Hüseyin Aydın: Bankaların paranın üstüne oturmaması lazım

0
48

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “Topladığı mevduatı tamamen krediye dönüştürememiş kesimler varsa onların parayı boşta tutmaması ve onu ekonomiye kazandırması gerekmektedir. Paranın üstüne oturmamak lazım. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ile aynı görüşteyiz.” dedi.

TBB Yönetim Kurulu üyesi banka genel müdürlerinin katılımıyla düzenlediği sohbet toplantısında, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aydın, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Dünyanın, şahit olduğu en ağır küresel ekonomik krizde olduğu gibi, Türkiye tarihinin yaşadığı en alçak girişim olan 15 Temmuzda da bankacılık sektörünün, kendisinden beklenen sakin ve sağlam duruşu sergilediğini ifade eden Aydın, olumsuz gelişmelerin Türkiyenin büyüme hızını biraz yavaşlattığını ve potansiyellerinin altında büyüdüklerini söyledi.

Aydın, bankaların tek tek hataları olabileceğini ancak sektör olarak ülke ve ekonomi için en doğrusunu yapmaya çalıştıklarını söyledi.

Bankaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) nezdinde tuttuğu Döviz cinsinden zorunlu karşılıklara uygulanan risk oranının yüzde 50den sıfıra indirilmesinin sermaye yeterlilik rasyolarına etkisine ilişkin soru üzerine, Aydın, bunun bankaların sermaye yeterlilik rasyosuna 70 baz puan civarında katkısı olacağını kaydetti.

Aydın, Türkiye Varlık Fonunun ekonomi ve bankacılık sektörüne etkisine ilişkin soruya da, “Varlık Fonu, derin olmayan piyasalarda makul olmayan hareketleri sınırlandırma, daha makul piyasa yapısına katkıda bulunma ve uçtan uca ülkenin ekonomik aktivitesini daha iyi yönetme düşüncesiyle kuruldu.” yanıtını verdi.

“52 milyar liranın üzerinde yapılandırma yaptık”
Hüseyin Aydın, kredi ve kredi kartı borcu yapılandırmasına ilişkin soru üzerine, geçen yılın eylül ayı itibarıyla 52 milyar liranın üzerinde kredi ve kredi kartı borcuna yeniden yapılandırma yapıldığını, bunu zimmet kararı öncesinde gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Ortada böyle bir risk unsuru varken inandıkları ve doğru bildikleri yapılandırmayı gerçekleştirdiklerini ifade eden Aydın, “İyi ki de yaptık. Bu son derece yüksek bir tutar. Bunların önemli bir bölümü canlı kredi iken yapılandırıldı.” diye konuştu.

Yaptıkları işlemin yeni kredi anlamına geldiğine, son dönemde Türk bankacılık sisteminin dünyanın en çok kredi veren bankacılık sistemi olduğuna işaret eden Aydın, şu anda bu miktarın toplam kredilerle mukayese edildiğinde yüzde 3 civarında bir ortalamaya tekabül ettiğini bildirdi.

Aydın, “Takipteki kredi oranına (NPL) baktığımız zaman çok az bir bölümünün sorunlu hale dönüşeceğini düşünüyoruz. Yani sorunlu kredi kadar bir bölümün de yapılandırılmış olduğunu görüyoruz.” dedi.

Bankaların fonlama maliyetine ilişkin soru üzerine, kendilerinin operasyonel maliyetleri düşürebileceğini söyleyen Aydın, “Yüzde 10,4 ile topladığımız mevduatı, TCMBnin fonlama maliyetinin yüzde 10,3 olduğu bir ortamda konut kredisini yüzde 11,5 ile, kurumsal krediyi de yüzde 13,3 ile satıyoruz. Sektörde NPL oranı yüzde 3,2 ve yapılandırma oranı yüzde 3. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. TCMBnin fonlama maliyeti ortalama 100 baz puan düşmüşken, biz faizleri 300 baz puan düşürmüş durumdayız.” şeklinde konuştu.

“Hem kredi verirken basiretli davranıyoruz hem de krediyi alanlar doğru yerde kullanıyor”
TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, Türk bankacılık sisteminin aktif kalitesinin son derece iyi, dünyanın en deneyimli ve en yetkin bankacılığı olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türk halkı, hem birey hem iş adamı anlamında edimlerini yerine getirme konusunda çok ahlaklı. Etraf toz duman, dünyanın büyümediği bir ortamda, bütün yapılandırılan krediler NPLye dönüşse ne olur? Yapılandırma ve takibe dönüşmüş alacakları toplasanız NPL oranımız, gelişmekte olan ülke ortalamalarının yüzde 50-60 altında olur. Hem kredi verirken basiretli davranıyoruz hem de krediyi alanlar doğru yerde kullanıyor. Bu ülkede farklı raporlama ve çalışma yapan gruplar elbette olacak. Ülke az büyüyünce bankaların aktif kalitesi ne olur diye soruluyor. Sorunlu kredilerin, toplam kredilere oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 3,2, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 9,3. Bizde ise yüzde 3 civarında. Birileri bir şeyler olsun mu istiyor yoksa yönetip yönetemeyeceğimizi mi görmek istiyor? Ben 13 yıldır genel müdürlük yapıyorum. Şu ana kadar hiçbir şey olmadı.”

Zimmet suçu ve sicil affı
Hüseyin Aydın, zimmet suçu ile ilgili düzenlemeye yönelik soru üzerine, buradaki belirsizliklerin ortadan kalkmasının uzun süredir bankacılık sektörünün talebi olduğunu, bunun da yasa koyucu tarafından yerine getirildiğini, böylece elde ettikleri imkanı daha büyük bir cesaretle Türkiyenin büyümesi için kullanacaklarını, bu durumun duruşlarını ve yürüyüşlerini olumlu yönde etkilediğini söyledi.

Aydın, sicil affına yönelik düzenlemeye ilişkin de, “Yapılan düzenleme öncekilerden farklı. Düzenlemenin sonu, dikkate alınmayabilir ile bitiyor. Bu dikkate alınmayacak anlamına asla gelmiyor. Şu anda TBB Yönetim Kurulu olarak, dikkate almıyoruz. Ama sadece sicil ile ilgili bölümü dikkate almıyoruz. Burayı gidermiş olan müşterimizin başka bölümlerle ilgili bir problemi varsa bu yine bir kredibilite sorunudur. Sayın bakanımızın açıklamasında da bu husus vardır.” görüşünü dile getirdi.

“İmkanı bulduğumuzda mevduatı krediye dönüştürüyoruz”
TBB Başkanı Aydın, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın, bankalara parayı kasada tutmayın, paranın üzerinde oturmayın eleştirisi var. Bankaların kredi mevduat oranı yüzde 120 civarında. Acaba bir iletişim eksikliği mi söz konusu?” sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğanın bu konuya ilişkin eleştirisinin genel uygulamaya yönelik olduğunu söyledi.

Aydın, bankaların topladıkları mevduatı krediye dönüştürmesinin istihdam ve büyümeye katkı sağlayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Arzu ettiğimiz durum da budur. Türk bankacılık sistemi topladığı bütün mevduatı krediye dönüştürmüştür. Topladığı mevduatı tamamen krediye dönüştürememiş kesimler var ise onların parayı boşta tutmaması ve ekonomiye kazandırması gerekmektedir. Türk bankacılık sistemi alınan sair önlemler, yapılan düzenlemeler ve risk iştahı ile birlikte geçen yılın son çeyreğinde, ilk 9 ay kadar kredi büyümesi gerçekleştirdi. Mevduat ve likidite konusunda TCMB ve BDDK bize ciddi anlamda imkanlar sağlama gayreti içerisindeler. Bu imkanı bulduğumuzda mevduatı krediye dönüştürüyoruz. Paranın üstüne oturmamak lazım. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ile aynı görüşteyiz.”

“Eldeki kaynağın üstünde boşuna oturmayın”
Hüseyin Aydın, Ziraat Bankası Genel Müdürü olduğunda yaşadığı bir olayı anlatırken, 30 Haziran 2011 ve 31 Aralık 2011 tarihli Ziraat Bankası bilançosuna bakıldığında, İş Bankası ile Ziraat Bankasının aktif büyüklüğünün atbaşı gittiğini, Ziraat Bankasının aktif toplamda biraz üstte durabilmek için mevduata yüklendiğini ancak kredilerinin İş Bankası kredilerinin yarısı kadar olduğunu belirtti.

Aydın, şöyle devam etti:

“O mevduat, hem pahalılaştırılmış bir mevduattı hem de ülkenin büyümesine verilmemiş bir kaynaktı. Ben o kaynağı (30 milyar lira) Türk bankacılık sistemine bıraktım. Bunların bir bölümünü de daha ekonomik olduğu için para piyasalarından borçlandım. 2001 krizinden sonra hiç borçlanmayan Ziraat Bankasına bir genel müdür geldi. 6 ayda bankayı borçlandırdı diye ihbarda bulundular. Şimdi çok iyi ilişkiler içindeyiz. BDDKya bir şey söylemek istemiyorum. Bu durum inceleme konusu da oldu. Aslında Cumhurbaşkanımızın kastettiği olay budur. Salt büyüklük için bu tarz kullanmayacağınız ve ülkenin genel bilançosuna katkı da sağlamayacak eldeki kaynağın üstünde boşuna oturmayın, onu ülke için kullanın demektir.”

“Türkiyede faaliyet gösteren tüm bankalar Türk bankasıdır”
TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununun geç yayımlandığını, mevcut birtakım operasyonel eksikliklerin hızla giderileceğini söyledi.

Türkiyenin geleceğine güvendiklerini ve ülke ekonomisinin büyümesini sürdüreceğini ifade eden Aydın, bankacılıkta karlılık kadar verimliliğin de konuşulması gerektiğini kaydetti. Aydın, karlılıkta tek hane istemediklerini belirterek, “2017, 2016dan daha iyi olacak. İlk 6-7 haftalık trend bunu gösteriyor.” dedi.

Bankaların proje finansmanı yapmaya devam edeceğini belirten Aydın, “Burada başka proje finansmanı yapmak isteyen olursa bu rekabettir. Rekabet kaliteyi getirir, iyidir.” diye konuştu.

Bankacılık sektöründe yabancı payının artmasına ilişkin soru üzerine de Aydın, şunları kaydetti:

“Türkiyede faaliyet gösteren tüm bankalar Türk bankasıdır. Sermayedarı farklı ülkelerden olabilir. Sonuçta ülkemize sermaye getirmiştir ve ülkemizin firmalarını kredilendirmektedir. Bu ülkenin insanına iş imkanı sağlamaktadır. Hatta hem yönetim hem de icranın en üst kademesinde Türkler görev yapmaktadır. Keşke Türk bankacılık sektörüne ve ülkemize her gün yatırım yapmaya bu tarz yatırımcılar gelsin. Hepimiz Türkiyenin geleceğine güvenen ve bunun için üzerine düşeni yapan bir sektörüz.”