Kökleri 1852’de California’daki “Altına Hücum” dönemine dayanan nakit yönetimi ve değerli mal taşıma şirketi Loomis, 22 ülkede günde 100 bine yakın servis gerçekleştiriyor. Loomis Türkiye ise ayda 250 bin servis yapıyor. Kuyumcular, kurumsal firmalar, bankalar ve perakende sektörüyle çalışan şirketin, şu anda faaliyetlerinin yüzde 60’ını perakende sektörü oluşturuyor. Son dönemde her ne kadar kredi kartı kullanımı ya da alternatif ödeme sistemleri yaygınlaşsa da Türkiye’de nakit hâlâ kral. Alışverişte nakit kullanım oranı yüzde 60’lar seviyesinde bulunuyor.
Loomis, Türkiye’de özellikle perakende zincirlerinin, fırıncı ve bakkal gibi esnafın, okul kantinlerinin “madeni para” ihtiyacı konusunda Merkez Bankası adına bir stok tutucu görevi yapmak için kolları sıvamış. Bilindiği gibi alışverişlerde madeni para ihtiyacı önemli bir sorun. Darphane verilerine göre, 2016 yılında 785,2 milyon adet madeni para tedavüle çıktı. Bunun parasal karşılığı ise 271,7 milyon TL’yi buluyor. Verilere göre, piyasaya sunulan madeni paralarda 5 kuruş ilk sırada yer alıyor. Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı, ekonomi için önemli bir sorun olan madeni para ihtiyacı için yurtdışında olduğu gibi bir havuz oluşturmak istediklerini söylüyor. Tarhanacı’nın verdiği bilgiye göre, Loomis Avrupa ülkelerinde merkez bankaları adına madeni para stok kasaları tutuyor. İhtiyacı olan kurumlara merkez bankaları adına parayı ödüyor. Ödenen para merkez bankaları sistemine kaydediliyor. Türkiye’de de Merkez Bankası’nın yurtdışındaki bu sistemleri incelediği belirtiliyor. Yasal düzenlemelerin yapılması sonrasında, sistem Türkiye’de uygulanabilir hale geldiğinde, bu hizmeti verecek altyapıyı oluşturduklarını kaydeden Tarhanacı, bunun için Türkiye genelinde yeraltında depoları olan lojistik noktaları oluşturduklarını kaydediyor.
Esnafın madeni para sıkıntısını aşmak için kendi içinde çözümler bulduğunu belirten Tarhanacı, İstanbul Fırıncılar Odası’nın çalışmalarını örnek veriyor. İstanbul’da her ilçede bir fırın, madeni para temini için para sayma noktası haline getirilmiş. İhtiyacı olan bu fırına gelerek parasını ödeyerek madeni parayı alıyor. Yurtdışındaki madeni para havuz sisteminin Türkiye’de uygulanması ekonomi için de yararlı olacak gibi görünüyor. Böylece, Darphane durmadan bozuk para basmaktan kurtulabilir. Loomis’in dünyadaki cirosunun yüzde 29’u nakit yönetim işinden geliyor. Cironun yüzde 9’unu yurtdışına para, değerli maden taşıması oluştururken, yüzde 62’si mağazalar ve bankaların para nakli ile ATM yönetiminden geliyor. Şirket şu dönemde Türkiye’deki faaliyetlerini de çeşitlendirme peşinde. Çek ve kredi kartlarının güvenli taşınmasına talip olurken, döviz ticareti işine de girmek istiyor. Yani, Loomis geleneksel işlerini farklı alanlara da taşımayı planlıyor. Bu konuda Sarp Tarhanacı, Loomis’in gelecek vizyonunun operasyonel bir şirketten finans şirketi haline gelmek olduğunu belirtiyor. Sermayesini 32 milyon TL’den 100 milyon TL’ye yükseltmeyi planlayan şirket, yeni işlerle organik büyümeyi planlarken, diğer yandan satın almalara da sıcak bakıyor. Bunun için sektördeki şirketleri inceliyor. Bilindiği gibi, Türkiye’de birçok banka para taşımacılığı işini kendi bünyelerinde oluşturdukları sistemlerle yapıyor. Bankaların bu işleri outsource etmesi durumunda Loomis bu işlere talip olmayı düşünüyor.
