‘Türkiye yolsuzluk algı endeksinde mesafe kat etti’

0
30

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksine göre Türkiye önemli bir mesafe kat etmiştir. 2002 yılında 102 ülke arasında 65. sırada yer alan Türkiye, 2013 yılında 177 ülke arasında 53. sıraya yükselmiştir. Böylece Türkiye yolsuzluk algısı en yüksek olan yüzde 36’lık ülke grubundan, yolsuzluk algısının en düşük olduğu yüzde 30’luk ülke grubuna girmiştir” dedi.
 
Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın sunumunu yaptı.
 
Hükümetleri döneminde sermaye piyasalarının derinleşmesi amacıyla reformlar gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, bu kapsamda İstanbul’un sadece bölgesel değil küresel finans merkezi olmasını amaçladıklarını ve İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında bir yol haritası çizdiklerini anlattı. İstanbul’un 2009 yılında Küresel Finans Merkezleri Endeksine göre 75 ülke arasında 72. sıradayken 2014’te 83 ülke arasında 42. sıraya yükseldiğini belirten Şimşek, “Hedefimiz 2018 yılında ilk 25 arasında yer almaktır” dedi. Şimşek, toplam girişim sayısının yüzde 99,8’ini oluşturan KOBİ’lerin sermayeye erişimini kolaylaştıracak organize bir piyasa oluşturmayı planladıklarını, bu kapsamda Borsa İstanbul bünyesindeki özel piyasanın Kasım ayında faaliyete geçeceğini bildirdi.
 
Bakan Şimşek, “Bu çabalarımız sonucunda Türkiye Finansal Gelişmişlik Endeksine göre 2009 yılında 55 ülke arasında 44. sırada iken 2012 yılında 62 ülke arasında 42. sıraya yükselmiştir. Türkiye’nin 2018 yılında Finansal Gelişmişlik Endeksinde ilk 30’da yer almasını öngörüyoruz” diye konuştu.
 
“Yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde çalışıyor, yatırımlarımızı bu alanlara yöneltiyoruz”  
Türkiye ‘nin birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 74 oranında dışa bağımlı olduğunu ve bu durumun cari açık üzerinde ciddi bir baskı yarattığına belirten Şimşek, şunları kaydetti:
 
“2013 yılında 55,9 milyar dolar olan enerji ithalatı 2014 yılı Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık bazda 56,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde enerji ithalatı hariç bakıldığında cari dengenin 7,5 milyar dolar fazla verdiği görülmektedir. Bu nedenle yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde çalışıyor, yatırımlarımızı bu alanlara yöneltiyoruz. 2014 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam elektrik enerjisi kurulu gücümüzün yüzde 40,4’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmektedir. İnşa halindeki santrallerin devreye girmesiyle ülkemizde yenilenebilir enerji toplam kurulu gücün yarısını oluşturacaktır.”
 
Şimşek, 2002-2013 döneminde toplam (yerli ve yabancı) patent başvurularının 6,5 katına çıkarak 12 bini aştığını, marka başvurularının neredeyse üç katına çıkarak 108 bini geçtiğini, endüstriyel tasarım başvurularının ise 2,2 katına çıkarak 45 bine ulaştığını aktardı. Türkiye’de üretim ve ihracatın sadece üçte birinin yüksek ve orta üstü teknolojiden oluştuğunu ifade eden Şimşek, “Önümüzdeki on yıl içerisinde yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 15’e çıkartmayı hedefliyoruz” dedi.
 
“Kayıt dışılıkla etkin mücadele devam ediyor” 
Kayıt dışılıkla etkin mücadelenin kararlılıkla devam ettiğine işaret eden Şimşek, kayıt dışı istihdam oranını 2002 yılındaki yüzde 52,1 seviyesinden 2014 yılı Temmuz ayı itibarıyla 15,7 puan azaltarak yüzde 36,4’e indirdiklerini söyledi. Şimşek, kayıt dışı ekonominin GSYH içindeki payını 2003 yılından bu yana yaklaşık 6 puan azaltarak yüzde 26,5 seviyesine düşürdüklerini de belirtti.
 
Şimşek, şöyle devam etti:
 
“Şehirleşme ve tarım sektöründeki çözülme gibi faktörlerin yanısıra Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi çerçevesinde attığımız adımlar ile vergi oranlarında indirim, vergi ve prim teşvikleri kayıt dışılığın azaltılmasında etkili olmuştur. Önümüzdeki dönemde kayıt dışılıkla mücadele için yeni bir eylem planını yürürlüğe koyacağız. İlgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla elektronik ortamda bilgi ve veri paylaşımı yapılarak elde edilen veriler bilişim teknolojileri vasıtasıyla çapraz kontrollere tabi tutulacaktır. Böylece denetimlerin etkinliği ve sayısı arttırılarak kayıt dışı ekonomi ile daha kararlı bir şekilde mücadele edilecektir.”
 
Şimşek, uzun vadede kalıcı refah artışını belirleyen en önemli faktörlerden birinin kurumların kalitesi olduğunu, hükümetleri döneminde gerçekleştirdikleri reformlarla Türkiye’nin kurumsal kapasitesini güçlendirdiklerini anlattı. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin, mevzuat uyumu ve idari kapasitenin güçlendirilmesi adına yürütülen en önemli süreçlerden biri olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Son raporda 33 faslın 30’unda ilerleme sağlandığı kaydedilmiştir. Hükümetimiz bu süreci kararlı bir şekilde uygulamaya devam edecektir” diye konuştu.
 
Maliye Bakanı Şimşek, şunları kaydetti:
 
“Dünya Ekonomik Forumunun her yıl yaptığı Küresel Rekabet Gücü Endeksinde Türkiye, 2005 yılında 117 ülke arasında 71. sıradayken 2014 yılında 144 ülke arasında 45. sıraya yükselmiştir. Böylece dokuz yılda tam 26 basamak atlamıştır. Türkiye Küresel Rekabet Gücü Endeksinde bir önceki yıla göre en önemli iyileşmeleri makro ekonomik ortam, yükseköğretim ve hizmet içi eğitim ile teknolojik altyapı endekslerinde göstermiştir.
 
Diğer yandan Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksine göre Türkiye önemli bir mesafe kat etmiştir. 2002 yılında 102 ülke arasında 65. sırada yer alan Türkiye, 2013 yılında 177 ülke arasında 53. sıraya yükselmiştir. Böylece Türkiye yolsuzluk algısı en yüksek olan yüzde 36’lık ülke grubundan, yolsuzluk algısının en düşük olduğu yüzde 30’luk ülke grubuna girmiştir. Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Endeksine göre 2006 yılında 175 ülke arasında 84. sırada yer alan Türkiye, 2013 yılında 189 ülke arasında 69. sıraya yükselmiştir. Türkiye’nin 2018 yılında İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde ilk 50 arasında yer almasını hedefliyoruz.”
 
Sürdürülebilir büyümenin sadece niceliksel büyümeyi değil niteliksel gelişmeyi de içerdiğine işaret eden Şimşek, bu çerçevede büyümenin kapsayıcı olması, gelir dağılımında adaletin sağlanması ve refahın bölgeler arasında dengeli dağılmasının öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
 
“Gelir dağılımına ilişkin göstergeler yaşanan hızlı büyüme sürecinin toplumun tüm kesimlerine olumlu yansıdığını, toplumsal refahın artarken toplumun farklı kesimlerine adil bir şekilde dağıldığını göstermektedir” diyen Şimşek, 2002’de en zengin yüzde 10’luk kesimin ortalama gelirinin en yoksul yüzde 10’luk kesimin gelirinin 18,3 katı iken yoksul kesimin gelirinin daha fazla artarak 2013 yılında bu oranın 11,9 katına gerilediğini bildirdi.
 
“Yatırımlarla GAP bölgesindeki istihdamı artırdık” 
Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmak amacıyla GAP, DAP, KOP ve DOKAP kapsamındaki 35 ile 2002-14 döneminde 2014 fiyatlarıyla 93,2 milyar lira kaynak aktarıldığını ifade eden Şimşek, bu projelerin kurumsal altyapısını güçlendirmek amacıyla GAP Bölge Kalkınma İdaresine ilave olarak Konya’da KOP, Erzurum’da DAP, Giresun’da DOKAP bölge kalkınma idarelerini kurduklarını anlattı. Şimşek, “Ayrıca yerel potansiyel ve dinamizmi harekete geçirmek üzere 26 kalkınma ajansını kurduk ve faaliyete geçirdik. GAP, DAP, KOP ve DOKAP için hazırladığımız eylem planlarıyla bölgesel kalkınmaya hız kazandırıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
 
Yatırımlarla GAP bölgesindeki istihdamın artırıldığının altını çizen Şimşek, şunları söyledi:
 
“Son altı yıllık dönemde bölgede 584 bin yeni istihdam sağladık. Böylece bölgedeki işsizlik oranını 2007 yılındaki yüzde 16,9 seviyesinden 2013 yılında yüzde 14,5’e düşürdük. Önümüzdeki dönemde de bölgesel kalkınmada, sosyal adaleti önceliklendiren, dengeli kalkınmayı ve rekabet edebilirliği güçlendiren yaklaşımımız devam edecektir.  Bu kapsamda kalkınma ajanslarının kaynaklarını ve imkanlarını artıracağız. Bölgesel ve sektörel teşvik sistemini güçlendireceğiz. Bütün bölgelerimizde özel sektörün gelişmesi için kredi garanti sistemi, girişim sermayesi ve melek yatırımcılar gibi yeni mali araçları ve sistemleri bölgesel farklılıklara ve önceliklere göre faaliyet gösterebilecek etkinliğe ve esnekliğe sahip bir şekilde yaygınlaştıracağız.
 
Bu reform gündemimiz, kararlı ve istikrarlı siyasi irademiz ve iddialı hedeflerimiz Türkiye’yi çok geçmeden yüksek gelirli ülkeler grubuna taşıyacaktır. Sağlam makroekonomik temellerimiz sayesinde orta ve uzun vadede geleceğe umutla bakıyoruz. Türkiye, genç ve dinamik nüfusu, siyasi istikrarı ve gerçekleştirdiğimiz tüm bu reformlarla geleceğe emin adımlarla yürümeye devam edecektir.”
 
Şimşek,  2013 yılında bütçe giderlerinin 408,2 milyar lira, bütçe gelirlerinin 389,7 milyar lira, bütçe açığının 18,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın 31,4 milyar lira olarak gerçekleştiğini söyledi.
 
2014 yılında ikincil mevzuatta değişiklik yaparak taşınmazların muhasebe kayıtlarında izlenmesine imkan sağladıklarını, bakanlıkça geliştirilen bilişim projesi sayesinde 2014 yılı Ekim ayında tapuda Hazine adına tescilli taşınmazların tamamının envanter işlemini tamamladıklarını belirten Şimşek, “Bu anlamda 3 milyon taşınmazın 2,8 milyonunu muhasebe kayıtlarına girdik. Kalan taşınmaz kayıtlarını ise Kasım ayı içerisinde gerçekleştireceğiz. Söz konusu ikincil mevzuat değişikliği ile genel yönetim içindeki diğer kamu idarelerine ait taşınmazların da envanter ve değer tespitinin yapılarak muhasebe kayıtlarına alınmasına imkan sağladık. Muhasebe yönetmeliklerinde yapılacak değişiklik ile 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren tahsisli taşınmazların da muhasebe kayıtlarında izlenmesi mümkün olacaktır” diye konuştu.
 
Şimşek, Sayıştay ile gerçekleştirdikleri ortak çalışma ile genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin kurumsal hesap verebilirliğine katkı sağlayacak mevzuat ve bilişim alanındaki değişiklik ihtiyaçlarını tespit ettiklerini, bu kapsamda bakanlıkları tarafından hazırlanan Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği ile Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği Taslaklarını görüş için Sayıştay’a gönderdiklerini bildirdi. Şimşek, “Her ne kadar geçiş için 3 yıl bize verildiyse de söz konusu Yönetmelik değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri mevzuatta öngörülen temel mali tabloların hepsini özel bütçeli idarelerde olduğu gibi Sayıştay’a sunabilecektir” değerlendirmesinde bulundu.
 
“Sonuçlar 2014 yılında bütçe performansımızın başarılı olduğunun göstergeleridir” 
2014 yılının ilk 9 aylık gerçekleşmeleri ile 2014 yıl sonu gerçekleşme tahminlerini de komisyon üyelerine aktaran Şimşek, şöyle konuştu:
 
“Yılın ilk dokuz aylık döneminde bütçe giderleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,5 oranında artarak 325,4 milyar lira olmuştur. Buna göre bütçe giderleri 2014 Yılı Bütçesinde öngördüğümüz çerçevede gerçekleşmiş ve başlangıç ödeneğinin yüzde 74,6’sına ulaşılmıştır. Bütçe gelirlerine bakacak olursak yılın ilk dokuz ayında merkezi yönetim bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,1 oranında artarak 313,5 milyar lira olmuştur. Bu oran 2014 yılının tamamı için öngördüğümüz yüzde 3,5’lik artışın iki katından fazladır. Vergi gelirleri 2014 yılının ilk dokuz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 oranında artarak 258,7 milyar lira’ya ulaşmıştır. Vergi gelirlerindeki artış oranı 2014 yılı için öngörülen yüzde 6,8’lik artış oranının üzerindedir.  Bu yılın ilk dokuz ayında bütçe 11,9 milyar lira açık, 26,3 milyar lira faiz dışı fazla vermiştir. 2014 Yılı Bütçesini hazırlarken bütçe açığı hedefimizi 33,3 milyar lira, faiz dışı hedefini ise 18,7 milyar lira olarak belirlemiştik. Buna göre bütçe açığındaki gerçekleşme oranı yüzde 35,9 olmuştur. Yani yılın ilk dokuz ayında bütçe açığı hedefimizin yaklaşık üçte biri civarında gerçekleşmiştir. Yılın ilk dokuz ayındaki faiz dışı fazla ise başlangıç hedefinin yüzde 40,5  üzerindedir. Bu sonuçlar 2014 yılında bütçe performansımızın başarılı olduğunun apaçık göstergeleridir.
 
Yılın ilk dokuz ayındaki gerçekleşmeler ve yıl sonuna ilişkin temel varsayımlarımız ışığında 2014 yılında bütçe giderlerinin 448,4 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 424 milyar lira olacağını öngörüyoruz. Buna göre, bütçe açığının 24,4 milyar lira ile başlangıç tahmininin yaklaşık 8,8 milyar lira altında, faiz dışı fazlanın ise 25,8 milyar lira ile başlangıç hedefinin 7,1 milyar lira üstünde olacağını öngörüyoruz. “