“Türkiye teröre karşı en etkili mücadeleyi veren bir ülke”

0
24

Türkiye’nin teröre karşı en etkili mücadeleyi veren ülke olduğunu söyleyen Erdoğan anti-Semitizm, İslamofobi ve her türlü ırkçılığın da karşısında bulunduklarını söyledi.
 
BM’nin 69. Genel Kurulu’nun dünkü toplantısında konuşan Erdoğan, “Türkiye teröre destek veren, göz yuman bir ülke değil, bilakis teröre karşı en etkili mücadeleyi veren ülkedir. Türkiye, anti-Semitizmin, İslamofobi’nin, her türlü ırkçılığın karşısında bir ülkedir” dedi.
 
Bu yılki genel kurulun, 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın 100’üncü yıldönümüne denk geldiğini hatırlatan Erdoğan, “Birinci Dünya Savaşı’na sahne olan coğrafyanın, aradan geçen bir asırlık süreye rağmen, istikrar, huzur, barış ve refahtan halen yoksun olduğunu üzülerek müşahede ediyoruz” dedi.
 
Erdoğan, Irak’tan Suriye’ye, Filistin’den Yemen’e, Mısır’dan Libya’ya, Afganistan’dan Ukrayna’ya kadar, geniş bir coğrafyanın derin krizler içinde insanlığın vicdanını yaralayan görüntülere sahne olduğunu kaydetti.
 
Erdoğan, Filistin sorununa değindiği konuşmasında bu yıl Filistin’in sadece Gazze Şeridi’nde, 490 çocuğun katledildiğini, 3,000 çocuğun ise yaralandığını söyleyerek, şöyle konuştu:
 
“Basın özgürlüğü yok diye bazı ülkeleri kıyasıya eleştirenlerin, Filistin’de öldürülen 16 gazeteciyi görmezden gelmesi, medya mensuplarına yapılan baskıyı duymazdan gelmesi küresel vicdanın dikkatlerinden kaçmıyor. Çok açık söylüyorum: Çocukların öldürülmesine, masum kadınların alçakça katledilmesine, halkın oylarıyla gelmiş iktidarların silah ve tanklarla devrilmesine seyirci kalanlar, sessiz kalanlar, tepkisiz kalanlar, bu insanlık suçuna alenen ortak olmaktadır.”
 
Modern dünya tarafından çifte standart sergilendiğini ve bunun çok geniş halk yığınları nezdinde ciddi bir güvensizlik oluşturduğunu belirten Erdoğan, bu nedenle başta BM olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlara karşı güvensizlik duygusu oluştuğunu bildirdi.
 
Erdoğan, “Bugün karşı karşıya kaldığımız uluslararası terörün en temel beslenme kaynaklarından biri de işte bu güvensizlik duygusudur. Mazlumlara yönelik çifte standart, çocukların katledilmesine karşı sergilenen kayıtsızlık, tüm dünyada teröre oksijen sağlamaktadır” dedi.
 
Daha fazla masum insan hayatını kaybetmeden BM’nin sorunlara ağırlığını koyması gerektiğini belirten Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin, dünya gerçekleriyle bağdaşmayacak şekilde, BM’yi etkisiz hale getirmesinin, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum olmadığını kaydetti.
 
Irak’ta yaşanan krizin, Türkiye başta olmak üzere bütün bölge ülkelerini doğrudan etkilediğini belirten Erdoğan, yeni kurulan hükümet ile Irak’ın yeni bir başlangıç yapacağını umduklarını söyledi.
 
“Suriye meselesi de aynı şekilde sınırları aşmaya başlamıştır” diyen Erdoğan, Suriye’de dört yıldır 200,000’den fazla kişinin öldüğünü ve 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, BM’nin yine etkili çözümler sunamadığını kaydetti.
 
Erdoğan, Mısır’daki yönetim değişikliğine ilişkin olarak da şöyle konuştu:
 
“Mısır’da, halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı darbeyle indirilirken, verdikleri oyun hesabını sormak isteyen binlerce masum katledilirken, BM de, demokratik ülkeler de bunu sadece izliyor.”
 
Erdoğan, İslam ile terörün yan yana kullanılmasının incitici olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Din adına terör kavramını hiç bir şekilde onaylamıyor, böyle bir tanımlamanın en başta dinlere yönelik büyük bir saygısızlık olduğuna inanıyoruz. Barış anlamına gelen İslam kavramının, terör ile yan yana kullanılmasına da şiddetle karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde, kendi insanlık dışı eylemlerine İslami etiketini yakıştıranlar da, başta İslam dinine olmak üzere tüm dinlere ve insanlığa karşı çok büyük hürmetsizlik içindedir.”
 
Erdoğan, Suriye’yi terk etmek zorunda kalan 1.5 milyon kişiyi çok büyük oranda kendi imkanlarıyla barındıran Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için şu ana kadar kullandığı kaynağın 3.5 milyar doları aştığını kaydetti.
 
Erdoğan, “Suriye krizi giderek bölgesel ve küresel bir sorun haline gelmiştir. Buna insani ve siyasi açıdan ilgisiz kalınması artık mümkün değildir” dedi.