Yayıncılıkta fijitalin keşfi

0
74

Dijital yayıncılık hız ve dağıtım maliyeti başta olmak üzere birçok noktada geleneksel basılı yayıncılığa göre avantajlı bir konumda bulunuyor. Ancak basılı yayıncılık –en azından dergi tarafında- hala kalite olarak bir tık ileride. Birkaç kontrolden geçirilerek sayfalara yerleştirilen içeriği, haberi rakibinden önce girebilmek için zamanla yarışırken beyninden çok parmaklarını kullanan çevrimiçi yayıncılara göre daha kaliteli tutmak bir süre daha mümkün olacak. Uzun ve maliyetli baskı ve dağıtım -ve tabii ki iadeleri toplama- süreçlerini dijitalleştirmek ve fiziksel içeriğe dijital dağıtım kanalı sağlayarak fijital bir dünya yaratmak, içerikte kaliteyi daha yukarı çekmek ve daha geniş etki alanı yaratmak için bir araç olabilir mi?

Bu, daha büyük ölçüde dergileri ilgilendiren bir soru. Gazeteler yaygınlıklarını korumak için ağırlıkla haber atlamamaya dayanan modellerini, gün içinde haber servisini sürdürmelerini sağlayan internet yayıncılığını ekleyerek rekabetçi tutmaya çalışıyor. Bu, video gibi önemli bir unsur da portföylerine eklemelerini sağlıyor. “İlk paragraftan sonrasını kimse okumaz” mantığıyla üretilen kısa içerikler, videoya tıklatabilme ve internet sayfasında zaman harcamaya teşvik edebilme için en iyi çığırtkanlar değil. (Bilmeyenler için çığırtkanı, güvercinleri çekmek için cazibe yaratan başka güvercinler için olduğu gibi kullanıyorum.) İçeriğin üretimi için gereken yüklü bütçeleri ayırmadan yürütülmeye çalışılan operasyonlar, genellikle herkesin sosyal medyada paylaşabileceği olay yeri görüntüleri ile sınırlı kalıyor.

Bu, Dergilik’i içerik üretimi için ciddi düzeyde harcama yapması gereken dergilerin kendisini farklılaştırması için çok cazip bir dağıtım platformu haline getiriyor. Gazetelere göre daha az sayıda basılan dergiler, daha düşük dağıtım ve stok maliyeti ile okurların emrine amade olabilecekleri bir platformda yerlerini alma olanağına kavuşuyor. Turkcell’in 2011’de iPad kullanıcıları için geliştirdiği interaktif dijital dergi platformunun gazeteleri de kapsayacak şekilde genişletmesi, dergiler için buradaki fırsatı daha da çarpıcı hale getiriyor. Yeni format, günlük haberleri takip eden kullanıcıların aynı platformda gelişmelerin arkasındaki hikayeleri okuyabileceği mecralara da ulaşabilmesini sağlayacak.

Bu, şu anda değişmiş olsa da Fortune’un global olarak CNN’in haber akışı ile birleştirdiği başarılı medya akışını andırıyor. ABD’de bu tür sistemlerin dergi yayıncılarının ilgisini çekmeye başlaması, e-kitap okuyucuların tek renkli (monochrome) ekranlarından yükseliş dönemini yaşayan iPad’in canlı ekranlarına geçilmesiyle olmuştu. Bugün daha da gelişmiş ekranlar çağını yaşıyoruz ve kalem ile birlikte kullanılma özelliği ile kendisini yeniden yaratan iPad yeni bir yükseliş dönemine girmiş durumda.

Videoyu bir kenara bıraktığımızda gazete haberleri ile dergi içeriğini aynı platforma birleştiren bu uygulamanın, her gazete için akıllı telefon ve tablette ayrı abonelik gerektirmeyen altyapısı ile kullanımı son derece kolaylaştırıyor. Sistemin dışarıda hazırlanmış yayınlara dayanan yapısı ise, operasyonu basılı dergileri rafa koymak kadar basitleştiriyor.

Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu’nun Dergilik uygulamasında kalma süresi olarak verdiği 23 dakika, neyi almak istediğini bilen okurlar için platformda yer alan yayınları 4.5G hızında indirme süresi olarak değerlendirildiğinde çok uzun bir süre. Dergicilik alışkanlığı ile bakıldığında aylık bir dergi için elde kalma süresi olarak kısa bile sayılabilecek bu sürenin gücünü anlamak için bu yeni platformu daha iyi tanımak gerekiyor. Unutulmaması gereken bir nokta da, bu sürenin tekil olarak herhangi bir yayına ait olmadığı. 2016’da teknolojik gelişmeler doğrultusunda yeniden şekillendirilen platformda –adı değişmese de- gazeteler de yer almaya başlarken platform şu anda dekorasyondan teknolojiye, mizahtan aile ve çocuğa, iş dünyasından moda ve eğlenceye, kadın ve erkek yayınlara dokuz kategoride 332 popüler yayına ev sahipliği yapıyor. Terzioğlu’nun ifade ettiği 23 dakikalık sürenin Temmuz ayında ortalama 21,2 dakika olması, başlangıç dönemi için sağlıklı bir büyümeye işaret ediyor. Büyümenin bir diğer göstergesi ise, ilk altı ayda yaklaşık 7,24 milyon olan indirme sayısının temmuz ayında 1,6 milyona yaklaşması.

Platformun ulaştığı 2,3 milyon adetlik akıllı cihaz rakamı, mobil cihazlar açısından bakıldığında düşük kalsa da, medyanın okur sayısı olarak bakıldığında müthiş bir rakama işaret ediyor. Bu, şimdiden indirme rakamlarına da yansıyan ciddi bir kaldıraç oluşturmuş durumda. Dergilikte en çok okunan dergiler sıralamasının zirvesinde Leman, Uykusuz, Atlas, Bayan Yanı, National Geographic ve Psychologies dergileri yer alırken en çok okunan kategoriler listesi, eğlence, kadın, iş dünyası, erkek ve mizah şeklinde uzanıyor. Fortune Türkiye temmuz ayındaki 13 bin 724 adetlik indirme ve okunma sayısı ile basılı kopyalarının satış rakamlarına göre iyi bir skora ulaşmış görünüyor. Bunda, Fortune 500 Türkiye listesinin yer almasının da etkisi görülüyor ancak bir iş dünyası dergisi için iyi bir skor olduğundan şüphe yok. Dergilik’te şu anda okunan dijital dergi olarak basılı okunan dergi sayısını geçmiş durumda.

Dergilik’in Apple Store veya Google Play üzerinden ücretsiz olarak yüklenen bir uygulama olması, kabul görmesini kolaylaştırıyor. Uygulamaya giriş yapmak için telefon numarası yazıldıktan sonra SMS ile gelen dört haneli şifrenin girilmesi yeterli. Uçak ya da metroda çevrimdışı iken de okuma ve otomatik indirme özellikleri bulunan uygulama, dünyada dört beş yıl önce sağlam bir yer edinen dijital yayıncılığa Türkiye’de farkındalık yaratmak açısından dikkat çekici bir adım oluşturuyor ve benzer girişimlerin bunu takip etmesi bekleniyor.
Uygulamanın yanında sisteme kabul edilen yayınlar ile ilgili kriterler de ince elenip sık dokunan bir geliştirme süreci olduğuna işaret ediyor. Öncelikle reklam trafiği düşük, içeriğinin hedef kitlesi tanımlı ve en az üç sayısı okur kitlesi ile buluşmuş olan yayınlara yer verilmesi, dergi dinamiklerinin de teknoloji kadar iyi bilindiğini gösteriyor.

Buraya kadar iyi ancak bundan sonrası –özellikle de finansal boyut- biraz karışık. Sadece Turkcell’in değil, bütün operatörlerin müşterilerine hizmet veren Dergilik’te 100’e yakın dergi ücretsiz. Ücretli dergiler 3,49, 6,99 ve 9,99 lira karşılığında indirilebiliyor ancak sisteme 14,99 lira ödeyenler Dergilik’teki yayınların tümüne erişebiliyor. Hürriyet gazetesinin dijital versiyonunun 10,99 liralık aylık abonelik ücreti burada da geçerli ancak ilk 2 bin 500 kişiye ücretsiz indirme olanağı sunuluyor. Vatan ve Milliyet gazeteleri ise ücretsiz. Turkcell bireysel tarife kullanıcıları ise ek ücret ödemeden Dergilik’teki tüm içeriklere ulaşabilirken yanında 5GB interneti birlikte alabiliyor. Bu durum gelir modelini biraz karışık hale getiriyor.

Turkcell, baskı ve dağıtım bacağında harcanan yüksek rakamlar dijitalde sözkonusu olmadığından dijital Dergilik’teki dergilerin basılı dergilerin yüzde 40’ı bir fiyatla dijital platformlara dahil olduğunu açıklarken dergilerin dijital versiyonlarının Dergilik’te yer almasının fiziksel dergilerin tanıtımını sağlayarak dijitalin basılı dergiciliği bitireceği görüşünün tam tersini kanıtladığını savunuyor. Dergilik’te oluşan tirajın raftan gelen tiraja eklenmesi, dergilerin reklam fiyatlarını daha yüksekte belirlemesini sağlayacak bir etki oluşturuyor.

En önemlisi, Turkcell’in iddialı hedeflerinin medyayı telekom operatörlerinin gücünde bir kanalın kanatlarıyla uçurma potansiyelini taşıması. Şu anki stratejisini Türkiye’de dijital okuma dönüşümünü sağlamak olarak belirleyen Turkcell, dergi alımında öncelikli hedefini her kişiye hitap edecek bir dergi bulunduğu sloganı etrafında değerlendiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, bu hedefin ne kadar iddialı olduğunu anlamak için yeterli.

Türkiye’de gazete ve dergilerin 2016’daki tirajının 2015’e göre yüzde 20 azaldığına işaret eden TÜİK,  2016’da yayımlanan gazete ve dergilerin yıllık toplam tirajını 1,705 milyar olarak veriyor. Bunun yüzde 94,1’ini gazetelerin oluşturması, 139 milyondan 101 milyona gerileyen dergi tirajlarındaki yaklaşık yüzde 27’lik gerilemeyi gözlerden kaçırıyor. Dergilerin yıllık tirajının yüzde 56’sını aylık, yüzde 12,2’sini haftalık, yüzde 11,7’sini üç aylık yayımlanan dergiler oluşturduğu bu ortam, aylık dergi operasyonlarının daha fazla tercih edildiğini gösteriyor. Rafta daha uzun süre kalmanın tercih edildiği bu sistem, dijital ortamda dağıtımın dergilere daha uzun süre erişilebilmesini sağladığı Dergilik uygulamasının gücünü artırıyor. 

Ancak bütün bunlar Turkcell’in global hedefleri yanında çok küçük kalıyor. Turkcell Dijital Servisler Ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz, “Turkcell olarak birçok alanda inovatif ürünlerimiz ve yenilikçi dijital servislerimiz sayesinde, küresel ölçekte rekabet eden çözümler geliştiriyoruz. Her geçen gün biraz daha mobil hale gelen dünyamızda BiP, TV+, fizy, lifebox gibi dijital ürün ve servislerimizin de yarattığı ivme ile 2018 yılına kadar dünyada toplam 100 milyon müşteriye hizmet veren bir dijital bir operatör haline gelmek ilk hedefimiz. 2020 yılında ise dünyada 5G teknolojilerini hem geliştiren hem de kullanmaya başlayan şirketlerden biri olmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuşuyor.

“Dijital dönüşüm yolculuğumuzun bir parçası olarak seyretme, dinleme, okuma ve eğlence araçlarında kuralları yeniden yazıyoruz” diyen Ertopuz, “Okuma alışkanlıklarını değiştiren Dergilik, raflarda satılan dergilerin tirajının da üzerine çıkarak sadece Temmuz ayında 1 milyon 597 bin 710 dergi indirmeye ulaştı. Bu platforma gazeteleri de ekleyerek, dergi ve gazeteyi tek bir uygulamada buluşturduk. Kullanıcıların her gazete için telefon ve tablette ayrı abonelik yapmasına artık gerek kalmadı. Dergilik ile Türkiye’de dijital okuma dönüşümünü sağlarken, yayıncıların telif haklarını koruyan bir uygulamaya imza attık. Hem okuyucunun hem de yayıncının yanında olan uygulamamızla gazete ve dergi okumalarının daha da artacağını düşünüyoruz” diye de ekliyor.

Bunlar hem Turkcell, hem medya ve hem de dijitalleşme anlamında ümit veren beklentiler ancak dijital ekonominin imkanları ile yeni ufuklar açarken üzerinde durulması gereken başka konular da bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, müşterilerin kimin elinde kalacağı. ABD’de Apple iPad’ler üzerinden dergi dağıtımı başladığında dergiler belirli bir gelir elde ederken Apple müşteri bilgilerini kendisinde tutuyordu. Bu durum platform sahipliğinden kaynaklanan doğal bir hak olarak görünse de, olası bir boşanma durumunda dergilerin müşterilerini platformda bırakarak elleri boş kalmasına neden oluyordu. En önemli rekabet üstünlüğünün müşteri bilgilerine sahip olmaya dönüştüğü dijital çağda, bunun hayati bir konu olduğunu görmek çok zor değil. Bu mesut günlerde akla gelmese de, dergi yayıncılarının kötü günleri düşünerek bu konuyu değerlendirmesinde yarar var.