S&P Global Market Intelligence, Lehman Brothers’ın batmasıyla patlak veren küresel mali krizden 10 yıl sonra dünyanın önde gelen bankalarının durumuyla ilgili bir araştırma yayımladı.
“Les Echos” gazetesinde yer alan habere göre, krizin ardından söz konusu bankalar geleneği bozmayarak daha da büyümeye devam etti. Oysa krizin patlak verdiği günlerde, bankaların aşırı şişmesinin bir ülke, bölge ve hatta dünya ekonomisinde birbirini tetikleyen ciddi sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunularak, küçülme gerektiğine dikkat çekilmişti.
S&P Global Intelligence’ın raporuna göre, krizin arifesinde 2006 yılında şişmiş bilançolara ve ölçeğe sahip olan bu bankalardan bazıları daha da büyürken, on yıl içinde boyutlarını dörde katlayanlar oldu.
Araştırmada, bu tür bankalardan ABD’deki JP Morgan Chase’in 2006 yılında 1 trilyon 350 milyar dolar olan varlığının 2017 yılında 2 trilyon 560 milyar dolara yükseldiği belirtiliyor.
Bank of America da yine aynı şekilde, on yıl önce 1 trilyon 460 milyar dolar tutarında bir varlığa sahipken, 2017 yılında bu rakam 2 trilyon 250 milyar dolara yükseldi.
Avrupa kıtasında da, her ne kadar ABD’deki kadar çarpıcı olmasa da, bankaların bilançolarında önemli büyümeler görülüyor. BNP Paribas’ın bilançosu 2006’da 1 trilyon 640 milyar dolarken 2008 yılında 2 trilyon 370 milyar dolara yükseldi. Fransız bankası halen, 2016’da 2 trilyon 490 milyar dolar varlığa sahip olan HSBC’yle başa baş durumda. Yine bir başka Fransız bankası Credit Agricole da 11 yılda varlığına 400 milyar euro katarak 2 trilyon euro civarına ulaştı.
Dünyanın en büyük bankası Çin’den
Öte yandan, mali krizden en muaf ülke olan Çin’deki bankalar daha da büyüyerek birer deve dönüştü. 2006 yılında 1 trilyon 110 milyar dolar varlığı olan ICBC halen 3 trilyon 760 milyar dolarlık varlığıyla dünyanın bir numaralı bankası. Dünyanın ikinci büyüğü de yine Çin’den: China Construction Bank (CCB) bilançosunu dörde katlayarak 3 trilyon 200 milyar dolarlık bir varlığa ulaştı.
