Bayraktar, yazılı açıklamasında, 1993 yılında 18 bin tona kadar düşen muz üretiminin, örtü altı üretimin yaygınlaşmasıyla, 2003’te 110 bin tona, 2016 yılında ise 305 bin 926 tona yükseldiğini bildirdi.
Dünyada ve Türkiye’de sınırlı alanlarda üretimi yapılan muzun, sağlık açısından düzenli tüketilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, muz üretiminin, Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini göstermek açısından da önemli olduğunu vurguladı.
Bayraktar, muz üretiminin yüzde 72,2’sini Mersin, yüzde 27’sini ise Antalya’nın yaptığına dikkati çekerek, “2016’nın 11 ayında 192 bin 850 tonluk muz ithalatına, 95,3 milyon dolar ödendiği göz önüne alınırsa yerli muz üretiminin ekonomiye yaptığı katkı daha iyi anlaşılır. Türkiye’nin 11 aylık muz ihracatı ise 9 bin tonu aşmış durumda.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Kişi başına tüketim 6 kilogramı aştı”
Türkiye’de muz tüketiminin de hızla arttığına işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kişi başına muz tüketimi 10 yıl önce 2 kilogramken, tahminlere göre 2016 yılında 6 kilogramı aştı. AB ülkeleri ile ABD’de kişi başına muz tüketimi Türkiye tüketiminden 3-4 kat daha fazla. Üretimi desteklemeli, daha da artırmalıyız. 20 kilogramlık koli için belirlenen 9,5 dolarlık referans fiyat ve yüzde 145,8’lik gümrük vergisi harfiyen korunmalıdır. Aksi takdirde üretimi artırmanın imkanı yoktur. Türk çiftçisinin aynı koşullarda, muz üreticisi ve ihracatçısı ülkeler olan Ekvador, Panama veya Kosta Rika ile rekabet etmesi mümkün değildir. Muzla ilgili diğer tedbirlerin yanı sıra, kaçakçılığa izin verilmemelidir. Sınır ticareti denetim altına alınmalı, bu kapsamında yapılan ithalat iç piyasaya sürülmemelidir. Sulama altyapısıyla ilgili sorunlar giderilmeli, sera yapımı teşvik edilmelidir. Muz araştırma istasyonu açılmalıdır.”
Bayraktar, yerli muzun raf ömrünün uzatılabilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini de belirterek, muz üretiminin yılın 12 ayına yayılmasının ve markalaşmanın önemli olduğunu ifade etti.
