Kim Milyoner Olmak İster’de George Orwell sorusu, George Orwell kimdir?

0
293

Atv ekranlarında izleyiciyle buluşan Kim Milyoner Olmak İster’de sorulan George Orwell sorusu gündem oluşturdu.

“George Orwell’ın hangi kitapları istihbarat servisi tarafından satın alınmıştır?” sorusunun sorulduğu Kim Milyoner Olmak İster’de, bu soru çok dikkat çekti. 

George Orwell’in 1984 ve Hayvan Çiftliği isimli kitapları çıktıkları dönemde yoğun tartışmalara sebep olmuş ve yasaklanmışlardır. CIA kitapların 1984 ve Hayvan Çiftliği kitaplarının yayın haklarını satın almıştır.

George Orwell, asıl adı ile Eric Arthur Blair (d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, Londra) , 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Eserlerinde yer alan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizme karşı duruşu onun imzası niteliğindedir.

Orwell’in hayatı, sonradan yazılarını etkileyecek olan deneyimlerle doludur. Burslu okuduğu Eton Koleji’nden mezun olduktan sonra, o sırada bir İngiliz sömürgesi olan Burma’da bulunmuş; kısa süreliğine buranın polis teşkilatında görev yapmıştır. Bu memuriyet döneminde şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkeye katkıda bulunmuştur.

Gençlik döneminde Fransa’da bulunmuş, türlü mesleklerde çalışmış, para sıkıntısı gerek yazarlığa başlamadan önce, gerekse ilk yapıtlarını kaleme aldığı yıllarda yakasını bırakmamıştır.

Hayvan Çiftliği

İspanya’daki “ihanete uğramış devrim” tablosu Orwell’i derinden sarmıştır. Ancak en meşhur yapıtları olan Hayvan Çiftliği’nin ve 1984’ün sırf Stalin’i yermek için kaleme alındığını iddia etmek mevzuyu haddinden fazla basitleştirmek olacaktır. Orwell yazarlığa başladığı günlerdeki çizgisinden sapmış değildir: Nasıl ki ilk eserleri kendi tecrübelerinden izler taşıyor, ancak her toplumu ve çağı ilgilendiren meseleleri de işliyorsa; savaş sonrası yapıtları da yalnızca Franco’nun, Hitler’in, Stalin’in dünyasını değil, bu ‘despot’ları yaratan hırsları ve budalalığı da taşlamaktadır.

Hayvan Çiftliği bir devrimin trajedisidir. Bu modern fabl, kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten gına getirerek zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikâyesidir. Karakterler son derece sade ve güçlüdür: Kinik eşek Benjamin, fedakar at Boxer, akılsız kısrak Mollie, hatta serçeleri tüm hayvanların kardeş olduğunu söyleyerek pençeleri arasına çekmeyi deneyen kedi bile akıllarda kolayca yer edinen, çok canlı kişiliklerdir.

Hayvanlar, çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; el sahibi olmadıkları halde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri, yöneticiliğe soyunup gitgide ‘insanlaşan’ domuzların hırsları ve entrikaları tarafından gölgelenmeye mahkûmdur. Romanın alt başlığı “Bir Peri Masalı”dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir elbette; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

1984

1984 yılında Londra’da geçiyordu. Okyanusya isimli büyük devletin bu şehrinde ”Parti” ve onun başındaki ”Ağabey” bütün gücü ellerinde tutuyordu. Her yerde ”Ağabey Seni Gözetliyor” yazılı afişler asılıydı. ”Düşünce polisinin ” her yerde gizli ajanı vardı. Telefonlar dinleniyor, insanlar en mahrem yerlerde bile tele-göz kameralarla izleniyordu. Partinin amacı, insanî en özel duyguları bile yoketmekti. Adalet, özgürlük, gerçek, bilgi, duygu, hayal, ülkü gibi kavramların tam karşıtı benimsetilmeye çalışılıyordu. Partinin sloganları : ” Savaş barıştır. Özgürlük tutsaklıktır. Bilgisizlik güçtür” şeklinde idi.

Bu baskıcı, zulme dayalı dünyada tarihe hiç bir iz bırakılmıyordu. Korkunç bir propaganda makinası ile insanının hafızası hep yeniden programlanıyordu. Tarih,”Gerçek Bakanlığı’nda” değiştirilerek yazılıyordu. Günlük belgeler yok ediliyordu. Farklı düşünceye hayat hakkı yoktu. Bu nedenle en ağır suç, düşünce suçu idi. Romanın kahramanı küçük memur Winston Smith, Gerçek Bakanlığı’nda tarihin  değiştirilmesinde çalışıyordu. O dışarıya karşı sadık bir partili gibi görünmekle birlikte, aslında düşünce polisinin takibinden ve ”Ağabey’in” oyuncağı olmaktan kaçıyordu. Buna rağmen Smith, tutuklandı, işkence gördü ve aşağılandı. Bütün parti karşıtları gibi, bilincini temizlemesi istendi. Birey olarak kendi varlık bilinci kalmayınca, serbest bırakıldı. Sonunda, ”Kendini yendi. O, ağabeyi seviyor” dendi.

Kısaca; ”1984”, hayali bir ülkede, baskıcı ve zulme dayalı bir devletin bireyi çeşitli uygulamalarla nasıl izleyip, ezdiğini, aşağıladığını ve toplumun nasıl bir korku devleti haline getirildiğini anlatıyor.