IMF/Rhee: Çin ekonomisindeki dönüşüm iyi yönetilmeli

    0
    42

    IMF’in Asya-Pasifik Departmanı Direktörü Chnangyong Rhee, Çin ekonomisinin ihracata dayalı bir ekonomik büyümeden, tüketim ve hizmet odaklı bir ekonomik büyüme modeline dönüşmekte olduğunu belirterek, bu dönüşüm sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini bilrdirdi.
       
    IMF Blog’unda “Çin’in Ekonomik Dönüşümünü Yönetmek’ başlıklı bir makale yayınlayan Changyong Rheee, gelişmiş ekonomilerin finansal piyasalarından, gelişmekte olan ülkelerin emtia üreticilerine kadar herkes Çin’de son aylarda yaşanan gelişmeleri yakından izlediğinivurguladı.
       
    “35 yıldır devam eden olağanüstü hızlı büyümenin ardından Çin ekonomisi ihracata odaklı büyüme modelinden tüketim ve hizmet tarafından yönlendirilen, borçla finanse edilen kamu yatırımına daha az vurgu yapan büyüme modeline doğru büyük bir dönüşüm geçirmekte”değerlendirmesini yapan Rhee, bu sürecin ithalatta bir yavaşlama ve finansal piyasa oynaklığıyla birleşmesinin global ekonomiye etkiler konusunda, özellikle de Çin’in hızlı büyümesinden fayda sağlayan ülkeleren bulaşıcılıklar konusunda, makul endişelerin ortaya çıkmasına yol açtığını belirtti.
       
    “Eğer Çin piyasa güçlerine daha fazla söz hakkı verilen, daha güvenli ve daha sürdürülebilir bir büyümeyi oluşturacaksa bu dönüşümün gerçekleştirilmesi zaruri” diyen Rhee, bunun için Çin hükümetinin bir taraftan talep ve finansal istikrarı sürdürürmek diğer taraftan reformları uygulamak konusunda bir denge içindte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Reformlar ilerledikçe, liberalleştirilmiş piyasaların ve işletmelerin etkin şekilde yönetimlerinin sağlanmasınınkritik bir süreç olacağına işaret eden Rhee, “Bu, özellikle gerek kamu gerekse özel sektörü sahipli şirketlerde bütçe sınırlamalarınınsertleştirilmesini ve finansal gözetim çerçevesinin güçlendirilmeye devam edilmesini gerektirecek” dedi.
         
    Şu ana kadar reel ekonomide gelişmelerin dünüşümün yönetilebir olması konusunda bir miktar rahatlık sağladığını anlatan Rhee, Çin ekonomisinde yavaşlamanın cari hızınını IMF’in tahminleri ile paralel olduğunu, bununla birlikte aşağı yönlü riskler arttığını söyledi.Bunun temelinde imalat ve inşaat açık şekilde zayıflarken özellikle hizmetler alanında altyapı yatırımlarının ve tüketimin güçlenmesinin olduğunu belirten Rhee,  “Çin, büyümede aşırı bir düşüşü engellemek vegerektiğinde daha fazla politika teşviği uygulamak için yeterli politika alanına sahip. Bu tür tedbirler, toplumun en kırılgan üyelerine destek sağlama yoluyla hem talebi hem de yeniden dengelenmeyi hedef almalı”değerlendirmesini yaptı. 
         
    Bununla birlikte borçla finanse edilen yatırımların yeniden kullanımından kaçınılmasının tercih edilmesi gerektiğini, şirketlerin kaldıraç kullanımında artışın engellenmesi gerektiğine dikkat çeken Rhee, “Global finansal krizden bu yana Çin’de büyüme yatırım ve kredilerebel bağlamış durumda, kamu sahipliğindeki işletmeler, gayrimenkul geliştirme ve inşaat sektörü ile zayıf şirketlerde kaldıraçlarda büyük artışlar oldu. Bu, hala yönetilebilir olmakla birlikte biriktirilmeye devam edilemeyecek kırılganlıklar oluşturdu” dedi. 
         
    Aşırı kaldıraç kullanımının tehlikelerinin hisse senedi piyasasında görüldüğünü ifade eden Rhee, global ekonomik yavaşlamadan bu yana güçlü kredi büyümesiyle ateşlenen hisse senedi piyasaları Kasım 2014 ile 2015 Haziran arasında yüzde 100’ün üzerinde büyüdü ve son aylarda sadece yüzde 40 düzeltme yaşandığını vurguladı. Rhee, “Bu düzeltme muhtemelel gerekliydi ve ciddi global bulaşıcılıkları oldu. İyi haber şu ki, Çin hanehalkının düşük orandaki hisse senedi sahipliği ve kurumsal finansmanda hisse senedi ihraçlarının düşük payı bunun ekonomi üzerinde sadece sınırlı bir doğrudan etki yapmasının beklenmesine yol açtı” değerlendirmesini yaptı.  
         
    Kur rejiminde son dönemdeki değişikliklerin de Asya’da dalgalı etkilere neden olduğunu belirten Rhee, özellikle Asya’nın bu kur değişikliklerinin yarattığı belirsizliikten etkilendiğine işaret etti. Bununla birlikte kur rejiminde değişikliğin otoritelerin daha piyasa tabanlı kur sistemine geçme niyetleri ile tutarlı olduğunu ifade eden Rhee, bunun yanı sıra son 1 yılda ciddi reel değerlenme gösteren yuanın kur rejimi değişikliğinden bu yana sadece yüzde 3 civarında değer kaybettiğini, bunun IMF’in kurun orta vadeli temel göstergeler ile büyük ölçüde paralel olduğu değerlendirmesini değiştirmeyeceğini vurguladı.
         
    Çin ekonomisinde yüzde 1’lik yavaşlamanın diğer Asya ülklerindeyüzde 0,3 düşüşe yol açtığını tahmin ettiklerini aktaran Rhee. “Bu bulaşıcılık endişe yaratıyor ve son deneyimler Çin’in Asya’daki komşularına bulaşıcı etkilerinin sadece ticaret yoluyla değil global finansal bağlantılar yoluyma daha büyük hale geldiğine işaret ediyor” dedi.  
       
    Düşen emtia fiyatları ve ABD’de faiz artırımı olasılığının artması gibi faktörlerin, Çin’in Asyalı komşuları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabileceğine dikkat çeken Rhee, “Bu ortamda uyanık, tetikte olmak parolamız olmaya devam etmeli. Çin için bu aşağı yönlü risklere odaklanmak, dünyanın geri kalanı için ise potansiyel bulaşıcı etkilerekarşı kendini korumak olmalı, Eğer piyasa beklentilerinin yönetilmesine 
    yardım edecek daha açık bir iletişme birlikte iyi yönetilir ise, Çin’in dönüşümü bölgede dünya büyümesini yıllarca yönlendirecek ekonomik gücün yenilenmesi için bir temel sağlayabilir” ifadelerini kullandı.