Moody’s: Referandum sonucu belirsizliği artırıyor

0
41

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin mali gücünün kilit kredi çıpası olmaya devam ettiğini açıkladı.

Moody’s’ten referandum sonrası Türkiye’nin ekonomik görünümüne ilişkin yapılan açıklamada, genişlemeci mali duruşun, devam ederken tarihsel olarak olumlu olan borç ölçütlerinin bir miktar zayıflamasına neden olabileceği belirtildi.

Açıklamada, “Türk hükümetinin büyümeyi destekleyen mali teşviki geri çekmek konusunda isteksiz olacağını düşünüyoruz. Bu önümüzdeki 2 yıl boyunca kamu borcunun GSYH’ye oranını artırabilir. Buna rağmen Türkiye’nin mali gücü kilit kredi çıpası olmaya devam ediyor.” denildi. 

İş dünyasının Türkiye’de uygulanacak yapısal reformları beklediği, henüz bu reformların kapsamının ve hızının net olmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: 

“İş dünyası, hükümete uzun süredir ertelenen yapısal ekonomik reformları uygulamaya koyma çağrısında bulunuyor. Dış finansman, şoklara karşı hassasiyet göstermeye devam ediyor. Düşük döviz rezervlerine kıyasla yüksek dış finansman gereksinimi, Türkiye’nin dış şoklara karşı hassasiyetinin kredibilite üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceği anlamına geliyor.”

Kuruluş referandumdan az farkla evet çıkmasının kredibilite üzerinde baskı oluşturduğunu ve belirsizliği artırdığını ifade etti. Moody’s olumsuz siyasi iklimin Türkiye’nin büyümesini düşürebileceğini vurguladı. Raporda olağanüstü halin uzatılmasıyla oluşan gergin siyasi atmosferin iş ve Tüketici Güvenini zedeleyeceğine, yatırım ve tüketimin azalacağına vurgu yapıldı. 

Moody’s genişlemeci maliye politikası duruşunun devam etmesini ve kamu borçlarının GSYH’ye oranının 2018 sonunda %30 ile zirve yapmasını beklediklerini bildirdi. 

Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, Moody’s’in değerlendirmesiyle ilgili yorumlarda bulundu.

Erkan, ‘Moody’s’in yapmış olduğu referandum sonuçlarına ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmenin; genel kanılardan çok da farklılık taşımadığını belirtmek gerekir. Moody’s’e göre referandumdan az farkla “evet” çıkması kredibilite açısından risk oluşturuyor ve belirsizliği artırıyor. Genel olarak doğru; çünkü referandumdan çıkan sonuç sadece “evet mi, hayır mı” belirsizliğini ortadan kaldırdı. Politik belirsizlik uzun vade için devam edecek. Bu hem siyasi tansiyon ile alakalı (malum, seçim sonuçlarına ilişkin itirazlar ve tartışmalar var), hem de bundan sonra açılacak fasıllar ile alakalı. Bu konuda özellikle OHAL’in süresi, Avrupa Birliği ile ilişkiler ve muhtemelen Meclis gündemine gelecek olan idam cezası belirsizlik oluşturacaktır.
 
Moody’s raporunda da “Kutuplaşmış seçimler, türbülanslı jeopolitik gelişmeler, devam eden belirsizlikler ve geniş dış finansman ihtiyacı, ülkenin şoklara karşı kırılganlığının not üzerinde baskı yapmaya devam ettiğini gösteriyor” ifadesi yer alıyor.
 
Mevcut siyasi ortamda da tekrar ve tekrar Türkiye’nin ekonomik reformları uygulamaya geçme aşamasından uzakta olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle doğrudan yatırımlarda azalmakta olan eğilimin devam etmesi, Türkiye’ye giren sermaye akışını olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bir yandan cari açığın finansmanını zorlaştırıyor, diğer yandan zayıf sermaye dinamikleri dışarıya karşı olan kırılganlığı artırıyor. Türkiye, EM piyasaları içerisinde en risklilerden biri olarak görünüyor. Bu durumda özellikle Fed, Trump veya küresel ekonomik / siyasi türbülans gibi konulardan etkilenme derecemiz artacak.
 
Moody’s nezdinde kredi notumuz yatırım eşiğinin bir kademe altında… 18 Mart’ta daha Eylül 2016’da indirdikleri kredi notumuzun görünümünü “durağan”dan “negatif”e çekmişlerdi. Türkiye’nin not görünümünün Mart ayında “negatif”e öevrilmiş olması “notu tekrar indirme” uyarısıdır. Moody’s’in takvimi yok, ancak 1-2 ay içinde bir açıklama yayınlayabilir’ ifadelerini kullandı.