ICBC Turkey’in kazan-kazan stratejisi

0
231

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in “Bir Kuşak, Bir Yol” (one belt, one road) sloganıyla ilk kez 2013 yılında dile getirdiği yeni İpek Yolu Projesi, Çin’in en önemli hedeflerinden biri. Yüzyıllar boyunca Çin’i Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya bağlayan ünlü ticaret yolu olan eski İpek Yolu’nu canlandıracak olan proje, Çin’in dışa açılma politikalarını da destekliyor. Bilindiği gibi Çin ekonomisi son yıllarda kabuk değiştiriyor. “Dünyanın fabrikası” konumunda bulunan Çin’deki bu değişimin ekonomisine yansımaları bütün dünya ülkelerinde de hissediliyor. “Kuşak ve Yol” projesi için Çin’in yurtdışı harcamalarının 10 yıl içinde 100 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Çin’in bu projelere 3 trilyon dolar bütçe ayırdığı belirtiliyor.

Türkiye, bu projenin orta noktasında bulunması nedeniyle kritik bir öneme sahip. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin de son yıllarda artığı görülüyor. Hatta son dönemde Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlarda Asya ülkelerinin payında artış var. Çinli şirketler de bu yatırımlardan pay alıyor. Tabii bunda dünyanın en büyük bankalarından ICBC’nin (Industrial and Commercial Bank of China Limited) yaklaşık iki yıl önce Tekstilbank hisselerini satın almasının payı büyük. Bu satın alma “Bir Kuşak, Bir Yol” projelerinde kazan-kazan senaryoları yaratılmasına büyük katkıda bulunacak gibi görünüyor. 43 ülke ve bölgede faaliyet gösteren global bir banka olan ICBC’nin dünyadaki toplam şube sayısı 17 binin üzerinde.

Banka, 5,32 milyon kurumsal ve 496 milyon bireysel müşteriye finansal ürün ve hizmet sunuyor. 2015 yılında Euromoney tarafından “Gelişen Piyasaların En İyi Bankası” seçilen ICBC, hem Banker tarafından “Dünyanın En Büyük 1.000 Bankası” listesinde hem de ABD’deki Forbes dergisi tarafından listelenen “Global 2.000” sıralamasında dört yıldır birinci sıraya yerleşiyor. Bu özellikleriyle Türkiye’de yerli bir bankayı satın alması gözleri doğal olarak ICBC’nin üzerine çekiyor. ICBC’nin Türkiye piyasasına girişi globalleşme stratejisinin bir parçası olmasının yanı sıra Çin ile finansal hizmetlerin ve iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi açısından da önem taşıyor.

Mayıs 2015’te Çırağan Sarayı’nda dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı bir toplantıyla Türkiye pazarına güçlü bir giriş yapacakları sinyalini veren ICBC’nin daha sonraki süreçte sessiz kalması dikkat çekiyordu. Ancak, bu sessizliğin Türkiye pazarını tanımak ve bankayı yeniden yapılandırmayla ilgili olduğu görülüyor. Hâlâ dönüşüm süreci devam eden ICBC Turkey, Fortune Türkiye dergisi için sessizliğini bozdu. Yönetim Kurulu Başkanı Xu Keen, Türkiye’ye bakışlarını ve hedeflerini anlattı.
Xu Keen, Tekstilbank’ı satın alırken somut hedefleri olduğunu belirterek, satın alma sonrası geçen 1,5 yıllık dönemde bu hedeflere ulaşmak için çeşitli konularda yoğunlaştıkları bilgisini veriyor. Bu hedefler ise şu konu başlıklarından oluşuyor: “ICBC Global ve Türkiye’deki yasal düzenlemelere uyumlu olabilmek adına süreç ve politika değişiklikleri yapılması; ICBC Global politikalarına paralel olarak hedef müşteri tabanı ve varlık portföyünün revize edilmesi; Türkiye için önemli olan büyük projelere finansman sağlanmaya başlanması; bilanço yönetimi, uzun vadeli kârlılık ve büyüme stratejilerinin gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi; Çin Yuanı’nın Türkiye’de kullanımının artırılması; daha fazla aktif büyüklüğe sahip olmak ve Türkiye’de daha fazla yatırım yapmak için sermaye miktarının artırılması.”

Xu Keen, bankanın halen dönüşüm sürecinde olduğuna ve bu süreç devam ederken iki yıldan daha kısa bir sürede bankanın aktif büyüklüğünü, sermayesini ve gelirlerini artırdıklarına dikkat çekerek, satın almanın başarılı olduğunu kaydediyor.

Bankanın geçen yıl aktif büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 25 artışla 8,3 milyar TL’ye yükselirken, kredilerde ise yüzde 23 büyüme ile 5 milyar TL’ye ulaştığı görülüyor. Bankanın net kârı da 13,7 milyon TL oldu. 2015 yılı sonunda yüzde 4,2 olan sorunlu alacak oranı ise geçen yılsonu itibariyle yüzde 2,2’ye düşürülmüş. “ICBC olarak sorunlu alacak oranı bizim için çok kritik bir gösterge” diyen Xu Keen, bu sebeple, bu konuya çok büyük önem verdiklerini belirtiyor. Xu Keen, Çin bankacılık sektörünün yakın tarihte sorunlu alacak sorununun üstesinden geldiğini hatırlatıyor. ICBC Turkey olarak da bu noktada oldukça iyi bir gelişim içerisinde olduklarını söylüyor.
 
HEDEFLER DEĞİŞTİ Mİ?
ICBC’nin Türkiye’de faaliyete başladığı dönemde hem komşu ülkelerde jeopolitik sorunlar arttı hem de içerideki siyasi gelişmeler hareketliydi. Ayrıca, dünya ekonomisi de rahat bir nefes almadı. İçeride 2015 yılında iki genel seçim, 2016 yılında başarısız bir darbe girişimi ve 2017’de anayasa referandumu yaşandı. Bütün bunlar ICBC Turkey’in hedeflerini etkilemiş miydi? Bu konuda Xu Keen, Türkiye’yi potansiyeli olan bir pazar olarak gördüklerini ifade ederek, uzun vadeli bir ilişkiyi tahsis etmek için burada bulunduklarını söylüyor. “Pazar koşullarındaki değişikliklere uyum sağlayarak, bankamızın ve faaliyette bulunduğumuz ülkenin yararına olacak şekilde hareket etmek işimizin bir parçası” diyen Xu Keen, dolayısıyla, pazarda herhangi bir değişiklik olduğunda, hedeflerini ve amaçlarını yeni duruma göre uyarladıklarına dikkati çekiyor. “Bu gelişmeler yalnızca Türkiye pazarına özgü değil. Biz faaliyet gösterdiğimiz birçok ülkede bu tip gelişmeler yaşıyoruz ve bu duruma uyum sağlıyoruz. Sonuçta, global bir banka ve global bir banka yöneticisi olmak bunu gerektirir” diye ekliyor. Xu Keen, “Pazar koşullarındaki değişikliklerin şirketlerin kısa vadeli hedeflerini etkileyebileceğini, ancak, ICBC’nin uzun vadeli hedeflerini etkilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu sebeple, ICBC Turkey olarak, uzun vadeli hedeflerimizi ve önceliklerimizi değiştirmeden kısa vadeli hedeflerimizi gerektiğinde güncelliyoruz” diyor. Peki ICBC, Türkiye bankacılık piyasası için ne düşünüyor? Bu pazarda ne hedefliyor? Xu Keen, “Bu soruya, hem Çin’de hem de Türkiye’de önemi büyük olan tarihi kelimelerle başlayabiliriz. “İpek Yolu”, tarih boyunca bu coğrafyanın önemli bir parçası oldu. Çin, şimdi bu projeyi günümüz standartlarına göre tekrar başlatıyor. Eski ve yeni İpek Yolu’nun kesişme noktasında bulunan Türkiye, “Kuşak ve Yol Projesi” bakımından, “düğüm” olma konusunda önemli bir avantaja sahip. Dolayısıyla Türkiye, ICBC’nin bu küreselleşme sürecinde kritik bir role sahip” diyor. Xu Keen’in anlatımıyla ICBC, Türkiye ve Çin’in bu girişim sırasında “kazan-kazan” senaryoları yaratmasına yardımcı olacak bir ana finansör olacak.

Türkiye ile Çin arasında 2 bin yıl öncesine dayanan İpek Yolu ile kurulan ticari ve kültürel ilişkileri “Bir Kuşak, Bir Yol” projesiyle daha da gelişecek. Son iki yılda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üç kez görüştü. 14-15 Mayıs’ta Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenecek “Kuşak ve Yol” forumu 65 ülke liderini buluşturuyor, bu toplantıya Erdoğan da katılıyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, bu toplantıda kendisinin de temaslarda bulunacağını belirterek, “Türkiye’de üretim ve lojistik amaçlı bir Çin Serbest Bölgesi kurulması gelecek günlerdeki önemli maddelerimizden biri olacak” diyor. Çin, Türkiye’nin önemli bir ticari ortağı ve en büyük ithalat ülkesi. Ayrıca, Çin kamu taahhüt şirketlerinin yurtdışı yatırımları için de Türkiye önemli bir pazar konumunda. Çin ve Türkiye arasındaki uzun dönemli ticari hedefe göre, 2020 yılında ticaret hacmi 100 milyar doları geçecek.

TÜİK verilerine göre, 2000 yılında Çin’e 96 milyon dolar ihracat yapılırken, bu ülkeden 1 milyar 345 milyon dolar ithalat gerçekleşmişti. 2016 yılında ise tutarlar sırasıyla 2 milyar 328 milyon dolara ve 25 milyar 440 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin bütün dünyayı potansiyel pazar olarak göreceğini ve Çin gibi bir devi ıskalamayacağını belirten Zeybekçi, en fazla ticari açık verilen ülkenin Çin olduğuna değiniyor. Zeybekçi, Çin’den yapılan ithalatın tutarından rahatsız olmadığını, bunun karşılığında Türkiye’nin de ihracatının artması gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye, son dönemdeki köprü ve demiryolu hattı projeleriyle yeni İpek Yolu Projesi’ne hazır görünüyor. Bu iki ülkenin önümüzdeki dönemde ticari ilişkilerinin de artacağı anlamına geliyor.
Geçtiğimiz aylarda ekonomik yatırımları hızlandırmak için hükümetin 23 ili kapsayacak şekilde başlattığı Cazibe Merkezleri Programı’na Çinli şirketlerden de ilgi olduğu belirtiliyor. Son bir ay içinde Kalkınma Bakanlığı’nın kapısının 53 Çinli firmanın çaldığı ifade ediliyor. Çinli firmaların Türkiye ilgisinin altında ICBC Turkey’in faaliyetlerinin de önemi büyük. Çünkü Çin, kültür olarak da dünyadaki diğer ülkelerden farklılıklar gösteriyor. Geçtiğimiz aylarda Çin’in en büyük şirketlerinden Wanda Group, Mar Yapı ile stratejik işbirliği anlaşması yaparken, Wanda Vista İstanbul Otel’i de açma kararı aldı. Bu işbirliğinin Türk turizmine önemli katkılarda bulunacağına değinen Mar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Özkök, bu konuda Çinli turistlerin toplu gezdiklerini ve gittikleri yerlerde kendi kültürlerini aradıklarına dikkat çekiyor. Yani, bir Çinli şirket bir ülkeye yatırım yaptığında arkasından diğer yatırımcılar da gidiyor.
 
“YEREL BİR OYUNCU OLACAĞIZ”
Son yıllarda Asya kökenli şirketlerin Türkiye’ye ilgisi biliniyor. EY’nin 2016 yılı Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Raporu’nda yer alan bilgilere göre, Çin işlem hacminde 101 milyon dolarla ilk 10 ülke içinde yer alıyor. Raporda, ABD, 819 milyon dolar işlem hacmi ile yabancı yatırımcılar arasında liderlik koltuğuna otururken, Güney Kore 689 milyon dolarla ikinci sırada bulunuyor. Katar 320 milyon dolarla üçüncü, İngiltere 229 milyon dolarla dördüncü sırada. Japonya 180 milyon dolarla beşinci sıraya yerleşirken Çin 101 milyon dolarla bu ülkeyi izliyor.
Nitekim, Türkiye’de iş yapan ya da iş yapma eğilimi gösteren Çinli şirketler de ICBC Turkey’in hedef müşterileri arasında. ICBC Turkey, “Kuşak ve Yol Projesi” girişimi gözönünde bulundurulduğunda, bu firmaların projelerinin ana finansörü olmayı istiyor. Xu Keen, “Bu noktada, her ne kadar yerel bir banka olsak da, bu şirketlerin yatırım ihtiyaçları için ICBC’nin diğer uluslararası kurumlarından destek alıyoruz. Ayrıca, Çin Yuanı kullanımı özellikle Çin ve Türkiye arasında daha kârlı yatırımlar sağlayacak. Dahası, TL ve Çin Yuanı arasında direkt transfer yapılabilmesinin iki ülkenin ticaretini ve yatırımını artıracağını umuyorum” diyor.

Diğer yandan ICBC Turkey sadece Çinli şirketlerle çalışmıyor. Türk şirketlerine de finansal ve ticari destek sağlıyor. Banka bünyesinde kurulan Cross Border Finans Bölümü, Türk firmalarının Çin ya da yurtdışında yapacağı projelere ICBC Grubu bünyesinde gerekli desteği sağlıyor. Xu Keen bu konuda, “Amacımız dünyanın en büyük bankası ICBC Grubu’nun avantajlarını ve dünya genelindeki yaygın ağını kullanarak Türk firmalarının tüm finansal ihtiyaçlarına cevap vermek” diyor.

Örneğin ICBC, Rönesans Sağlık Yatırım’ın PPP kapsamında hayata geçireceği Elazığ Şehir Hastanesi için ihraç edilen bono ihracına katılan bankalar arasında bulunuyor. Geçtiğimiz mart ayında Vakıfbank’a üç yıl vadeli 250 milyon dolar kredi veren ICBC Turkey, Hayat Varlık şirketine de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile birlikte 120 milyon TL tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Xu Keen, bir yandan Türkiye ekonomisine destek sağlamaya devam ederken bir yandan da finansal kurumlar ve büyük ölçekli kurumsal şirketler ile işbirliği içinde tüm yatırım, şirket birleşmeleri ve devralma gibi yatırım fırsatlarını yakından izlediklerini ve değerlendirdiklerini kaydediyor. ICBC Turkey’in adı Çanakkale 1915 Köprüsü projesine de ilk aşamada niyet mektubu veren bankalar arasında geçiyor.

Çin ve Türk bankacılık sektörlerinin çok sayıda farklılığı ve benzerlikleri bulunduğunu anlatan Xu Keen, ICBC Turkey’in büyük firma veya kamu projelerini ve piyasadaki diğer bankaları finanse ederek kritik bir yerel oyuncu olmayı hedeflediğini söylüyor. Diğer taraftan ICBC, toptan ve perakende bir banka. Dünyadaki en büyük toptan satış projelerinde yer alırken, perakendeyi de bankacılık temelinde görüyor ve “büyük perakende bankacılık stratejisi” bulunuyor. Xu Keen, “Biz her zaman, perakende bankacılık yapmayan bir finansal kuruluşun tam olarak bir banka sayılmayacağını söylüyoruz. Bizim için perakende bankacılık, Türkiye’de işimizin çok önemli bir parçası. Perakende bankacılıkta, geleneksel kanallarımızın yanı sıra Türk bankacılık pazarında katma değer yaratmak için Çin bankacılık pazarının dijital bankacılık ve e-ticaret deneyimini kullanmayı planlıyoruz” diyor.
 
BÜYÜME NEREDEN GELECEK?
Türkiye pazarında büyümek isteyen ICBC Turkey, bunu hangi alanlardan sağlayacak? Odağı “Kuşak ve Yol Projesi” ve “Orta Koridor Planı” ile bağlantılı olarak yerli Türk ve Çinli büyük ölçekli işletmelerin ticaret ve yatırımlarını geliştirmek olan banka, Türkiye ve çevresindeki büyük projelere de finansman sağlamayı hedefliyor. Özellikle Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de pazar araştırmalarını güçlendirerek, Türkiye ve bu bölgelerdeki enerji santralleri, demiryolları, otoyollar ve diğer projelere finansman sağlamayı planlıyor. Bu strateji doğrultusunda banka, geçen yıl Kurumsal ve Ticari Bankacılık Grubu bünyesinde “Proje Finansmanı Departmanı” kurmuş. Xu Keen, ayrıca müşterilerinin stratejik ortağı olabilmek için ICBC Global ağını uluslararası ticarette bir avantaj olarak kullanarak mümkün olan tüm iş fırsatlarını geliştirmeye çalıştıklarını vurguluyor.

Türkiye’de altyapı projelerinde de ana ortak olmayı istediklerini ifade eden Xu Keen, “Bu stratejinin yanı sıra ICBC Turkey perakende bankacılık müşterilerine uygun çözümler ve kaliteli hizmet sunmaya devam edecek” diyor.

Şu anda 44 şube, 49 ATM ve internet ve mobil şube kanallarıyla hizmet veren ICBC Turkey, yeni şube açacak mı? Xu Keen bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Birçok bankanın şubeleri kapattığını ve operasyonel maliyet yükünü azaltmak için dijital bankacılık ürün ve hizmetlerini geliştirme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu sadece Türk bankacılık piyasası ile ilgili bir durum değil, tüm dünyada böyle. Dolayısıyla, büyüme hedeflerimize paralel olarak kısa vadede yeni şubeler açmak yerine e-bankacılık kanallarımızı geliştirerek daha fazla müşteriye ulaşmayı hedefliyoruz. Öte yandan, gelecekte yeni şubelere ihtiyacımız olduğunda şube açmayı düşünebiliriz.”
Dijital son dönemde sadece bankaların değil Endüstri 4.0 ile tüm kesimlerin gündeminde. Dijitalleşme iletişim, eğitim, eğlence, ulaşımın yanı sıra bankacılığı da değiştiriyor. İş dünyası bu hızlı ve büyük değişimi yakalama çabası içinde. ICBC Turkey de fark yaratmak için iş modelini bu değişime göre uyarlıyor. Xu Keen, bu amaçla kullanıcı deneyimini geliştiren teknolojilere yatırım yaptıklarını söylüyor. Banka geçen yıl internet sitesini yenileyerek, daha sade ve kolay kullanılabilir hale getirmiş. Xu Keen, Aralık 2015 ile 2016 aylık ziyaretçi sayılarını karşılaştırdıklarında yüzde 1882’lik bir artış olduğunu vurguluyor. Tabii bu bankanın iş hacminin artmasını da sağlamış. Aralık 2016’da yeni web sitesi aracılığıyla satılan nakdi kredilerin sayısının son iki yılda eski web sitesi üzerinden satılan toplam kredilerin sayısından fazla olduğu görülüyor. Xu Keen, buna benzer başka projeleri de yakında başlatacaklarını söylüyor, ancak ayrıntı vermiyor.

Küresel kriz sonrasındaki “güçlü ekonomi geçişi” politikası sayesinde, bağımsız para politika yönetimi, mali disiplin ve sağlam bankacılık sektörüne sahip olan Türkiye’nin, IMF ve TÜİK verilerine göre, son 14 yılda GSYİH’si 3,6 kat, kişi başı GSYİH’si yaklaşık 3 kat artmış. Türkiye aynı dönemde yüzde 4,8’lik bir ortalama büyüme oranı kaydetmiş. Bu bilgiler ışığında Türkiye’nin yüksek büyüme oranına sahip bir ekonomi olduğunu ifade eden Xu Keen, önümüzdeki dönemde de büyüme potansiyelinin bulunduğunu kaydediyor. Son dönemde enflasyon ve işsizlik oranı artarken, büyüme oranı yavaşlasa da ICBC Turkey’in önümüzdeki dönemde ekonomiye ilişkin beklentileri olumlu. Enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini, büyüme yaşanacağını öngörüyorlar. Türkiye piyasasına uzun vadeli bakan ve şu dönemde pazarı tanımaya devam eden ICBC Turkey’in önümüzdeki dönemde büyük projelerde adından daha fazla söz ettireceği açık. Tabii bunda “Bir Kuşak, Bir Yol” projesinin payı büyük olacak.
 
“BÜYÜK HACİMLİ PROJELERE KATILACAĞIZ”
Xu Keen, Türkiye’nin özellikle altyapı projelerinde uluslararası en iyi uygulamaları yakalayacağına inandıklarını söylüyor. Yatırım ve ticaret politikalarında yapılan iyileştirmelerin ve Çin Yuanı kullanımının daha kârlı yatırımlar sağlaması bekleniyor. Xu Keen, bu ortamda büyük hacimli projelere katılacaklarını belirterek, “Altyapı enerji, iletişim ve teçhizat projeleri için Türkiye’deki en iyi 100 yerel şirket ve devlet kurumuna, yatırım bankacılığı, finansman, riskten korunma ve nakit yönetimi gibi finansman hizmetleri sunacağız” diyor. Özelikle Çin ile ticaret yapan şirketler arasındaki ilişkiyi güçlendireceklerini kaydeden Xu Keen şöyle devam ediyor: “Hem ürünlerde hem de kanallarda çapraz satış modeli ve düşük maliyetli kaliteli çözümler üzerinde durarak perakende bankacılığın genişlemesini sağlayacağız. “Kuşak ve Yol Projesi” girişimlerinin fırsatlarını Çin Yuanı’nın içselleştirilmesi ile birleştireceğiz.”