‘Son 10 yılda toplam büyümenin yüzde 15’i perakendeden geldi’

0
26

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yakında karekodlu çekin tanıtımını yapacaklarını belirterek, “Karekodlu çek okutulduğu zaman bir çek endeksi görünecek. Bu endeks aslında benim borcuma sadık mıyım değil miyim, ödüyor muyum, ödemiyor muyum bunu gösteriyor. 1 ile bin arasında. En sağlam müşteri bin, en kötü müşteri 1. Bir insana mal verip vermemeyi, en önemli sebebi önüne getirecek oran bu” dedi.
 
Hisarcıklıoğlu, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından bu yıl “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” temasıyla düzenlenen Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2015’in açılışında yaptığı konuşmada, Türk özel sektörünün geçen yıl 1,1 milyon yeni istihdam oluşturarak önemli bir başarı hikayesi yazdığını söyledi.
 
İstihdam artırıcı yönü ile dünyada dikkati çeken Türk özel sektörünün kendisine gurur verdiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
 
“Türk özel sektörü olarak tarihimizde ilk defa bu kadar büyük bir istihdam sağladık. Yeni işe başlayan, ilk defa sigorta numarasını alan kardeşler itibarıyla söylüyorum. Bu müthiş bir başarı… Bu başarının arkasında 707 binle hizmetler sektörü, 215 binle sanayi sektörü, inşaat sektörü de 144 bindeydi. Bu aslında bizim için büyük bir başarı hikayesi. Biz bu rakamı mukayese edeceğiz, sadece kendi kendimizi dolduruşa getirmeyeceğiz. Rakiplerimiz ne yaptı? Buna bakmamız lazım. 2008-2014’te, küresel kriz sonrasında Avrupa’nın 28 ülkesinde, bütün Avrupa’da toplam 5 milyon 898 bin kişi işini kaybetti. Türkiye’de ise aynı yıllarda tam 4 milyon 194 bin kişiyi yeni işe başlatmışız. İşte özel sektör olarak her platformda bizim dile getirmemiz gereken rakam bu. Ben bu rakamı gördükten sonra Türk özel sektörünün başkanı olmaktan müthiş bir gurur duyuyorum.”
 
“Son 10 yılda toplam büyümenin yüzde 15’i perakendecilik sektöründen geldi”
Hisarcıklıoğlu, perakende sektörünün Türkiye ekonomisinin sinir ucu niteliğinde olduğunu ifade ederek, sektörün ekonomi için işlerin nasıl gittiğini ortaya koyduğunu anlattı.
 
Yerel zincirlerin 100 milyar dolarlık bir hacme ulaştığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Türkiye ekonomisi 2001’den bu tarafa yüzde 75 büyürken, perakende sektörü yüzde 100 büyüdü. Son 10 yılda toplam büyümenin yüzde 15’i, yüzde 75’lik büyümenin yüzde 15’i perakendecilik sektöründen, toptan ve perakende ticaretten geldi. Yerel zincirler de perakendenin aslında lokomotifidir. Perakende toplam büyüklük itibarıyla Türkiye ekonomisindeki yeri 250 milyar dolar civarındaki bir büyüklüğe hitap ediyor ve bunun yüzde 40’ı da yerel zincirlerdir” bilgilerini verdi.
 
Perakendenin geçen yıl yüzde 14’ün üzerinde büyüdüğünü anımsatan Hisarcıklıoğlu, sektörün Türkiye ekonomisinden fazla büyüdüğünü yineledi.
 
“Vadeli çek, dünya ekonomilerine kazandırdığımız tek icat” 
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’den başka vadeli çek kullanan ülke bulunmadığını anımsatarak, Türkiye genelinde tüccarların hapis cezasının kalkmasından yana dertli olduğunu aktardı.
 
Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
 
“Vadeli çek uygulaması, dünya ekonomisine Türk girişimcisi olarak sokabildiğimiz tek enstrüman. Bugüne kadar başka bir icadımız yok dünya ekonomisine. Aslında bu bizim icadımız, doğru da bir icat. Paranın dönmediği yerde senet verenlere binde 8 pul parası koyduğunuz zaman rekabetten dolayı, maliyetten dolayı vadeli çeki icat ettik ama onda da ödensin diye hapis cezasını hep beraber istedik”
 
Geçen yıl protestolu senet sayısının  bir önceki yıla göre yüzde 10 olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Karşılıksız çeklerdeki artış oranı yüzde 10… Yani ne kadar artmış? Enflasyon kadar artmış. Onun için bir önceki yıla göre artışta bir problem yok. Yani bir önceki yıl kadar tahsilatımızı gerçekleştirmişiz. Ödemede bir sıkıntı yok ama bütün Türkiye’yi gezen bir kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim ki, algı şu, ‘Çekteki hapis cezası kalktı, karşılıksız çeklerdeki oran arttı’ yönünde” diye konuştu.
 
Türkiye’deki hapishane kapasitesinin 140 bin olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şu anda Yargıtay’da bekleyen hapis cezası dosya sayısının 210 bin olduğunu belirterek, “Yalvarıyoruz durdurun diye. Eğer Yargıtay bunları onaylasa, 210 bin kişi hapis cezası alacak. 210 bin kişi de hapis cezası alırsa dünyada herhalde bir ilki gerçekleştireceğiz, randevu ile hapishaneye gün veren bir ülke konumuna düşeceğiz. O zaman bana formül bul dediler. Ben de haklısınız dedim, karşılıksız çekten dolayı yatacak adamlara bir de hapishane yapacak halimiz yok. O zaman, ‘Bankacılık sektörünü o kadar koruyorsunuz ki, onlar para satıyor itibarlılar, biz mal satıyoruz, adam istihdam ediyoruz, risk üstleniyoruz, bizim itibarımız yok’. Adam kadar önümüzü göremiyoruz” şeklinde konuştu.

Bankaların kredi verirken müşterilerin her şeyini gördüğüne işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Adam Mercedes marka arabaya biniyor, havasına tantanasına bakıp malı veriyoruz. Sonra aradan bir ay geçtikten sonra bakıyoruz ki, her şey emanet. Bizim mal da gidiyor. Ondan sonra borcu ödemekle uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Bu konu ile ilgili bir sistem getirdiklerini, odalar vasıtası ile bunu yürürlüğe koymak istediklerini ama sektörün bunu kullanmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şimdi daha basit bir yol olan karekodlu çeki keşfettiklerini, yakında bunun tanıtımını yapacaklarını söyledi.
 
Karekodlu çek okutulduğu zaman bir çek endeksinin görüneceği bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, “Bu endeks aslında benim borcuma sadık mıyım değil miyim, ödüyor muyum, ödemiyor muyum bunu gösteriyor. 1 ile bin arasında. En sağlam müşteri bin, en kötü müşteri 1. Bir insana mal verip vermemeyi, en önemli sebebi önüne getirecek oran bu. İnşallah bunu yakın bir zamanda bankalarla beraber tanıtacağız. Böylelikle piyasada 2 tip çek olacak” dedi.
 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre 2013’te 2012’ye göre Türkiye’deki tüm şirketlerin yani 1,5 milyon işletmenin satışlarının 473 milyar lira arttığını, ticaret sektöründeki artışın ise 188 milyar lira olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, buna göre ticaret sektöründeki artış oranının bir önceki yıla göre yüzde 15 olduğunu söyledi.
 
Aynı dönemde net karın 29 milyar lira azaldığını, ticaret sektöründeki karlılıkta ise 1 milyar lira azalma olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, “Para nereye gitmiş? Para banka faizlerine, döviz kuruna gitti. Kime çalışıyoruz sonuçta? Bu kadar daha fazla risk üstlenip, bu kadar daha fazla mal satıyoruz, daha fazla yoruluyoruz. Bana bankalara neden kızıyorsun diye soruyorlar? Bizim bütün bir yıllık karımızın bir önceki yıla göre fazlasını bankalara çalışıyoruz” ifadelerini kullandı., 
 
“Türk özel sektörü olarak en önemli şikayetimiz istihdamın üzerindeki yükler” 
Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörü olarak en önemli şikayetlerinin istihdamın üzerindeki yükler olduğunu belirterek, “İstihdamın üzerindeki yüklerde dünyanın en önde gelen ülkelerinin başında geliyoruz. Vergi yüklerinde… Yani sistem bize adam çalıştırma diyor” dedi.
 
Buna yönelik bir sistem geliştirdiklerini ancak yeterince talep görmediklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, yabancı sermayeli şirketlerin bunun kıymetini bildiğini söyledi.
 
İstihdam üzerindeki vergi yükü OECD ülkelerinde ortalama yüzde 35 iken, Türkiye’de yüzde 59 olduğu bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, işçilerin eline 100 lira geçerken, bunun Türkiye’de işverene maliyetinin 159 lira olduğunu anlattı.
 
Kıdem tazminatı yükü ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, “Burada da dünya şampiyonuyuz. Her yıla 1 maaş. Dünyada istihdamı cezalandıran bizimki gibi başka bir ülke yok” şeklinde konuştu.
 
Simidin eskiden tablada satıldığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, bir kişinin çıkıp simidi saraya soktuğunu anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“Mal tabladan çıktı saraya girdi, değeri arttı. Aynı mal ama fiyat 10 misli artıyor. İşte yenilikçilik, teknoloji bu, icat bu. Bu müthiş bir inovasyon. Ben Anadolu’da böyle anlatıyorum.
 
Ne yaparsanız yapın, işinizi sarayda yapacaksanız. Simit tablada iken, sadece simit satılıyor idi. Şimdi simidin yanında çay satıyor, katma değere bak, zeytin satıyor, peynir satıyor… Ciro bir anda kendiliğinden patlıyor.”