Lüks markalardan sanal taklitlere savaş

0
75

Bundan yaklaşık on yıl öncesine kadar lüks markalar için internet bir fırsat kapısıydı. Ancak ne yazık ki şimdilerde hava tersine dönmüş durumda; sanal ortam fırsat değil ciddi bir tehdit.

Bloomberg’te yer alan habere göre, başta LVMH Moet Hennessy Louis Vuitton, Gucci’nin sahibi Kering ve İngiliz çanta üreticisi Mulberry gibi lüks markalar sanal ortamda taklitlerinin satışını engellemek için daha fazla mücadele etme kararı aldı.

Markaların bu derece kaygılanmasının nedeni, özellikle yeni kuşak tüketicilerin alışveriş için gittikçe daha fazla sosyal medyaya yönelmeleri ve buna paralel olarak, sahte ürünleri pazara sunanların da bu kesimi daha fazla hedef alması. Nitekim, Frontier Economics’in tahminlerine göre, bu yıl tam 82 milyar dolarlık sahte marka satışı patent haklarını ihlal etmiş olacak.

Sahte ürünlerle mücadele için teknoloji geliştiren MarkMonitor’un kıdemli başkan yardımcısı Charlie Abrahams, “internette artık insanlar 5000 paunda saat, 2000 paunda el çantası satın alabiliyorlar” diyor. “Ancak internet ortamında en büyük risk satın alınan ürünün orijinal mi yoksa taklit mi olduğunun bilinmemesi.”

Kısa süre öncesine kadar, marka sahiplerinin online ortamda en sık karşılaştığı durum, ünlü markaların taklitlerinin gerçek olamayacak kadar ucuz fiyatlara satılmasıydı. Şimdi ise, sahtecilik daha sofistike bir hal aldığından çok daha kaliteli kopya ürünler ortaya konulabiliyor ve buna bağlı olarak, taklit ürünler de eskiye göre daha yüksek fiyatlardan satılıyor. Bu da, lüks marka üreticileri açısından daha vahim bir tablo yaratıyor.

Londra merkezli Covington & Burling hukuk firmasının ortaklarından Louise Nash, “şimdiye kadar 50 paundluk Louis Vuitton bir çanta sahte marka sembolüydü. Ancak son birkaç yıldır, korsanlar Mulberry çantasına yakın bir şey üreterek binlerce paund kazanabileceklerini fark ettiler” diyor.

İnternette taklitlerini taramak için MarkMonitor’un yazılımını kullanan Mulberry Mart 2015’e kadar olan 24 aylık sürede taklit ürünlerini satan tam 3,321 web sitesi belirlediğini kaydetti.

BURBERRY’DEN ALİBABA’YLA İŞBİRLİĞİ
Burberry ise Çinli Alibaba’yla imzaladığı anlaşma sonucu bazı ürünlerini bu site üzerinden satışa sunmayı kabul etti; Alibaba da buna karşılık sahte ürünlerle mücadele konusunda yardım sözü verdi.  Buna göre, Alibaba Tmall.com’da izinsiz satılan 23.000 Burberry ürünü siteden kaldırdı.

E-ticarete dahil olan ilk lüks markalardan biri olan Burberry Amazon.com’la da benzer bir anlaşma imzalamıştı.
Kering bünyesindeki Gucci çantaların taklitleri ise tanesi 2 dolardan satılıyordu; oysa orijinal Gucci çantanın fiyatı 795 dolar. Kering Alibaba’yı taklit markaları bilerek satmakla suçlamış, Alibaba ise bu suçlamaları reddetmişti.

Sanal ortamda taklitlerinin izini süren markalar bu konuda gittikçe daha fazla Data & Data’nın yazılımından yararlanıyorlar. Data & Data yetkilileri halen 30 kadar lüks markayla çalıştıklarını ancak güvenlik nedeniyle bu markaların isimlerini veremeyeceklerini belirtiyorlar.

Bu sistem şöyle işliyor: Web’de marka ihlali olduğu her defasında dünya haritası üzerinde söz konusu internet sitesinin yer aldığı renkli noktalar yanıp sönüyor. Ara yüzeyin arkasındaki algoritmalar günde on binlerce kaynağı tarayıp, ebat ve renk gibi ürünle ilgili ayrıntılı bilgilerle karşılaştırıyorlar.

Taklitler belirlendiğinde de, marka sahipleri korsan  ürünü satan pazarları ve sosyal medya sitelerini saptıyor.
 
TÜRKİYE’DE SAHTE ÜRÜN ÜRKÜTÜCÜ BOYUTLARDA
Dünya Ticaret Örgütü’nün verilerine göre, sahte ve kaça ürünlerin oluşturduğu piyasa değeri 350 milyar doların üzerinde; eticaretmag.com’un haberine göre, Türkiye’de ise bu rakam 11 milyar dolar civarında. ABD’li saç ve cilt bakımı markası DS Laboratories’in Türkiye Yöneticisi Engin Ulutan, özellikle de internet üzerinden satılan her 3 kozmetikten birinin sahte olduğuna dikkat çekiyor. Ulutan, Türkiye’nin sahte ve korsan ürün pazarıyla Çin’in ardından dünyada ikinci, sahte ürün üretimi açısından ise Avrupa ülkeleri arasında ilk 5’te yer aldığını belirtiyor.  Ulutan’a göre, sahte ürünle mücadelede en önemli görev ise tüketicilere düşüyor. Özellikle e-ticaret yoluyla alınan ürünlerin sahte ve zararlı olup olmadıklarını kontrol etmek tüketiciye kalıyor.