İnovasyon sadece kiralanır

0
66

Apple CEO’su Tim Cook iPhone 6 -ve Plus- lansmanı için sahne aldığında, bir şeylerin değiştiğini anlamak zor değildi. Cook, iki telefonun lansmanını aynı anda yaptıklarını ve bunun tarihi bir olay olduğunu söylüyordu. Bu, Apple’ın yeni ürün çıkaramadığı eleştirilerine bir yanıttı. iPhone’ların ekranları büyüyen standardın gerisinde kalmıştı. Bu, yeni ürünlerin ekran büyüklerine yapılan vurgu ve buna ekran yan tutulduğunda daha pratik kullanımın mümkün olması ile devam edilmesi, “sizin ekranınız küçük” eleştirilerine verilen bir yanıt oldu. Kamerası değişmeden 8 megapikselde kalan yeni iPhone’ların donanım/yazılım uyumu ile tatmin edici sonuçlar vereceğinden kimse kuşku duymuyor. Ancak bu kamerayı selfie yerine çölde iguana fotoğraflama örneği ile tanıtmak, profesyonel makine ile fotoğraf çekenleri etkilemeye yönelik kampanya yapan Nokia’nın etkisi ya da günümüzdeki trendleri iyi okuyamama olabilir. Ancak bütün bunlara boğulmuş olmak, yine de Apple’a “vay be” diyebilmek için gerekli koşulları ortaya çıkarmadı.
 
Intel’in işlemcilerinde donanım düzeyinde sağladığı kimlik doğrulamanın dizüstü bilgisayarlarda bir ödeme doğrulama aracı olarak kullanılmaya başladığı ve mobil tarafta agresif planları olan şirketin bunu cep telefonlarına da uyarlamak için kolları sıvadığı düşünüldüğünde, Apple’ın ödeme çözümü ebedi bir rekabet avantajı olmaktan uzak görünüyor.
 
Bununla birlikte U2’nun yeni albümü Songs of Innocence’ın içeriğini bütün iOS cihazlara indirilmeye hazır olarak itmek, Apple’ın en -veya tek- etkileyici hareketi oldu. iPhone kullanıcıları bir sonraki gün telefonlarının müzik bölümünde “buluttan indirme” ikonu ile birlikte bütün albümü buldular. 19 Ekim’e kadar münhasır olarak bu kanaldan bulunacak albüm, U2’nun lansmandaki küçük konserine Tim Cook’un vokali gibi duruyor.
 
“Freemium” ya da ücretsiz -ve bazen erken- servis edilen kaliteli içerik kavramı, Apple’ın yeni dönemde müzik içeriğinin sunulması konusunda bir değişim yaratma aracı olabilir ancak iPod ve daha önemlisi iTunes ile gerçekleştirilenlerle kıyaslandığında buna yeni bir devrim demek zor. “Apple, müzik endüstrisini dönüştürdü” haberlerinin ilk yapılmasının ardından uzun yıllar geçti.
 
Yeni uygulama modelinin bulutu iPhone’un müzik çalarına getirmesinin ardından, Apple’ın önünde Amazon tarzında bir dijital dağıtım kanalı ile büyüme istikbalinin ya da planının olduğunu düşünmek mümkün ama Cook açıklayana kadar bu sadece bir kehanet olarak kalacak. Yine de U2 albümünü kullanarak bulutu öne çıkarmak, Apple’ın diğer yaptıklarından daha başarılı bir hareket ve ünlülerin özel fotoğraflarının çalınmasına neden olan güvenlik açığı ile hatırlanan Apple bulutu ile ilgili olarak olanaklar dahilinde yapılabilecek en başarılı kriz yönetimi uygulaması oldu.
 
İnsanların kaliteli müzik içeriğine herkesten önce ulaşmak için cihaz satın almaya yönelip yönelmeyeceği ise hala karanlıkta kalan bir konu. Apple’ın kaybettiği inovatif kimliğini yeniden kazanmak ve değişim yaratmak için dışarıdan gelen eleştirilerden uzaklaşıp içeride en önemli varlığı olan “Steve Jobs ruhu”nun peşinde düşmesinde yarar var. 22 Eylül’den geriye bakıldığında Apple’ın hisse değerinin iPhone 6 ve Plus lansmanının gerçekleştiği bu süreçte değişmediği görülüyor. Apple hissesinin Nisan 2014 sonundan beri gerçekleştirdiği istikrarlı yükseliş ise sona ermiş değil. Bu yükselişe karşın, Cook’un yatırımcı güvenini oluşturup oluşturamadığı hala tartışma konusu.
 
Yahoo analistleri, Apple’ın bu yıl satışlarını yüzde 5,4 artırmasını ve gelecek sene bunun ikiye katlanarak 10,7 olmasını öngörüyor. Akıllı telefon pazarında sektörün altında kalan bir hızda büyüyen Apple’ın, bundan sonraki dönemde inovatif şirket kimliğini yakalamak için “kütlesel niş” (mass niche) alanlar bulması gerekiyor.
 
Deloitte Kanada’nın piyasa öngörüleri ile tanınan analisti Duncan Stewart, seri üretim ile birlikte hacimlerin çok arttığı bir dünyada dikkat çekici olmayan sayılarda yapılan satışların önemli cirolar yaratabileceğine dikkat çekiyor. Bileklik ve saatlerin satış rakamlarının akıllı telefon pazarı yanında kıyas kabul etmeyecek kadar düşük kalmasını ve burada kütlesel kullanımın oluşmayacağını düşünüyor. Ancak fiyatı 350 dolar civarında olan saatlerden aksesuar niyetine 600 bin tane satıldığında bu 2,1 milyar dolarlık bir ciroya karşılık geliyor.
Apple 2015’te piyasaya çıkacak saati ile böyle bir niş yakalayabilir. Daha önce Nike ile yaptığı işbirliği ile spor alışkanlıklarını değiştiren Apple’ın saati yeni bir başarının aracı haline getirmesi şaşırtıcı olmayacak. Sadece 350 dolardan satılması beklenen sıradan modeli değil, bin 200 dolar fiyatla piyasada yerini alması beklenen altın versiyonu da böyle bir modelle birer kütlesel niş ortaya çıkarabilir.
 
Bu kehanetler gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin, 2015 yılı geldiğinde Apple, kendisinin çok daha fazla aleyhine dönmüş bir rekabet ortamıyla karşı karşıya kalacak. Samsung, yarattığı ölçek ile hem iş modeli inovasyonu hem de kütlesel nişler yaratma konusunda çok daha avantajlı bir konuma sahip ve şirketin kafa yapısı da bunu sonuna kadar değerlendirmeye odaklanmış durumda.
 
Bir Samsung yöneticisi, “Akıllı telefonun maliyeti belli. Daha çok kâr edebilmek için fiyatını yukarı çekecek işler yapmamız gerekiyor” diyor. Aksesuarlar ve özellikle cep telefonu kılıfları, bu fiyat yükseltmede önemli bir rol oynuyor. iPhone kullanıcıları kişiselleştirme ve daha büyük ölçüde telefonlarının düşmelerde zarar görmesini engelleme amacıyla telefon kılıflarına belirli bir ilgi gösteriyor ancak Samsung bunu çok daha ileri götürmüş durumda. Son dönemdeki Samsung lansmanlarında aksesuarlara ayrılan geniş yerin içinde telefon kılıflar kayda değer bir yere sahip oluyor. Mobil Dünya Kongresi’nde durum buydu; IFA’da da durum farklı değildi.
 
Samsung bu şekilde, sadece müşterilerinin kişiselleştirilmiş ürünlere sahip olmasını ve akıllı telefonlarını korumasını sağlamıyor; renk seçenekleri ve farklı tasarımlar -özellikle kapaklı modeller- ile önemli bir pazardan pay almaya ve kârını artırmaya çalışıyor. 2013 sonunda sonuçları açıklanan bir ABI Research araştırması, 2012’de akıllı telefonların satış sonrasında yarattığı aksesuar gelirinin 20 milyar doları bulduğunu ve bu rakamın 2017’de 38 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Pazarın büyüklüğünü ve barındırdığı çeşitliliği anlamak için Amazon’un telefon kılıfları bölümünde geçen yılın sonunda 7,9 milyon farklı ürün bulunduğunu bilmek yeterli.
 
NPD’nin cep telefonu aksesuarlarının özellikleri ile ilgili araştırması ise, yüksek kaliteli malzemenin kullanılmasının aksesuar satın alanlar arasında yüzde 76 ile ikinci öncelikli cazibe kaynağı olduğunu gösteriyor.
 
Samsung’un Swarovski ve Mont Blanc ile yaptığı iş ortaklıkları, sadece kılıf ile sınırlı kalmayan bir biçimde bu cazibe etkisini kullanmayı hedefliyor. Mont Blanc’ın orijinal tasarımlarından birini Samsung Galaxy Note 4’ün ekranında kullanılmak üzere uyarlaması ve Swarovski’nin değerli taşlarının yeni telefonlara değer katması, Samsung’un daha yüksek fiyata uzanmasının zeminini oluşturuyor. Samsung, bu şekilde akıllı telefonlarına kattığı lüks ile sadece daha yüksek kârı değil, geleneksel olarak daha havalı ürünleriyle tanınan Apple’ı da hedef alıyor.
 
Samsung’un tek silahı bu değil. Televizyon işinde kavisli ekranlarda kullanılan teknoloji, Samsung Galaxy Note Edge’in kenarından devam eden ekranı kullanım alışkanlığını ciddi biçimde değiştirecek. Menüleri kenara taşıyarak parmakla komut vermeye ve menüler arasında gitmeye olanak tanıyan Edge teknolojisi ekranı olduğu gibi video izlemek dahil yapılan işe ayırmaya olanak tanıyor. Bu, ekran büyüklüklerinin rekabet unsuru haline geldiği günümüzde kullanılabilir alanın artırılması ile rekabet üstünlüğü kazandıracak bir özellik.

Buradaki daha dikkat çekici ayrıntı, Samsung’un telefonun yanındaki bu ekran alanını çalar saatle bağlantılı olarak da kullanması. Böylece bir Edge kulanıcısı, alarm çaldığında saatin kaç olduğunu rahatça görebilecek ve uyanmak ya da biraz daha uyku hakkını kullanmak arasında karar verebilecek. Edge’i cep telefonu kategorisindeki IFA’daki en inovatif ürün olarak adlandırmayı, ekranın bu küçük kenara kıvrılmış ama hayatı boyundan beklenmeyecek kadar kolaylaştıran parçasının sağlaması dikkat çekici.  
 
Samsung ile Apple arasındaki rol değişiminin en önemli göstergesi de bu ufak ayrıntı. Şaşırtıcı değil. Steve Jobs iPod’u tanıttığında ekranın altındaki ortadaki dairesel kumanda üzerinde günlerce konuşulmuş, sayfalarca yazı yazılmıştı. Bu ayrıntı değil ama iPod müzik dinleme alışkanlığını değiştirmişti.
 
Yine benzer bir değişimden mi geçiyoruz? Bunu söylemek zor ama akıllı telefonlar fotoğraf ve video çekme özelliklerinin yanında müzik dinlemenin de ana aracı haline gelirken hem kaliteli kamera üretme yeteneği hem de walkman’i icat etmeye kadar uzanan müzik yeteneği olan Sony, bu dalganın üzerinde yükselemiyor.
 
Japon elektronik devi, bu seneki zararı ile ilgili tahminini beş katının üzerine çıkararak 2,14 milyar dolar olarak açıklarken bunda en büyük payı mobil birimi ile ilgili sorunlar üstlendi. Canlanma belirtileri gösteren cep telefonu işinin yavaşlama sürecine girmesinin vurduğu darbeyi, üst segmentteki telefonlara odaklanarak hafifletmeye çalışacağını açıklayan Sony, orta segmentteki telefon modellerinin sayısını da azaltacak.
 
Bir zamanlar Nokia ve SonyEricsson’un pazardaki güçleri düşünüldüğünde işin inanması zor bir noktaya geldiği görülüyor ancak bu, inovasyon gücünü yitirmenin -bu genellikle de şirketlerin dikkatinden kaçan bir gelişme oluyor- doğal bir sonucu. Bugünün güçlü rakipleri Samsung ve Apple kadar diğer cep telefonu üreticilerinin de inovatif kimliklerini korumanın varlıklarını sürdürmeleri için kritik olduğunu akılda tutmalarında yarar var.