Verimlilik artışı rekor getirdi

0
88

FORTUNE 500 TÜRKIYEARAŞTIRMASININ yayınlandığı 11 yılda 10 kez listenin ilk sırasında yer alan Tüpraş, 2017 yılında net satışlarını yüzde 54,8 oranında artırarak 53,9 milyar TL’ye yükseltti. Özellikle 3,1 milyar dolarla özel sektörün en büyük yatırım projelerinden biri olan Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin devreye alınmasıyla tam kapasite çalışmaya başlayan Tüpraş, satış ağına yapılan altyapı ve lojistik yatırımlarının desteğiyle hem yurtiçi hem yurtdışı satış miktarını artırdı. Böylece, toplam satışları Tüpraş’ın tarihindeki en yüksek miktar olan 31,5 milyon tona çıktı. 2017 yılı Fortune 500’ün lideri Tüpraş için sadece satış miktarı rekorunu kırdığı bir yıl değildi. Aynı zamanda geleceğini planladığı bir yıl oldu. Özellikle Körfez Ulaştırma A.Ş. şirketinin kurulmasıyla birlikte Tüpraş, Türkiye’nin ilk özel demiryolu işletmecisi unvanını da aldı. Körfez ulaştırma A.Ş.’nin taşıma kapasitesini 2,5 milyon
ton seviyesine çıkartılması için yatırımlara başlanmış durumda. Tanker filo kapasitesi iki katına çıkan deniz taşımacılığı iştiraki Ditaş’ın filosunun daha da artırılması planlanıyor. Diğer yandan, start-up’lara yatırımı gündemine alan şirket, yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeleri de yakından takip ediyor.

Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, 2017 yılına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Elde ettiğimiz başarıda sürekli gelişen insan kaynağımız, kapasitesi ve etkinliği artırılan sağlam rafineri, lojistik altyapımız ve her alanda sağlanan verimlilik artışının  önemli bir payı bulunuyor” diyor. 2018 yılında da rafinaj sektöründeki olumlu görünümün devam ettiğini belirten Yelmenoğlu, “Ülkemiz açısından petrol ürünlerine yönelik canlı talebin devam etmesi Tüpraş’ın faaliyetleri  için olumlu bir ortam teşkil ediyor. Ancak, Türkiye’nin de aralarında  bulunduğu Arjantin, Brezilya, Rusya, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler, petrol fiyat artışının yanı sıra zayıflayan milli para birimleri dolayısıyla meydana gelen fiyat artışlarını nihai tüketiciye yansıtmamak için önlemler alıyorlar. Özellikle son dönemlerdeki dalgalı, yükselen kur ve petrol fiyatı, kârlılığımızı dönemsel olarak

da olsa etkileme potansiyeline sahip. Kur artışından doğabilecek dönemsel kayıpları en aza indirmek amacıyla finansal enstrümanları etkin şekilde kullanıyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor. Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu sorularımızı yanıtladı.
 
Fortune 500 listemizin lideri Tüpraş, 2017 yılında tüm zamanların en yüksek satış miktarına ulaştı. Bu performansı sağlayan çalışmalar ve ortamla ilgili bilgiler verir misiniz?
Rafinaj sektörü, yapısı gereği uluslararası piyasalardaki siyasi ve ekonomik gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor.

Rafineriler, bulundukları bölgenin yanı sıra küresel dinamiklerden etkilenerek uluslararası piyasalarda da rekabet ediyorlar. Yapılan yatırımlar ve operasyonel yetkinlikler, kârlılığın sürdürülebilmesi anlamında çok daha fazla önem kazanıyor. Ülkemizin en büyük sanayi şirketi olarak, ham petrol alımından ürünlerin satış noktasına kadar tam rekabetçi, liberal bir piyasada faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bunun yanında hammadde kaynak avantajına sahip Rusya ve Ortadoğu rafinerilerinin yer aldığı bir bölgede konumlanmış durumdayız. Şirketimizin rekorlara koşan satış hacminin arkasında güçlü operasyonel yapısı ve finansal destek yatıyor. Son 12 yılda ülkemizin tek seferde, tek merkezde gerçekleştirdiği en büyük sanayi yatırımı olan 3,1 milyar dolarlık Fuel Oil Dönüşüm Tesisi başta olmak üzere, yaklaşık 6 milyar dolarlık yatırımı tamamlayan Tüpraş, dünyanın kompleksitesi en yüksek rafineri şirketlerinden biri konumuna geldi.

Şirketimizin yatırım stratejisinde lojistik önemli bir yer tutuyor. 2017 yılında 183,8 milyon dolar seviyesinde olan rafinaj yatırımlarının yanı sıra denizyolu taşımacılığı iştirakimiz Ditaş kanalıyla 117,5 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Yıllık hacmi 30 milyon ton civarında olan üretimimizi kesintisiz sürdürmek için her gün 150 bin tonun üzerinde petrol ve petrol ürününü, hammadde kaynaklarından müşteriye ulaştıran, lojistik zincirini yöneten deniz ve demiryolu lojistik altyapısı oluşturduk. 2017’de rafinerilerimizi tam kapasite çalıştırarak ara ürün dâhil 30,4 milyon ton şarj işledik. Artan üretim gücünün yanı sıra satış ağına yapılan altyapı ve lojistik yatırımlarının desteği ile yurtiçi satış hacmimizi yüzde 3,7 arttık. 2016 yılında ulaşılan yurtiçi satış rekorunu daha da yükselttik Küresel piyasalarda aktif bir oyuncu olan şirketimiz, dünyanın dört bir yanındaki 27 ülkeye toplamda 5,8 milyon ton ürün ihraç etti. Bu sayede 2017 yılı toplam satışlarımız Tüpraş tarihindeki en yüksek miktar olan 31,5 milyon tona ulaştı.
 
Kur hareketlerin karşı ne tür önlemler aldınız?
Etkin risk yönetimi, sürdürülebilir ve başarılı bir şirket olmak için son derece önemli. Global rekabet ve ekonomik değişkenlerdeki kırılganlıklar risk yönetimini daha da yaşamsal hale getiriyor. Son yıllarda bu konuda da önemli mesafeler kat ettik. Özellikle kur ve petrol fiyatlarındaki oynaklığın arttığı dönemlerde finansal risklerimizi yönetmek için her türlü enstrümanı kullanıyor ve bankaların işlem hacmine dahi denk bir hacimde hazine operasyonunu yönetiyoruz.

Finansal performansımız, ürün fiyatları ile hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalardan büyük ölçüde etkileniyor. Ancak bu dalgalanma riskine karşı çeşitli türev enstrümanları kullanarak stok fiyat riskine karşı önlemler alıyoruz.
Uzun yılların birikimi olan tecrübelerin genç kuşaklara aktarımını son derece önemsiyorum. Şirketimizin bilgi birikimini, tecrübelerini her kademede olacak şekilde, genç kuşaklara başarıyla aktardık, aktarmaya devam ediyoruz. Üretim ve operasyonel faaliyetlerimizi güçlü bir insan kaynağı ile yönetiyoruz. Küresel piyasalardaki olumlu gelişmelerle birlikte güçlenen iş gücü kaynağı ve her alanda artan verimlilikle şirketimiz, sadece satış hacimlerinde değil tüm operasyonel ve finansal hedeflerin üzerinde performans gösterdi.
Özetle, elde ettiğimiz başarıda sürekli gelişen insan kaynağımız, kapasitesi ve etkinliği artırılan sağlam rafineri, lojistik altyapımız ve her alanda sağlanan verimlilik artışının önemli bir payı bulunuyor.
 
Tüpraş’ın işlerini çeşitlendirdiğini biliyoruz. Bu strateji kapsamında neler yapılıyor?
Lojistik altyapı ve operasyonel mükemmelliğe yönelik yatırımlarımızın yanı sıra yurtiçi ve yurtdışı alanlarda olası iş ve yatırım fırsatlarını da yakından takip ediyoruz. Enerji sektöründeki dönüşüm ve değişimin gerektirdiği iş çeşitlendirme stratejimizi oluşturarak, rafinajı faaliyetlerimizin odağında tutmayı sürdürüyoruz. Aynı zamanda sektörel entegrasyona ve start-up’lara yatırım yapmayı hedefliyoruz.
Yatırım kararlarımızda projelerin niteliği, en az ülke ve bölge kadar önem teşkil ediyor. Lojistik altyapımızı geliştirme hedefimiz doğrultusunda yapılan yatırımlarla tanker filo kapasitesini iki katına çıkardığımız Ditaş, ülkemizin en önemli deniz yolu taşımacılığı şirketlerinden birisi haline geldi. Önümüzdeki dönemde Ditaş’ın filo büyüklüğünü daha da artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca ülkemizin ilk özel demiryolu taşımacılığı şirketi olan Körfez ulaştırma A.Ş.’nin taşıma kapasitesini 2,5 milyon ton seviyesine çıkarmak için gerekli yatırımlarımızı attık. İş çeşitlemesi noktasında önemli adımlar attığımız alanlardan biri de “Trading” oldu. Ürün ithalat ve ihracat operasyonlarından doğan kâr marjından daha fazla pay almayı,
bu alandaki görünürlüğümüzü ve doğrudan etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Trading operasyonlarının yanı sıra diğer yatırım ve büyüme alternatiflerine yönelik bir yol haritası oluşturuyoruz.
 
Yenilenebilir enerji şirketlerin gündeminde. Tüpraş’ın bu konuda çalışmaları var mı?
Yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Özellikle güneş ve rüzgâr enerjisinde sağlanan ilerleme, alternatif enerji kaynaklarının rekabetçi seviyeleri yakalayabilmeleri konusunda umut verici.
Bu doğrultuda alternatif enerji kaynaklarının dünyamızın hızla artan enerji ihtiyacının karşılanmasında gelecekte önemli bir paya sahip olacağını düşünüyoruz. Tüpraş olarak biz de yenilenebilir enerji alanında öncelikle kendi rafinerilerimizin enerji ihtiyacını karşılamayı, enerji maliyetlerini düşürmeyi ve karbon ayak izini küçültmeyi hedefliyoruz. Geleceğe dönük bakış açımızla; yeni ürün, hizmet, süreç ve iş modelleriyle değer yaratmak üzere inovasyon stratejimizi kurum içi girişimcilik ve açık inovasyon çalışmaları odağında belirledik.
Kurum içi girişimcilik ekibimiz inovatif fikirlerin paylaşılabildiği “Fikir Ünitesi” portali üzerinden, önceliklendirilen fikirler üzerinde çalışmalar yürütüyor.
 
Tüpraş’ın dijital dönüşüm çalışmalarından bahseder misiniz?
Değişime ve hızlı adapte olanın kazanacağı dijitalleşme akımına, iş ve proses emniyetini gözardı etmeden adapte olmayı amaçlıyoruz. Uzun bir yolculuk olarak gördüğümüz Dijital Dönüşüm programı aylık dönemde Akdeniz rafineri marjının varil başına geçen yılın 1,12 dolar altında gerçekleştiğini, orta distilat hariç diğer ürünlerin kârlılıklarının sektörel ortalamalarda olsa dahi geçen yılın altında seyrettiğini görüyoruz. Diğer yandan artan petrol fiyatlarının küresel talebi olumsuz yönde etkileyebileceğine yönelik açıklamalar da yapılıyor. Ülkemiz açısından petrol ürünlerine yönelik canlı talebin devam etmesi Tüpraş faaliyetleri için olumlu bir ortam teşkil ediyor. Ancak Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Arjantin, Brezilya, Rusya, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler, petrol fiyat artışının yanı sıra zayıflayan milli para birimleri dolayısıyla meydana gelen fiyat artışlarını nihai tüketiciye yansıtmamak için önlemler alıyorlar. Özellikle son dönemlerdeki dalgalı, yükselen kur ve petrol fiyatı, kârlılığımızı dönemsel olarak da olsa etkileme potansiyeline sahip. Kur artışından doğabilecek dönemsel kayıpları en aza indirmek amacıyla finansal enstrümanlar etkin şekilde kullanıyoruz.

Arz tarafında sıkıntılar var mı?
Arz tarafına baktığımızda ise OPEC kesintileri, ülkeler arasında başlayan ticaret savaşları ve jeopolitik gelişmeler petrol fiyatını yükselten ana etkenler olarak dikkat çekiyor. Operasyonel anlamda ise sektörümüzde talebin nispeten daha zayıf olduğu ilk yarıyılda, yüksek sezonda bize yüksek kapasite kullanım imkânı sağlayacak geniş kapsamlı bir bakım duruşu gerçekleştirdik. Duruşlar sebebiyle ilk çeyrekte operasyonel neticelerimiz geçen yılın gerisinde olsa da yılsonu operasyonel ve finansal hedeflerimizi yakalamayı hedefliyoruz. 2018’in geri kalan dönemindeki yüksek sezona ve 2019 yılına daha hazır hale gelmiş durumdayız.
 
2006-2017 döneminde yaklaşık 6 milyar dolarlık yatırım gerçekleştiren Tüpraş’ın önümüzdeki dönemde yatırım planlarıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Rafinajda yatırımın sürdürülebilirliğin temel taşlarından biri olduğunu ifade etmiştim. Şirketimizin sürdürülebilirliği kadar verimlilik ve kârlılığına önemli katkılar sağlamak üzere 2017 yılı içerisinde 128 adet yeni yatırım projesi yürüttük. Ayrıca 2017 yılı, lojistik altyapımızı önemli oranda güçlendirdiğimiz bir yıl oldu. İki yeni Suezmaks tanker Ditaş filosuna katıldı. Ayrıca tamamı Tüpraş sermayesi ile kurulan ilk özel demiryolu taşımacılık şirketi olan Körfez Ulaştırma A.Ş.’de 2017 sonunda demiryolu taşımacılığına başladı.

Bu yıl öncelikli olarak proses iyileştirme ve operasyonel etkinliğimizi artıracak projeler olmak üzere, rafinerilerimizin rekabet gücünü artırmak üzere birçok yeni ve devam eden projelerin tamamlanması için yaklaşık 250 milyon dolarlık bir yatırım planlıyoruz. Kısa ve orta vadede proses iyileştirme ve operasyonel emniyet projeleri, ünitelerde modernizasyon projeleri, sera gazı azaltımına ve karbon ayak izimizi küçültmeye yönelik bir çok yatırım projesi sürdürüyoruz. Daha yüksek katma değerli ürün üretme stratejimiz doğrultusunda, ürün verimimizi artıracak projelerimizi oluşturuyoruz. Özellikle gemicilik yakıtlarındaki değişim ile oluşacak potansiyele cevap verecek “dönüşüm üniteleri” projeleri üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca özel spesifikasyonlarda yakıtlar ve bitüm geliştirmeye yönelik Ar- Ge çalışmalarımıza devam ediyoruz. Temiz su kaynaklarının ne kadar stratejik öneme sahip olduğunun bilinciyle, su yönetim stratejimizi oluşturduk. İlk etapta Tüpraş’a yakışan çevreci bakış açımızın yansıması olarak İzmit rafinerimizde şehir atık suyunun geri kazanımı ve proseslerimizde kullanımına yönelik projemizi başarıyla devreye aldık. Bir adım ilerisi olarak İzmir, Kırıkkale ve Batman rafinerilerimizin su ihtiyacını çok daha yüksek oranda geri kazanılmış kaynaklardan sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor.