‘Türkiye yatırımcılar için cazip gözükmüyor’

0
31

Washington’daki küresel makro, siyasi ve ekonomik risk analiz şirketi ‘Sidar Global Advisors’ın kurucusu Cenk Sidar, Fortune Türkiye’ye finansal piyasalar ve Türkiye’nin ekonomisine dair açıklamalarda bulundu.

Sidar Global Advisors’ın çalışma şeklini de anlatan Sidar, bugüne kadar Microsoft, Hilton, Merck, Statoil, Bertelsmann gibi büyük kurumların yurtdışı finansal ve ticari operasyonlarında yol gösterdiklerini ifade etti.

Önümüzdeki dönemde büyümenin daha çok gelişmiş ekonomilerde olmasını, gelişmekte olan ekonomilerin yavaşlamasının beklendiğini söyleyen Sidar, buna rağmen gelişmekte olan piyasalara ilginin azalacağını söylemenin yanlış olacağını kaydetti. Firmaların bu süreçte ince eleyip sık dokuması gerektiğinin altını çizen Sidar, “Bu yüzden politik risk ve makroekonomik değerlendirmeler ve doğru işbirliklerini gerçekleştirmek çok önemli” dedi.

IMF’nin Türkiye’nin ekonomisinin büyümeye devam edeceği açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sidar, “Aritmetik olarak büyümeden daha önemli olan büyümenin niteliği ve sürdürülebilirliği. Maalesef Türkiye son dönemde yatırımcılar için cazip bir piyasa olarak gözükmüyor. Bunu yakından takip ediyoruz. Siyasi ve güvenlik problemleri uzun vadeli ve üretime yönelik yatırım yapacak kurumları düşündürüyor.” şeklinde konuştu.

Sidar Global Advisors’ın kurucusu Cenk Sidar’la yaptığımız söyleşinin devamı:

“TEKNOLOJİYİ BU DENLİ KULLANAN ABD’DE ÖNCÜ FİRMAYIZ”

Sidar Global Advisors olarak ne tür faaliyetler yürüyorsunuz?
SGA olarak Avrupalı ve ABD`li şirketlerin ve yatırım fonlarının gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımlarında bu firmalara destek oluyoruz. Politik riskin, makroekonomik oynaklığın yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerde ve çatışma yaşanan coğrafyalarda yapılan yatırım ve operasyonlara odaklanıyoruz. Özellikle Afrika, Güney Amerika ve Orta Doğu bölgesi 2009 yılından beri çalıştığımız ve iyi bildiğimiz bölgeler. Bu bölgelerde yüzlerce proje ve araştırma gerçekleştirdik. Washington`da bu bölgeleri çok yakından takip eden uzmanlarımız, bizzat bu ülkelerde yerleşik danışmanlarımız ve işbirliği yaptığımız yerel firmalar mevcut. Araştırma, risk danışmanlığı, stratejik iletişim ve operasyonel danışmanlık hizmetleri sunuyoruz.

Ayrıca son dönemde büyük veri analitiği ve sosyal medya bazlı ülke risk profilleri oluşturabildiğimiz bir teknoloji yatırımı da yaptık. Artık sadece geleneksel bir araştırma ve danışmanlık firmasının da ötesinde risk algoritmaları sayesinde siyasi ve güvenlik risklerini müşterilerimize neredeyse gerçek zamanlı raporlayıp, olası zararları minimize etme konusunda bir farklılık yaratıyoruz. Politik ve makroekonomik risk analizi sektöründe teknolojiyi bu denli kullanan ABD`de öncü firmayız diyebilirim.

“ASYA VE LATİN AMERİKA FİRMALARINDAN TALEPLER ALIYORUZ”

Çalıştığınız küresel şirketlerin arasında en bilinenleri hangileri?
Bugüne kadar Microsoft, Hilton, Merck, Statoil, Bertelsmann gibi büyük kurumların yurtdışı finansal ve ticari operasyonlarında kendilerine yol gösterdik. Türkiye`de de TÜSİAD ve DEİK ile çalıştık. Ayrıca Kazakistan, Gana ve Haiti Hükümetlerine de farklı projelerde destek olduk. Bunların haricinde onlarca yatırım fonu ve kobi ile de çalıştık, yurtdışı büyüme stratejilerini oluşturduk ve uyguladık. Son dönemde Asya ve Latin Amerika firmalarından da talepler alıyoruz.

Bankaların yaptığı araştırmalarla sizin araştırmalarınız arasındaki farklar neler?
Biz müşterimizin ihtiyaçlarına uygun “özelleştirilmiş” raporlar hazırlıyoruz ve riskleri sürekli olarak izliyoruz. Genel raporlarımızdan ziyade hazırladığımız bu özel raporlar ve strateji önerileri bizzat kurumun liderliğine bir büyüme ve risk azaltma yol haritası sunuyor. Ayrıca projelerin içeriğine göre daha aktif bir rol alıp, firma ile birlikte yeni ülkelere seyahat edip ve iş geliştirme faaliyetlerinde destek oluyoruz.

Ekibinizde kaç kişi çalışıyor?
Küresel olarak uzman, danışman ve partner olarak nitelendirebileceğimiz 30`a yakın bir ekibimiz var. Bu ekip hem coğrafi hem de endüstriyel olarak farklı konularda uzmanlıklara sahip.

“FİRMALAR DOĞRU PİYASALARI SEÇMELİ” 

Genel anlamda finansal piyasalara yönelik beklentileriniz ne şekilde?
Küresel ekonomik kriz sonrası gelişmiş ülkelerde yaşanan yavaşlama sonrası gelişmekte olan ekonomilere yönelme gerçekleşti. Bu süreçte risk hesaplamasını iyi yapanlar ve doğru yol haritası izleyen firmalar kazandı, politik risk ve makroekonomik faktörleri yeterince dikkate almayanlar kaybetti.  

Önümüzdeki dönemde büyümenin daha çok gelişmiş ekonomilerde olması, gelişmekte olan ekonomilerin yavaşlaması bekleniyor. Buna rağmen gelişmekte olan piyasalara ilgi azalacak demek yanlış olur. Keza halen pastanın büyük bölümü bu ülkelerde. Bu süreçte firmalar ince eleyip sık dokumalı ve doğru piyasaları seçmeli. Bu yüzden politik risk ve makroekonomik değerlendirmeler ve doğru işbirliklerini gerçekleştirmek çok önemli.

“TÜRKİYE’DE GÜVENLİK RİSKLERİNİN AZALTILMASI GEREKİYOR”

IMF geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ekonomisinin büyümeye devam edeceğini söyledi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aritmetik olarak büyümeden daha önemli olan büyümenin niteliği ve sürdürülebilirliği. Maalesef Türkiye son dönemde yatırımcılar için cazip bir piyasa olarak gözükmüyor. Bunu yakından takip ediyoruz. Siyasi ve güvenlik problemleri uzun vadeli ve üretime yönelik yatırım yapacak kurumları düşündürüyor. Bu durumun değişmesi için ciddi bir siyasi güven restorasyonu ve güvenlik risklerinin azaltılması gerekmekte. Bu iki önkoşul gerçekleşirse zaten Türkiye`nin coğrafyası, dinamik ve genç nüfusu büyümeyi tekrar canlandırabilir. Ama siyaset ekonominin önünde bugün en önemli engel.


 

Cenk Sidar kimdir?

Cenk Sidar kurucusu olduğu Sidar Global Advisors (Sidar Küresel Danışmanlar) adlı araştırma ve stratejik danışmanlık şirketiyle uluslararası şirketlere ve finansal kuruluşlara stratejik danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Sidar, ABD’deki çalışmalarının yanında, Türkiye’de günlük ulusal gazetelere enerji ve dış politika konularında yazılar yazmakta, televizyon kanallarına siyaset, ekonomi ve enerji konularında mülakatlar vermektedir.

Cenk Sidar sırasıyla Bahçelievler Anadolu Lisesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Johns Hopkins Üniversitelerinde eğitim gördü. Avrupa Birliği ve T.C. Dışişleri Bakanlığının ortak programı olan Jean Monnet programı bursuyla, İtalya’nın Bologna şehrinde Johns Hopkins University (SAİS Bologna Center) “Avrupa Güvenlik ve Dış Politikası” üzerine yüksek lisans eğitimi görmüştür. Yüksek lisans eğitimine Enerji Politikaları ve Ekonomi alanında Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington şehrinde devam etmiş ve 2007 yılında Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası İlişkiler Okulundan Uluslararası ilişkiler ve Uluslararası Ekonomi yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.