Son 10 yılda dünyanın en iyi hava yolu şirketleri arasında yerini alan ve 122 ülkede uçtuğu 304 noktayla yolcularına geniş uçuş ağı sunan THY, aynı zamanda Türkiye’nin marka elçisi. THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, bu başarıyı 2023 yılına gelindiğinde 500’den fazla uçak ile 120 milyon yolcu ve 30 milyar dolar ciro hedefi olarak ileriye taşımayı hedeflediklerini söylüyor.
Dünyanın en fazla ülkesine ve dış hat noktasına uçan havayolu unvanına sahip THY, aynı zamanda dünyanın en büyük dördüncü uçuş ağına sahip havayolu şirketi. 2018’de uçulan ülke sayısını 124’e, şehir sayısını ise 306’ya çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen İlker Aycı, IATA WATS Raporu’na göre havayollarının taşıdığı yolcu sayısı bakımından yaptığı sıralamada 2017 yılında taşınan toplam yolcuda 10. sırada, uluslararası yolcuda ise 6. sırada yer aldıklarını anlatıyor. Aycı Fortune’a yeni havalimanı ile beraber THY’nin yaşayacağı değişimi anlattı.
Küresel krizin yarattığı uzun süreli düşük büyüme pek çok gelişmiş ülkede yapısal sorunları gün yüzüne çıkardı. Son 8 yıldır ülkelerin bu sorunlara kısa vadeli politikalarla çözüm aramaları ve gerekli yapısal reformların son derece yavaş ilerlemesi, iktisadi sorunların toplumsal tepkiye dönüşmesine ve alternatif arayışlarına neden oldu. Küresel ekonomideki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Küresel ekonomik krizin etkileri dünya ekonomisini yıllarca baskı altında tuttu. Krizin finansal yapı üzerindeki oluşturduğu volatilitenin negatif etkileri sebebiyle sıklıkla değişen ve kısa vadeli politik çözümlerin ve ekonomik modellerin kullanılmasına şahit olduk. Küresel ekonomik kriz sonrasında hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin son yıllarda toparlanma sürecine girdiğini söyleyebiliriz. 2016 ve 2017 yıllarında küresel ekonominin beklenenden fazla büyümesi buna örnektir. Gelişmiş ülkeler pazar paylarında artış olmasına rağmen, daha düşük bir büyüme trendine girmişlerdir. Bunun temel çıkış noktası olarak gelişmiş ülkeler yapısal reformlara ağırlık vererek, hem dış konjonktür hem de iç büyüme anlamında katkı sağlayıcı faaliyetler zinciri oluşturmayı hedeflemiştir. 2003 yılında GSYİH Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP)’ne göre, ABD küresel sıralamada liderken, 2017 yılında Çin bu bayrağı ABD’nin elinden almıştır. Çin’in bu hamlesi, ucuz hammadde temini, ucuz işçilik ve ihracata dayalı bir ekonomi modeli kurmasından geçmektedir. Büyüme ile doğru orantılı olarak ve doğrudan toplum üzerinde etkisi bulunan enflasyon için aynı durum söz konusu olmamıştır. Gelişmiş ülkelerde beklenen enflasyonun beklenen değerlere ulaşamadığı görülmektedir. Geçtiğimiz dönemde merkez bankalarının sıkılaştırma politikaları likiditede daralmaların görülmesine neden oldu. Gelişmiş ekonomilerde ABD ile Çin arasındaki gerilim, merkezcil ve korumaya yönelik politikalar, merkez bankalarının sıkılaştırma politikaları ve Brexit belirsizliği gibi küresel ticaretteki riskler ve ticaret hacmindeki daralma büyümeyi aşağı yönlü etkiledi. Diğer taraftan, ABD Dolarının güçlenmesi, diğer güçlü para birimlerindeki değer kayıpları, finansal piyasalardaki dalgalanmalar ve yükselen risk gelişmekte olan ekonomilerdeki sermaye çıkışlarını ve yerel para birimleri üzerindeki baskıyı artırmıştır. 2019 yılı için politik ve ekonomik risklerin 2018 yılında olduğu gibi yine ön planda olacağını düşünüyorum. Siber saldırıların, ekonomik anlaşmazlıkların, değer kaybeden ticaret anlaşmalarının, siyasi çatışmaların, devam eden sermaye çıkışlarının ve enerji piyasasındaki değişimlerin ekonomideki gelişmelere yön vereceğini söyleyebilirim. 2019 yılı için tahminler aşağı yönlü revize edilirken; 2020 yılında ise toparlanmaya başlama beklentisi söz konusudur.
2018 yılını değerlendirdiğinizde şirketiniz ve sektör adına sizce nasıl bir yıl oldu? Gündeme aldığınız konuların ne kadarı hayata geçti?
2018, sivil havacılık sektörü için pozitif geçen bir yıl oldu. Sektör son dokuz senedir net kâr elde ediyor. Taşınan toplam tarifeli yolcu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6,1 artışla 4,3 milyara ulaştı. Bununla beraber yolcu trafiğinde yüzde 6,5, kapasitede ise yüzde 6 artış yaşandı. Doluluk oranı da son yedi yıldır artış gösteriyor ve 2018 yılında yüzde 81,9’a ulaştı. Dünyada havacılık sektörünün genişlediğinin göstergelerinden biri de 2018 yılındaki uçak teslimatları. Airbus ve Boeing firmaları 2018 yılında toplam 1600’ün üzerinde uçak teslimatı yaptı. Yolcu birim gelirleri ise son yedi senedir azalmaya devam ediyor. Diğer yandan petrol fiyatlarındaki değişimin etkisiyle birim yakıt maliyeti yüzde 13,5 arttı. Bunun da etkisiyle yakıt maliyetinin toplam maliyet içerisindeki payı yaklaşık 2 puan artarak yüzde 23,5’e yükseldi. Sektördeki yakıt harici birim maliyet ise yüzde 1 arttı. Hava kargo tarafında da görünüm olumluydu. Hava kargo trafiği 2018 yılında yüzde 3,5 artarken kapasite arzı yüzde 5,4 arttı. Taşınan kargo miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 3,6 artarak 63,7 milyon tona ulaştı. Kargo trafiğinin küresel boyutta artış göstermesinin başlıca sebeplerinden biri olarak, e-ticaretin dünyada hızla artmasını gösterebiliriz. İşletmeden tüketiciye olan e-ticaretin içindeki hava kargo taşımacılığının payı 2018 yılında yüzde 90 seviyesine ulaştı. Bu oran 2010 yılında yüzde 16 seviyelerindeydi. Türkiye’de ise yolcu sayısındaki büyüme trendi devam etti ve toplam yolcu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 8,6 artarak 153,6 milyona ulaştı. Özellikle ülkemizde artan turizm faaliyetlerinin etkisiyle en büyük artış yüzde 16,4’lük oranıyla dış hat yolcu sayısında yaşandı. Ülkemizdeki hava kargo trafiği ise toplamda yüzde 11,4 arttı. Türk Hava Yolları olarak ise; 2018 tarihe rekorlar yılı olarak geçti diyebiliriz. Toplam yolcu sayımızı, bir önceki yıla göre yüzde 9,5 artırarak 75,2 milyona çıkardık. Yolcu trafiğimizi yüzde 8,9, kapasite arzımızı da yüzde 5,2 artırdık. Yolcu doluluk oranımızı ise bir önceki yıla göre 2,8 puan artırarak yüzde 81,9’a çıkardık. 2018 yılında taşıdığımız kargo miktarını da artırdık. Kargo uçağı sayımızı 22’ye çıkararak bir önceki seneye göre yüzde 24,8 artışla 1,4 milyon ton kargo ve posta taşıdık. An itibarıyla 92’si geniş gövde, 218’i dar gövde ve 23’ü kargo olmak üzere toplam 333 uçağımız bulunmakta. Özellikle filomuza katılan ve katılacak yeni nesil uçaklar ile filomuzu genç ve dinamik tutuyoruz. 2018 yılında gündemimizde olan en önemli konuların başında, tüm fazları tamamlandığında yılda 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak olan İstanbul Havalimanı’nın açılışı vardı.
Aradan geçen süre içinde THY’nin Finansal performansınızı değerlendirir misiniz?
Yolcu ve kargo trafiğinde sağladığımız büyük başarıyı finansal performansımıza da yansıtıyoruz. Sadece trafik sonuçları ile rekorlar kırmıyoruz, aynı zamanda finansal sonuçlarımız ile de Ortaklık tarihimizin en başarılı sonuçlarını elde ediyoruz. Geçtiğimiz yılın ilk dokuz aylık verilerine göre 2017 yılının aynı döneminde 7,1 milyar USD olan yolcu gelirimizi yüzde 18,8 artışla 8,5 milyar USD’ye; 923 milyon USD olan kargo gelirimizi yüzde 28,7 artışla 1,2 milyar USD’ye yükselttik. Toplam gelirimizi ise 8,2 milyar USD’den yüzde 20 artışla 9,9 milyar USD’ye çıkardık. Rekorlarla geçen bir yılın ardından yolcularımızdan aldığımız güç ile yüksek kârlılık oranlarımızı da koruduk. 2018 yılının ilk dokuz ayındaki net kârımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık 3 katına çıkarak 755 milyon USD olarak gerçekleşti.
Türk Hava Yolları 2008’den beri zirvede olduğu Fortune 500 Türkiye’nin ihracat sıralamasında 2018 yılında yerini korudu. THY, Fortune 500 Türkiye kapsamında 8 milyar 50 milyon dolarlık hizmet ihracatıyla Türkiye’ye en fazla döviz kazandıran şirket oldu. İhracat şampiyonu unvanınızı korumak üzere hangi stratejileri gündeminize aldınız?
Uçuş ağımızda 124 ülke ve 257 dış hat şehir bulunuyor. Dünyanın en çok ülkesine uçan havayoluyuz. Her geçen yıl yeni noktaları uçuş ağımıza katarak bu sayıyı daha da ileri taşıyoruz. 2018 yılında 9 yeni hat açılışı ile Gambiya, Zambiya, Komorlar Birliği ve Sierra Leone olmak üzere 4 yeni ülkeyi daha uçuş ağımıza kattık. 2019 yılında yeni dış hat açılışlarımız olacak. Bunun yanında mevcut noktalarımıza frekans artışlarımız da oluyor. Her yeni uluslararası nokta ve frekans artışı, ülkemize ekstra döviz girişi anlamı taşıyor. Ayrıca uçuş gerçekleştirdiğimiz ülkelerle ülkemiz arasındaki ticari ve sosyo-kültürel ilişkilerin gelişmesine de katkı sağlıyoruz. Bu da aslında dolaylı olarak ihracat katkısı anlamına geliyor. Her sene hizmet verdiğimiz dış hat yolcu sayısını artırıyoruz. 2017 yılında 38,5 milyon olan dış hat yolcu sayısını 2018 yılında yüzde 9,3 artırarak 42 milyondan fazla dış hat yolcu taşıdık ve 2019’da da bu sayıyı 47 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. 2018’de dış hat yolcu sayımızın yüzde 56’sını dıştan dışa transfer yolcular oluşturdu. Dıştan dışa yolcu sayımızı artırırken Touristanbul, Stop Over İstanbul gibi projelerle ülkemize gelen turist sayısını da artırdık. Bu projeler kapsamında İstanbul’u cazibe merkezi haline getiriyor ve ülkemiz turizmine katkı sağlıyoruz. Dünyada ulaştığımız nokta sayısını artırmakla birlikte, ulaşabildiğimiz insan sayısını da artırmak bizim için çok önemli. Bu stratejimizi sürdürmekte kararlıyız. Tabi ki bu sadece uçuş noktası ekleyerek olmuyor. Tüm yolcularımıza Türk misafirperverliği ile ayrıcalıklı uçuş deneyimi yaşatıyoruz. Memnuniyetle tamamlanan bir yolculuk, sonrasında markamıza sadık yolcu ve yeni yolcu demek. Türk Hava Yolları hizmet kalitesinden memnun kalan yolcularımız yakın çevrelerine tavsiye etmek suretiyle bize yeni yolcular kazandırıyor. İhracattaki başarımız sadece yolcu taşımacılığına bağlı değil. Gelişen dünya ticareti ve insanların beklentileri hava kargo sektöründe de bizi atılımlar yapmaya itiyor. Turkish Cargo ile kargo sektöründe de varlığımızı belli ediyoruz. Yolcu taşımacılığında olduğu gibi kargo uçakları ile de dünyada en fazla dış hat noktaya uçan havayoluyuz. Sahip olduğumuz jeopolitik avantaj, altyapı imkânları ve tecrübemiz ile 2023 yılında kargo sektöründe dünyada ilk 5’te olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. 2018 yılında 22 kargo uçağımız ile 1,4 milyon tondan fazla kargo taşıdık ve bir önceki yıla göre yüzde 25’e yakın artış sağladık. Bu, hacimsel anlamda çok önemli bir miktar.
Son 10 yılda dünyanın en iyi hava yolu şirketleri arasında yerini alan ve (122 ülkede uçtuğu 304 noktayla- 2017-2018 verisi) yolcularına geniş bir uçuş ağı sunan THY, Türkiye’nin marka elçisi olarak ülke ekonomisi ve istihdam konularında neleri gündemine alacak? İstihdamda 2019-2020 dönemi için işe alım süreçlerinizde ve istihdam sayınızda değişiklikler olacak mı? Şu anda çalışan sayınız nedir?
Belirttiğiniz gibi yolcularımıza yüksek hizmet kalitemiz ile geniş bir uçuş ağı sunuyoruz. Sahip olduğumuz geniş uçuş ağı gelir akışımızı çeşitlendirmemizi ve bölgesel krizlere karşı risklerden korunmamızı sağlıyor. Böylece gelirlerimizi dengeli yönetebiliyoruz. Ayrıca bilet satışlarımızın büyük çoğunluğunu yurtdışında gerçekleştirerek, alanında ülkemize en çok döviz kazandıran hizmet ihracatçısı marka konumundayız. Açtığımız her yeni destinasyon ve frekans artırdığımız her ülke ile olan ticaret hacminin artmasına da destek oluyoruz. Burada yolcu gelirlerimizin dışında, taşıdığımız kargo ile de ülke ekonomimize belirttiğiniz gibi Türkiye’nin marka elçisi olarak katkı veriyoruz. Önümüzdeki süreçte de uçuş ağımızı yeni yolcu ve kargo pazarları ile daha da genişleterek, taşıdığımız yolcu sayımızı ve kargo tonajımızı daha da artırarak, gelirlerimizi çok daha yukarılara çıkararak ülkemize yaptığımız katkıyı artırmak istiyoruz. İstanbul Havalimanı’nın bu anlamda bize büyük desteği olacak ve tüm operasyonlarımızı oraya aktardığımız andan itibaren hedeflerimize çok daha emin adımlarla ilerleyeceğiz. Bu süreçte, uçak sayımızda ve uçuş ağımızdaki büyümeye bağlı olarak, yeni havalimanın da etkisiyle personel ihtiyacımız artacak. Son 5 yılda Türk Hava Yolları olarak yaklaşık 14 binin üzerinde personel istihdam ettik. Bunun yaklaşık 5.600’ü kabin memuru, 3.000’i ise kokpit ekibinden oluştu. Bugün, grup şirketlerimizi de dahil ettiğimizde, 2018 yılı sonu itibariyle personel sayımız 60 bine ulaştı. 2019-2020 yıllarında özellikle kabin, kokpit ve teknisyen alımımıza uçak girişlerimize ve büyümemize devam ederek ülkemiz için büyük bir istihdam kaynağı olacağız. İşe alım ve kariyer planlamaları süreçlerimizde ise eşit koşullardaki kişilere eşit fırsat ilkesini benimsiyoruz. Geçtiğimiz yıl bilindiği üzere yetenek programımız Take-off’u devreye aldık. Burada iş dünyasına adımını atacak gençlerimiz için havacılık sektörünün rekabetçi, hızlı gelişen, eğlenceli dünyasının kapılarını aralayacak imkanı sunuyoruz. Programla birlikte geçtiğimiz yıl sonunda Ortaklığımıza yeni yetenekler kazandırdık. 2019 ve sonraki yıllarda da sürdürmeyi plandığımız Take-off programı ile genç yetenekleri bünyemize katmaya devam edeceğiz.
Üçüncü havalimanı ile birlikte THY’nin gündeminde neler değişecek? Yeni havalimanının THY’ye kazandıracakları neler? Kargo taşımacılığı ve bununla ilgili araç trafiğinde dünyadaki havalimanları arasında hedeflediğiniz skorlar var mı?
Şüphesiz altyapı olanakları, hedeflerimize ulaşmak için en önemli etkenlerden biri. Eğer bir havayolu filo büyüklüğünü, hizmet kalitesini ve çeşitliliğini destekleyecek bir altyapıdan mahrumsa, bu global rekabet ortamında üst sıralarda yer alması mümkün değil. Hem kapasite bakımından hem bizim gönlümüzdeki hizmet kalitesi ve çeşitliliğini destekleyecek imkanlar bakımından Atatürk Havalimanı orta ve uzun vadede ihtiyaçlarımızı karşılayamayacaktı. Bu anlamda İstanbul Havalimanı bize can suyu olacak. Doğal bir aktarma noktası olmasının getirdiği avantajlarla beraber altyapısı genişletilmiş bir havalimanı ve güçlü bir uçuş ağına sahip Ortaklığımız birleşince İstanbul Havalimanı mega bir aktarma merkezine dönüşecek. Tarihte olduğu gibi bugün ve yarın da kıtaları İstanbul Havalimanı ile birbirine bağlayacağız. Yeni havalimanına geçtiğimizde ilk etapta, 90 milyon yolcuya hizmet verme ve Atatürk Havalimanı’na kıyasla saatte ortalama yüzde 10 daha fazla uygun slot imkanımız olacak. Özellikle üçüncü pistin de devreye alınmasıyla kapasite sorunlarından dolayı daha önce derinleşemediğimiz pazarlarda payımızı büyütecek ve operasyonel manada iyileşmelerle birlikte müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitemizi artıracağız. Geçmişte şahit olduğumuz çift haneli büyümeler bu süreçle beraber devam edecek. İstanbul Havalimanı’nın imkanlarıyla kargo alanında da büyük bir atılım yapacağız. İlk etapta 2 milyon ton olacak kargo kapasitesimiz, havalimanı tamamlandığında 4 milyon ton kargo kapasitesine ulaşacak ve İstanbul dünyanın en büyük kargo şehirlerinden biri olacak. Buradan aldığımız güçle dünyanın en büyük kargo şirketlerinden olan ZTO ile bir ortaklık kurduk. Bu işbirliği, Çin menşeli ürünlerin dünyaya dağıtılmasında Türk Hava Yolları’nı en büyük oyuncular arasına taşıyacak. Bunun gibi projeler ve İstanbul Havalimanı ile birlikte 2023’te dünyada ilk 5 kargo şirketinden biri olmayı hedefliyoruz. İstanbul Havalimanı’nın sunacağı avantajlar bunlarla sınırlı değil. Yolcu memnuniyetine özel yatırımlarımız da var. Yolcularımızın memnuniyetlerini artırarak konforlu seyahat imkânı sağlamak en birincil önceliğimiz. Bu önceliğimiz ışığında İstanbul Havalimanı’nda Lounge, Business Lounge’larımız ve Exclusive Lounge’ı yolcularımızın hizmetine sunacağız. Yolcu işlemlerinin kolaylıkla yapabilmesi için her türlü tesis ve teknoloji düşünüldü ve orası en verimli ve en yolcu dostu hizmetlerin yer aldığı bir havalimanı olacak. Problemsiz ve rahat edecekleri şekilde yolcularımızı yeni evimize alıştırmak için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.
2019 yılı ve sonrası için ajandanızda neler var? Hangi konulara ve yatırım alanlarına odaklısınız? Gerçekleştirmeyi düşündüğünüz ciro hedefi nedir? Büyüme stratejilerinizde öncelikleriniz neler? Global vizyon ve yatırımlar konusunda gündeminizde neler var? Türk Hava Yolları’nın 2025 yılına kadar filo yaş ortalamasıyla ilgili bilgi verir misiniz? THY kendisine gelen şikayetler, müşteri memnuniyeti anketlerinden nasıl sonuçlar çıkarıyor kendine? Bu konuda nasıl bir yapılanmanız var?
Öncelikli hedefimiz; yeni evimiz olan İstanbul Havalimanı’na taşınma sürecini sorunsuz bir şekilde tamamlamak. Zaten bildiğiniz gibi şuan bir kısım iç ve dış hat seferlerimizi İstanbul Havalimanı’nda gerçekleştiriyoruz. Buna bağlı olarak gerek tesislerimiz gerekse müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik projelerimiz devam ediyor. Atatürk Havaliman’ında yolcularımıza sunduğumuz ayrıcalıklı lounge hizmetimizi daha önce de bahsettiğim gibi İstanbul Havalimanı’nda iç hatlar ve dış hatlar giden yolcu Business Lounge’larımız ve Exclusive Lounge yatırımlarımız ile bir adım daha ileriye taşıyacağız. Diğer bir gündemimiz filomuza katılacak, bize operasyonel maliyetlerimizde avantaj sağlayacak olan yeni nesil uçaklar. Yeni nesil uçaklarla birlikte yolcu memnuniyetini artırmaya yönelik muhtelif dizayn ve konfigürasyon yatırımları da yapıyoruz. Yeni nesil geniş gövde uçaklarımızda yeni Business Class konfigürasyonlarımızı da hayata geçireceğiz. Bunun yanında uçak içi eğlence sistemleri konusunda da oldukça iddialıyız, fakat bununla yetinmiyoruz. Yeni nesil dar gövde uçaklarımız zaten Wi-Fi donanımı ile birlikte geliyor. Amacımız tüm dar gövde uçaklarımızda bu altyapıyı oluşturmak. Bu bağlamda proje çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizi ve ortaklığımızı havacılık sektörünün merkezi konumuna ulaştıracak Uçuş Eğitim Merkezi’miz ve buna bağlı yatırımlarımız devam ediyor. Yapacağımız yeni simülatör yatırımları neticesinde 2021 yılı sonunda simülatör sayımızı 28’e çıkaracağız. Diğer taraftan, AnadoluJet’i yeniden yapılandırmayı ve rekabetçi gücünü daha da artırmayı hedefliyoruz. Atmayı planladığımız büyük adımlarla AnadoluJet’e hak ettiği marka değeri ve karakteri kazandıracağız. Bu bağlamda AnadoluJet’i renginden uçuş noktalarına kadar baştan yapılandırmayı planlıyoruz. Bir diğer konu da stratejik iş birlikleri ve ortaklıklar. Bildiğiniz üzere Indigo ile uzun dönemli stratejik bir iş birliğine imza attık. Önümüzdeki dönemde başta Uzakdoğu olmak üzere kuzey ve güney Amerika bölgelerinde de bu iş birliklerini artırmayı amaçlıyoruz.
Bu ve bunun gibi ilave projeler ile birlikte 2023 yılına geldiğimizde 500’den fazla uçak ile 120 milyon yolcuya ulaşmış olacağız. Toplam ciro hedefimiz ise 30 milyar dolar. Müşteri şikayetlerine gelecek olursak, öncelikle her bir şikâyeti ve öneriyi hizmet kalitemizi geliştirmek ve müşterilerimize daha iyi hizmet vermek için bir fırsat olarak görüyoruz ve müşteri şikâyetlerini ve önerilerini bu bağlamda ele alıyoruz. Burada öncelikli hedefimiz hiçbir müşterimizin mağdur olmaması. Bunun için gelen şikâyet ve öneriler kategorilerine göre ilgili ünitelere iletiliyor ve kısa bir süre içerisinde çözüm sağlanarak müşterimize geri dönüş sağlıyoruz. Bu sürecin yanında müşteri şikâyetlerini ele alan ve buna bağlı gelişim alanlarını belirlediğimiz bir komitemiz var. Bu komite, şikâyet ve önerileri derinlemesine inceleyerek kök neden analizleri yapıyor ve proaktif yaklaşımla başka müşterilerin benzer problemleri yaşamaması adına gerekli çalışmaları yapıyor. Bazen bu çalışmanın çıktıları bir projeye de dönüşebiliyor ve bir değişimin tetikleyicisi olabiliyor. Bu sebeple biz Türk Hava Yolları olarak yolcularımızı herhangi bir sorun yaşadıklarında bu sorunlarını bizimle paylaşmaları için cesaretlendiriyoruz. Çünkü biz müşterilerimizle kurduğumuz bağın çok özel bir bağ olduğuna inanıyoruz. Rakipleriniz uçaklarınızı, hizmetlerinizi ve süreçlerinizi kopyalayabilir ve sizi taklit edebilir fakat müşteri ile kurduğunuz bağ kopyalanamaz ve taklit edilemez. Bu nedenle müşterilerimizi can kulağı ile dinliyor, onların bizimle yaşadıkları deneyimi mükemmelleştirmek için elimizden geleni yapıyor
THY’nin küresel sivil havacılık pazarındaki genel durumuyla ilgili bilgi verir misiniz? Üyesi bulunduğunuz Star İttifakı ortaklarıyla iş yaratan ve onların sunduğu potansiyelden iş çıkaran sinerji hakkında neler söylersiniz?
Dünyanın en fazla ülkesine ve dış hat noktasına uçan havayoluyuz. Aynı zamanda dünyanın en büyük dördüncü uçuş ağına sahibiz. 2018 sonu itibarıyla uçtuğumuz ülke sayısını 124’e, şehir sayısını ise 306’ya çıkardık. IATA WATS raporuna göre havayollarının taşıdığı yolcu sayısı bakımından yaptığı sıralamada 2017 yılında taşınan toplam yolcuda 10. sırada, uluslararası yolcuda ise 6. sırada yer aldık. 2018 yolcu sıralaması henüz yayınlanmadı; ancak yaptığımız iç analizlerimize göre sıralamamızı geliştirdiğimizi düşünüyorum. Yolcu operasyonları yapan havayolları arasında dünyada 10. büyük filoya sahibiz. Bu 10 büyük havayolu içerisinde ise filo ortalama yaşına göre en genç 5. havayolu konumundayız. 1997 yılında kurulan Star İttifakı bugün 28 üyesiyle dünya ülkelerinin %98’ini kapsayan bir uçuş ağına sahip. 193 ülkede yılda 750 milyondan fazla yolcuya hizmet ediyor. Biz de dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu olarak 2008 yılından bu yana bu ittifakın önemli bir üyesi konumundayız. Üyeliğe giriş yaptığımız tarihte ittifakın mevcut uçuş ağına 31 yeni destinasyon ekleme imkanına sahipken, bugün ise toplamda 77’in üzerinde destinasyonla Star Alliance markasının küresel pazarda ön plana çıkmasına yardımcı oluyoruz. Star ittifakı üyesi havayollarının yolcuları geniş uçuş alternatifinin yanı sıra, yolcu sadakat programımız Miles & Smiles üyeleri, ittifak avantajlarının tümünden faydalanabiliyorlar. Yolcularımız da Star İttifakı üyelerinin müşterilerine sunduğu faydalardan istifade edebiliyorlar. Tüm üye havayolu uçuşlarında mil kazanıp harcayabilmekle birlikte, dünya çapında binden fazla özel yolcu salonuna erişim sağlayarak, ekstra bagaj hakkı, öncelikli bagaj teslimatı, güvenlik kontrolünden hızlı geçiş, özel check-in kontuarları ve uçağa öncelikli alım hizmetlerinden de yararlanabiliyorlar. Star İttifakı üyesi diğer 27 havayolu şirketi ile kazan-kazan işleyişine dayalı iş birliğimiz sayesinde yolcularımıza kapsamlı uçuş alternatiflerini ve diğer ayrıcalıkları istifadelerine sunmaya devam ediyoruz.
Kritik bir karar anında profesyonel yöneticilerinizin önerilerine uyma oranınınız nedir?
Türk Hava Yolları’nda yol arkadaşlarım olarak gördüğüm yönetici arkadaşlarım bilgileriyle tecrübelerini birleştiren güçlü bir ekip. Dünyada ve ülkemizde sürdürdüğümüz faaliyetlerde kendi sınırlarımızı geçmek adına bu güçlü ekibimizin sunacağı önerileri elbette dikkate alıyorum. Kendi görüşlerime ilave olarak gerek aynı ve farklı görüşlerin gerekse olumsuz görüşlerin bildirilmesi yönetim süreçlerinde olağan bir durum. Böyle geri bildirimleri ekibimizden alabilmenin yönetim sürecinde oldukça kıymetli bir gereklilik olduğunu düşünüyorum.
İşinizi profesyonel yöneticilerinize ne kadar delege edersiniz?
Doğru iş doğru delegasyonla mümkündür. Aksi durumda başarızlık kaçınılmaz olacaktır. Ben, birlikte çalıştığım yöneticilerime, ekibime, onların bilgi ve tecrübesine, becerisine güvenirim. Bu bağlamda yönetim kadrosundan çıkan önerilere değer veririm. Gelen önerilerde yapılması gerekenlere birlikte karar verir, başarıyı birlikte sağlarız. Ayrıca dünya ortalamasının altında genç bir yönetim ekibimiz var. Bu çevik ve dinamik ekip sayesinde, hızlı ve doğru kararlar alabiliyoruz. İşimizi, sorumluğunu üstlendiğimiz bayrak taşıyıcısı olmanın verdiği bilinçle, layıkıyla yerine getirebilmek adına eleştiren bir yapıda olsam da, çalışma arkadaşlarımın eleştiren bakış sunmalarını da ister ve beklerim.
İş hayatında size karşı fikir geliştiren çalışanınızın bu konudaki özgürlük sınırı nereye kadar?
Karşılıklı etkileşim ve eleştirel bakış açısı fikirlerin olgunlaşmasını sağlar. Eleştiri ve karşı fikir oluşturma genellikle negatif olarak algılanmasına karşın, ben bunu bir konu üzerinde fikir alış verişi yapmak olarak değerlendiriyorum. Her bir farklı bakış açısı ve fikir daha etkin, sahiplenici ve uygulanabilir kararlar almamızı sağlar.