Visa’dan fintech stratejisi

0
81

Geçtiğimiz yıl ekonomiler açısından olduğu kadar Visa Inc. için de tarihi bir yıl oldu. Visa Inc, Visa Europe’u satın aldı. Bu satın alma Avrupalı bankalar ve Türk bankaları için de önemliydi. Çünkü, toplam değeri 18,5 milyar euro olan bu birleşme ile bankalara toplam 12,2 milyar euro’su nakit olmak üzere, 5,3 milyar euro da hisse senedi dağıtıldı. Ayrıca, üç yıl içinde 1 milyar euro (yüzde 4 bileşik yıllık faiziyle birlikte) dağıtılacak.

Satışın ardından Türk bankalarına da Visa Inc hisse senedi ve nakitten oluşan payları dağıtıldı. Buna ek olarak üç yıl içinde bir nakit ödeme daha yapılacak. Visa satışı sonucunda elde edilen ve 23 bankanın 17’si tarafından halka açık olmaları sebebiyle kamuoyuna açıklanan toplam ek gelir 1 milyar 586 milyon TL’yi buluyor. Bu rakam bankaların ikinci çeyrek kârlılıklarında toplam yüzde 17 oranında bir artış yaratmış. Visa’nın aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dokuz ülkeyi kapsayan Güneydoğu Avrupa Bölge Müdürü Berna Ülman, 2016 gibi zor bir yılda bankalara sağlanan bu önemli kaynağın kârlılıklar üzerinde önemli bir katkı sağladığını belirtirken, ülkemize de önemli bir kapitalin girdiğini söylüyor.

Diğer yandan Visa’da 2016 yılında sadece bu satış ve bankalara sağlanan katkı değil inovasyon da gündemin ilk sıralarında yer aldı. Dünyanın en büyük ödemeler ağı Visa Inc. son dönemde tüm sektörlere yön veren “fintech çağı”na ayak uydurabilmek için belirlediği strateji ve öncelikleri arasında 50 yıllık tarihinde bir ilki gerçekleştiriyor. Visa’nın ağını açık hale getireceği bilgisini veren Ülman, “Yani, dünyanın en büyük ödeme ağı, dünyanın en büyük açık platformu haline geliyor” diyor. Bu çok önemli hamlenin hem bankalar hem üye işyerlerine önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Berna Ülman ile hem Visa’nın yeni stratejilerini hem de Türkiye’deki faaliyetlerini konuştuk.
 
2016 yılı Visa Türkiye ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi açısından nasıl geçti? 
Bizim için tarihi bir yıldı. Bildiğiniz gibi Visa Europe’un Visa Inc’e satışı gerçekleşti. Bu satışla Avrupalı bankaların yanı sıra Türk bankalarına da önemli bir sermaye girişi sağlandı. Büyüme oranlarımıza bakarsak, zor bir sene olmasına rağmen Türkiye’de çift haneli büyüme devam etti. Özellikle bir süredir devam eden banka kartlarının ticari kredilerden daha hızlı büyüme trendinin sürdüğünü gördük. Bu bizim için sevindirici. Elektronik ticarette kart kullanım oranlarında yüzde 37’lik bir artış yaşandı. Ayrıca, düzenlemeler anlamında da kredi kartında taksit sayısının 9’dan 12’ye çıkarılması olumlu oldu. Banka kartları gibi kredi kartları da vergi ödemelerinde kullanılmaya başlandı. Öte yandan, inovasyon iştahının devam ettiği, temassız altyapının iyice gündelik hayatımıza girdiği bir yıl oldu. Bulut tabanlı projeler hayata geçti. Bildiğiniz gibi dokuz ülkeden oluşan Güneydoğu Avrupa Bölgesi’ni Türkiye’den yönetiyoruz. Bu bölge, Visa Europe’un büyümesine katkı sağlayan bir bölge olarak öne çıkıyor. 136 milyar euro alışveriş hacmi ve 117 milyon kart adediyle büyük bir ölçeğe sahip. Yüzde 15 büyüme oranıyla Avrupa’da en yüksek büyüme gösteren ikinci bölge konumunda.
 
Bu yıl da aynı ivmenin devam etmesini bekliyor musunuz?
Banka kartlarındaki büyümenin ivme kazanmasını bekliyoruz. 2016’da elektronik ticarette kart kullanımı hızlı arttı. Bu yıl da bu trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Bunun da çeşitli nedenleri var. Bugün artık aplikasyonların kalitesi arttı ve arayüzleri daha kullanıcı dostu olmaya başladı. Aynı şekilde bu aplikasyonlarda kartları daha güvenli kullanma imkanı oluştu. Bütün bunlar e-ticarette kart kullanımlarını artırıyor. Bir diğer neden de globalleşme. Şimdi toplumların daha içine kapanması konuşuluyor ama bizim verilerimiz gerek şahıslar gerekse ticari kuruluşların giderek globalleştiğini gösteriyor. Avrupalıların yurtiçi ve yurtdışı harcamalarının artış oranları da bu trendi doğruluyor. Geçtiğimiz yıl Visa kartlarıyla Avrupalıların kendi ülkelerinde yaptıkları harcamalar yüzde 6 oranında arttı. Kendi ülkeleri dışındaki harcamaları ise neredeyse iki katından daha fazla, yani yüzde 14 arttı. 
 
Türkiye’de durum nasıl?
Türkiye’de de aynı trendi görüyoruz. Dünya genelinde yaptığımız “Uluslararası Seyahat ve Turizm Araştırması” sonuçlarına göre, önümüzdeki 10 yılda uluslararası seyahatlerde tüm dünyada büyük bir artış gerçekleşecek. Küresel anlamda ülkelerarası seyahatlere yapılan yıllık harcamalar 2025 yılında 1,5 trilyon dolara ulaşacak. Türklerin uluslararası seyahat harcamalarının da 10 yıl içinde 3 milyar artışla 7 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Bugün Türkler dünyanın neresine giderse kartlarıyla güvenli ve kolay bir şekilde ödeme yapabileceğini biliyor. Ülkemize gelen turistler de aynı şekilde kartlarıyla ödeme yapabiliyorlar. Bu sayede ülkemize yurtdışından döviz geliyor. 
Dış ticaret, ülkemizin ekonomik yönden gelişmesinde ve milli gelirin artmasında önemli rol oynuyor. Bugün iş insanlarımız dünyaya açılıyor. İş alanlarını küresel ölçekte yürütüyorlar. İhracat yapıyorlar, ürünlerini yurtdışına satıyorlar. Ödemeler konusu da küresel ekonomi ve pazarlarla bütünleşmelerini sağlayan en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Kartlarını sadece iş yaptıkları ülkelerde kullanmıyorlar. Aynı şekilde kartlarla rahat ve güvenli bir şekilde ödemelerini de alabiliyorlar. Kartların globalleştiği ve dijitalleştiği dünyamızda uluslararası ödeme standartlarına olan ihtiyaç hiç olmadığı kadar artıyor. 
 
Globalleşme trendine dijitalleşmenin de katkısı büyük…
Tabii dijitalleşme globalleşmeyle el ele gidiyor. Dijitalleşme trendiyle tüketiciler online alışveriş imkanı sayesinde seyahat etmeye gerek bile duymadan uluslararası sitelerde alışveriş yapabiliyorlar. Avrupa’da yüz yüze harcamaların tutarı yüzde 6 artarken online harcamaların tutarının ise yüzde 14 gibi bir oranda arttığını görüyoruz. Öte yandan, e-ticaret hızlı büyüyen bir alan. Geçtiğimiz yıl Visa kartlarıyla yapılan her 4,69 euro’luk ödemenin 1 euro’su online satıştan geldi. Bu büyümeyi hızlandıran iki dinamik var: İşyerleri giderek sitelerini mobil uyumlu hale getiriyorlar, alışveriş aplikasyonları geliştiriyorlar. Kart sahipleri artık gerek alışveriş sitelerinde gerekse uygulamalarda kartlarını kaydediyorlar. Böylelikle her seferinde kart bilgilerini girmeden rahatlıkla alışveriş yapabiliyorlar. Kayıtlı kartlar alışverişi de artırıyor. Kayıtlı kartlarla yapılan alışverişin toplam alışveriş içindeki payı yüzde 30’a ulaşmış durumda. Kayıtlı kartları olanlar olmayanlara göre dört kat fazla alışveriş yapıyor. Toplam alışverişlerin yüzde 60’ı mobilden geliyor.
 
Bir de temassız işlemler var…
Avrupa’da geçtiğimiz yılda temassız kartlarla 3 milyar işlem gerçekleşti. 165 milyon temassız kart var, 3,2 milyon temassız nokta var. Mobil ödemelerde ivmelenme var. Bu yıl Avrupa’da mobil ödeme kullanıcısı sayısı geçtiğimiz yıla göre üç kat arttı. Türkiye’de de temassız ödeme altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte Apple, Samsung, Google gibi devlerin bölgemize ilgisi artacak.
 
Visa’nın giyilebilir cihazlar konusunda da çalışmaları vardı. Bunlar ne durumda?
Mobil temassız ödemelerin geleceğinde giyilebilir ödeme çözümleri önemli bir yer tutuyor. Visa olarak, Apple Watch ve Swatch ile işbirliği yaparak, temassız ödeme özelliği olan giyilebilir ürünlerin pazara sunulmasını destekledik. 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda destek verdiğimiz Visa takımının 60 üyesinin tamamına, NFC uyumlu ödeme yüzükleri verdik. İnsanların cüzdan, çanta taşımadığı festival, konser gibi ortamlarda bu tür teknolojilere ihtiyaç artıyor. Önümüzdeki dönemde, bu yönde daha fazla çeşitlenme göreceğiz. (Berna Ülman, bu soruya yanıt verirken parmağından NFC uyumlu yüzüğünü çıkararak kullandığını belirtiyor. Ödeme yaptığı işyerlerinde “yüzük”le ödemeye kimsenin şaşırmadığını anlatıyor. İnsanların olağan karşılaması bu tür çözümlerin hızlı yayılabileceğini de gösteriyor.)
 
Visa’nın önümüzdeki dönemde gündeminde neler var?
Visa dört strateji ve öncelik belirledi. Bu strateji ve önceliklerin ilkini dijitalde dev işbirlikleri oluşturuyor. İkincisi ise teknolojinin transformasyonu. Üçüncüsü güvenlik, dördüncüsü de elektronik ödemelerin payını artırmak.
 
Bunları biraz açar mısınız? Bu strateji ve önceliklerin ilki olan dijitalde dev işbirlikleri konusunda neler yaptınız?
Hem fiziksel hem de online dünyada dijitali yaygınlaştırmak öncelikli hedefimiz. Dünya devleriyle işbirlikleri yapıyoruz. Apple, Samsung ve Google ile mobil ödemeler konusunda işbirliği içindeyiz. Dünyanın önde gelen bu markaları tokenization teknolojisini kullanarak mobil ödeme hizmeti sunuyorlar. PayPal, Square, Orange gibi firmalarla işbirliklerimiz var. 
 
Teknoloji transformasyonu konusundaki planlar nedir peki? 
Bunu iki başlık altında topluyoruz: Açık platform ile inovasyon ve birlikte geliştirme. Açık platformla Visa tarihinde bir ilk yaşıyoruz. Dünyanın en büyük ödeme ağını, dünyanın en büyük açık platformu haline getiriyoruz. Ağımızı açıyoruz. Büyük bir transformasyondan bahsediyoruz. Bu dünyanın en büyük ödeme ağının, dünyanın en büyük açık platformu haline gelmesidir. Finansal kurumlar, işyerleri ve teknoloji yazılım firmaları, bu platformu kullanarak, daha önce tamamı Visa tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerimize API’ler aracılığıyla doğrudan erişebilecek ve iş ihtiyaçlarına yönelik çözümleri geliştirebilecekler.
İnovasyon ve birlikte geliştirmede ise önümüzdeki dönem, bankalarımızla ve ekosistemde yer alan tüm oyuncularla birlikte ürün tasarlayacağımız, birlikte geliştireceğimiz bir dönem olacak. Şu anda biri bölgemiz içerisinde Tel Aviv’de, diğeri de Berlin’de bulunan inovasyon merkezlerinde bankalarımız ve iş ortaklarımız için yeni ürün ve teknolojileri inceleyebilecekleri bir ortam yaratmış durumdayız. Bu merkezlerde fikirler, trendler tartışılıyor, pazarlardaki fırsatlar değerlendiriliyor. Türkiye, ödeme sistemleri konusunda çok ileride. Başka bir ülkeye buradan da bir çözüm üretebiliriz.
 
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik konusunda çalışmalar yapılıyor mu?
Yapılıyor tabii ki. Bu konuda bir deneyimimi anlatayım. Bir stadyumda yapılacak konserden bilet almak için önce sanal veya artırılmış gerçeklik gözlüğünü takıyorsunuz. Stadyuma bakarak oturmak istediğiniz koltuğu gözlerinizle seçiyorsunuz. O noktadan sahneye bakıyorsunuz. Beğenmediyseniz başka koltuk seçebiliyorsunuz. Almak istiyorsanız o noktaya bakıyorsunuz ve ödeme için karşınıza kayıtlı Visa kartlarınız çıkıyor. Ödeme yapmak istediğiniz kartı seçiyorsunuz. Bileti alırken, şapka, kaşkol gibi ürün almak isteyip istemediğinizi soruyor. Bu gibi çalışmalar sürüyor. Özellikle API’lerin açılmasıyla bu tür çözümlerin hızlanacağını düşünüyorum. 
 
Üçüncü strateji ve önceliğiniz olan güvenlik konusunda ne tür çalışmalar mevcut?
Bilindiği gibi yüz yüze olmayan ortamlarda yapılan ödemeler artıyor. Ödemeler hızla artan oranlarda mobil, tablet, giyilebilir ürünler veya bilgisayarlardan gerçekleşiyor. Ödemelerin güvenli bir şekilde gerçekleşmesi Visa için en temel ve en öncelikli konu. Bu anlamda geçtiğimiz yıl sahteciliğin önlenmesi ve risk yönetimi konusunda pek çok yeni hizmetimizi pazara sunduk. Geliştirdiğimiz son teknolojiyle ödemelerin güvenliğinde yeni bir dönemi başlattık. Tokenization başta dijital olmak üzere tüm ortamlarda yapılan ödemelerde kart numarasının güvenliğini sağlayan bir teknoloji. Ödeme sürecinde kart üzerindeki gerçek kart numarasının yerine, değersiz bir sembolik kart numarasının devreye girmesini sağlıyoruz. Yani ödeme sürecinde gerçek kart numarası kullanılmıyor. Bu teknoloji, Apple Pay ve önümüzdeki dönemde duyacağımız pek çok ödeme yönteminin temelini oluşturuyor. Bankalar işlemleri güvenli bir şekilde onaylayabilmek için daha fazla veriye ve bunları risk açısından değerlendirmeye ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Visa olarak Verified by Visa’yı geliştiriyoruz. VbV 2.0. tüm taraflara fayda sağlayacak. Bankalar işlem hakkında daha fazla veriye erişebilecek ve bu sayede işlemin doğrulanmasını daha fazla ve sağlıklı bilgiye dayalı bir şekilde verecekler. İşyerleri müşterilerine alışveriş akışlarına başarılı bir şekilde entegre olan daha kolay bir doğrulanma süreci sunabilecekler. Bu da işlemlerin başarıyla sonuçlanma oranını yükseltecek, satışların artmasına katkı sağlayacak. Müşteriler de hızlı, güvenli ve kolay bir şekilde ödeme yapmaya devam edecekler. Global anlamda ilk uygulamalar bu yılın yarısında başlayacak. 
 
Dördüncü stratejiniz…
Elektronik ödemelerin payını artırmak. İşimizin önemli bir bölümünü oluşturan konu kart sayımızı ve kabul noktalarımızı tüm dünya çapında artırarak nakti elektronik ödemelere taşımak. Avrupa’da ödemelerin yüzde 70’i hâlâ nakitle yapılıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 60’larda. Yani, nakit hâlâ kral.
 
Sosyal sorumluluk projeniz finansal okuryazarlık konusunda bugüne kadar neler yapıldı?
Finansal okuryazarlık da Türkiye ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi için önceliğini sürdürmeye devam edecek. Bugün dünyada 3,1 milyar Visa kredi kartı var. Dünyanın en büyük ödeme sistemleri ağıyız. Bu da beraberinde bize iki sorumluluk getiriyor: Birinci sorumluluğumuz; Visa sisteminin yüzde 99,999 oranında hatasız çalışmasını ve kart sahiplerinin dünyanın neresinde olursa olun, hangi para biriminde olursa olsun, milyonlarca noktada ve cihaz üzerinden ödeme yapmasını sağlamak.
İkinci sorumluluğumuz ise sunduğumuz ürünlerin doğru anlaşılması ve doğru kullanılmasını sağlamak. Bundan yola çıkarak 2009 yılında Türkiye’de “Paramı Yönetebiliyorum” projesini hayata geçirdik. 81 ilde gençlerimize finansal eğitim veriyoruz. Türkiye’de başlayan proje bölgeye yayıldı. Geldiğimiz noktada Güneydoğu Avrupa Bölgesi’ndeki dokuz ülkenin beşinde finansal okuryazarlık projesi yürütülüyor. Bununla birlikte finansal okuryazarlık Visa Europe’un sosyal sorumluluk alanında ana stratejisi haline geldi.