Washington’da Türkiye ekonomisi tartışıldı

0
23

ABD-Türkiye İş Konseyi İcra Direktörü Jennifer Miel, yeni ABD yönetiminin ticaret karşıtı olabileceğine dair korkular bulunmasına karşın iyimser olduklarını belirterek, “Biz ABD Ticaret Odası olarak Trump’ın ekibiyle görüştük ve yeni yönetimin serbest ticaret karşıtı olmayacağı ve iyi ticaret anlaşmalarını destekleyecekleri konusunda bize güvence verdiler. Bu nedenle Türkiye ve ABD arasındaki ikili ticaretin çok daha üst seviyelere çıkarılabileceğine inanıyoruz.” dedi.

Küresel Politikalar Enstitüsü ve Turkish Heritage Organization, Washington’da “Türkiye Ekonomisinin 2017 Görünümü” başlıklı panel düzenledi.

Virginia Üniversitesinden Ekonomi Profesörü Kerem Coşar’ın moderatörlüğündeki panelde, Miel ile George Washington Üniversitesinden Finans Profesörü Şenay Ağca değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye ekonomisinin, yeni yüzyılın başından bu yana kat ettiği ilerlemeden son dönemde karşılaştığı zorluklara kadar pek çok konuya değinilen panelde, gelecek yılın 2016’ya kıyasla daha iyi geçeceği görüşü öne çıktı.

Amerikalı şirketten Türkiye’ye 50 milyon dolarlık yatırım
ABD Ticaret Odası şemsiyesi altında faaliyet gösteren ABD-Türkiye İş Konseyi Direktörü Miel, Türk ekonomisinin bazı manşetlere yansıtılandan çok daha iyi durumda olduğunu vurguladı.

Yüzeysel bir bakış yerine daha derine inildiğinde Türkiye’nin hala birçok fırsat sunduğunu gördüklerini anlatan Miel, “Şu an Türkiye’de bin 400 Amerikan şirketi faaliyet gösteriyor. Türkiye son 10 bin yılda olduğu gibi halen Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasında köprü olmaya devam ediyor.” diye konuştu.

Sürekli iletişim halinde olduğu Amerikalı şirketlerin, Türkiye ekonomisine yönelik iyimserliklerini koruduklarına dikkati çeken Miel, özellikle büyümenin bölgedeki diğer ülkelere kıyasla yüksek olması ve direncini korumasının bunda önemli rol oynadığını dile getirdi.

Enerji, otomotiv, sağlık, zirai gıda ve bilgi teknolojisi gibi sektörlerde güçlü bir büyüme potansiyeli olduğuna değinen Miel, “Amerikalı gıda şirketi Bunge, bugün itibarıyla Türkiye’deki ikinci zeytinyağı şirketi için 50 milyon dolarlık yatırım yaptı.” bilgisini verdi.

“Trump yönetimi ticaret karşıtı olmayacak”
Miel, ayrıca Türk lirasındaki değer kaybının fiyat rekabeti bakımından avantaj sağlayarak özellikle sanayi mallarına yönelik ihracatı artırabileceği görüşünü aktardı.

Türkiye’nin ABD’ye ihracatının bu bağlamda artmasını beklediklerine işaret eden Miel, “Seçim kampanyası süresince kullanılan söylemler nedeniyle yeni ABD yönetiminin ticaret karşıtı olabileceğine dair korkular. Biz ABD Ticaret Odası olarak Trump’ın ekibiyle görüştük ve yeni yönetimin serbest ticaret karşıtı olmayacağı ve iyi ticaret anlaşmalarını destekleyecekleri konusunda bize güvence verdiler. Bu nedenle Türkiye ve ABD arasındaki ikili ticaretin çok daha üst seviyelere çıkarılabileceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Jennifer Miel, yüksek profilli altyapı yatırımlarının Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceğini anlattı.

“Gelecek seneye yönelik güçlü bir iyimserlik görüyoruz. 2016 hiç kuşkusuz zor bir yıldı ve bazı dalgalanmalar sürebilir fakat uzun vadeli yatırımcılar Türkiye’ye kalmak için geldiler.” değerlendirmesini yapan Miel, özellikle bölgesel faaliyetleri için Türkiye’yi üs olarak kullanan şirketlerin yatırımlarına devam edeceğini bildirdi.

“En zor dönemi geride bıraktık”
Şenay Ağca da Türkiye ekonomisinin gelecek yıl daha iyi performans gösterebileceğini dile getirdi.
Ağca, şunları kaydetti:

“Muhtemelen en zor dönemi geride bıraktık. Temmuzda yaşanan başarısız darbe girişimi hiç beklenmeyen bir olaydı. Piyasaların yaşananlar çerçevesinde hareket ettiğini gördük, dolar değer kazandı, TL değer kaybetti. Bu hareketlerde iç güvenlik ve politika meselelerinin yanı sıra dış faktörler de etkili oldu. Bence esnek kur rejimi bir tampon görevi gördü.”

Panelistler, ayrıca Türkiye ekonomisinin gelecek sene daha iyi performans göstermesi için reformların sürmesi gerektiği görüşünde birleşti.

Özellikle eğitim alanındaki reformlara öncelik verilmesi gerektiği vurgulanan panelde, hem Miel hem de Ağca, Türkiye’nin en büyük avantajının genç nüfus olduğunu belirtti.
Miel, gençlere katma değeri yüksek sektörlere yönelik eğitimler verilmesinin ekonomiyi uzun vadede destekleyeceğini sözlerine ekledi.