ISS: ‘Türkiye iş gücü ve yenilikçi ruhuyla kazanacak’

0
196

ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib ve ISS Group CEO’su Jef Gravenhorst ile beraber gerçekleştirdiğimiz röportajda hem Türkiye hem de dünyadaki ISS Group’un karşılıklı sinerjiden doğan başarıları öne çıktı. Türkiye’deki çalışmalardan dolayı mutluluk duyduğunu söyleyen Gravenhorst’in ilk Türkiye ziyareti aynı zamanda. Öyle ki CEO, dünya genelindeki 70’in üzerinde ülkeyi tek tek geziyor ve her bir ülkeyi yakından inceliyor, saha araştırmaları yapıyor. Türkiye de son dönemde aldığı başarılar nedeniyle öne çıktı. ISS Türkiye’yi Türkiye’nin küresel ölçekte büyük övgü almasının önemli nedenlerinden biri, merkezi Danimarka’da bulunan çok uluslu ISS World’un 2016 Yıllık Raporu’nda, 2016’da gerçekleşen yüzde 3’lük organik büyümenin yanı sıra iş hacmi genişlemesi, ciro artışı ve yüksek kârlılık konularında kaydedilen başarılarda ISS Türkiye’nin önemli pay sahibi olması. ISS World’ün geleneksel olarak verdiği ISS Elmas Ödülü böylece ISS Türkiye’nin oldu. Bu konuda Gravenhorst, Türkiye’nin istihdam gücüne ve yenilikçilik tutkusuna dikkat çekiyor.
1901 yılında Danimarka’da bir güvenlik şirketi olarak kurulan ISS (Integrated Service Solutions), Gravenhost’un da altını çizdiği gibi pek çok yenilikçi fikrin doğmasına liderlik etti. Şirket, Avrupa, Asya, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Pasifik kıtalarındaki 77 ülkede, temizlik, güvenlik, teknik hizmetler, catering, çamaşırhane yönetimi, bahçe bakımı, haşere ilaçlama ve ofis destek ile tesis yönetimi konularında hizmet sunuyor. 75 milyar TL cirosu (2017)  ile dünya genelinde 200 binden fazla müşteriye sahip ve 510 binden fazla çalışanı olan ISS Group ile ilgili olarak Gravenhorst, şu bilgileri paylaşıyor: “Bulunduğumuz sektörde öncü olduğumuz konular var. Biz küresel bir oyuncuyuz. Müşterilerimizden gelen talepleri karşılayabilmek için küresel varlığımızı güçlü kılacak projeler geliştiriyoruz.”
Hizmet organizasyonu olarak ISS Group Türkiye’de de vizyoner stratejiyle hareket ediyor. ISS Türkiye, 32 binden fazla çalışanı ile İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, İzmir şubeleri ve Adana ofisinde 4 binden fazla müşteriye, 5 bine yakın noktada hizmet veriyor. ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib aradan geçen sürede büyük adımlar atarak büyüdüklerini söylüyor ve şu bilgileri paylaşıyor: “ISS Türkiye olarak 1990’lı yıllardaki krizlerden büyüyerek çıktık. Firmanın sermaye gücünün ve müşteri kitlesinin doğru olması başarımızdaki önemli kriterlerden biri. 25 yıllık geçmişimize baktığınızda krizleri hep böyle yönettik. Bugünkü kriz ise biraz daha uzun sürecek gibi görünüyor. Ancak bu kriz dönemini de sermaye yapısını güçlendirerek ve işçilik konusundaki hizmetlerimizi geliştirerek atlatacağız.” Bu konuda Gravenhorst da, “Müşterilerle yakın ilişki her zaman için önemli. Müşterilerimizle vakit geçirmek, onları anlamak ve daha iyi şekilde nasıl destek sunabileceğimizi göstermek istiyoruz. Herkesin bir amaca sahip olmasını sağlamak, organizasyonumuzun öncelikleri arasında. Bunu gerçeğe dönüştürmek için iyi uygulanmış araç ve programlara sahibiz” diyor.
Türkiye’nin aradan geçen sürede iş fikri geliştirme konusunda hangi konularda örnek oluşturduğunu sorduğumda Habib şu cevabı veriyor: “Hizmet mükemmelliğini yakalamak, yeni teknolojileri hizmete dahil etmek ve sürekli gelişimi sağlamak amacıyla faaliyet gösteren Mükemmellik Merkezi departmanımız ISS Global ve Türkiye tecrübeleri ile oluşan başarılı uygulamaları tüm sahaya yayma hedefi doğrultusunda çalıştı. Ve bugün şirketimizde hayata geçirdiğimiz FM 4.0 sistemi ortaya çıktı. Bu sistem sayesinde ofislerde hangi masada kim oturuyor, hangi toplantı odası dolu, ofis içindeki ısının yüksekliği gibi iş ve ofis hayatına dair farklı detaylar bulunan bir veri akışından söz etmek mümkün.
Gravenhorst ISS Group olarak büyümenin en önemli yapıtaşlarından birinin tam da bu konuda iş fikirlerinin geliştirilmesi, yenilikler ve istihdam politikası olduğunu söylüyor. Bu konuda da Türkiye operasyonunu çok başarılı buluyor. Çalışanları doğru yönetmek, yetenek yönetimini en üst seviyede gerçekleştirerek istihdam gücünü doğru yönlendirebilmenin çalışanların eğitimi ve gelişiminin yanı sıra memnuniyetini sağlamak açısından öncelikli ilkelerden olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de gelecek dönemde en önemli konunun hizmet standardının satılması olduğuna dikkat çeken Habib, Türkiye’de yeni bir anlayışın doğabilmesi ve yenilikleri hayata geçirebilmenin yolunun şirketlerin istediği hizmeti tanımlama alışkanlığının olmaması olarak anlatıyor. Gelecek dönem en büyük hedeflerinin eski sistem satın alma mantığına sahip anlayışın bertaraf edilerek hizmet standardını satın almanın çok daha önemli olduğunu söylüyor.