THY/Aycı: Hava yolunu bize satmak isteyen şirketler var

0
33

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, işlerinin mevsimsel olduğunu belirterek, “Geçen yıl son çeyrekte 386 milyon dolar kazanarak yıl içinde oluşan zararı silip süpürdük. Bu yıla da güçlü girdik. Bu yıl, planlamalarımıza, stratejilerimize göre gidiyor.” dedi. 

Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’na konuk olan Aycı, 2016 yılında önemli parametreler yaşandığını ifade ederek, bunlardan birinin Brexit ile birlikte başlayan AB’deki iç gerilimler olduğunu söyledi.

Avrupa’nın büyük şehirlerinde meydana gelen ve Türkiye’ye de yansıyan, Türkiye’de de meydana gelen çeşitli saldırıların bir diğer parametre olduğunu belirten Aycı, bu saldırıların bütün dünyada güven ve istikrar üzerine gölge düşürdüğünü, gerilim ve saldırıların ciddi anlamda hem turizm sektörü hem insanların seyahat alışkanlıkları hem de havacılık sektörü ve onun tüm paydaşlarını etkilediğini kaydetti. 

Yakıt fiyatlarında yaşanan düşüşe işaret eden Aycı, “Bu sektörde en önemli maliyet parametresi; yakıt parametresi… Önemli parametrelerden bir diğeri, bütün dünyada dolara karşı yerel para birimlerinin güç kaybetmesi oldu. Bunun da yönetilmesi gereken bir risk olduğunu hep birlikte yaşadık.” diye konuştu. 
Likiditeyi, bilançoyu, giderleri etkin yönetmenin, giderleri düşürmeye çalışmanın geçen yılın önemli konularından biri olduğunu vurgulayan Aycı, şöyle devam etti: 

“Sektörümüz geçen yıl giderlerini yaklaşık yüzde 2,5 düşürebildi. THY ise yüzde 8,9’luk bir gider düşüşü kaydetti ve paydaşlarının çok ötesinde bir akıllı gider yönetimi, etkin gider yönetimi ile geçen yıl yaşanan fırtınanın üstesinden gelmeye ve buna karşı koymaya çalıştı. 337 uçaklık yolculuğumuzda, bunun içerisinde 93 geniş gövde, 231 dar gövde, 14 tane de kargo uçağımız var. Bu filomuzu ayakta tutarak, dimdik yolumuza devam ettik.”

“Hala en çok noktaya uçan hava yolu olan unvanımızı korumaktayız”
İlker Aycı, dünyada meydana gelen gelişmelerden bir diğerinin de Open Skies (Açık Semalar) Anlaşmaları üzerinde oluşan sorunlar olduğunu belirterek, hükümetlerin özellikle korumacı politikalarla yerel ve milli hava yollarını koruma yoluna gitmesinin sektörel sıkıntılar arasında bulunduğunu söyledi. 

Güvenlik sorunlarının sürmesi nedeniyle sektörde yeni korumacı politikaların devreye alınmasının sektörde yeni ayrımcılıkların, yeni eşitsizliklerin ortaya çıkmasına neden olduğunu vurgulayan Aycı, “Örneğin, laptop yasağı gibi meydana getirilen, güvenlik merkezli olduğu söylenen ama uygulamanın sonuçları itibarıyla baktığınızda çok ciddi ticari sonuçlara da sebep olabilen bir ayrımcılığın beraberinde getirildiği, getirilmeye çalışıldığı veya bu sonuçların hiç önemsenmeden, tek bir parametreden bakarak belli sonuçları elde etmeye yönelik sığ politikalarla, sektör üzerinde yeni etkilerin meydana getirildiği görülmekte.” ifadesini kullandı. 

Aycı, THY’nin, tüm bunlara karşı yeni duruşlar, yeni bakışlar geliştirerek filosunu, network’ünü, frekans derinliğini ve giderlerini etkin şekilde yönettiğini, bu anlamda tüm parametreleri optimize ederek yenilikçi yaklaşımlarla bu etkilere cevap verip karşı koyduğunu söyledi. 

Geçen yılın ilk 3 ayında yüzde 10 büyüdüklerini hatırlatan Aycı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dünyada, Körfez’deki bir hava yolu ile biz, geçen yıl en büyük kapasiteleri koymuştuk. Geçen yıl filomuza 43 yeni uçak girdi. Bir önceki yıl 38 yeni uçak girdi ki, bu yaklaşık 18-19 ayda 81 uçağın filomuza girmesi demek… 2003’den bu yana ülke içinde destinasyon sayımızı ikiye katladık, yurt dışında 3 katından fazlaya çıkardık. Bütün yaşadıklarımıza rağmen bugün dünyada 302 destinasyonla, 120 ülkeyle, hala en çok noktaya uçan hava yolu olan unvanımızı korumaktayız.

Geçen yıl yüksek bir kapasiteyle girilen yılın mükemmel fırtınaya dönüşmesi sonucu meydana gelen tüm bu parametrelerdeki değişimlerin, ülke ekonomisine, bize, bölgesel ekonomiye, Avrupa’ya, coğrafyaya ve sektörümüze olan yansımalarını yönetmeye çalıştık. Geçen yıl Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı yüzde 30 düştü. Turizmde yüzde 30 gerileme çok önemliydi. Çünkü Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 74’ü, yani yaklaşık dörtte üçü uçakla geliyor. Bunun da yüzde 37-38’ini biz taşıyoruz.”

“Geçen yıl tüm yaşadıklarımıza rağmen yolcu sayımızı yüzde 2,7 artırdık”
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Aycı, THY’nin Türk turizmindeki etkisinin son derece önemli ve kritik olduğuna dikkati çekerek, turizmde yaşanan düşüşe direndiklerini, geçen yıl politikalarını “transit yolcuyu artırmaya çalışmak, İstanbul’u bir transit hub olarak daha da öne çıkarıp parlatmak” yönünde evrilterek sağlam bir manevra yaptıklarını söyledi. 

Bunun kolay bir manevra olmadığını vurgulayan Aycı, şunları kaydetti:
“21 milyon transit yolcu taşıdık. Transit pazarımızda yüzde 15’lik büyüme sağladık. Bu herkesin dikkatini çekti. Bütün bölgedeki diğer şirketlerden yolcu almaya başladık. Sektörde oldukça önemli bir hamleydi. Geçen yıl tüm yaşadıklarımıza rağmen yolcu sayımızı yüzde 2,7 oranında artırdık. Yolcu sayımızı geçen yıl 1,5 milyondan fazla artırdık, her şeye rağmen 62,7 milyon yolcu taşıdık. Bu perspektiften baktığınızda, dünya üzerindeki pazar payımızı da 1,9’a yükselttik. Yani, dünyadaki pazar payımızı geçen yıl yine 0,1 baz puan artırdık ki bu çok önemli ve anlamlı.” 

“Mayısta yolcu sayısı dış hatta yüzde 6,7, kargo ise yüzde 33 arttı”
İlker Aycı, kargodaki büyümeyi devam ettirdiklerini belirterek, yolcu gelirlerinde geçen yıl yaklaşık yüzde 8’lik düşüş yaşadıklarını, bunun sektörde yaşanan düşüşle uyumlu olduğunu söyledi.

Kargo gelirlerinde yaşanan artışa ilişkin de bilgi veren Aycı, şöyle devam etti:
“Kargoda geçen yıl yaklaşık 1 milyar dolar bandına ilk kez yükseldik. Bu yıl da bunu 1,2’ye kadar zorlayacağımız bir hedefi koyduk. Dünya üzerindeki pazar payımızı da 2023’e kadar ikiye katlamayı hedef olarak koyduk. Dünyada da ilk 5 kargo şirketinden biri olmayı hedef olarak aldık. Bu yıl mayıs ayında yolcu sayısı özellikle dış hatta yüzde 6,7 arttı, kargo ise yüzde 33 arttı. Rakamları yeniden büyütmeye, yolcu sayısını yeniden artırmaya başladık. Bu yıl yolcu sayısı taşıma hedefimiz 62,7 milyonu 69 milyona getirmek. Bunun için de tüm gayretimizle mücadele edeceğiz ve çalışacağız. Hedefimizi asla küçültmüyoruz. Hedefimizin, vizyonumuzun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz Türkiye ekonomisinde, turizminde, havacılığında önemli bir rol ifa ediyoruz.”

“Bizim işimiz mevsimsel”
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Aycı, THY’nin Türkiye’nin tanıtımından ihracatına kadar pek çok alanda önemli sorumluluğu bulunduğunu, THY’nin büyümesinin Türkiye ekonomisinde de olumlu gelişmeleri tetikleyeceğini söyledi.

2016’nın ardından yaraları sarıp bu yıla daha iyi başladıklarını ifade eden Aycı, şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz, bizim işimiz mevsimsel. İlk iki çeyrek eksidir, son çeyrek eksidir, sektör üçüncü çeyrekte kazanır ve üçüncü çeyrekte kazandığı ile bütün yılı toparlar ve kurtarır. Bu anlamıyla biz geçen yıl son çeyrekte uçaklarımızı ilk yere indirdiğimizde, kapasite fazlası oluştuğunda, talep düştüğünde, talep arzın altında kaldığında ki bu yıllar sonra ilk kez yaşandı, 13-14 yıl sonra THY’nin ilk kez karşılaştığı bir durumdu. Türkiye, bundan 15-18 yıl önce çok krizler yaşadı, ne ekonomik krizler yaşadı, nelerin altından kalktı ama Türkiye 13-14 yıldır bu istikrara ve sürekli büyümeye, sürdürülebilir büyüme rakamlarına alıştı. THY de bu hikayenin en iyi anlatıldığı ve yaşandığı şirketlerden biriydi. 

Bir yandan turizmde yüzde 30 ziyaretçi gerilemesi, bir yandan yaşanan gelişmelerin ekonomiye etkisi, bütün çevrelerde ‘Türkiye’ye gitmeyin, riskli ülke’ uyarılarının yapılması çok etkili oldu. Buna karşılık yaptığımız çalışmalarla yüzde 30 ziyaretçi sayısının gerilemesine rağmen sivil havacılıkta uçan yolcu sayısı sadece yüzde 8 geriledi.”

Aycı, THY’nin gösterdiği büyümenin Türkiye’deki havacılık sektörünün de daha geri gitmesini engelleyip bir yerde tuttuğunu ve yüzde 8 kayıpta kaldığını, bu kaybın çok daha inme riskinin geçmişte bulunduğunu, kaybı transit yolcu ile ayakta tutmayı başardıklarını söyledi.

Geçen yıl son çeyrekte 386 milyon dolar kazanarak yıl içinde oluşan zararı silip süpürdüklerini belirten Aycı, “Bu yıla da güçlü girdik. Bu yıl, planlamalarımıza, stratejilerimize göre gidiyor. Bu, hiçbir kırılganlık olmadığı anlamına gelmesin. Elbette güven ve istikrar ortamının sürmesi çok kritik.” ifadesini kullandı. 

“Bize hava yolunu satmak isteyen şirketler var”
Aycı, “Dünyada bizimle beraber hava yolu kurmak isteyen veya hava yolunu bize satmak isteyen şirketler var. Biz de bunları takip ediyoruz. Bu fırsatları inceliyoruz.” dedi.

Havacılık sektörünün de buna hemen olumlu reaksiyon verdiğini belirten Aycı, “Rusya ile ilişkiler iyileştiği andan itibaren Rus turistler çok güçlü bir şekilde geri döndü. Avrupa’dan gelen turist sayısında artış başladı. Uzak Doğu’da hareketlenme görüyoruz. Doluluk oranları yeniden artıyor. Afrika’daki doluluk oranlarımız da çok iyi. Afrika’da bir numarayız.” şeklinde konuştu.

Aycı, hedefi büyük tutmaya devam ettiklerini, 2023 yılında daha önce açıkladıkları uçak ve yolcu sayısı ile ciro seviyesine ulaşacaklarını bildirdi.

Geçen yıl akamete uğrayan süreçlere rağmen yaraları sarıp yollarına yeniden devam ettiklerini aktaran Aycı, “Büyümeyi sürdüreceğiz. Yeni destinasyonlar var. 17 Temmuz’da Phuket’i açıyoruz. Son birkaç yıldır özellikle ters mevsimlerde talep çekecek Miami ve Manila, Mauritius gibi hatları da ekleyerek bilanço üzerindeki mevsimsellikleri azaltmaya çalışıyoruz.” diye konuştu. 

Şu an bütün filolarının uçtuğunu ve doluluk oranlarının ciddi anlamda arttığını belirten Aycı, “Yolcu sayımızda artış var. Gelirlerimizde artış var. Son birkaç yıldır gelirlerde yeniden yukarı çıkışın başlamasının müjdesini vermek isterim. Bu olumlu gelişmeler devam edecek. Mutlaka yeni noktalar olacak.” dedi.
Aycı, 51 noktada bulundukları Afrika’da yeni noktalar baktıklarını, bu kıtada Türkiye ve THY’ye büyük bir teveccüh olduğunu söyledi.

“Uzak Doğu, Çin ve Hindistan ile Amerika pazarı gibi hedeflerimiz var”
İlker Aycı, THY’ye dışarıdan talepler olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Dünyada bizimle beraber hava yolu kurmak isteyen veya hava yolunu bize satmak isteyen şirketler var. Biz de bunları takip ediyoruz. Bu fırsatları inceliyoruz. Bizim Uzak Doğu, özellikle Çin ve Hindistan pazarı ile Amerika pazarı gibi hedeflerimiz var. Gelecekte bu pazarlarda nasıl pozisyon alacağımızı, ne şekilde yapılarla, iş birlikleriyle ilerleyeceğimiz konusunu şu anda çok ciddi değerlendiriyoruz. Bunları ana stratejilerimiz arasına koyduk. Olgunlaştıklarında, uygun zamanda bunları kamuoyuna açıklayacağız.”

Aycı, İtalyan hava yolu şirketi Alitalia ile ilgili kendilerine dolaylı haberler ulaştığını aktararak, “Stratejik hedef ve planlarımız içinde yeri olan bir şirket olduğunda tabii ki inceleriz. İnceledikten sonra eğer tatmin ediyorsa bakarız. Ama Alitalia şu an bizim ana hedef, plan ve stratejilerimiz içinde olan bir şirket değil.” ifadelerini kullandı.
Sektörde sert esen rüzgarların herkesi yakından ilgilendirdiğini ifade eden Aycı, şöyle devam etti:

“THY’nin geçen yıl yaşadıklarından nasıl dimdik çıktığını ve bu yıl nasıl büyüdüğünü gördüğünüzde, geçen yıl yönetimsel açıdan gösterilen basiret, dirayet, sorumluluk, özveri ve başarının ne olduğuna, Alitalia’yı burada konuşurken bir kere dikkat çekmek gerekir. Kimse THY’nin bu krizlere karşı dayanıklılığını ve yeniden gösterdiği büyüme performansını küçümsemesin. İnşallah çok yakında karlılığın da bunu takip ettiği ve gelirlerin arttığı bir performans göreceğiz.” 

Krizleri fırsata çevirmeye çalıştıklarını ifade eden Aycı, bunun yanında THY’nin gurur duyulan hizmet kalitesinin sürdürülebilir olması amacıyla yenilikler tasarladıklarını kaydetti. 

“Üçüncü Havalimanı ile işin çehresi değişecek”
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Aycı, 3. havalimanı vizyonunun, THY’nin şu anda bulunduğu konumunu daha da yukarı taşıyacak önemli bir kaldıraç görevi görecek mega bir proje olduğunu söyledi.
THY’nin planlarını buna göre yaptığına işaret eden Aycı, buranın dünyada daha güçlü bir transfer merkezi haline dönüşmesini istediklerini ifade etti.

Bugüne kadar Türkiye’deki hiçbir havalimanının tam anlamıyla bir transit mantığıyla planlanmadığını aktaran Aycı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“3. havalimanı bu anlamıyla, tasarımı itibarıyla, transite de güçlü hizmet vermeye hazırlanıyor. Biz geçen yıl 21 milyon transit yolcu taşıdık. Yeni havalimanımızla birlikte bu rakamlar daha da artacak. Birtakım korumacı tedbirlerle dünyadaki transit yolların akslarının değişmemesi için acımasız bir mücadele ve rekabet var. Yeni havalimanımızın bize sağladığı imkanları en iyi şekilde kullanarak THY olarak bütün dünyadaki hava yolları içindeki konumumuzu daha da geliştirip sağlamlaştıracağız. Türkiye’nin önemli bir transit destinasyon olarak yer alması konusundaki atılan bu güçlü adıma yönelik çok iyi bir planlama yapıyoruz. 3. havalimanına geçtiğimiz andan itibaren bu işin çehresi daha da değişecek.”

“Şirketlerimiz birer birer ihracatçı haline geliyor”
İlker Aycı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istihdam seferberliği çağrısına bin 500 kişiyi işe alarak katkı sağlamayı ilan ettiklerini belirterek, “Bu bile bizim için muhafazakar rakamdır. Bunun daha da üzerine çıkacağını tahmin ediyorum.” dedi.

Yerli üretim koltukların takıldığı Boeing 777-300ER uçağının filolarına katıldığını bildiren Aycı, bu yılın sonuna kadar 40 uçağın milli ve yerli koltuklarla donatılmış olacağını duyurdu. 

Aycı, şu an filolarında 14 kargo uçağının bulunduğunu, iki kargo uçağının daha geleceğini aktardı.
Bu arada yeni opsiyonları değerlendirdiklerini ifade eden Aycı, “Önümüzdeki yıllarda teslim alacağımız 176 tane dar gövdeli uçağımız var. Geniş gövdeyle ilgili kararlarımızı vermek için çalışıyoruz. Yeni nesil, daha verimli, daha sessiz, daha yakıt tasarruflu uçakların filoya katılabilmesi konusunda opsiyonları değerlendiriyoruz. Bu yazın nasıl gittiğini görmek istiyoruz. Ondan sonra da 3. havalimanının gelişimini de takip ederek yeni geniş gövdeli uçaklarımızla ilgili kararlarımızın oluşmasını sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

Aycı, 337 uçaklık filolarının yaş ortalamasının 7 olduğuna dikkati çekerek, dünyanın en genç filolarından birine sahip olduklarını söyledi.

Yeni uçaklarla hizmet vermelerinin hizmet kalitelerini çok olumlu etkilediğini dile getiren Aycı, şunları kaydetti:
“Daha fazla yerli üretim malzemenin uçaklarda yer alabilmesi için mücadele ediyoruz. Türkiye’deki havacılık sanayisi ekosisteminin de gelişebilmesi ve milli uçağın yapımında bütün bu uzmanlık ve ilerlemelerin katkı sağlaması konusundaki misyonumuzu sürdürüyoruz. Tabii ki bu sadece koltuk üretimiyle kalmayacak. Hintli 2 hava yolu şirketine mutfak ünitesi sattık. Toplam 279 uçak Türkiye’de bizim ürettiğimiz galley’lerle donatılacak. Bu anlamda şirketlerimiz birer birer ihracatçı haline geliyor. THY ekosistemi, sadece kendi ailesine hizmet veren değil, aynı zamanda ihracat yapmak ve hizmet vermek suretiyle de kendini daha da geliştiren bir yapıya sahip. Bizimle birlikte bu ekosistem de gelişiyor.”

“Bölgenin en önemli simülatör merkezini kuruyoruz”
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Aycı, geçen yılın, şirketlere kapasite planlamasının ne kadar önemli olduğunu öğrettiğini belirterek, “Biz dinamik kapasite planlaması yaparak sektörde de yeni bir içtihada vesile olduk. Bu dinamik kapasite planlamasıyla filomuzu sürekli optimize ederek, kaynakları etkin yönettik, fırsatları daha hızlı değerlendirdik. Buna devam edeceğiz. Uzun vadeli filo planlarımız konusunda da perspektifimizi devam ettireceğiz.” diye konuştu.

Aycı, HAVELSAN’la beraber hayata geçirdikleri ilk yerli simülatörün İstanbul’a geldiğini, şu an test ve montajlarının yapıldığını bildirdi.

Bunun devamının da geleceğini vurgulayan Aycı, “Aynı zamanda buraya bölgenin en önemli simülatör merkezini kuruyoruz. Sadece kendi pilotlarımıza, uçuş personelimize değil diğer hava yolu şirketlerine, sektöre ve dünyaya da hizmet sunabilecek bir simülatör merkezini de inşa ediyoruz. Dünyaya eğitim satmayı da planlıyoruz. Kendi yerli kabin içi eğlence sistemlerimizi de yine savunma sanayimize bağlı şirketlerle birlikte THY bünyesindeki mühendislerle geliştiriyoruz. Burada da ilerleyen dönemlerde yeni müjdeler vereceğiz. Yerli yazılımların da daha fazla devrede olduğunu göreceksiniz.” ifadelerini kullandı.

“Anadolu Jet yurt dışına da uçacak”
Aycı, dönüşümünü tamamlayacakları Anadolu Jet’in sadece yurt içi değil yurt dışına da uçan bir şirket olacağını bildirdi.

Aycı, 337 uçaklık filolarını en doğru noktalarda kullanmayı amaçladıklarını belirterek, burada hedefin sadece nicelik olarak büyümek olmadığını, THY’nin büyümenin kalitesine, niteliğine, içeriğine, geri dönüşüne önem verdiğini kaydetti.

THY’nin performansının sektör ve dünya ile kıyaslandığına işaret eden Aycı, “Analistler ve yatırımcılar THY’nin performansı üzerinden sadece havacılık sektörünün performansını değil, ülkedeki 10 büyük şirkete bakıp Türkiye’nin de performansını okumaya çalışıyor. Bu açıdan bir sorumluluğumuz var.” ifadelerini kullandı.
“Benim gönlüm uçulmayan nokta kalmamasından, her yere uçmaktan yana” diyen Aycı, şöyle konuştu:
“Bir müjde daha vereyim; Anadolu Jet’i dönüştürüyoruz. Geçen yılki yaşanan olaylar olmasaydı Anadolu Jet, dönüşümünü tamamlamış olacaktı. Her şeyiyle yenilenmiş bir Anadolu Jet, sadece yurt içiyle kalmayıp, yurt dışına da uçan bir şirket olacak. Ankara merkezli bir şirket. Kargo’da değişimin ayak sesleri adım adım performansa da rakamlara da yansıyor. Şimdi aynısını Anadolu Jet’te yapacağız. THY’de yapısal dönüşümleri ertelemeyeceğiz, geciktirmeyeceğiz. Onlardan bir tanesi Anadolu Jet olacağı için bu müjdeyi Anadolu Jet ile daha kolay verebileceğimizi düşünüyorum. Çok uzun olmayan bir süreçte bunu tamamlayacağız.”

“Graz’a uçalım diye defalarca THY’ye ziyarete geldiler”
Aycı, Avrupa’nın daha olgun bir pazar olduğuna dikkati çekerek, “Avrupa’da çok ciddi bir büyüme gerçekleştirdik. Almanya’da 14 destinasyona uçuyoruz. Zaten Lufthansa’nın kendisi 18 uluslararası uçuş yapıyor. Lufthansa kendi evinde 18 noktadan uçarken, biz 14 noktadan uçunca bölgede çok ciddi bir farklılığı oluşturuyoruz.” diye konuştu.

Avrupa’da çeşitli alanlarda optimizasyon yaptıklarını ve kıtada 46 noktadan 113 noktaya uçuş gerçekleştirerek her yeri kuşattıklarını aktaran Aycı, “Avrupa’da bazı havayolu şirketleri gibi sadece ana merkez başkentlere uçmuyoruz. Kaldırdığı oranda o başkentlerin dışında kalan şehirlere de uçuyoruz. Zaten bu şekilde biz 113 noktaya ulaşmayı başardık. Bugün Avusturya’da Graz’a bile uçuyoruz. Ya da hiçbir transit bağ yok ama orada vatandaşlarımız yaşadığı için Almanya’da Friedrichshafen’a bile uçuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İlker Aycı, şöyle devam etti: 

“Avrupa ile siyasal entegrasyonumuz var ama bir türlü tamamlanamıyor. Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda Türkiye’nin başına sürekli çorap örüp veya topluluğun tarihçesinde var olmayan kriterleri kritermiş gibi sunma psikolojisinden dolayı Ankara ve Roma Antlaşmalarıyla ortaya konan perspektif ve ufuk defalarca Avrupalılar tarafından akamete uğratılmış durumda. Ancak Türkiye Avrupa ufkunu şu ya da bu şekilde hep korudu. Ekonomisini Avrupa ile entegre tuttu. İhracatımızın en önemli merkezi Avrupa. Ayrıca Avrupa’daki şirketlerimiz ve orada yaşayan vatandaşlarımız Avrupa ekonomisine çok büyük katkı veriyorlar. Graz’a uçalım diye defalarca THY’ye ziyarete geldiler, teşvikler sundular. ‘Aman ne olur gelin, uçun. Siz uçunca istihdam olacak. Şehrimize insanlar gidip gelecek, ekonomisi hareketlenecek.’ dediler.”

“Korumacı politikaların etkisindeki slot kısıtlamaları bizi çok yavaşlatıyor”
Avrupa’da ortaya çıkacak yeni fırsatları takip edip değerlendirmeyi düşündüklerini dile getiren Aycı, “Örneğin Antalya’yı Avrupa’ya bağlamak için, Ankara dahil olmak üzere belli turistik yörelerin gelecekte Avrupa ile daha iyi bağlanabilmesi için hem THY hem de Anadolu Jet olarak büyük bir misyon taşıyoruz. Zaten Sun Express ile Antalya’da Türk turizmine çok büyük bir hizmet veriyoruz. Geçen yıl yaşanan hadiselere rağmen uçuş sayımızı ve uçak sayımızı Antalya’da azaltmadık. Dimdik durduk. Çünkü Türkiye turizminin canlanacağına ve yeniden ayağa kalkarak geri döneceğimize yürekten ve kalpten inanıyorduk.” şeklinde konuştu.

Aycı, turizmde yeniden bir canlanma bulunduğunu, güçlü olmasa da ılımlı bir canlanmanın bile geleceğin ayak sesleri olarak yorumlanması gerektiğini vurgulayarak, güven ve istikrarın rakamlara daha süratle yansıyacağını söyledi.

Sao Paolo ve Latin Amerika’nın kendileri için önemli bir merkez olduğuna işaret eden Aycı, “Latin Amerika’da eklediğimiz yeni destinasyonlar var. Bunlarla birlikte o bölgedeki varlığımız giderek artmaya başladı. Şimdilerde Amerika’da 17 noktaya geldik ve büyümeye de devam edeceğiz. Kargo’da özellikle dünya ticaretinin nereden nereye olduğunu ve hangi trendlerde bunun çalıştığını çok iyi gözlemleyen bir ekibimiz var. Afrika’yı çok ciddi tarıyoruz. Uzak Doğu’da özellikle Hong Kong ve Çin merkezli gücümüzü daha da artırmaya çalışıyoruz ama buralarda kısıtlar var. Özellikle korumacı politikaların etkisindeki slot kısıtlamaları bizi çok yavaşlatıyor. Yeni noktalar olacak Kargo’da. Yakında yeni müjdeler olduğunda paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.

Aycı, dünyada kabin içi yönlendirme ve güvenlik filmlerini eğlenceli yapmak gibi bir trendin başladığını dile getirerek, “Bu trendin öncülerinden biri de biz olduk. Zach King inanılmaz bir adam. Müthiş koreografi, animasyon ve tasarımlarla, ayrıca çok sempatik yüzüyle bu işe çok uygundu. İlk seyrettiğimizde hakikaten bayıldık ve inanılmaz bir iş çıkardıklarını gördük. Arkadaşlar Zach King ile yeni projeler yapmak üzere çalışıyorlar. Bu genç çalışanların enerjisinin yansıması.” yorumunu yaptı.

Reklam bütçelerinin her yıl yolcu sayısı ile uçuş ağlarının artışına ve filonun büyümesine, bu anlamıyla da satış pazarlama politikalarındaki yeni perspektiflere uygun olarak belirlendiğini belirten Aycı, şunları kaydetti:
“Geçen yıl tasarruf yılımızdı. Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama tasarruf kalemlerimizin içerisinde reklam da vardı maalesef. Maalesef diyorum çünkü THY gibi 120 ülkede ve 302 destinasyona her gün operasyon yapan bir şirketin değişik alanlarda yolculara mesajını iletebilmesi gerekiyor. Bu hem genel marka imajını destekleyen reklamlar hem de ürünün daha detayına inerek ürünü de zaman zaman yolcuya tanıtan reklamlar. Ülkemizin turistik yörelerinin ve ana kültürel kodlarının içinde bulunduğu tanıtımlar da var. Bu anlamıyla reklam politikamız bununla birlikte belirlenerek gelişecek. Reklam politikamızı esnek tutuyoruz. İhtiyaç olduğu zaman artırıyoruz, tasarruf gerektiği zaman daha aşağıya çekebiliyoruz. Ama yine de akıllı bir yönetimle bunları ilerletiyoruz. Önemli sponsorluklarımızı, reklam mecralarımızı elimizde tutuyoruz.”

“Bu yıl 10,1 milyar dolar gelir hedefimiz var”
“THY maliyet ve finansal açıdan sıkıntılı dönemi atlattı mı? İkinci çeyrek ve sonrasına ilişkin beklentileriniz nelerdir?” sorusu üzerine Aycı, finansallar açısından bakıldığında geçen yıl son çeyrekte ciddi düzelmeler yaşandığına dikkati çekti.

Son çeyrekte elde ettikleri 400 milyon dolara yakın kar ve 250 milyon dolarlık tasarrufun çok etkili olduğunu anlatan Aycı, bu yıl sektörde giderler açısından yüzde 3-3,5 artış beklendiğini, kendilerinin ise yüzde 4-5 civarında giderleri azaltacaklarını ifade etti.

Aycı, şunları söyledi:
“Sadece yakıt giderlerindeki tasarruftan bahsetmiyorum. Yakıt dışı kalemlerdeki etkin gider yönetiminin yansımalarından söz ediyorum. Ayrıca iştirak şirketlerimizde de benzer politikaları sürdürüyoruz. Neticede bu 16 şirketlik bir ekosistem. Geçen yılın oluşturduğu tahribat, gelirlerimizde kaybettiğimiz 1,5 milyar dolardan başlamak gerekiyor. Gelirlerdeki bu kaybın bu yıl telafi edilmesini öngörüyoruz. Bu yıl gelirlerimizin artışını planlıyoruz. Ana şirkette bu yıl 10,1 milyar dolarlık gelir hedefimiz var. 69 milyon yolcu hedefimiz var. Kargoyu çift hane büyütme hedefimiz var. Yolcu sayımızda tek haneli büyüme hedefimiz var. Yolcuda dış hatlarda daha fazla büyüme olacağını öngörüyoruz… Dünyada ‘beklenmeyenleri bekle’ yıllarındayız. Dolayısıyla böyle yıllarda şirketimizi güvenli bölgelerde tutmak ve bilançomuzu, nakit akışımızı, kur riskimizi, yakıt riskimizi yönetirken daha akıllı ve daha dikkatli davranıyoruz.”

“Japonya’da frekans azaltmamız ekstrem bir durum”
İlker Aycı, Japon yeni nedeniyle oluşan finansal zararlara ilişkin soru üzerine esnekliğin yüksek olduğu yıllarda yapılan yen borçlanmasının, esneklik marjlarının kaybolmasıyla bir miktar yük gibi göründüğünü söyledi.
Yenin bu kadar göze batmasında ikinci unsurun da dolar/yen paritesindeki değişim ve Japon ekonomisinin beklenildiği kadar performans gösterememesi olduğuna dikkati çeken Aycı, “Üçüncü unsur ise Japonların Orta Doğu’daki gelişmelerden etkilenerek seyahat iştahlarını kaybetmeleri ve bizim Japonya’da frekans sayımızda azaltmaya gitmemiz oldu. Borçlanma politikalarımızı yaparken, son 2-2,5 yılda doğal hedge yapıyoruz. Bu bağlamda Japonya’da frekans azaltmamız ekstrem bir durumdur. Bu gelirleri bir miktar azalttı.”

Aycı, kur etkilerinin nakit çıkışı gerektirmediğini, borçların uzun vadeli yaşlandırıldığını belirterek, “Kur, iki çeyrek lehte iki çeyrek de aleyhte çalışır ya da bir yıl lehte, bir yıl aleyhte çalışır.” dedi.

“Hisse sahipleri için ‘sadakat programı’ düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine Aycı, “Bizim böyle bir planımız yok. Öyle bir planı da düşünmüyoruz. Burada en önemli şey, şirketin büyümesi, finansallarının iyi performans göstermesidir. Yatırımcılar ciddi şekilde bunları gözlemliyor. Ekstra bir promosyona gerek yok. Borsa İstanbul, bu anlamda dünyadaki en iyi performansı gösteren borsalardan birisidir. En güzel teşvik istikrardır, büyümedir. Bunları dışında teşvik aramaya sıcak bakmıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.