Varlık fonu yeni hikaye yaratır mı?

0
26

Türkiye’de devraldığı şirketlerle gündemde olan Türkiye Varlık Fonu’nun ilk aşamada 200 milyar dolar bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu rakama ulaşırsa Türkiye Varlık Fonu dünyanın en büyük 12’nci fonu olabilir.

Büyümeye yüzde 1,5 katkı sağlaması beklenen Türkiye Varlık Fonu’yla ekonominin yapısal sorunlarına katkıda bulunulması öngörülüyor. Halk Bankası, Ziraat Bankası, BOTAŞ, Çaykur, Borsa İstanbul, THY, TPAO, Türk Telekom ve Milli Piyango’nun da aralarında olduğu dev şirketleri ve arazileri devralmasıyla gündemin ilk sıralarındaki yerini alan fonun, bu varlıkları teminat göstererek yurtdışından uygun para toplaması planlanıyor. Köprü, otoyol, Kanal İstanbul gibi dev projelerin finansmanda önemli bir rol üstlenmesi beklenen fonun ilk aşamada 200 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması planlanıyor. Bu hedefe ulaşıldığında Türkiye Varlık Fonu’nun büyüklüğü, dünya sıralamasında 12’nci sırada bulunan Singapur’un 180 milyar dolarlık Temasek Fonu’nu geçecek.

Dünya genelinde 40’tan fazla ülkede 80’e yakın varlık fonunun toplam büyüklüğü 7 trilyon 423 milyar doları buluyor. Bu fonların 4 trilyon 245 milyar doları petrol ve doğalgaza, 3 milyar 178 milyar doları ise emtia dışı varlıklara dayalı. 2020 yılına kadar dünyadaki varlık fonlarının toplam büyüklüğünün 15 trilyon doları bulacağı tahmin ediliyor.
 
AMAÇ GELECEK NESİLLERE REFAH SAĞLAMAK

Varlık fonlarının kuruluş amacı, ülke ekonomisini konjonktürel etkilerden kurtarmak ve gelecek nesillere refah aktarmak. Son iki yılda seçimler, jeopolitik riskler ve darbe girişimi gibi birçok olumsuz gelişmeden etkilenen ekonomide Türkiye Varlık Fonu, uzun vadede yeni bir hikaye yazılmasına katkıda bulunabilir. Ekonominin büyümesine katkıda bulunması beklenen fon, altyapı yatırımlarını destekleyebilir.

Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan, 10 farklı modeli inceleyerek Türkiye’ye uygun modeli dizayn ettiklerini belirterek, “Türkiye Varlık Fonu’nun gerçek başarısı devraldığı varlıklara kattığı değer olacak. Eldeki mevcut kaynaklarla hangi yatırımları destekleyeceğiz? Hangi sektörün ayağa kalmasına katkıda bulunacağız? İstihdama nasıl katkımız olacak? Bunlar bizim performansımız olacak” diyor. Fonun dünya örneklerinde olduğu gibi üç aşamalı denetleneceğini belirten Bostan şöyle devam ediyor: “Birincisi bağımsız denetim. Bu uluslararası standartlara bağlı olacak. İkincisi, başbakanın yönlendirmesiyle üç denetim elemanı çalışacak. Rapor hazırlayacaklar, bunun üzerinden de her yıl hem hükümete hem TBMM Plan Bütçe Komisyonu’na raporlama yapılacak.” Bostan, fonun sermaye piyasalarının gelişmesine de katkıda bulunacağını kaydediyor. 

Varlık fonunun dünyada çok başarılı örnekleri olduğunu belirten Ünlü Portföy Genel Müdürü Murat Gülkan da, “Malum; varlık fonları, bütçe fazlalarından oluşuyor ve bunlar bir ülkenin elindeki fazla tasarrufları ekonominin uzun dönemli istikrarını ve refahını artırmaya yönelik yatırımları finanse etmek amacıyla kuruluyor. Çin gibi ödemeler dengesi önemli ölçüde fazla veren ve zengin döviz rezervine sahip ülkelerde örneklerine rastlıyoruz. Veya Norveç, Körfez ülkeleri gibi petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkeler tarafından kuruluyor” diyor. Gülkan’a göre, dünyada varlık fonunun altın standartı Norges. Başarılı olan varlık fonlarının yüzde 10 ila yüzde 80’ini kurum dışı fon yönetim şirketleri yönetiyor, dünya ortalaması ise yüzde 35. Gülkan, söz konusu bu şirketlerin çok sıkı birtakım performans kriterleriyle denetlendiğini söylüyor.

Türkiye’deki varlık fonunun başarısı ise birden fazla parametreye bağlı. Bunların neler olduğu konusunda ise Gülkan şu değerlendirmede bulunuyor: “Öncelikle henüz kaynak tahsis edecek para yok. Bunun yerine fona devredilen varlıklar var. İlk aşama; kuşkusuz bu varlıkların monetize edilmesi yani paraya çevrilebilmesi gerekiyor. Varlık fonu, bir anlamda Özelleştirme İdaresi gibi çalışarak varlıkları nakde çevirecek. Burada satış dışındaki seçeneklerin tercih edileceğini anlıyoruz.” Bunun yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarının tasarrufunda bulunan ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve varlıklar da fona devredilebilecek. İkinci aşamada; elde edilen nakit verimli bir şekilde değerlendirilecek. Bu yapılırken birden fazla amaç hedefleniyor. Gülkan bunları, “Birincisi, kuşkusuz verim yani getiri konusu. İkincisi, piyasaları stabilize etme misyonu. Üçüncüsü, mega projelerin finansmanına katkı sağlanması” yorumunda bulunuyor.
 
DENETİMDE ŞEFAFLIK SAĞLANMALI
Varlık fonunun denetimiyle ilgili bazı ekonomik ve siyasi çevrelerde endişeler de söz konusu. Ancak Gülkan, bu endişelere katılmıyor. “Çünkü özellikle belirtmekte fayda var ki, Türkiye devlet geleneği kuvvetli bir ülkedir. Gerekli denetim mekanizmalarının işlemesi ve şeffaflık açısından bir sorun olacağını düşünmüyorum” diyor. 
Omurga Portföy Genel Müdürü Oğuz Kösebay ise Türkiye Varlık Fonu’na devredilen gayrimenkullerin yönetimi için gayrimenkul portföy yönetim şirketlerinin devreye girebileceğini söylüyor. Kösebay, böylece fondaki gayrimenkullerin profesyonel yönetim ve denetimle daha verimli hale gelebileceğini, atıl duran nakdin değerlenebileceğine dikkati çekiyor. Kuruluşu ve bünyesine kattığı şirketler nedeniyle eleştiriler olsa da Türkiye Varlık Fonu, iyi yönetilir ve kaynaklar iyi kullanılırsa dünya örneklerinde olduğu gibi ekonomiye katkı sağlayabilir.