İhracat yüzde 13.4 azaldı

0
31

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 gerileyerek 11 milyar 229 milyon dolar oldu. Yılın ilk 3 ayında toplam ihracat yüzde 6,8 gerileme ile 35 milyar 816 milyon dolar olarak gerçekleşti.
 
Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre değişmeyerek 153 milyar 309 milyon dolar oldu. İhracatta geçtiğimiz yılın Mart ayına göre bu ay yüzde 21,5 oranında gerileyerek 1,08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1,3 milyar doları buldu. Toplam ihracata birim fiyat etkisi hariç kilogram bazında bakıldığında, Mart ayında ihracatta kilogram bazında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 artış gerçekleşti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
 
‘2015’in ilk aylarında küresel ticaret dolar bazında geriliyor’
İhracatta yaşanan düşüşte, parite etkisi ile birlikte tüm dünya ticaretinde dolar bazında yaşanan daralma da etkili oluyor.
 
2015 yılının geneli için tahminler, dünya ticaretinin yüzde 4 ila 5 oranında gerileme kaydedebileceği yönünde şekilleniyor. “Capsize Dry Index” küresel taşımacılık endeksi, son 6 yıldaki en düşük seviyelerine inerek, bu daralmanın devam edebileceğinin sinyalini veriyor.
 
Dünyanın büyük ihracatçı ülkelerinin kesinleşen Ocak ayı ihracat rakamları da bu etkileri teyit ediyor. Örneğin Almanya’nın ihracatı Ocak ayında yüzde 15 düşerken, İngiltere’nin yüzde 20,5, İspanya’nın yüzde 21,3, İtalya’nın yüzde 18,2, Brezilya’nın yüzde 14,5, Hindistan’ın yüzde 11,2, Rusya’nın yüzde 30,5 ve Çin’in ihracatı yüzde 3,3 geriledi.
 
Küresel ihracat ve dış ticaret performansına odaklandığımızda ise 70 büyük ihracatçı ülkenin yayınlanan Ocak verilerine göre, toplam ihracatı Ocak ayında yüzde 8,5 gerilerken, TÜİK’in kesinleşmiş rakamlarına göre Türkiye’nin ihracatı Ocak ayında yüzde 0,7; Ocak-Şubat döneminde ise yüzde 3,4 geriledi. Dolayısıyla Türkiye’nin dünya ticaretinde yaşanan bu daralmadan daha az etkilendiğini, hatta Euro bazlı değerlendirdiğimizde AB’de pazar payımızı artırdığımızı görmek, önümüzdeki dönem için motivasyon ve cesaretimizi artıyor. İhracatçılarımız mal ihracatında adet ve kilogramda dolar bazında artışa rağmen birim fiyata bağlı olarak dolar değerinde yaşanan kayıpların önümüzdeki aylarda azalmaya başlamasını ve ihracatımızın 3. çeyrek itibariyle de yeniden artış trendine girmesini bekliyoruz.
 
İlk 2 Ayda AB-28’in İthalatı Euro Bazında Yaklaşık yüzde 5 Düşerken, Türkiye’nin Bölgeye İhracatı Euro Bazında yüzde 7,5 Arttı
 
Yılın ilk 2 ayında AB-28’in dışarıdan gerçekleştirdikleri ithalat, Euro bazında %5 gerileme kaydederken, Türkiye aynı dönemde bu bölgeye ihracatını %7,5 arttırdı. Amerikan Doları’nın tüm Dünya para birimlerine karşı son 11 yılın en değerli seviyesine ulaştığı ve dünya ticaretinin dolar bazındaki fiyat gerilemelerine bağlı olarak gerileme trendine girdiği bir dönemde AB’de pazar payı kazanmamızı son derece sevindirici bir gelişme olarak görüyoruz.
 
İlk 3 ayda, ilk 30 ülkenin ihracatımızdaki payı yüzde 78. İlk 30 ülkenin 13’ü, AB-28 üyesi ülkeler ve bu ülkelerin toplam ihracatımızdaki payı yüzde 41. Dolayısıyla Euro-Dolar paritesindeki toparlanma ile birlikte bu değişime fiyatların uyum sağlaması ve Euro bölgesinde bir süre sonra deflasyonun sona ermesi ile fiyatların bulunduğu seviyeden daha yukarı çıkacağına inanıyoruz.
 
FED’in faiz artışı beklenenden daha temkinli gerçekleşecek
FED’in faiz artırımı beklentileri ve bunun sonucunda doların hemen hemen tüm para birimleri karşısında değer kazanması, dünya ekonomilerinin en sıcak gündem maddesi olmaya devam ediyor.
 
ABD ekonomisindeki enflasyon ve istihdam ile ilgili son göstergeler, FED’in Haziran ayında faiz artışı yapacağı yönündeki beklentileri güçlendirmesine rağmen faiz artışının beklenenden daha yavaş olacağını ve daha küçük dilimlerle yapılacağını gösteriyor. Bu gelişme, şüphesiz Türkiye için olduğu kadar Euro için de iyi bir haber olarak algılandı. Bunun sonucunda Euro dolar karşısında bir miktar değer kazandı.
 
Parite, FED Etkisiyle dalgalanmaya devam edecek
2014 ile karşılaştırıldığında Euro/Dolar paritesinin Mart ayında, bir önceki seneye göre yüzde 21,5, bu senenin ilk çeyreğinde ise yüzde 17,6 değer kaybettiğini görüyoruz.
 
İhracatımızda Euro’nun ağırlığı göz önüne alındığında pariteden dolayı ihracatımızın; Ocak ayında 800 milyon dolar, Şubat ayında 900 milyon dolar, Mart ayında ise paritedeki yüzde 22’lik gerileme ile yaklaşık 1,3 milyar dolar negatif yönde etkilendiğini görüyoruz. Gerileyen parite ve tüm bölgelerdeki para birimlerine karşı güçlenen dolar etkisini hissettiriyor ve derinleştiriyor.
 
Halbuki Euro bazında bakıldığında AB’ye ihracatımız artmaya devam ediyor. Mart ayında Euro bazında AB’ye ihracatımız yüzde 5,3 artarken, ilk 3 ayda ise yüzde 6,5 artış gösterdi.
 
Yine AB ülkelerine Euro bazında baktığımızda ihracat gelişimini daha çarpıcı olarak görebiliyoruz. İhracatımızda toplamda yüzde 78’lik payı olan ilk 30 ülke içerisinde 13 ülke AB-28 bölgesi ülkeler. Bu ülkelere Euro bazda ilk 3 ayda ortalama yüzde 8’lik ihracat artışı yakaladık. Sene başından itibaren yüzde 18 gerileyen Euro/Dolar paritesi bu artışı dolarda yüzde 11 gerilemeye çekiyor. Bunun haricinde ilk 30 ülke içerisinde sıkıntılar yaşanan Irak, Rusya, Ukrayna, Mısır ve Libya gibi pazarlar haricinde bilhassa dolar fiyatlanan tüm pazarlarda dolar bazında da artış görmek bizi geleceğe dair ümitlendiriyor. Dolayısıyla Euro bölgesindeki deflasyonun sona ermesi ve küresel talepteki toparlanma ile birlikte Euro/Dolar paritesinin bir seviyede normalize olması durumunda ihracatımızda yeniden güçlü artışlar yakalayacağımıza inanıyoruz.
 
Dolar ve Euro bazında ana ihracat pazarlarına bakıldığında; 

  • Almanya’ya ihracatımız Ocak-Mart döneminde yüzde 15 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 4 arttı.
  • İtalya’ya ihracatımız Ocak-Mart döneminde yüzde 12 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 7 arttı.
  • Fransa’ya ihracatımız Ocak-Mart döneminde yüzde 14 düşerken, Euro bazında ihracatımız yüzde 4 arttı. 

Euro bazında ihracatımızın artıyor olmasını son derece önemli buluyoruz. Bununla birlikte Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemeye giderek, aylık 60 milyar Euro devlet tahvili alımlarına başladı. Bu genişlemenin AB’deki büyüme beklentilerine hız kazandırmasını bekliyoruz. Ayrıca yakın zamanda Avrupa’da fuarlara katılan ve bu fuarlardan oldukça olumlu izlenimlerle dönen ihracatçılarımız da, önemli fırsatların olduğu bir dönemden geçtiğimizi işaret ediyor. 
 
‘Gelişen pazarlardaki fırsatlara odaklanalım’
İhracatçılarımızın bir taraftan AB’deki ekonomik büyümeyi yakından takip ederken, diğer taraftan da dolar ile ihracat yaptığımız ve hızla büyüyen ekonomilerdeki fırsatları mercek altına almaları gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin Dünyada 2015 büyüme beklentilerinde öne çıkan Türkmenistan, Endonezya, Malezya, Hindistan, Katar, Nijerya gibi ülkelerde yeni fırsatların ortaya çıkabileceğine ve ihracatçılarımızın da bu fırsatlardan en iyi şekilde istifade edeceğine inanıyoruz.
 
Diğer taraftan her çeyrek düzenlediğimiz eğilim anketlerimizde ihracatçılarımızın ön gözde pazarı olarak her zaman ilk sıralarda yer alan Rusya’da, en kötü senaryonun geride kaldığına ve bundan sonraki gelişmelerin olumlu yönde olacağına inanıyoruz. Dolayısıyla Rusya, bizler için her zaman önemli fırsatlar barındıran bir pazar konumunu koruyor.
 
Tüm bu olumlu beklentilere rağmen, siyasi risk ve çatışmaların Dünya ekonomilerini tehdit etmeye devam ettiğini görüyoruz. Yemen’deki çatışmanın başta Suudi Arabistan olmak üzere, çevre ülkelerdeki petrol üretimini olumsuz etkileyebileceğine yönelik endişeler var. Ancak Yemen krizinin bölgesel bir çatışmaya dönüşme olasılığını da düşük görüyoruz. Suudi Arabistan’ın Yemen’e askeri müdahalesinin sürmesinin petrol fiyatlarında yukarı yönlü bir baskı yaratmadığını izlerken, İran’la batılı devletlerarasındaki nükleer anlaşmasına yönelik görüşmeleri de yakından takip ediyoruz. Dolayısıyla 61 bin ihracatçının temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, gerek parite gerek Rusya, İran, Orta Doğu, Afrika, Arap Yarım Adası’ndaki olası riskleri dikkatle izliyoruz.
 
Türkiye Büyüme Maratonuna 2014’te Net İhracat Katkısıyla Devam Etti
Dün açıklanan büyüme rakamları dikkate alındığında;
Türkiye ekonomisi yılın 4. çeyreğinde yüzde 2,6 ve 2014 yılının tamamında yüzde 2,9’luk büyüme rakamına ulaştı ve üst üste 21 çeyrektir büyümesini sürdürdü. Türkiye’nin bölgesinde gerçekleşen ve yoğunluğunu artarak hissettiren jeopolitik gerginlikler ile AB genelinde yaşanan durgunluk ve gelişmekte olan ülkeleri tehdit eden finansal istikrarsızlıklara rağmen net ihracatın 1,8 puan ile katkısı ile ortaya konulan yüzde 2,9’lik büyümeyi oldukça başarılı buluyoruz.
 
2014 yılında AB-28 ülkeleri yüzde 1,3, Avro Bölgesi ülkeleri yüzde 0,9 ve Latin Amerika ülkeleri yüzde 1,3 oranında büyürken, Türkiye’nin ortaya koyduğu büyüme rakamı bir başarı olarak değerlendirilmelidir.
 
61 bin ihracatçının temsilcisi TİM olarak, her ne kadar Türkiye’nin büyüme yükünü çoğunlukla omuzlamaktan büyük gurur duysak da, daha canlı bir iç pazar ile Türkiye’nin çift kanatlı büyümesinin, çok daha sağlıklı bir ekonomik yapı tesis edeceğine inanıyoruz.
 
Yakalanan rakamları dünyadaki bu zorlu konjonktürde önemli bir başarı olarak değerlendirmekle birlikte 2014 yılı genelinde bakıldığında, özel yatırımların ekonomik büyümeye 0,1 puanla sınırlı etki yaptığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde büyümeye yatırımın katkısını daha da arttırmak ve yatırımları canlandırmak için çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Yatırımlar büyümenin sürdürülebilirliği açısından en kritik unsur.
 
Rakamların detayına indiğimiz ise tarımda arz açısından talihsiz bir yıl yaşamamız nedeniyle tarımın Türkiye ekonomisinin 2014 gelişim hızını 0,2 puan olumsuz etkilediğini görüyoruz. Böylece, 2013 yılından farklı olarak, tarım büyümeye katkı vermedi, hızımızı aşağı çekti.
 
2015 yılı için güven ve beklentileri iyi yönetmemiz gerekiyor. Tarımda olumsuz etkiler biterse 2015 yılında global gelişmeler de göz önüne alındığında Türkiye makul bir şekilde büyümeye devam edecektir.
 
Bununla birlikte 21. yüzyılda bilgi ve teknoloji rekabetinde olmayan bir ülkenin, küresel ekonomide söz sahibi olmasının çok zor olduğundan hareketle yaklaşan seçim dönemi sonrası 4 yıllık seçimsiz bir dönemin yaratacağı istikrar ortamına ve fırsatlara odaklanmamız gerekiyor. Senenin ikinci yarısından itibaren topyekûn bir yaklaşımla, ülkemizin ekonomisini inovasyon ve Ar-Ge ile dönüştürerek ihracatın katkısının daha anlamlı olduğu yüksek büyüme oranlarını yakalamamız gerektiğini düşünüyoruz. Tüm ihracatçı camiamızın beklentisinin de bu yönde olduğunu biliyoruz.
 
Diğer taraftan geçtiğimiz ay içerisinde Fitch’in Türkiye notunu değiştirmemesini son derece olumlu karşıladık. Fitch,  düşen petrol fiyatlarının enflasyon ve cari açığın iyileşmesine katkıda bulunduğunun altını çizerken, jeopolitik risklerin ihracatımıza olan yansımalarını hatırlattı. Son derece kritik bir konjonktürden geçerken, Türkiye’nin olumlu görünümünün teyit edilmesi, önümüzdeki dönemin daha iyi olacağının işaretlerini veriyor.
 
Mart ayı ihracat gelişmeleri
Mart ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 düşerek 11 milyar 229 milyon dolar oldu. Ocak-Mart döneminde ihracat yüzde 6,8 düşüşle 35 milyar 816 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre aynı kalarak 153 milyar 309 milyon dolar oldu.
 
Otomotiv sektörü Mart ayı lideri
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı ihracat verilerine göre, sektörel bazda Mart ayında en fazla ihracatı 1 milyar 772 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, bu sektörü 1 milyar 353 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü ile 1 milyar 328 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü takip etti.
 
Mart ayında en fazla ihracat artışını yüzde 35,7 ile fındık ve mamulleri sektörü yakalarken, bu sektörü, yüzde 26,7 ile savunma ve havacılık sanayii ile yüzde 11,3 ile süs bitkileri ve mamülleri sektörü takip etti.
 
İlk 30 ülkede en yüksek ihracat artışı birleşik Arap Emirlikleri’ne oldu
Mart ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, Irak, İngiltere, ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 18,7, Irak’a ihracat yüzde 27,9, İngiltere’ye ihracat yüzde 9,7 ve İtalya’ya ihracat yüzde 15,1 geriledi. Diğer taraftan ABD’ye ihracat yüzde 21,8 artış gösterdi.
 
Mart ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek artış yüzde 39 ile Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleşti. Mart ayında ihracat artışında önce çıkan ülkeler ise şöyle oldu;
 
Umman’a ihracat yüzde 283, Singapur’a ihracat yüzde 255, Malezya’ya ihracat yüzde 111, Tayland’a ihracat yüzde 93, Moritanya’ya ihracat yüzde 81, Katar’a ihracat yüzde 79 ve Kuveyt’e ihracat yüzde 77 arttı.
 
Mart ayında AB’ye ihracat yüzde 17,3, Afrika’ya ihracat yüzde 10,7, Ortadoğu’ya ihracat yüzde 6,5, BDT’ye ihracat yüzde 21,3 geriledi. Uzakdoğu ülkelerine ihracat yüzde 40 artış gösterdi.
 
En fazla ihracat yapan ilk 10 ile baktığımızda Mart ayında Gaziantep’in ihracatı yüzde 6, Ankara’nın ihracatı yüzde 7, Kocaeli’nin ihracatı yüzde 11, İstanbul’un ihracatı yüzde 12, Bursa’nın ihracatı yüzde 13, Hatay’ın ihracatı yüzde 19, İzmir’in ihracatı yüzde 22, Denizli’nin ihracatı yüzde 22, Manisa’nın ihracatı yüzde 24, Sakarya’nın ihracatı ise yüzde 36 geriledi.”