Kimlikler de blockchain teknolojisine taşınıyor

0
127

 DANIŞMANLIK ŞIRKETI SYNECHRON verilerine göre, 100 binden fazla müşterisi olan bir banka, müşterilerini tanıma ve süreçlerine dahil etmek için yılda 100 milyon dolar harcıyor. Ancak, Blockchain sisteminden yararlanarak oluşturulacak müşteriyi tanıma çözümleriyle bu giderlerin işgücünde yüzde 55, maliyetlerde ise yüzde 30 tasarruf sağlayacağı öngörülüyor.

2003 yılında kurulan ve 2005 yılında e-imzayı, 2007 yılında ise ilk mobil imzayı üreten E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, şimdi de Blockchain altyapısıyla dijital kimlik oluşturacaklarını söylüyor. Orhun, “Yeni çözümümüz olan e-imza katmanına sahip hukuken geçerli dijital kimlikler, Blockchain altyapısı ile hızlı, güvenli ve kanıtlanabilir şekilde istenilen platformlarda akıllı sözleşmelerle kullanılabilecek” diyor.

E-Güven’in Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı olduğunu hatırlatan Orhun, “Yeni çözümümüz, gönderici ve alıcının belli olduğu, yasal düzenlemesi yapılmış, kimlik doğrulamasının teyit edilmesi gerektiği bankacılık, finans ve sigorta gibi sektörleri adresliyor. Yeni çözümü işletmelerle birlikte bireyler de kullanabilecek. Uygulama, Türkiye ve tüm Avrupa Birliği’ndeki sertifika sağlayıcılarının ürettiği elektronik ve mobil imzalarla uyumlu olacak” bilgisini veriyor.

5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında yasal düzenlemesi yapılan e-imza, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip ve elektronik ortamda gerçekleştirilen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu garantiliyor. Kimlik doğrulama, bankacılık, e-devlet, ihracat, eğitim, sağlık gibi birçok alanda ve farklı işlemlerde kullanılan e-imza, zaman, işgücü ve maliyet avantajı sunması nedeniyle kurumlar tarafından tercih ediliyor. Bu arada, e-imza ve mobil imzanın kullanılacağı alanların genişlemesiyle birlikte kullanıcı sayısının da her geçen gün arttığı gözleniyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)  verilerine göre, 2017 yılının ikinci çeyreğinde 2.493.101 olan elektronik imza sertifika sayısı, üçüncü çeyrekte bir önceki döneme oranla yüzde 4,2 artarak 2.598.408’e yükseldi. İkinci çeyrekte 458.726 olan mobil imza sertifika sayısı ise yüzde 3,8 seviyesinde artış göstererek 476.202’ye ulaştı. Böylece toplam 3.074.610 elektronik sertifika oluşturuldu.

10 YILDA 41 BİN AĞAÇ KURTARDI
Türkiye’de e-imza kullanım alışkanlıklarının belirlenmesi için Ipsos tarafından E-Güven için gerçekleştirilen araştırmada, e-imza’nın yüzde 50 oranla en fazla e-Devlet uygulamalarında kullanıldığı bilgisi yer alıyor. Bu oranı yüzde 49 ile kamu projeleri takip ediyor. Bankacılık işlemleri ise yüzde 23 ile üçüncü sırada yer alıyor. E-imzası olan profesyonel meslek sahiplerinin yüzde 40’ı her gün e-imza kullanıyor. Haftada birkaç kez kullananların oranı yüzde 22 iken ayda birkaç kez kullananların oranı ise yüzde 17 olduğu görülüyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 32’si e-imzanın yüzde 50’nin üzerinde kâğıt tasarrufu sağladığı konusunda hemfikir. Araştırmada, ıslak imza ile e-imza arasındaki farkları değerlendiren katılımcıların yüzde 81’i kâğıt çıktı almanın gereksiz bir maliyet kalemi olduğunu düşünüyor. Islak imza toplamak için çok fazla zaman harcandığını aktaranların oranı yüzde 76. Araştırmada elektronik imza kullanımından sonra işletmelerde onay süreçlerinin hızlandığı belirtilirken, katılımcıların yüzde 82’sinin e-imza sonrasında imza süreçlerinin iş yükü içindeki payının yüzde 10’un altına indiğine dikkat çekiliyor.

Orhun’un verdiği bilgiye göre, standart bir şirkette imza süreci ortalama üç günde tamamlanırken e-imza ile bu süre bir saate kadar düşüyor. Orhun, “Ayda ortalama 500 bin mobil imzalama ve 25 milyon doğrulama işlemi gerçekleştiriyoruz. E-Güven olarak ıslak imzalı iş süreçlerini elektronik ortama taşıyarak kâğıt ve kargo maliyetlerinde yüzde 50’ye varan tasarruf elde edilmesini sağlıyoruz. Çevre konusundaki odağımızı çevreye fayda sağlamak, ağaçların kesilmemesi, doğal kaynakların daha az tüketilmesi, kâğıda olan ihtiyacın en aza indirilmesi ve karbon emisyonunun azaltılması şekillendiriyor. Bu bakış açımızın sonucu olarak son 10 yılda 41 bin ağaç kurtardık ve 82 bin insanın oksijen ihtiyacını karşıladık” diyor. Kağıt tasarrufunun yanı sıra çalışanların zamanı daha iyi kullanmalarını sağlayan bu uygulamaların Blockchain tabanlı çözümlerle kullanımının daha da yaygınlaşması bekleniyor. “Blockchain sistemindeki bazı uygulamalarda, otoriteden bağımsız ve bloklarda kaydedilmiş şifreli kimliklerle hareket edilebilen bir dünya mevcut” diyen Can Orhun şöyle devam ediyor:

“Elektronik ortamda ticari işlemlerin yasalara uygun ve güvenli biçimde yapılabilmesi için gönderici ve alıcı kimliğinin doğrulanması şart. Blockchain üzerinden kimliğin kesin olarak teyit edilebileceği bir teknolojiyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bunu mevcut sisteme yeni bir mimari katman ekleyerek yapacağız.”

Merkezi olmayan Blockchain sistemi üzerinde geliştirilen özellikle de finansal içeriğe sahip bazı uygulamaların güvenli ama regülasyona tabi olmadığını hatırlatan Orhun, “Bu uygulamalarda birey veya kurum tarafından sisteme eklenen kimlik belgelerinin yasal olarak geçerliliği bulunmuyor. Kamuda veya bankalarda yapılacak işlemlerin yasal düzenlemelere uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Hayatın gerekliliklerine dayanan, ihtiyaç temelli, fayda odaklı bir bakış açısıyla bir ilki daha gerçekleştirip bu yıl yeni çözümümüzü kullanıma alacağız” diyor.