Tek Kuşak Tek Yol’a Türkiye Köprüsü

0
54

Netaş’tan 28 Temmuz’da KAP’a yapılan açıklamada, Netaş Telekomünikasyon’un ortaklarından One Equity Partners (OEP) Turkey Tech B.V.’nin, şirketteki yüzde 48,04 payı temsil eden toplam 31,16 milyon lira nominal payının 101,3 milyon dolara ZTE Cooperatif’e satışının gerçekleştiği bildiriliyordu. Bu satışla birlikte OEP Türkiye’nin Netaş’ta payı kalmadığı belirtiliyordu. Bundan birkaç gün sonra Netaş CEO’su Müjdat Altay, Four Seasons The Bosphorus’ta kameraların karşısına geçtiğinde heyecanı belli oluyordu.  

UniCredit, Yapı Kredi Bankası A.Ş. ve BDA Partners OEP Turkey Tech B.V.’nin özel birleşme ve satın alma danışmanı olarak ve Paksoy’un da OEP’in hukuk müşaviri olarak görev aldığı satın alma, 50’nci yaşını kutlayan Türk şirketinin hala değer yaratmayı sürdürdüğüne işaret ediyordu. JP Morgan’ın özel girişim sermayesi kolu OEP’nin 2010’da Türkiye’den Rhea Portföy Yönetimi ile birlikte Netaş’ın yüzde 53.13’lük hissesini satın almak için anlaştığı tutar 83,6 milyon dolar olmuştu. 

OEP Yönetim Kurulu Üyeleri Andrew Dunn ve Joe Huffsmith, yatırımcı gözüyle, OEP’nin yatırım yaptığı altı yıl öncesinden bugüne yaklaşık yüzde 400 büyüyen Netaş’ın “son derece yetkin ekibi, kurumun bilişim sektörü yeteneklerini kuvvetlendirerek Netaş’ı Türkiye dışında da büyütmeyi başarmıştır” vurgusunu yapıyor. OEP Yönetim Kurulu üyeleri “ZTE’nin yatırımının, küresel erişimi ve ürün genişliğiyle Netaş, gelecek başarılar için olağanüstü iyi konumlanmıştır” ifadesini de kullanıyor. 

Bu işlemin ardından Netaş’a çizilen gelecek, daha da geniş ürün ve servis portföyüyle Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda büyümesini hızlandırmasını içeriyor. Aslan payını telekomünikasyonun oluşturduğu bilişim sektörü 2016’da yüzde 14,4 büyüme ile 94,3 milyar liraya ulaşırken yazılım ihracatı 1 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe doğru adımların atılması durumunda bu rakamın 6 milyar dolara yükseltilebileceğini söylüyor. Netaş şu anda bu iki dinamiğin kesişme noktasında yer alıyor. Kendisini yeniden yaratarak yazılıma odaklayan ve bölgesel sistem entegratörü kimliğini kazanan Netaş, son 10 yılda yedi kez Türkiye’nin yazılım ihracatı şampiyonu olarak bu konudaki gücünü de kanıtladı.

Bu durum, ZTE’nin Netaş’a ortak olmasını sadece iç pazarda 4.5G ve 5G yatırımlarından daha büyük pay almak üzere yerlilik oranını yükseltecek bir hamle ile sınırlı olmaktan uzaklaştırıyor. Bu işlem aynı zamanda Türkiye’deki borsa simsarlarının hisse senedi değerinin ne zaman sıçrama yapacağını Ümraniye’de boşalttığı araziye endekslediği değerlendirmeden başka yönlere bakmak gerektiğini de gösteriyor. Altay, yeni ortaklık yapısının Netaş’ın uzun süredir açlığını çektiği küresel büyümesini destekleyeceğini ifade ediyor. ZTE’nin yatırımını, “Türkiye’ye teknoloji geliştirme amaçlı yapılmış en büyük yatırımlardan biri” olarak değerlendiren Altay, “Bilişim alanında dünyanın patent liderlerinden biri olan ZTE, Türk mühendislerine, Türkiye’nin teknoloji geliştirme yeteneğine ve Netaş’ın 2009’dan bu yana şirket değerini tam dokuz kat artıran yüksek performansına yatırım yaptı. 50 yıllık geçmişimizle ve ürettiğimiz ileri teknolojiyi ihraç etmenin de gururuyla, yeni hissedarımız ZTE’nin gücüyle beraber Netaş’ı daha da büyütecek olmanın heyecanı içerisindeyiz” diyor.

Uluslararası açılımda ZTE’nin şansı, Netaş’ın halihazırda 200’den fazla uluslararası operatör için yazılım çözümleri geliştiren ve uyarlayan bir yapıya kavuşmuş olması. OEP yatırımını almasının hemen ardından Probil’i satın alan Netaş’ın Türkiye’nin bir numaralı sistem entegratörü haline gelmesi ve bu sayede teknoloji yetkinliğini uluslararası pazarlara taşıma fırsatı bulması şirketin performansında ciddi bir yükselişe neden oldu. Uluslararası gelirler şirketin bilançosunda o kadar etkili hale geldi ki, 2015’ten 2016’ya konsolide satış gelirlerinde yaşanan yüzde 3,9’luk gerilemenin nedeni uluslararası pazarlardaki gerilemeye bağlı olarak açıklandı. Şirketin 2016 yılı faaliyet raporunda “Yurtdışı pazarların ve kurumsal segmentin satış gelirleri üzerindeki negatif etkisine rağmen BDH ve kamu segmentindeki gelir artışı sayesinde konsolide satış gelirlerindeki düşüş oldukça limitli düzeyde kalmıştır. Yurtiçi pazarlardan elde edilen satış gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 2,5 oranında artmıştır” ifadesi yer alıyor. BDH, “bilgi teknolojileri alanında, marka bağımsız olarak, küçük ölçekli firmalardan büyük kurumlara ve kamu kuruluşlarına kadar danışmanlık, stratejik dış kaynak kullanımı, donanım ve destek hizmetleri sağlıyor” ifadesi ile açıklanıyor. İleriye doğru bakıldığında ise, yeni siparişler içindeki payını dörde katlayan yurtdışı yükten çok bir umut kaynağı. 2016’da alınan sipariş miktarı 878,9 milyon lira (290,7 milyon dolar) ve kayıtlı sipariş miktarı ise 637 milyon lira (210,4 milyon dolar) olarak gerçekleşti. Aralık 2016’da Cezayir’in ve Afrika’nın en büyük, dünyanın ise 11’inci büyük petrol şirketi Sonatrach ile imzalanan sözleşmesinin pozitif etkisiyle 2016 yılında yurtdışı pazarlarda alınan sipariş miktarında ciddi bir artış kaydedildi. Grubun toplam alınan sipariş miktarı kamu ve kurumsal segmentlerdeki gerileme nedeniyle bir önceki yıla kıyasla yüzde 18,3 oranında azalırken kayıtlı sipariş miktarındaki daralma yüzde 2,4 ile sınırlı kalmış durumda.

 

Altay, bu tabloda geleceğe dönük olarak yaşanacak gelişmeyi “Netaş’ın yüksek kaliteli insan kaynağı, kurumsal kültürü, çevik yapısı ve değişime uyum gösterme yeteneği ise ZTE ile beraber ileride imza atacağımız küresel projelere önemli katkılar sağlayacaktır” sözleriyle ifade ediyor.

Türkiye’nin BT alanındaki gelişmiş Ar-Ge kapasitesini Türkiye’nin telekomünikasyon sektöründeki iddiasını artıracak ULAK projesine yansıtan Netaş, siber güvenlik çözümleri başta olmak üzere birçok ürünü de ortaya çıkarmayı başardı. Altay, “Yeni hissedarımız ZTE’nin de bu alandaki katkılarıyla yurtdışı pazarlara hazır hale gelecek ve Netaş’ın küresel arenadaki büyümesini ZTE birlikteliğiyle artıracağız. Bu yeni dönem, küresel bir teknoloji markası olma yolundaki Netaş’ı güçlendirecektir” diyor.

Netaş’ın müşteri odaklı inovatif çözümler geliştirme yaklaşımı küresel standartlarda çalışma ve lokal pazara hakim olma özellikleri ile birlikte sonuç alıcı bir konuma taşıyor. Bu, Çin’in yaratmaya başladığı mucizenin dinamiklerinin daha küçük ölçekte tekrarlanması anlamına geliyor.

Altay’ın küreselleşme vurgusu, biraz yerel biraz küresel bir ölçeğe çekildiği zaman daha açık bir anlam kazanıyor. Bunu daha da açık hale getirmek için “Tek Kuşak Tek Yol” ifadesini de eklemek lazım. Zaten bölgesel açılımda bir noktaya gelmiş olan Netaş, ZTE’nin yatırımının ardından bu dev projede önemli bir köprü rolünü oynama fırsatını ele geçirmiş durumda.

Tek Kuşak Tek Yol ne kadar önem taşıyor? Öncelikle bu yeni –ülkelerin tarihleri açısından değerlendirildiğinde 2013’te açıklanan bir projeye yeni demek yanlış olmaz- proje, herkesin gündeminde yerini almış durumda. ABD’de Orlando’da Citrix Synergy toplantısında konuşan Colin Powell, iki kutuplu dünyanın güzel günlerinin ardından yaşanan kaosa dikkat çekerken yeni arayış ihtiyacına dikkat çekti. Powell “Eskiden düdüklü tencerenin kapağı kapalıydı. Kapak açılınca bütün ayrımlar ortaya saçıldı” diyor. Kendi adıyla anılan Powell Doktrini ile tarihe geçen ABD eski Dışişleri Bakanı, yeni çözüm stratejilerine ihtiyaç olduğunu söylerken Çin Devlet Başkanı Şi Cinpin’in bu konuda güçlü bir adım olduğunu dile getirdi. Powell, geçmişte bu tür stratejileri dünya lideri olarak ABD’nin geliştirdiğini belirterek, Tek Kuşak Tek Yol’a dünya liderliğini belirleyecek güçte bir strateji olarak işaret etti.

Orlando’dan binlerce kilometre uzakta; bizim dışişlerinden gelme enerji uzmanı stratejistimiz Mehmet Öğütçü, küreselleşmenin yarattığı ve bu nedenle sürekli dış dünya ile etkileşimde olmaya mahkum olan Çin’in Tek Kuşak Tek Yol projesi için “21. Yüzyılın en büyük projesi” değerlendirmesini yapıyor. Çinlilerin kolay anlaşılamamasına benzer bir biçimde bu projenin de çok iyi anlaşılamadığını ifade eden Öğütçü, projenin Çin’den Rotterdam’a iki haftada ulaşmaya olanak tanıyacağını ifade ediyor.

Kuşak ve Yol stratejisi, parası olan Rusya ve Çin ile yine petrolden para kazanan Ortadoğu’yu bağlayan etkisi ile dünyanın ekonomik merkezini doğuya kaydıracağa benziyor. Çin’in yılda yaklaşık 150 milyar dolar harcama yaptığı projenin hedeflediği coğrafya, Çin anakarasından Avrupa’ya uzanırken Asya, Avrupa ve Afrika’da 60’dan fazla ülkeyi kapsayacak. Bunun nüfus olarak karşılığı, dünya nüfusunun yüzde 60’tan fazlası. Ekonomik temelde bakıldığında ise, dünya gayrisafi hasılasının yaklaşık yüzde 30’u ve dünya ticaretinin yüzde 35’inin kapsandığı bir sistemin hedeflendiği görülüyor. Ekonomileri 21 trilyon doları bulan ülkelerle ilgili projenin Marshall Planı veya Avrupa Birliği’nin genişlemesinden daha büyük bir ekonomik sonuç doğurabileceğine dikkat çekiliyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’yı imar etmeyi amaçlayan Marshall Planı’ndan dolar bazında 12 kat daha büyük ve projenin değerinin ise 1,4 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinpin’in en iddialı dış politika adımı, 68 ülke ile 2008’de Çin’de düzenlenen Olimpiyat Otyunları’nın ardından en büyük kitleyi toplamış oldu. Tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasını hedefleyen çalışmalar, sadece kara ya da demiryolları ile sınırlı değil. Projenin diğer unsurları olan boru hatları, optik ağlar ve limanlar, Netaş için yapacak çok farklı işleri de ortaya çıkaracağa benziyor. Bu kuşağın gelişmesi ile ticari ilişkilerin canlanması ise daha fazlasını gündeme getirebilir. Çin’in bu yatırım ile, geleneksel olarak ABD Hazine bonolarında tuttuğu kaynağını daha büyük karlılık sağlayacak altyapı yatırımlarına kaydırması, yaşananları ABD’yi de ilgilendiren bir oyuna çeviriyor. ABD eliyle Uzakdoğu’da yaratılan gerginliğin ve Avrupalı liderlerin projeye şimdiye kadar ilgisiz kalmasının bu tür nedenleri olması mümkün. Ancak Çin, şirketlerinin ihracat kapasitesini dışarıya çıkarmada hayati olan bu projeyi gerçekleştirecek kadar güçlü. Çin bu gücü kullanırken ABD ve Avrupa’dan gelecek bozucu etkileri engelleyecek şekilde alternatif kurumlar oluşturmayı da ihmal etmiyor. Dünya Bankası’nın yerini alacak şekilde Şanghay merkezli olarak BRICS Yeni Kalkınma Bankası’nı kuran Çin, Asya Yatırım Bankası’nın yerine koyduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası’na ekim 2013’teki 50 milyar dolarlık başlangıcının ardından 77 ülkeyi çekmeyi başardı. Çin sadece makro düzeydeki kurumlarla sınırlı kalmayan yenilenme adımları arasında Visa ve Mastercard’ın yerine benzer bir işleve sahip China Union Pay’in geliştirilmesi de bulunuyor. Türkiye’nin de yakından ilgilendiği Şanghay İşbirliği Örgütü de Çin’in Tek Kuşak Tek Yol projesinin payandası olan örgütlerden biri.

Çin bütün bunları yaparken global bir lider olmasını sağlayacak şekilde kültürünü de değiştiriyor. Organ nakli konusu, burada tipik bir sembolik gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Çin Organ Bağışı ve Nakli Komitesi Başkanı Huang Jiefu’nun Associated Press’e verdiği demeç, “Çin Organ Nakli Konusunda 2020’de Zirveye Oturmak İstiyor” başlığı ile dikkat çekici bir gösterge oluşturdu. Gönüllü sivil organ bağışı sayısının, bir pilot program uygulamasının başladığı 2010’da sadece 30 iken 5 bin 500’e ulaştığını açıklayan Huang, Çin’in 2020’de dünyada organ nakli konusunda zirveye oturma hedefine işaret ediyor. Huang’ın bu yıl Çin’de 15 bin kişinin yararlanacağına işaret ettiği organ nakli konusunda, 28 bin kişinin transplantasyondan yararlandığı ABD ilk sırada bulunuyor. Pekin‘de verdiği demeçte Huang, şu an geçerli artış hızı dikkate alındığında, üç yıl sonra Çin‘in küresel etik kurallar çerçevesinde en çok transplantasyon yapılacak ülke olacağını belirtiyor. Gönüllü organ bağışı yapanların sayısını artırmaya çalışan Çin, bu konuda belirli toplumsal-kültürel engellerle karşılaşıyor. Aileler, organ bağışlayan kişini gönüllü olarak imza atmış olsa da, bu bağışı engelleme hakkına sahip. Öte yandan, bağışa gönüllü olduklarının sürücü belgeleri üzerine işaretlenmesinin uğursuzluk getireceğini düşünenler de var.

Dolayısıyla artan sayı sadece, ABD ile yarışta Çin’in mesafe kat etmesi anlamına gelmiyor. Bu, aynı zamanda Çin’in global liderliğe yürürken kendi kültürünü de değiştirebilme yeteneğinin göstergesini oluşturuyor.
Kurumları ve insanı değiştirme becerisini geliştirirken bu kadar büyük bir projeye soyunan Çin’in yaratabileceği etki konusunda mütevazı olmaya gerek yok. Orlando’da konuşan Powell ve Londra merkezli yaşayan Öğütçü’ye eklenen Frankfurt merkezli işadamı İsmet Koyun (kendisini ayrı bir yazıda da ele aldık) Çin modeli ile ilgili olarak yaptığı derinlemesine iş modeli analizini kendi işini büyütmek için kullanmayı planlıyor. Kendisinin başarılı olduğu Almanya, Avusturya ve İsviçre (DACH) modelinin kaliteli ürünlerle global oyuncu olmaya dayandığını ve ABD modelinin de İngilizce konuşan çok geniş bir pazara hitap ettiğini söyleyen Koyun, Çin modelini bunların önüne koyuyor. 

Çinliler için “Rastlantı sonucu başarılı olmadılar. Hiçbir ülkeye doğrudan  girmek istemediler, bir iş ortağı buldular” diyen Koyun, “bu iş ortağı Çinli şirketin ürününü satınca, zaman içinde ürüne güven oluşuyor ve müşteriler ürünle ilgili sorular sormaya başlıyor” şeklinde konuşuyor. Koyun, “İş ortağı da, ‘bu ürün Çin’den geliyor’ diye anlatmaya başlıyor. O zaman Çin’e güven oluşuyor ve Çinli şirket doğrudan geliyor. Bir geçiş süreci olması gerekiyor” şeklinde konuşuyor. 

Bu geçiş süreci, sadece Çin ürünlerine değil aynı zamanda da bilgiye odaklı gelişiyor. Çin’in her sene 100 bin kişiyi doktora düzeyinde bilgi edinmesi için yurtdışına göndererek sistemin içindeki bilgi birikiminin yolumu yapıyor ve daha yüksek kalite düzeylerine ulaşıyor. Bu model, Netaş’ın yükselişi için en önemli koz olabilir.
Şirket zaten bölgesel sistem entegratörü vizyonuyla önemli bir atılım gerçekleştirmiş durumda ancak bu istikrarlı bir rotaya oturmuş değil.

2014’te Cezayir’in mobil operatörlerinden ATM Mobilis’in 2G ve 3G transmisyon altyapısının iyileştirilmesi ve radyo frekansı (RF) optimizasyonu çözümleri sağlanmasını içeren projede beş yıllık kontrat imzalayan Netaş, 2016’da Cezayir’in ve Afrika’nın en büyük, dünyanın ise 11. büyük petrol şirketi Sonatrach ile 44,2 milyon dolarlık dijtal dönüşüm projesine imza attı. Aralık ayında imzalanan Sonatrach sözleşmesiyle, yurtdışı operasyonlarının 2016 yılı alınan sipariş rakamı bir önceki yıla kıyasla yüzde 220,3 oranında artarak üçe katlandı. Sonatrach projesi hariç bakıldığında da yurtdışı operasyonlardaki alınan sipariş miktarının 2015 yılının üzerinde kaldığı görülürken bu pozitif katkının sağlanmasının temel sebebi ise ATM Mobilis gibi devam eden yüksek hacimli projeler olarak karşımıza çıkıyor. 2015 yılının yüksek bazı sebebiyle yurtdışı operasyonların satış gelirleri 2016 yılında gerilemiş görünüyor.

Buna karşın, dünyanın en büyük operatörleri ile demiryolu işletmecileri için yapılan yazılımlar ve Cezayir’e teknoloji ihracatı sayesinde TET İhracat Ödüllerinde Bilişim Teknolojileri alanında birinciliği aldı. Microsoft’tan alınan ödül ise, bilgi teknolojileri tarafında önemli bir bayrak gösterme. Netaş’ın bu coğrafyalarda daha yerleşik hale gelmesinde ve başka coğrafyalara açılmasında Çin katkısı önemli rol oynayabilir. 2016 sonunda 700 milyon liranın biraz altında gezinen şirket değerinin ZTE’nin girmesinin ardından 860 milyon lira seviyesine tırmanması, bu konuda güven göstergesi. Bu güvenin, yüzde 6’nın üzerindeki faiz, amortisman, vergi öncesi kar (FAVÖK) oranının orta vadede yüzde 10’a çıkarılması hedefi doğrultusunda çalışma ile desteklenmesi gerekiyor.

Netaş bölgesel oyuncuya dönüştü
2016’da Netaş’ın satışları içinde yüzde 11’den yüzde 7’ye gerileyerek gelirlerde düşüşe neden olan yurtdışı işler, ileriye bakıldığında umut verici bir etken. Siparişler içinde yurtdışının payı 20155’te yüzde 6 iken 2016’da yüzde 24’e yükseldi.
 
Satış gelirlerinin kırılımı (%)
                                    2016                2015
Kurumsal                    42                    48
Kamu                          39                    30
Teknoloji                     8                      8
Yurtdışı                      7                      11
BDH                           4                      3
 
Alınan siparişlerin kırılımı (%)
                                    2016                2015
Kurumsal                    39                    37
Kamu                          25                    47
Teknoloji                     8                      7
Yurtdışı                      24                    6
BDH                           4                      3
 

Kaynak: Netaş 2016 Faaliyet Raporu