​İş dünyasından koalisyon tepkisi

0
33

Ak Parti- CHP koalisyon görüşmeleri neticesinde hükümet kurulamadı. İzmir iş dünyası temsilcileri, geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kurulamamasıyla tarihi bir fırsatın kaçırıldığını belirtirken, erken seçimin sonucu değiştirmeyeceği görüşünü savundu. Yatırımcının yurtdışına çıktığını, döviz borcu yüksek olan özel sektörün derdinin katlandığını anlatan temsilciler, “Bir parti tek başına iktidara gelene kadar seçim mi yapacağız” dedi. 

“DÜNYANIN EN BAŞARILI KOALİSYON HÜKÜMETİ ÖRNEĞİ VEREBİLME FIRSATI KAÇIRILDI”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, siyasilerin ortaya çıkan meclis yapısıyla koalisyonu kurup, dünyaya en başarılı koalisyon hükümeti örneği verilebilme fırsatının kaçırıldığını belirterek, yeniden seçim olduğunda sonuç değişmezse bir siyasi partinin tek başına iktidarı için daha kaç kez seçime gidelebileceğini sordu. Yorgancılar şöyle konuştu: 

“Meclisi demografik olarak incelediğimizde ülkenin tüm kesimlerinin Alevisi Sünnisi Türkü Kürdü herkesin temsil edildiği bir ortam oluşmuştu. Bu ortamda hükümeti kurup Türkiye’nin önünde olan sorunların çözümü için sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekiyordu. CHP ile bir koalisyon olamayacağı ortaya çıktı. MHP, bu hükümetin içinde olmak istemediğini sürekli söylüyor. Türkiye’nin bana göre yapması gereken acil seçimdir. Önemli olan konu şu; Seçime gittikten sonra da aynı yapı ortaya çıkarsa o zaman ne olacak? Tek parti seçim kazanana kadar 4, 5, 6 seçim mi geçireceğiz? Yabancı yatırımcının önünü görememesi açısından son derece tatsız bir durum. Dolardaki yükseldi, borsa çöktü. Faizlerin yükselmesi, enflasyonun yükselmesi gayet doğal. Hükümet kurulmuş olsaydı dolar bu seviyelerde olmazdı. Belirsizlik bunları tetikledi.”

“TARİHİ BİR FIRSAT KAÇIRILDI” 
Ege Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mustafa Güçlü, geniş tabanlı bir koalisyon hükümet kurma fırsatının kaçtığına dikkat çekerek, erken seçimin meclis tablosunu değişitireceğini düşünmediğini ifade etti. Güçlü, şöyle konuştu: 

“Bir hayal kırıklığı oldu. Bu olumsuz sonuç öngörülüyordu ama bir yandan da bir umut vardı. Bu umut da iş çevrelerinin yaygın olarak benimsediği arkasında durduğu büyük koalisyon fikriydi. Bu büyük koalisyonun bir icraatçı yapı olarak ülkenin kritik meselelerine çözüm getirebileceği düşünüyordu. Bu sağlanamadı. Seçime gidiliyor. Bütün görüşmeler seçime nasıl gidileceği doğrultusunda. Bir fırsat heba edildi. Bir şansı kullanamadık. Yapılacak iş, panik havasına kapılmadan bundan Türk toplumunun siyasetinin ekonomisinin zarar görmeyeceği şartları sağlamak.
Bunu bekleyeceğiz. Seçimin en kritik yanı, aynı sonuç çıkarsa. Siyasi analistler sonuçların çarpıcı bir şekilde değişmeyeceğini, 4-5 puanlık değişiklik olamayacağını ifade ediyorlar. Meclisin yeni yapısında niteliksel bir değişime yol açıp açmayacağı kuşkulu. AK Parti’nin, tek başına iktidar olma şansının çok güçlü olamadığı ifade ediliyor. İstikrar bakımından vaatkar bir tablo çıkaracağı düşünülmüyor. Geniş bir parlamento çoğunluğuna dayanan bir birliktelik çok daha iddialı işler başarabilirdi. Erken seçimin ne ölçüde değişitireceği, niteliksel bir değişime yol açıp açmayacağı kuşkuludur. Bu nedenle de bu fırsatı kaçmış görüyoruz. Geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kurulmalıydı.” 

“SİYASİ MÜHENDİSLİK YAPILIYOR”
Ege Bölgesi’ndeki 10 derneği bünyesinde bulunduran Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) Başkanı Levent Akgerman, bu önemli süreçte hiçbir siyasetçilerin kucağna el bombası almak istemediğini, ülkenin geleceği yerine kendi siyasi geleceğini düşündüklerini öne sürekek, şunları söyledi: 

“Erken seçim olunca yine tek parti yönetimi çıkmayacak. Vatandaş ‘koalisyon’ dedi. Vatandaşın bu tercihiyle oynamak ya da onu manipüle etmeye yönelik girişimler bize zaman kaybettiriyor. Siyasi mühendislik yapılıyor. Bu durum sokaktaki vatandaşın gündeminin, siyasinin gündemi ile aynı olmadığını gösteriyor. Geniş tabanlı bir reform hükümet kurulması için ciddi bir fırsat kaçtı. Bunun sonuçlarını önümüzdeki aylarda daha sancılı bir şekilde göreceğimizi düşünüyorum. Üretimdeki stok miktarlarının yükselmesi aslında bir ön krizin habercisi. Bunları ele almak geniş tabanlı bir reform hükümeti ile mümkünken bu fırsatın elinin tersiyse itilmesini manidar buluyorum. Siyasi hesapları vatandaş görecek ve yine değerlendirmesini yapacak. İstenilen sonuç birtakım siyasiler tarafından yine alınamayacak.
İşlemeyen bürokrasinin oluşturduğu ciddi tahribat ve durgunluk sözkonusu. Bunlar terör olaylarıyla birleşince yatırımcıda ciddi bir kaygı görüyoruz. Yatırımlar yurtdışına kaydırılıyor. İhracattaki sıkıntılar malum. Döviz borcu yüksek olan özel sektör bu derdi üzerinde hissederken devlet buna kayıtsız kalamaz. Devlet vatandaşı için vardır.”