden daha hızlı hareket eder ise petrol, bakır gibi ekonomik aktiviteye bağımlı olan emtialar ön plana çıkacaktır. Risklerin devam edeceği beklentisi ise altın, gümüş gibi değerli madenlere olan ilginin devamını getirecektir.

“3 yıldır azalan yabancı payı eski seviyesine yaklaşabilir”


Nilgün Şimşek Ata
HSBC Portföy Yönetimi Müdürü

2021 YILI global anlamda toparlanma yılı olmaya aday. Aşının bulunması ve uygulanmaya başlaması ile COVID-19 salgını etkilerinin azalacağını ve ekonomik aktivitenin toparlanmaya başlayacağını öngörüyoruz. Türk hisse senedi piyasasının öne çıkmasını bekliyoruz. Son 3 yıldır sürekli azalan yabancı sahipliği tamamen olmasa da eski seviyelerine yakınlaşabilir. Pandemi etkisiyle kârlılık tarafında darbe alan sektörlerin 2021’de eski performansına geri dönmesiyle yeni fırsatlar oluşabilir.

2021’e girerken küresel yatırımcılar arasında uzun zamandır görmediğimiz kadar gelişmekte olan ülke piyasalarına ilgi görüyoruz. Bu ülkelerin özellikle yerel para birimi cinsinden tahvilleri, nispi yüksek getiri ile portföylerde yer alabilir. Asya hisse senedi piyasalarının kuvvetli performans göstermesini bekleyebiliriz. Yerel varlıklarda hisse oranlarının arttırıldığını görebiliriz. Para piyasalarında da cazip bir faiz oranının sunulduğu bir dönemdeyiz.

“Bu yıl TL varlıkların portföylerde ağırlığı artırılmalı”


Metin Ayışık
Gedik Yatırım Genel Müdürü

PORTFÖYLERDE TL varlıklara yüzde 70, altın
dahil olmak üzere döviz cinsi varlıklara da
yüzde 30 ağırlık verilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. TL varlıklarda hisse senetleri ve mevduat arasında yarı yarıya dağılım yapılabilir. Mevduat faizlerinde kısa vadede bir miktar
daha artış olabileceği beklentimiz nedeniyle, mevduat yatırımcısına vadeyi kısa tutmasını tavsiye ediyoruz. Hisse senetlerinde de, ekonomik aktivitedeki normalleşme beklentileri nedeniyle, pandemi döneminde geri kalan
sektör hisselerinin pozitif ayrışabileceğini düşünüyoruz. Eurobondlar, döviz mevduatlara göre daha yüksek bir getiri potansiyeli sunsa da, yatırımcıların risk iştahındaki olası bozulmalara bağlı olarak, piyasa riski aldıklarını da göz önünde bulundurarak, kendi risk tercihlerine göre bir değerlendirme yapmalarını tavsiye ediyoruz.

“Türkiye sermaye akımlarında ön plana çıkabilir”


Uğur Boğday
Ziraat Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü

Avrupa Bölgesi’nde ekonomilerin toparlanabileceğini ancak enflasyonist baskının oluşmayacağını düşünüyoruz. En önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’daki olası toparlanmadan en önce Türkiye faydalanabilecekken, 2021’de Türkiye –Avrupa arasındaki ilişkilerde iyileşme yaşanabileceğini düşünüyoruz. Yeni ekonomi yönetiminin de piyasa dostu adımlar atmasını beklerken, orta ve uzun vadeli programlar oluşturularak ekonomi yönetiminin güven tazeleyebileceğini düşünüyoruz. Böyle bir senaryoda da Türkiye’nin kredi notu yükselebilir ve bu çerçevede sermaye akımlarında Türkiye ilk sıralarda olabilir.

Halen yüksek büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji hisseleri 2021’de da ön planda kalmaya devam edebilecekken, yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren hisseler de talep görülebilir. Düşük faiz ve
bol likidite ortamında hisse senetlerinin – yaşanan ciddi yükselişlere rağmen – ağırlığı seçici olmak kaydıyla yüksek kalmaya devam edebilir ki aşılanmanın başlanmasıyla ekonomilerde 2021’in ikinci yarısında toparlanma bekleniyor. Agresif olmamak kaydıyla Ons Altın’ın da portföylerde bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Faizlerdeki görece yüksek seviyelerle sabit getirili varlıklar ve mevduat da portföylerde bulunabilir. Ağırlık olarak, yüzde 35 hisse senedi, yüzde 20 altın, yüzde 15 tahvil-bono, yüzde 10 eurobond ve yüzde 20 mevduat. Öte yandan risk primimizdeki iyileşme potansiyeline bağlı olarak Türk eurobondlarına yatırım yapanların yüksek bir getiri elde edebileceğini düşünüyoruz.

Ekonomideki toparlanma ile birlikte petrol tekrar ön plana çıkabilir. Diğer yandan, aynı zamanda, çevreye daha az zarar veren emtialar talep görebilir
ki paladyum 2021’de ön plana çıkabilir. Ayrıca tarım emtiaları da küresel ekonomilerdeki toparlanma beklentileri ve kuraklık endişeleriyle dikkat çekebilir.

“Portföylerde değişken ve karma fonların ağırlığı artırılabilir”


Pınar Çakılkaya
Osmanlı Menkul Genel Müdürü

2020 YILININ son çeyreğinde açılan yatırım hesaplarının yatırım fonlarına kaymasını bekliyoruz. Mevduat yatırımcıları için borçlanma araçları fonları, riskine göre portföy dağılımı tercih edenler ise karma ile değişken fonlar ve borsa yatırım fonlarına yöneleceklerdir. Geçtiğimiz dönem bireylerde gelecek kaygısını ve gelecekle ilgili sağlık ve refah amaçlı tasarruf bilincini oluşturmaya başladı. Bu yüzden uzun vadeli refah sağlamaya yönelik yatırım araçlarının ön planda olmasını bekleyebiliriz. Bunlar tradisyonel gayrimenkulün yanı sıra, bireysel emeklilik ve sigorta ürünleri olacaktır. Emtialarda Petrol ve platinyum öne çıkar. Dijital emtia diyebileceğimiz kripto paraları da unutmamak lazım. Öte yandan Eurobondlar, döviz yatırımcıları için cazip olmaya devam edecektir. Yatırım fonu alacak olanlar için yüksek faiz ortamı çok uzun süreli olmayacak, bu yüzden 2021 yılının geneline baktığımızda risk profiline göre değişken ve karma yatırım fonları ağırlıklı bir dağılıma gidilebilir.

“2021 yılının yıldızları gümüş ve platin olacak”


Hüseyin Çelik
Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü

Gümüş ve Platin 2021 yılının yıldızları olarak piyasalarda öne çıkabilirler. Özelikle gümüşün daha önce kaydettiği zirveleri yeniden test etmesi beklenebilir. Platinin ise diğer kıymetli madenlere kıyasla bulunduğu fiyatların ucuz ve dip sayılacak seviyelerde olması, yükselişini destekleyecek bir gelişme olarak öne çıkabilir. Diğer yandan gümüş güneş enerjisi açısında oldukça büyük öneme sahipken, platin de Hidrojen enerjisi açısından oldukça kritik öneme sahip. Dünyanın yeşil ekonomiye geçme çabası ve bu çaba doğrultusunda ortaya çıkacak yeşil enerji ihtiyacı bu iki kıymetli madene yönelecek ilave talep artışını beraberinde getirecek. Bu da söz konusu madenlerin fiyatlarını yukarı yönlü destekleyebilir.

Endüstrilerdeki toparlanmayla birlikte baz metallerinde yükselişini izleyebiliriz. Özellikle bakır pandeminin etkilerinden sıyrılarak son yedi yılın zirvesini yaşadığı bir yılı geride bırakıyor. Küresel büyümede yaşanan
toparlanma baz metallere daha da destek olacaktır.

2020 YILI BEKLENTİLERİMİZ VE GERÇEKLEŞMELER

  • Faizlerin en azından 2020 yılının önemli bir bölümünde daha düşük seviyelerde kalmayı sürdüreceğini belirtmiştik. Pandemi etkisiyle sadece faiz düşük kalmadı tarihin en fazla para basılan dönemlerinden biri oldu.
  • Türkiye’de faizde ilk yarıda yatay, ikinci yarıda tek haneli rakamlar öngörmüştük. Tek haneli rakamlar görüldü ancak kalıcı olmadı.
  • 2018 kur şokunun ardından 2019 dengelenme 2020 iyileşme yılı olarak öne çıkıyordu. Pandemi etkisi 2020’de ikinci kur şokunu getirdi. Ekonomi yönetimi değişti. Yıllık büyüme hedefi olan yüzde 3’ün altında kaldı.
  • Şirketlerin ekonomik aktivitelerinde baz etkisi ile büyüme bekliyorduk. Kredi genişlemesi ve ihracat ağırlıklı çalışan şirketlerde sektörel büyümeler görüldü.
  • Dip seviyelere gerileyen yabancı payları daha da geriledi. 1997’den bu yana yıl içinde en büyük yabancı satışı gerçekleşti.
  • Hisse senetlerinde BIST 100 dışındaki hisseler yüksek talep gördü. Büyük hisseler ralliye yıl sonunda katıldı.
  • Faizdeki düşüşle birlikte kredi büyümesi ve iç talepte canlanma bekliyorduk. Pandeminin de etkisiyle krediler arttı. Canlanma yaşandı.
  • Enflasyonu yüzde 11-13 bandında bekliyorduk. Kasım ayına kadar bu aralıkta dolanan enflasyon kasımdan itibaren yüzde 14,03’e çıktı.
  • Dış borç çevriminde sorunla karşılaşılmadı.
  • Kredi not görünümünde olumlu gelişmeler bekliyorduk, azalan rezervler ve pandemi etkisi ile not görünümlerinde iyileşme olmadı.
  • Gösterge faizi yüzde 8,5 ile 15,5 arasında dalgalanmasını bekliyorduk. Beklentimiz dahilinde 8,35-15.48 aralığında dalgalandı.
  • BIST 100 Endeksi’nin yılı yükselerek tamamlayacağını, endeksin düzeltilmiş verilerle 900 ile 1.350 arasında dalgalanacağını söylemiştik. Endeks yıl içinde en düşük 819’u test ederken 18 Aralık 2020 itibariyle en yüksek 1.410’ gördü. Eğilim çıkış devam edeceği yönünde.
  • Gram altının yatırımcısına kazandırmaya devam edeceğini ons fiyatın hedefinin 1.500 ve 1.700 dolar olacağını söylemiştik. Altının onsu 1.440 ile 2.081 arasında dalgalandı.
  • Dolar/TL kurunda 5,55- 6,40 bandında bir hareket öngörmüştük. Dolar
    kuru 5,83-8,58 arasında dalgalandı. Faizlerin düşük seyri ve ABD seçimlerinde Biden’in kazanması ile kur 8,58’e kadar yükseldi.

2021 YILI BEKLENTİLERİMİZ

  • Yükselen faizler nedeniyle TL varlıklara ilgi artacak ancak reel faiz marjı zayıf olacağı için döviz ve altın bazlı enstrümanlar gündemde kalmaya devam edecek.
  • Pandemi döneminde en fazla olumsuz etkilenen hisselere talep yüksek olacak. Ulaştırma ve petrol sektörü hisseleri güçlenecek. Turizm sektöründeki toparlanmanın ivmesi yavaş olacak.
  • Dolar kurunda bant hareketi görülecek. 7,5-9,00 ana
    bant hareketi olacak. Döviz mevduatlarında çözülme yaşanmaması halinde kurdaki yükselişin 10,00’a kadar tırmanma ihtimali gündeme gelebilecek. Enflasyonun 2-3 puan üzerinde bir reel faiz oluşur ve sıcak para akışı yaşanırsa 6,50’ye kadar dolar kurunda düşme gündeme gelecek.
  • Küresel faizler düşük seyrine devam edecek.
  • Aşı ile birlikte Covid-19 salgınının tahmin edilenden daha çabuk kontrol altına alınması ekonomilerin büyümelerini pozitif yönde etkileyecek. Aşı ile ilgili olumsuz gelişmeler ise fiyatlamalar üzerinde baskı yaratacak.
  • 2018 kur şokunu kontrollü bir yeniden dengelenme ile atlatan Türkiye ekonomisinin kırılganlığı önemli ölçüde azaldı. 2020 yılı normalleşme adımları ile tamamlandı. 2021 iyileşme yılı olarak öne çıkabilecek.
  • Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 2,5-3 arasında büyüyecek.
  • Şirketlerde baz etkisi nedeniyle güçlü kâr büyümesi görülecek.
  • Dip seviyelere gerileyen yabancı paylarının yeniden artış eğilimine girmesi gözlenecek.
  • 2021 yılında risk primi düşecek, kredi kuruluşlarının not görünümlerinde iyileşmeler gözlenecek.
  • BIST 100 Endeksi 2018 yılında yaşanan yüzde 20,9 oranındaki değer kaybının ardından 2019’da yüzde 25 ve 2020’de yüzde 23 yükseldi. Endekste bu yıl da yükseliş devam edecek. Enflasyonun yüzde 20’lere çıkması halinde borsadaki yıllık getirinin de yüzde 40’lara çıkması mümkün olacak.
  • Gösterge tahvil faizi 14,69 seviyesinde. Faiz, geçtiğimiz yıl 7 puanlık bir marj içerisinde yüzde 8,35 – 15,45 arasında hareket etti. 2021 yılında faizin enflasyonun bir ya da iki puan üzerinde seyretmesi beklenmeli. Enflasyon 14,03 seviyesinde ve yıl sonunda 15’e doğru yükselişini sürdürüyor. Yıllık enflasyon hedefi 9,94. Faiz ise 12-20 bandı arasında olacak.
  • Gram altın yatırımcıya kazandırmaya devam edecek. Altının onsu 1.800-2.300 dolar bandında hareket edecek. Olası beklenmeyen dalgalanmalarda 1.700 dolar seviyeleri hedef fiyatlar olarak öne çıkacak.
  • Jeopolitik riskler özellikle de ABD ve AB yaptırım süreçleri ve Doğu Akdeniz konusunda atılacak adımlar takip listesinde olacak.
  • Yenilikçi teknoloji yatırımları artarak devam edecek.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...