Micro Focus yeni yapısıyla geleceği şekillendirmeye hazır

0
194

Micro Focus, 1 Eylül 2017 tarihinden itibaren HPE Software  ile birleşmesini tamamlayarak dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri haline dönüştü. Birleşmenin ardından Micro Focus markası altında bir araya gelen yeni şirket, 4,4 milyar dolar yıllık gelirle dünyadaki yazılım odaklı şirketler arasında 7’nci sıraya yerleşti. Ayrıca Avrupa’nın da 2. büyük yazılım şirketi oldu. ‘Yeniyi Keşfet’ temasıyla geçtiğimiz ay Türkiye’deki ilk etkinliğini düzenleyen Micro Focus Türkiye, yeni teknolojilerle yeni iş gereksinimlerini kusursuz bir şekilde buluşturan uçtan uca inovatif çözümleriyle dikkat çekti. Micro Focus Türkiye&Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’nın açılışını yaptığı toplantıda, kendisine Micro Focus Avrupa Satış Bölge Başkanı Corrado Sterpetti ve Micro Focus Strateji&Teknolojiden Sorumlu Yöneticisi Lars Rossen eşlik etti. Micro Focus Avrupa Satış Bölge Başkanı Corrado Sterpetti, şirketin bundan sonraki hedefini müşteri odaklı inovasyonu sürdürmek ve özellikle hibrit buluta odaklanan yeni çözümlerle değer yaratmak olarak tanımlıyor. Ayrıca Sterpetti “Yenilenen Micro Focus, 40 yıllık Micro Focus tecrübesiyle 30 yıllık Hewlett Packard Enterprise tecrübesinin birlikteliğini genlerinde taşıyor” sözleriyle, iki büyük markanın birleşiminde yer alan tarihsel deneyimi vurguluyor. 

Şirketin gelişim grafiği de şirketin temel stratejisinin ne kadar doğru kurgulandığını ve günü yakalamakta ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyar nitelikte. Micro Focus 2011 yılında 834 milyon dolarlık pazar değerine ve 436 milyon dolar yıllık getiriye sahip bir şirketken, 2016 yılında pazar değeri 6,7 milyar dolara ve yıllık gelir 1,4 milyar dolara yükselmiş. 2017’de gerçekleşen birleşmeyle ortaya çıkan şirket bugün itibariyle 13 milyar dolar pazar değerine ve yıllık 4,4 milyar dolar gelire sahip. 50 ülkede 18 bin çalışanı ve 40 bin müşterisi olan Micro Focus, Fortune 100 şirketlerinin 98’ine hizmet veren bir yazılım devi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. “Son 5 yılda elde ettiğimiz büyüme  birçok teknoloji devinin büyüme performansının çok daha ötesindeydi” yorumunu yapan  Sterpetti, sözlerine “Bugün genişleyen çözüm portföyümüzle bundan çok daha fazlasını ortaya koyabilecek niteliğe sahibiz” şeklinde devam ediyor.

MÜŞTERİMİZE GÜVEN, ÇALIŞANIMIZA GURUR VERECEK ÇÖZÜMLER ÜRETİYORUZ
Şirket şu anki ana hedeflerinden birini hibrit altyapılara dair çözümleri karşılamak olarak belirlemiş. Bunun en önemli sebebi ise  hibrit altyapıların hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi. Çünkü ana bilgisayar (mainframe) üzerinde de çalışsanız, geleneksel bilgi teknolojileri altyapısı üzerinden de hizmet verseniz bu durum değişmiyor. Sterpetti, hibrit altyapıları eskiyle yeniyi uyum içinde bir araya getirmenin en iyi yolu olarak tanımlıyor. Sahip oldukları güçlü platformları ve farklı ihtiyaçlara yönelik yılların tecrübesiyle ortaya koydukları operasyonel modelleri, sundukları ideal çözümlerin anahtarı olarak gösteriyor. Bu nedenle Sterpetti sundukları ürün portföyünü sadece “geniş” olarak değil, aynı zamanda “derin” olarak ifade ediyor. Better Together (Birlikte Daha İyi) mottosuyla sunulan bu portföyde DevOps, BT operasyonları, bulut, güvenlik, bilgi yönetimi ve Linux/Açık Kaynak gibi pek çok alana dokunan geniş bir çözüm ağı mevcut. Micro Focus’un sunduğu çözümler, 5 bin 800 yazılım mühendisi ve 4 bin patentten oluşan dev bir entelektüel yapıdan besleniyor. Buna 3 binin üzerinde satış temsilcisi, 2 bin 500 iş ortağı, 2 binden fazla sürekli destek uzmanı ve 2 binin üzerinde profesyonel servis danışmanından oluşan dev bir hizmet ordusu eşlik ediyor. Müşteriyi inovasyonun merkezinde tutmayı ilke edinen bu ekip, kurumsal nitelikte ölçeklenebilirliğe sahip ve analitik fonksiyonları doğuştan bünyesinde barındıran yeni nesil çözümlere güç veriyor. Sterpetti sözlerini, “Öyle ürünler üretmeliyiz ki sunduğumuz çözümler yalnızca müşterimizin güvenini kazanmakla kalmamalı, çalışanlarımız da gurur duymalı” şeklinde vurguluyor. Bu noktada güven ve aidiyet duygusunun öneminin de altını çiziyor. Devamında ise sözlerini  “30’dan fazla bileşenden oluşan karmaşık rezervasyon ve biletleme sistemlerinde, günde 50 milyardan fazla kısa mesaj gönderen iletişim altyapılarında, Boeing 787’ye eşlik eden 14 milyon satır kodda veya her gün dünyanın çevresini turlayan Wi-Fi bağlantısına sahip 8 bin uçakta müşterilerimizin bize güvenmesini sağlayan da bu. Yeni Micro Focus’un güçlü ürünleri ve kanıtlanmış operasyonel modelleriyle geniş bir alanda yazılıma dayalı hizmetler sunmaya, endüstriye yön vermeye devam edeceğiz.” şeklinde sürdürüyor.

BİRLEŞME DAHA BÜYÜK BAŞARILARIN HABERCİSİ 
Şirketin Türkiye ve aynı zamanda Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, 40 ve 30 yıllık geçmişte çok büyük birikim ve başarıların olduğunu vurgulayarak yeni yapı ile birlikte yepyeni başarı öyküleri yazmaya hazır olduklarını ifade ediyor. ‘’Yeni birleştirilmiş Micro Focus, HP Enterprise yazılım bölümünün Micro Focus PLC ile birleşmesiyle 1 Eylül’de kuruldu. Fakat şirketimizin kuruluşu 40 yıl öncesine dayanmakta. Micro Focus bir COBOL uyarlama şirketi olarak kuruldu; COBOL gibi temel uygulamalar kayda değer ölçüde istikrarını koruyor ve şu anda yüzyılın başında olduğu boyutun 3 katına ulaşmış durumda. HP Enterpriseda benzer bir hikayeye sahip; 30 yıl önce Data Protector ve Network Management ile başladığı yolculuğunu büyüterek ve yenilenerek devam ettiriyor” diyen Kırca; ‘’Her iki şirket satın alma ve organik yenilik yoluyla büyüme kaydetti. Ve şimdi, birlikte bu iki kurum, dünyanın en güçlü kurumsal yazılım portföyüne sahip” açıklamasını yapıyor. 

Deniz Kırca, kullanıcıların tutarlı mali performans sunan şirketlere yatırım yapmayı tercih ettiklerini, Micro Focus’un da ürünlerdeki yatırım getirisini artırabilecek, on yıl veya daha fazla süreyle desteklenebilecek ürünler ürettiğini kaydederek şirketlere şu mesajı veriyor: ‘’Biz pazarları şekillendirmede ve önünü açmada gerekli boyut ve ölçeğe sahibiz. Bugünkü yazılım endüstrisinde sağlam ve güçlü yapılardan söz etmek zor. Fırsat doğduğunda kullanıcılarımızın gereksinimi doğrultusunda satın alım yoluyla portföyümüze yepyeni ürünler ekleyebileceğiz.’’ Micro Focus’un hangi bakış açısıyla hizmet vereceğiyle ilgili olarak Kırca şunları ekliyor: ‘’Müşterilerimize, sınıfının en iyisi, kurumsal düzeyde ölçeklenebilir yazılım portföyünü sunuyoruz. Portföyümüzün tamamında en büyük ve en karmaşık şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ölçeklendirilen kurumsal düzeyde ürünler sunuyoruz. Müşterilerimizi yenilik merkezimizin odağına yerleştiriyor ve müşterilerimizin güvenebileceği ve ekiplerimizin gurur duyabileceği yüksek kaliteli ürünler oluşturuyoruz. Müşteri odaklı yenilik mottosuyla hareket ediyoruz. Müşterilerimizin olumlu bir müşteri deneyimi yaşamalarını sağlıyoruz.’’

SONUÇ OLARAK…
Daha büyük, daha güçlü ve daha esnek bir şirketle karşı karşıyayız. Bugünkü ve gelecekteki iş ihtiyaçlarına yönelik olarak yazılım oluşturma, satış ve destek hizmetleri sunan ve bunu yaparken de inovasyonu odağında tutan güçlü ve rekabetçi yeni bir şirkete merhaba diyoruz. Odaklanmış olduğu spesifik pazarlarda, güvenlik ve büyük veri analizi gibi büyüme alanlarında sonuç odaklı ve rekabetçi çözümler geliştirmek için Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapan bir şirketle çalışmaya hazır mısınız?

MICRO FOCUS’TA MÜŞTERİ İNOVASYONUN MERKEZİNDE
Micro Focus, müşterilerine geniş bir ölçekte ideal çözümler sunan ve geri dönüşü yüksek ürünler sağlıyor. Micro Focus Strateji ve Teknolojiden Sorumlu Yönetici Lars Rossen, başarılarının en büyük sebebinin “Müşteri Odaklı İnovasyon” olduğunu söylüyor. Hibrit bilgi sistemleri altyapısının tamamını içine alan, kurumsal nitelikte ölçeklenebilme özelliğine sahip ve müşteri odaklı inovasyona dayalı yazılımlar üretmek, Micro Focus’un misyonunu oluşturuyor. Micro Focus Strateji ve Teknolojiden Sorumlu Yönetici Lars Rossen, bu misyonun gereğini yerine getirmenin en önemli şartının “Yeni İnovasyonu Keşfetmek” gerektiğini söylüyor. Peki yeni inovasyon ne demek? Bu fikrin en temel dayanak noktasını müşteriye sunulan çözümlerin sürekliliğini sağlamak oluşturuyor. Bugün bir çözüme yatırım yaptığınızda gelecekte de bu çözümü üretenlerin yanınızda olmasını beklersiniz ki yatırımınız karşılığını bulsun. Tabii bu anlayış sadece şirketin sürekliliğiyle sınırlı değil. Sürekli değişen teknolojik paradigmaya uyum sağlamayı, yeniyle eski arasındaki uyumu sürekli kılmayı gerektiriyor. “Amacımız müşterilerimizin yatırımlarını daha uzun ömürlü hale getirmek için yeniyle eski arasında köprüler kurmak” diyor Rossen. “Müşterilerimizin yıllardır önemli işlerini emanet ettiği uygulamaların çağdaş platformlar tarafından erişilebilir olmasını garanti altına alarak, daha verimli çalışmanın ve yatırımlarından daha iyi geri dönüş almalarının yolunu açıyoruz.” 

İNOVASYON MOTİVASYONUNU MÜŞTERİLER SAĞLIYOR
Micro Focus’un inovasyon anlayışının merkezinde müşteri yer alıyor. Bunu teknolojik değişim, Micro Focus’un sunduğu hizmetler ve müşterilerden gelen geri bildirim çevreliyor. Bu sayede teknolojik değişimin getirdiği yenilikler müşteri geri bildirimleri eşliğinde değerlendirilerek, sunulan çözümlerin bir parçası haline getiriliyor. Koşullar değişse de, Micro Focus müşterileri ihtiyaç duydukları fonksiyonlara bütçe ve ihtiyaçları 
dahilinde daima ulaşabilme ayrıcalığına kavuşuyor. Rossen, Micro Focus’un müşteri odaklı inovasyonun sürekliliğini sağlamak ve karmaşık sorunlara etkin çözümler üretmekten sorumlu 5 bin 800’den fazla Ar-Ge personeline sahip olduklarını belirtiyor.  Rossen, bunun için şirketin odaklandığı noktaları şu şekilde sıralıyor: DevOps: Kaliteli ve güvenli uygulamaları uçtan uca görünür bir şekilde hızla hayata geçirerek, endüstrinin en geniş portföyünü sunmaktan sorumlu. Bu çözümler ticari veya açık kaynak olarak sunulabiliyor. Hybrid IT: Çok bileşenli karmaşık platformların yönetimini kolaylaştırmaya ve bu platformlardan daha fazla verim alacak yöntemler ortaya koymaya odaklanıyor. Böylece şirketlerin ihtiyacını karşılamayı, maliyetlerini kontrol altında tutmayı ve sahip oldukları altyapıyla en iyi verimi sunmayı hedefliyor. Security & Risk Management: Uygulama, veri ve erişim güvenliği sağlayarak, güvenlik ve uyumluluk odaklı süreçlerin uygun şekilde kurgulanması ve yönetilmesi sürecini üstleniyor. Bu noktada DevOps’un tecrübesinden aldığı güçle uçtan uca risk yönetimini güvence altına alıyor. Predictive Analytics: İşletmelerin sahip oldukları verileri analiz edip anlamlı sonuçlar ortaya koyarak şirketin karar mekanizmalarına destek olmayı amaçlıyor. Bu süreç bulut teknolojileriyle destekleniyor ve uygulamalar, operasyonlar, güvenlik ve iş süreçlerinin tamamında destekleniyor. 

Deniz Kırca Micro Focus’un stratejisini şu maddelerle açıklıyor:
1- Stratejimizin temelinde “Hibrit” yatıyor. Bugün Hibrit denildiğinde akla ilk olarak  genel bulut (public cloud) ve herşeyin genel buluta taşınacağı geliyor. Oysa çok hızlı bir şekilde genel buluta taşınacak olanlar dışında geleneksel BT altyapısında kalan kritik iş yükü çok daha fazla. Sadece kullanıcıların eski ve yeni mimari altyapıları arasındaki köprülere yardımcı olmak için değil, aynı zamanda onlara yatırımın geri dönüşünü (ROI) artırmalarında da yardımcı olmak için benzersiz bir konuma sahibiz. Herşeyden önce kullanıcılarımıza/müşterilerimize Hibrit BT genelinde yardımcı olmak için küresel ölçeğe sahibiz. HP Yazılım varlıkları için, artık daha büyük bir yazılım şirketi içinde küçük bir yazılım şirketi degiliz. Müşterilerimizin yatırım yapmaktan çekinmeyeceği büyüklük ve yetkinliğe erişmiş bir şirketiz. 

2- Yazılım varlıklarının portföyünü yönetmenin temel yetkinliğiyle, güçlü bir platform ve kanıtlanmış bir işletim modeli oluşturduk.

3- Ürün portföyümüz iş dünyasındaki her türlü sorunu çözebilecek gerçek derinliğe ve zenginliğe sahip. Ürün portföyümüzün hayatımıza nasıl aktarıldığına dair uygulamaları, havacılık sektöründen örneklerle paylaşmak isterim… Havaalanında bir bilet acentesi ile check-in yaptığınızda, bizim host bağlantısı çözümlerimiz, check-in yapılmasına ve biniş kartınızı basmalarına izin veren sistemlerin arkasında bulunuyor. Hava yolculuğunu güçlendiren birçok uygulama, ITOM tarafından yönetilen ve izlenen altyapı üzerinde bulunuyor. Ve Vertica, müşteri tercihleri ve davranışları etrafında analitik ve öngörüler sağlıyor. Bir uçağın geciktirilip geciktirilmediğini veya kapının değişip degişmediğini bize bildiren SMS mesajlari, 3G telekom altyapısının büyük kısmı, CORBA’yı, kısa mesajların dağıtımını desteklemek için çalıştırıyor. Boeing 787’nin uçabilmesini 14 milyon kod satırı sağlıyor. Bir anlık bir hataya bile tahammülün olmadığı bu noktada, bu kodu test etmek için bizim yazılımımız kullanılıyor. Uçmaya başladıktan sonra da Net IQ, havadaki wi-fi’ye güvenli bir sekilde giriş yapmanıza yardımcı oluyor.