Rita McGrath’tan CEO’lara 3 mesaj

0
27

Belirsiz ve istikrarsız ortamlara yönelik stratejiler konusunda uzman, dünyaca ünlü Prof. Rita Gunther McGrath Dünya’dan Aydın Şahinalp ile röportajında, CEO’lara 3 mesaj verdi. Bu 3 mesajı da “Ne tür bir çalışma kültürü ortamı yaratmak istiyorsunuz onu belirleyin”, “Şirketi daha ileriye götürmede vizyonunuz konusunda net ve açık olun”, “Yeni bilgi elde etmekten korkmayın ve onları hayata geçirin” olarak özetledi.
 
Belirsizlik gurusu McGrath, Türk iş dünyasının aile şirketlerinin omuzlarında yükseldiğini belirterek “Yapısal sorunlarınız var ama içinde çok da fırsat barındırıyor” değerlendirmesini de yaptı. 

CEO’ların karşılaştığı en büyük sorunlar 
“Günümüzde CEO’ların karşı karşıya olduğu en büyük endişe insani tarafta” diyen Mc Grath, şöyle konuştu: “Şirket çalışanlarını ortak bir vizyon etrafında nasıl toplayabilirim?’ ‘Planlarımı nasıl başarıyla hayata geçirebilirim?’ gibi sorular şirketlerin tepe yöneticilerinin yüz yüze kaldığı en büyük sorunlar yumağı olarak beliriyor. Çünkü CEO tüm bu kararları tek başına alamaz. İşletmenin geri kalanın da şirketin vizyonu üzerinde birlikte çalışması gerekiyor. Bire bir konuştuğum çok sayıda CEO bana karşılaştıkları en büyük zorluğun bu olduğunu söyledi. Bunun ardından ikincil olarak şirket hakkında doğru bilgiyi elde etmek sorunu geliyor. Birçok şirkette çok kritik bilgi ve veriler üst yönetime ulaşmıyor. Çok sayıda CEO, ‘şirket hakkında doğru ve yeterli bilgi bana ulaşıyor mu?’ nun endişesini yaşıyor. Çünkü CEO’ların doğru ve etkili kararlar alması için doğru ve yeterli bilgi sahibi olması gerekiyor. Bu ikisi CEO’ların karşılaştığı en büyük zorlukların başında geliyor. Bunların ardından da bilinen şeyler geliyor. Örneğin ‘Faizler ne olacak?’, ‘Küreselleşme, terörizm, sürdürülebilirlik…” 

‘Stratejik avantajın ömrü çok kısaldı’ 
Son kitabı “The End of Competitive Advantage: How to Keep Your Strategy Moving as Fast as Your Business” adlı olan McGrath, “Eskiden şirketlerin rekabette ellerinde bulundurdukları stratejik avantajın sürdürülebilir olduğunu ve onun yıllar boyunca süreceğini düşünüyorduk. Ancak günümüz ekonomilerin dinamiğine baktığımızda artık bunun böyle olmadığı görülüyor. Şirketlerin ellerindeki stratejik avantajların ömrü çok kısaldı. Günümüzde inovasyonu ne kadar çabuk yapabileceğiniz, kararları hızlıca nasıl alacağınız, şirketinizin yeniden yapılanmasını nasıl hızlıca hayata geçireceğiniz ve hisseleri paydaşlara nasıl dağıtacağınız çok ama çok önemli hale geldi. Tüm bunların oluşları geçmişe göre çok daha hızlı bir süreçte cereyan ediyor” dedi.

Yeni iş kurulma sürecindeki ölümcül hata 
Rita McGrath, start-up girişimcilere de tavsiyelerde bulundu: “Start-upların yapması gereken ilk şey müşteriye sunacağı faydanın ne olacağını belirlemektir. Bu start-upların birincil prensibidir. Silikon Vadisi’nin ünlü girişimcisi Steve Blank startuplara daima hızlıca öğrenme yaklaşımını önerir. Alexander Osterwalder de iş modeli çerçevesinde akıldaki varsayımların test edilmesini öneriyor. Uzun ömürlü bir şirkete dönüşebilmek için start-up olarak öğrenebildiğiniz kadar öğrenmelisin. Ve bunu nasıl gerçekleştiğiniz üzerinde düşünmelisiniz. Ben bu sistemi ‘Keşif odaklı planlama’ olarak tanımlıyorum. İlk olarak tüm varsayımlarımızı ortaya koyuyoruz. Ardından bu varsayımları test edeceğimiz çok düşük maliyetli bir plan yapıyoruz. Eğer bunu yaparsanız riskinizi minimize edersiniz. Ve yol boyunca birçok şey öğrenirsiniz. Öğrenmeyi hızla yapmanız sizin için son derece önemli. Yatırımınızı bu doğrultuda kendinizden emin adımlarla artırarak devam edebilirsiniz. Yeni iş kurulma sürecinde gerekli olan öğrenme periyodunu tamamlamadan cevabı bulduğunuzu düşünüp en baştan büyük yatırım yapmak ise yapılabilecek ölümcül bir büyük hata olacaktır.” 

‘Kapitalizmin sınırlara ihtiyacı var’ 
Son olarak kapitalizmin sınırlarının olması gerektiğini vurgulayan McGrath, “Kapitalizm açlığı ortadan kaldırmada en önemli güçlerden biri oldu. Çin’e bakın. Bazı kapitalist yöntemleri uygulayınca atılıma geçti. Kapitalizmin sınırlara ihtiyacı var. Serbest pazar ekonomisinin her zaman iyi olduğu söylenemez” dedi.

‘İnovasyon sistemik kapasitede olmalı’
Önümüzdeki yıllarda yüzyıllık şirketlerin kendi adları olmasa da iş kültürleri ve miraslarıyla yollarına devam edeceğini belirten McGrath, “İnovasyon sistemik bir kapasitede olmalı. Ancak birçok firmada aralıklı biçimde uygulanıyor. Çok sayıda şirket, kamplar kuruyor, büyük bir arzu ve istekle inovasyona yöneliyor. Zamanla da ilk baştaki istek yavaş yavaş ölmeye başlıyor. Başarısız olmak ya da hata yapmak korkusu sarıyor. İnovasyon ruhunu kaybetmemek için şirketler akıllıca davranıp inovasyonu yönetişim yapısı, sermaye kaynağı ve ölçümün yapılabildiği sistemik kapasite ile uygulamalı” dedi.

Kurduğu işi 100 bin dolara sattı
Kendisi de 1980’lerin sonunda bir start-up girişimcisi olan McGrath, “1987’lerde broşür baskı işlerinin çok pahalı olduğu dönemlerde politik kampanyalar için en yeni teknolojileri kullanan broşür-baskı işimi kurdum. Çok gençtim ve bir hata yaptık. Seçimlerin her sene yapılmadığını düşünemedim. Start-up’ın ikinci yılı ofiste oturup nerede bu müşteriler diye düşünüyorduk. Sonra tutkumun iş değil politika olduğuna karar verdim. Şirketi ortağıma satarak politikaya atıldım. Start-up’ımı yaklaşık 100 bin dolara ortağıma sattım” diye konuştu.