MÜSİAD “2014 Türkiye Ekonomisi Raporu”nu açıkladı

0
47

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, “2014 Türkiye Ekonomisi Raporu”nu açıkladı. 

2014-2023 dönemini “Geri Sayım Dönemi” olarak adlandırdıklarını anlatan Olpak, bu dönemde, cari açığın çözümü için, ihracatta ihmal edilen sektörlere ağırlık verilerek katma değerli şekilde artmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Bu sebeple, 2014 MÜSİAD Ekonomi Raporumuzun başlığını, ‘Cari Açığa Karşı KOBİ’ler ve Tarım’ olarak belirledik. Ülkemize net döviz girdisi sağlayan fasıllarda, ithalatın ihracattan kayda değer düzeyde hızlı artması, önemli bir risk unsurudur. Etkin politikalar ile gerekli önlemler alınmazsa, carî açığın finansmanına katkıda bulunan bu fasıllarda, 10 yıl sonra, 40 milyar dolarlık bir açık oluşabilecektir. Bu ise, şu an cari açık tartışmalarında önemli yer işgal eden Enerji benzeri, ikinci bir finansman yükü demektir. Ayrıca, nitelik olarak ülkenin üretim düzeyi için bir gösterge olan, yatırım malları ihracatının, 10 yılda, 1 puan artış göstermesi de, ihracatın katma değeri açısından, olumsuz bir tablodur” dedi.
 
Cari açık sarmalı kırılmadıkça, Türkiye’nin sürdürülebilir bir yüksek büyüme oranını yakalamasının zor olacağını anlatan Olpak, şöyle devam etti: “Hedeflere ulaşmamız için, trend büyüme eğrisinde, pozitif eğimli kuvvetli kırılmalara ihtiyaç vardır. Bu sarmaldan çıkış stratejisinin de, ülkemiz gerçeklerine uygun bir zemin üzerinde şekillenmesi, zaruridir. Ekonomimizin en önemli oyuncularından birisi, KOBİ’lerdir. O sebeple, KOBİ’lerin karşılaştığı dezavantajların öncelikle ortadan kaldırılması, cari açık sarmalından çıkış için önemlidir. Bu noktada önerimiz, Aile Tarımının bir ileri modeli olan, ‘Tarımın Kobileşmesi’dir. Kobileşmiş Tarımda, finans kaynaklarına ulaşım imkânları kolaylaşabileceği gibi, kayıt-dışılık azalacak, istihdama yönelik tarımın itici gücünden, daha fazla yararlanılacaktır.”

Olpak, 2014 Ekonomi Raporunda minimum ithal girdiye gereksinim duyan ve mukayeseli üstünlüğü olan, gıda, tarım ve hayvancılık sektörü ile ilgili önerilerini paylaştı:

1- Finansmana Ulaşım
KOBİ Tüyüklüğünde Tarımsal İşletmelerin en önemli sorunlarından birisi, diğer KOBİ’lerde de olduğu gibi, kaliteli finansmana kolay ulaşamamlarıdır. Ancak Kobileşmiş Tarımsal İşletmeler açısından belki de en önemli sorun, bu işletmelerin tarımsal üretim faaliyeti içerisinde yer almalarına karşılık, KOSGEB açısından KOBİ kavramının dışında sayılmalarıdır. Tarımsal üretim gerçekleştiren KOBİ’ler de, KOSGEB desteklerinden yararlandırılmalıdır.

KOBİ’lerin kredilere ödediği faiz oranları, büyük ölçekli firmaların ödedikleri faiz oranlarının 4-5 puan üzerindedir. Bu hususun asgariye indirilmesi için, KOBİ Bankacılığı acilen geliştirilmelidir.
Finansmana ulaşımın en az maliyetli olanı, öz kaynak yoluyla finansmandır. Belirli büyüklüğe ulaşmış Kobileşmiş Tarımsal İşletmelerin halka arzına yönelik kolaylaştırma sağlanmalıdır. Halen Borsa İstanbul altında GİB mevcut olmasına karşılık, etkin çalışmamaktadır. Sadece aynı işi yapan firmaların yer alacağı bir endeks ile (örneğin BIST-Tarım gibi) başlangıç yapılabilir.

Merkezi bir Tarım Borsasının ve alt ürünlerinin gelişmesi ve kullanılması da sağlanmalıdır.
 
2- Vergilendirme
Alım ve satımda aynı KDV oranlarının uygulanması için, uyumlaştırma yapılmalıdır. Kobileşmiş Tarımsal İşletmelerde istihdam edilen personele yönelik SGK primleri, diğer işletmelere uygulanan oranlardan düşük tutularak, kayıtlı istihdamın önü açılmalıdır.
 
3- Teknoloji Kullanımı
Kobileşmiş Tarımsal İşletmelerin modern teknolojiden yararlanması sağlanmalı, Finansal Kiralama özendirilmelidir. Traktör Hurda Teşviki uygulaması, traktör satışlarının artışını sağlayacağı gibi, makine parkının yenilenmesine de imkân tanıyacaktır.

4- Katma Değeri Yüksek Ürünlerin Üretilmesi
Organik ve Doğal Ürün üretimi teşvik edilmelidir. Gerek toprak ve tohum zenginliği, gerek su kaynakları ve iklimsel çeşitlilik nedeniyle, doğal ürün üretiminde, ülkemiz büyük bir potansiyele sahiptir. Organik tarımda öne çıkan bölge ise Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Ardından Ege, Güneydoğu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri gelir.

5- Toprak Analiz Haritasının Oluşturulması
Türkiye’nin tarımsal üretim planlamasında, bölgesel ekimi uygun görülen ürünler programa dâhil edilmeli, bu bölgede istenilen ürünün üretimini yapan tarımsal işletmeler destekten yararlanmalıdır.
 
6- Gerileyen Ürün Analizi
Toprak Analiz Haritası gibi, Bölgesel anlamda Gerileyen Ürün Analizi de yapılmalıdır.
 
7- Bölgesel Tarım ve Gıda Fuarlarının Düzenlenmesi
Tarım ve Gıda Fuarları, Kobileşmiş Tarımsal İşletmelerin ihracata yönelmeleri açısından önemlidir. Bu konuda uluslararası fuarların düzenlenmesi ve katılımın teşvik edilmesi önem arz etmektedir.

8- Tarım Ve Hayvancılık Programlarının Çeşitlendirilmesi
Tarımsal üretimin çeşitlendirilmesi ve verimliliğin artırılması için, özellikle Meslek Yüksek Okullarında, Tarım ve Hayvancılığa yönelik alt programlar çeşitlendirilmelidir.
 
9- İstihdam
 Kobileşmiş Tarımsal İşletmelerin temin edemedikleri işgücünü (örneğin çoban vb) öncelikle temin edebilmelerinin ve bu arada gerekirse yabancı işçi istihdam edebilmenin önü açılmalıdır.
 
10- İsrafın Önlenmesi ve Verimliliğin Arttırılması
 Gıda, Tarım ve Hayvancılık alanlarınında, üretimden ambalaja, lojistikten pazarlamaya, her alanda, teknolojik faaliyetler ve bilişim faaliyetleri yoğun olarak teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Yine bu alanlarda, nano teknoloji ve biyoteknoloji faaliyetlerine hız verilmelidir.
 
 11- Tarım ve Gıda Lobisi
 Birçok ülkeye ve özellikle yakın pazarlara gıda ve tarım ürünleri satma imkânımız vardır. Etkin bir Tarım ve Gıda Lobisi ihtiyacımız vardır.
  
12- Toprak ve Su Kullanımında Reforma Devam
Tüm dünyada gıda talebi hızla artarken, küresel anlamda önümüzdeki 10 yılda tarımsal üretimin % 1,5 oranında gerileyeceği tahminleri yapılmaktadır. Bu nedenle, modern teknolojilere dayalı, toprak ve su kullanımında yapılacak reformist çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Arazi toplulaştırmalarına hız verilmeli, tarım arazilerinde sanayi ve iskâna yönelik yapılaşma önlenmelidir.
 
MÜSİAD’ın, 2014 yılı makroekeonomik göstergeleriyle ilgili tahminleri ise şöyle:

GSYH büyümesi yüzde 3.8 – 4.0
 
İşsizlik, yüzde 8.3 – 8.7
 
Bütçe açığının GSYH’ ye oranı, yüzde 1.5 – 2.0
 
Cari açık, 47 – 50 milyar dolar
 
Cari açığın GSYH’ye oranı, yüzde 5.5 – 6.0
 
Enflasyon, yüzde 7.5 – 8.0