İşte Monako’yu sarsan cinayetin perde arkası

0
130

6 Mayıs akşamı, Fransa’nın Nice kentindeki St. Roch hastanesinin otoparkından çıkan Siyah Lancia Voyager’e kimliği belirsiz bir adam yaklaştı. Tüfeğini önce otomobilin ön yolcu koltuğunda oturan kadına yönelterek 3 el ateş etti. Kadın göğsünden, boynundan ve çenesinden vuruldu. Katil daha sonra şoföre nişan alıp onu da göğsünden ve karnından vurdu.
 
Kurbanlar hemen hastanenin acil servisine oradan da yoğun bakım ünitesine kaldırıldılar. Şoför Muhammed Darwich 4 gün sonra öldü. Yolcu koltuğunda oturan Helene Pastor ise 15 gün sonra 21 Mayıs’ta yaşam savaşanı kaybetti. 77 yaşındaki kadın, Monaco’nun gayrimenkul kraliçesiydi. Ölmeden birkaç gün önce hastanede L’Express dergisi muhabirine “Beni kimin öldürmeye çalışmış olabileceğine dair en küçük bir fikrim bile yok” demişti.
 
Fransız polisi, 13 milyar Euro servetle Monaco’nun en zengin ailesinin en önemli ferdi olan Helene Pastor cinayetini çözmek için hemen kolları sıvadı. Olay yerindeki kameralardan tetikçinin izi sürüldü ve kaldığı otel bulundu. Otel odasındaki sabunun üzerinden DNA örnekleri alındı. Ardından ailenin tüm telefon kayıtları incelendi. Önce tetikçi bulundu: Pascal Dauriac. Dauriac savcıya “Cinayetleri 140 bin Euro karşılığında fitness hocalığını yaptığım Wojciech Janowski için işledim” dedi. Zengin küçük prensliği sarsan cinayetin azmettiricisi Wojciech Janowski uzun süredir Helene Pastor’un kızı Sylvia’yle birlikteydi.
 
Helene Pastor, kızı Sylvia ve oğlu Gildo’ya her ay 500’er bin Euro harçlık veriyordu. (Yanlış okumadınız, Fatih Terim’in maaşından bile fazla) Sylvia’nın bu olağanüstü geliri bile Janowski’ye yetmiyordu. Savcıya göre Janowski’nin 9 milyon Euro borcu vardı. Helene Pastor’un ölümüyle sevgilisi Sylvia’ya en muhafazakar tahminle 1.2 milyar Euro değerindeki gayrimenkul miras kalacaktı. Savcıya göre Janowski bu muhteşem mirasa göz dikmişti.
 
Bloomberg’in haberine göre halen Marsilya’da hapiste olan Janowski, tetikçinin adını vermesine rağmen suçlamaları reddediyor. Monaco ve tüm Güney Fransa yakında başlayacak olan davayı merakla bekliyor.
 
Kim bu Pastor Ailesi? 
Pastor Ailesi Monaco’ya 1880’de göç etmiş. İtalya’nın Liguria bölgesinde duvarcı ustası olan Jean Baptiste Pastor Monaco’da bildiği işi yapmaya devam etmiş. 1920’de artık oğullarıyla birlikte Jean Baptiste&Fils adlı inşaat şirketini kurmuş.
 
Bu tarihten sonra Monaco’daki altyapı işlerinin çoğunu Jean Baptiste’in kurduğu şirket yapmış. 1936’da hizmete giren Monaco’nun ilk stadyumu da bu projeler arasında. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Jean Baptiste’in oğlu Gildo Monaco’nun Larvotto semtindeki sahil bölgesinde büyük araziler satın almış. Bu bölge Monaco Prensi Rainier’nin prensliği canlandırma projesinin merkezi olmuş. Hatta bölgedeki ilk yeraltı demiryolu tünellerini yine aile şirketi inşaa etmiş. Gildo’nun torunu Delphine, L’Express dergisine ailesinin öyküsünü anlatırken “Dedem çok vizyonerdi. Monte Carlo kumarhanesinin doğusundaki bu araziyi satın aldığında, bölgede dikili bir taş bile yokmuş” diyor.
 
Gildo’nun 1990’daki ölümünden sonra, imparatorluk 3 çocuğu arasında bölüşülmüş: Victor, Helene ve Michel. 21 Mayıs 2014 akşamına kadar Helene hayatta olan tek kardeşti. Helene Pastor Pallanca adlı bir şirket kanalıyla Larvotto bölgesindeki Bahia ve Emilie adlı gayrimenkulleri, Trocadero, Continental ve Schuykill apartmanlarını 40 bin metrekarelik ofis alanına sahip olan Gildo Pastor Center sahip olduğu gayrimenkullerin bir kısmıydı. Bloomberg’e göre gayrimenkullerin değeri 3 milyar Euro civarındaydı. Monaco’daki resmi kayıtlara göre tüm Pastor Ailesi’nin prenslikteki daire sayısı 1.800 civarında. Ancak L’Express dergisinin haberine göre farklı isimdeki şirketlerle birlikte Pastor’ların mülkiyetindeki daire, ofis gibi bağımsız bölüm sayısı 4 bini buluyor.
 
12 yıldır Monaco’da kulüp işleten Max Ryerson “Pastor Ailesi’nin fertleriyle bir şekilde yolunuz kesişmeden Monaco’da bir iş yapabilmeniz mümkün değil. Eğer güzel bir daire arıyorsanız Pastor’ların kiracısı olmak zorundasınız. Bu gerçek Monaco’da hayatın bir parçası” diyor. Monaco, dünyada gayrimenkulün en pahalı olduğu kent. 2 kilometrekarelik alanda 37 bine yakın insan yaşıyor. Ancak, bu dar alanda iş yapmak çok cazip. Ticari faaliyetlerin pek çoğu kazanç vergilerinden muaf. Alan dar, iş yapma ortamı da cazip olunca gayrimenkul fiyatları da neredeyse uzaya çıkmış. Savill’s’in kayıtlarına göre yeni yapılan ultra lüks rezidanslarda metrekare fiyatı 90 bin Euro’ya (255 bin TL) kadar çıkıyor.