​HDP: Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak

0
33

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ HDP’nin seçim bildirgesini açıklıyor.

Konuşmalarından satırbaşları:

Yüksekdağ:
Güzel başlamıştı her şey ve güzel başlamıştı. Siyasi iktidarın ve sarayın hırsı Türkiye’nin aydınlatan geleceğini karartmadan önce, savaş başlamadan önce umut vardı, neşe vard. HDP yani bizler büyük insanlığın yürüyüşünü başlattığımızda büyük enerji Türkiye’ye yeni bir ufuk açmıştı. Yarınından korkan, endişeyle yaşayan HDP’de kendi çoğulluğunu kendi renklerini gördü. Siyahtan, griden başka renk tanımayan bu iktidarın karşısında bütün renklerin kardeşliğini gördü. Bir ışık, umuttu HDP. HDP bir kişi, bir lider, bir örgüt değildi. Yıllar boyunca birbirinden koparılan Türkiye halklarının nasıl bir araya gelebileceğini gösteriyordu. İşte ufku karartanlar bundan korktular. Karanlıkla beslenenler, aydınlıktan ışıktan korkarlar. 

HDP ve onun milyonlardan oluşan gönüllüler ordusu, gençler, kadınlar, işçiler, LGBTİ bireyler, ezilen halklar ve inançlar büyük insanlığın değişim gücü olabileceklerini gösterdiler. Ve başka bir şeyi daha gösterdiler, hiçbir zulüm saltanatının yıkılmaz olmadığını gösterdiler. 

 İşte  7 Haziran’ın en büyük başarısı buydu. HDP’nin ve onu oluşturulan bizlerin en büyük başarısı budur. Başka bir dünya başka bir Türkiye mümkün. Yan yana olduğumuz müddetçe değiştirebiliriz. Alternatif bir yaşam ve siyaseti var edebiliriz. İşte esas korktukları buydu. Türkiye toplumunun demokrasiyle buluşmuş olmasıydı.

7 Haziran’da ne gördüler bilmiyor musunuz? Karşılarında zulümle, baskıyla, yalanla güdemeyecekleri bir halk olduğunu gördüler. Bu zalimleri ve iktidar sahiplerini en fazla ürküten şey olmuştur. 7 Haziran seçim sonuçları ve bizlerin büyük başarısı işte büyük halkı resmetti.

Sarayın saltanatına sığınanları, haksızlıklar, hırsızlıklar ve yolsuzluklar içinde yaşayanları korkuttu, ürküttü. 7 Haziran sabahından itibaren sanki o gün seçim sandıklarına gidilmemiş ve o gün hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Bugün de aradan 6 ay geçtikten sonra Türkiye halkları bir tekrar seçimle karşı karşıya.

7 Haziran seçim yenilgisini hazmedemeyen saray ve AKP iktidarı 1 Kasım seçimlerinde iktidar hırsını tatmin edecek daha büyük ve başarılı bir sonuç elde etmeyi düşünüyor. Ama şunu çok net ve güçlü bir şekilde ifade ediyoruz, yine başaramayacaksınız. Sizin günleriniz doldu, sizin süreciniz bitti. Artık saray ve AKP hükümetinin siyaseti anlayışı Türkiye’nin tarihinde kalacak bir süreç olacaktır.

Türkiye 7 Haziran’da çoğulcuğulu, birlikte yönetmeyi seçti. Yönetime katılmayı seçti. 

Seçimle iş başına gelenler, seçimle gitmek istemediler. Seçimle iş başına gelenler savaşla yeniden yönetime gelmek, yeniden tek başına iktidar olacakları bir sonuç elde etmek istiyorlar. 

7 Haziran sabahından itibaren başlatılan savaşın, çatışma, kan ölüm ve gözyaşının tek nedeni vardır. Sarayın iktidar hırsı ve o iktidarı sürdürmek için mevcut siyasetin her şeyi göze alması. 7 Haziran’dan önce HDP barajı geçerse eğer Türkiye’de kaos olur demişlerdi. 7 Haziran seçimlerinden sonra da gözümüzün içine baka baka eğer 400 vekil verseydiniz bütün bunlar yaşanmayacaktı dediler. Bütün bu savaş ve ölümler olmayacaktı dediler. İşte bu kadar açık bu kadar yüzsüzce ilan edilmiş bir savaş var karşımızda.

Geride bıraktığımız aylar boyunca yüzlerce insanımızın ölümüne yol açan, 22 çocuğun katledilmesine yol açan koyu bir karanlığa ve ölüm siyasetine mahkum edilmiş halde Türkiye. 400 vekili vermeyenlere, 400 vekil isteme yüzsüzlüğü gösterenlere ders verme cesareti ve bilinci sergileyen halklarımıza bugün savaşla, zulümle, çatışmalarla cevap veriliyor. Siyasi iktidar kaybettiği her yerde özellikle de Kürt illerinde yenilgisinin acısını halklarımıza çıkartmaya çalışıyor. İşte bu karanlık koşullar içerisinde bizlere dayatılan bu savaş ve çatışma günleri içerisinde yine bizim sözümüz dün olduğu gibi gayet net ve güçlü olacak. Dün de barış dedik bugün inadına barış diyoruz, dün bizler ve HDP dedik, bugün inadına HDP diyoruz. Dün başaramayacaksınız sizi sultan yapmayacağız, sizi başkan yaptırmayacağız dedik, bugün de yine başaramayacaksınız sizi diktatör yaptırmayacağız diyoruz.

 Basın kuruluşlarına, mensuplarına, gençlere, kadınlara, demokratik siyaset yapanlara, halklara, çocuklara kendilerinin karşısında duran, onlar gibi olmayan ve onlar gibi olmamak için direnen bütün halklarımıza savaş açmış bir iktidar var karşımızda. Ama 7 Haziran seçim günlerinde hatırlarsanız diyorlardı ki, HDP’yi baraj altında bırakacağız. Bugün onlara en esaslı cevabımız şudur, biz işte tam da bugünlerde 1 Kasım seçimlerde sarayı barış altında bırakacağız. Halklarımızın, barış ve çözüm iradesini kabullenmeyi öğrenecekler. 

Eğer öğrenmiyorlarsa dikkate almıyorlarsa gidecekler. HDP ve bizler her sözü tuttuk. Söylediğimiz her sözün arkasındaki çabamızı, emeğimizi ve kararlılığımızı her koşul altında koruduk. 1 Kasım seçim sandıklarında da, 1 Kasım seçim anından sonra da yeni bir yaşamı yeniden inşa edeceğimiz sözünü veriyoruz. Yeniden HDP olarak daha büyük kazanmanın sözünü veriyoruz. Diktatörleri tarihin çöplüğüne göndermenin ve halkın demokratik öz yönetim, doğrudan yönetime katılma iradesini zafere taşıma sözü veriyoruz.

Artık savaşla, ölümle, kanla beslenen bu siyasi iktidara karşı hepimiz birliğimizle zaferle yanıt vereceğiz. Yine 6 ay önceki heyecanımızla, kararlılığımızla yeniden söz veriyoruz, biz kazanacağız, halklarımız kazanacak. İnadına beraber inadına HDP, inadına barış inadına HDP, inadına zafer inadına mücadele.

Demirtaş:
Türkiye gibi bir cadı kazanı, kan deryası ve siyasetin bu kadar kirlendiği bir ortamda biz niye varız? HDP bütün bu karamsar tabloyu aydınlatmak için yola çıkmış biricik halk partisi. Biz birbirimizden farklıyız, yaradılışımız itibariyle farklıyız Türk olarak, Kürt olarak, Ermeni olarak doğduk, Azeri, Boşnak… İnançlarımız farklı olabilir, Müslümanız, Sunniyiz, Aleviyiz… Bizler cinsiyet olarak birbirimizden farklıyız, temsil ettiğimiz medeniyet farklı. Son derece normal. Biz insanlığın ve medeniyetlerin ilk var olduğu coğrafyada yaşıyoruz. Onlarca medeniyetin mirasçıları olarak bir aradayız. Bizi teklik etrafında birleştirmeye çalışmak hataydı ve bu hataya karşı isyan direniş ortaya koyulması da o kadar meşruydu.

Şimdi artık yeni bir çizgi yeni bir yaşamla yolumuza devam edelim istiyoruz. Birbirimizden korkmadan, inkar etmeden, bütün farklılığımızı bir arada tutarak yeni bir yaşam mümkündür dediğimiz için HDP ile yola çıktık. Bizim kavramımız birliktir. Emin ol bugünler çok kısa sürede geçecektir, göreceksiniz 1 Kasım akşamı 7 Haziran’dan daha büyük bir güneş doğacaktır. Bütün Türkiye’nin HDP ile umutlandığı o anı çok daha güçlü bir şekilde armağan etmek zorundayız. Bunun için yola çıktık.

Bizler siyasetin bize sunduğu imkanları öç almak, intikam almak cezalandırmak için kullanamayız. 

Bir an HDP’nin olmadığı bir Türkiye hayal edin öyle bir Türkiye risk altındaki bir gemi gibidir. HDP’yi bu gemiden atmaya çalışanlar şunun farkında olmalılar HDP bu gemide olmazsa bu gemi batar. Türkiye’nin HDP’ye ihtiyacı var. 

Biz yolun bundan sonrasına artık HDP ile devam edeceğiz, bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa onlara teşekkür ederiz ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz. Bu geçiş sürecinde rejim değişecek, Ama adaletli bir rejim inşa edeceğiz. Gandhi’nin dediği gibi, adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız. 

İşte seçim vaatleri:
Yüksekdağ: Biz kadınlar yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Kadınlar hep birlikte başaracağız. Yaşamları kuşatıp, rehin alan bu savaşı ancak bizler durdurabiliriz. Gücümüz ve irademizle savaşı biz kadınlar bitireceğiz. Kadın özgürlükçü bir Anayasa için, Meclis’in yarısının kadın olması için, kadın erkek eşitliğini esas alan kurumsal politikaların üretildiği, kadın bakanlığının kurulması için, Meclis’te kadının sesi olacağız. Kadına şiddeti ortadan kaldıracak her türlü önemli alacağız. Savaş bütçesi değil toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe yapacağız. Kadınların özgür olduğu, onurlu bir yaşam için sosyal politikalar uygulayacağız.

Ev içi emek iş yasası kapsamında ücretlendirilecek. Bedenimiz, kimliğimiz, emeğimiz bizimdir diyoruz. Madem biz kadınlar dünyayın yarısıyız öyleyse yaşamın her alanında eşit haklarla temsil edileceğiz. Türkiye’de ilk defa eş başkanlık sistemini programına alan partimiz diyor ki, eş muhtarlık, eş başbakanlık, eş cumhurbaşkanlığını getirecek, saraydaki ne yapacak? 

Oylar HDP’ye kadınlar yönetime, söz bizim, karar bizim, yaşam bizim. Şimdi özgürlük zamanı. 

Demirtaş:
Barışa bu kadar yakın olduğumuz zamanda savaşa mahkum edilmiş olmayı kabul edemiyoruz. Bu yüzden inadına çoğulcu demokrasi diyeceğiz. Silahların iki taraflı susturulmasını, akan kanın durdurulmasını, yeniden müzakere masasına dönülerek sorunlarımızı diyalogla çözümünü sağlayacağız. Yoksul, emekçi çocukların kanı üzerinden siyasi ikbalini garanti altına almak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Sonuna kadar savaş diyenlere karşı, hayır sonuna kadar barış diyeceğiz. Barışçıl yöntemlerle, kendi öz yönetimlerimize kavuşarak hem Kürt sorununu çözeceğiz hem de Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açacağız.

Yüksekdağ:
Halkların yönetiminde Vali dahil yerel yöneticilerin, seçimle iş başına gelmesi için gerekli düzenlemeler yapılacak. Türkiye’nin tamamını kapsayacak şekilde bölgeler belirlenecek, bölge meclisleri oluşturulacak. Bölge meclisleri, il meclisleri, mahalle meclisleri ile demokrasi tabana yayılacak. Çocukların, emeklilerin ve yaşlıların kent yaşamına daha çok katılabilecekleri önemler alınacak. Kamusal alanda ana dilin kullanımını ve çok dilli belediyeciliği yaygınlaştıracak. Kent hakkı kavramını da genişleterek kırsal alanları da kapsayacak şekilde kente ve olanaklarına eşit erişimi sağlayacak.

Demirtaş:
Halkların kendi kültürleri, dinleri ve inançlarıyla yaşayacakları demokratik Cumhuriyet’e merhaba demeleri mümkündür. Cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlandıracak ve sembolize düzeye çekeceğiz. Çoğulcu yasama, bağımsız yargı ve demokratik yürütme ile güçler ayrılığı prensibi ve denetleme mekanizmalarının kurulması için gerekli yapısal düzenlemeleri yapacağız. Yurttaşların örgütlenme ve karar mekanizmalarına katılımı önündeki engelleri kaldıracağız. Eş muhtarlığı getireceğiz, bu durumda saraydaki salonun büyümesi gerekecek. Gösteri, yürüyüş, örgütlenme hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler üstündeki bütün engelleri kaldıracağız. 

Yüksekdağ:
HDP, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünya halklarının kendi siyasi geleceklerini özgürce belirlemeleri ve halkların kendi kendilerini yönetecekler, eşitlikçi anlayışı geliştirmeleri için çalışacak. Halkların ve emeği yapay sınırlarla ayrılmasına karşı, emekten demokrasiden yana tüm kesimlerle ilişkileri geliştirdik ve geliştireceğiz. Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi demokratik bir çözümün ortaya çıkmasını destekleyeceğiz.

Cihatçı unsurların bölgeye geçerken Türkiye’yi köprü olarak kullanmasına kesin olarak engelleyecek. İsrailci hükümetlerinin katliamcı politikalarına karşı duracağız. Filistin halkının, bağımsız devlet kurma hakkının tanınması için gerekli desteği verecek, Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Kıbrıslı Türk ve Rum halklarının, adanın bölünmüşlüğüne son vermek için ortaya koydukları çözüm önerilerini desteklemeye devam edeceğiz.

Ermenistan üzerinde uygulanan ekonomik ambargoyu kaldırarak gerekli ekonomik politik ilişkileri geliştirecek ve ermeni halkıyla dostluk köprülerini kuracağız.  AB ile müzakere ve tam üyelik çalışmalarını ilkelerimiz çerçevesinde ele alacağız.

Yurtdışında borçlanmayla emekli olanların maddi zararlarını karşılayacağız. Gurbetçilerin, politik sürgünlerin memleketleriyle kucaklaşmasının önünü açacağız.

Demirtaş:
İnadına adalet diyeceğiz. Türkiye bütün ezilen halkları dilleri cinsleri yok sayan ve doğanın yağmalanmasına izin veren darbe anayasasına mahkum değildir. HDP yeni bir anayasayı öncelik olarak programına alacak. Çok dilli, çok kültürlü yapısına uygun yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacını görev olarak önüne koyacak. HDP açık bir biçimde karşı olduğu başkanlık sistemine geçit vermeyecek. Seçim barajını kaldıracağız. Barajsız seçimlerle bütün siyasi partilerin oyları oranında parlamentoda temsil edilebilmesinin yolunu açacağız. Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız. İddia ve savunma makamları yargı sisteminde eşit hale getirilecek.

Savcılığa bağlı ayrı bir adli kolluk kuracağız. Sarayın talimatıyla çalışmayan sadece savcıya bağlı bir adli kolluk birimi kuracağız. Gözaltına alma ve tutuklamalarda keyfi uygulamalara son vereceğiz. HSYK’nın yapısı yeniden düzenlenecek. Siyasi baskıya, ideolojik tutumlara son vereceğiz. Adalet bakanının vesayetine son verip özerk bir kurum haline getireceğiz.

Yüksekdağ:
Sözün tutsak kılındığı bir dönemi yaşıyoruz. İktidara söz söylemek, eleştiri yapmak zulümlerden zulüm beğenmek anlamına geliyor. Sansür can yakıyor, muhalif medya her türlü baskıyla susturulmak isteniyor. Sosyal medya ve internet sansür kıskacında tutuluyor. Bizlerin yönetiminde siyaset ve ticaret ilişkileri nedeni ile toplumun doğru haber alma özgürlüğünün kısıtlanmasını ve medya aracılığı ile vatandaşın istismar edilmesini önleyeceğiz. Medya kuruluşları sahiplerinin başka sektörlerde faaliyet göstermesine izin verilmeyecek. 

 İnternete yönelik sansür uygulamasına son verilecek. Keyfi internet yasakları kaldırılacak. Yerel radyo televizyon ve gazeteler ile internet yayıncılığı yapan kuruluşları, bağımsızlıklarını korumak için desteklenecek.

RTÜK demokratik bir anlayışla yeniden yapılandırılacak. HDP ve bizlerin yönetimi yeni medya teknolojilerinin toplumun tüketime itilmesi için değil kamu yararına

Demirtaş:
Herkes için amasız fakatsız insan hakları. Bizler kurumsal bir demokrasi inşa etmek istiyorsak, insan haklarına saygı gösteren devlet yönetimi inşa etmek zorundayız. Sizler bir devletin saygılı olup olmadıklarını anlamak istiyorsanız bir tane cezaevini ziyaret etmeniz yeterli.

Bizler öncelikle hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını sağlayacağız. onlar için tam teşekküllü hastaneden alınmış raporu yeterli göreceğiz. Tecrit uygulamasına son vereceğiz. Cezaevlerinin idari baskı altında inlemesini engelleyeceğiz.
Cezaevlerini yeniden yapılandıracağız. Müdürlerine verilen infaz yakma yetkisini kaldıracağız. Nefret suçları ile insanlığa karşı işlenmiş suçlar dışında, hiç kimse politik görüşü nedeniyle suçlanamayacak. Politik suçlar artık Türkiye’de olmayacak.

İvedilikle terörle mücadele yasası, iç güvenlik yasası, ya düzenleyecek ya da tümden kaldıracağız.

Çocuk cezaevlerini kapatacağız. Bizler suça itilmiş çocuklar için çocuk destek ve eğitim merkezi açacağız. Sivil toplumun denetimine açılacak.

HDP tarihte yaşanmış soykırımların araştırılması ve hakikat komisyonlarının kurulması için gerekli çalışmalar yapacağız.

Koruculuk sistemini kaldıracağız.

HDP eline silah almak istemeyen gençlerin zorunlu askerlik yapmama hakkını güvence altına alacak. Gençlerin askerlik yerine kamu hizmetlerinde çalışabilmeleri için gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. 

Yüksekdağ:
HDP olarak halklara eşitlik, inançlara özgürlük dedik. Halkların ve inançların eşitlik içinde yaşayacağı bir Türkiye’yi kuracağız. HDP farklı din ve inanca sahip olan ya da herhangi bir dini olmayan yurttaşların inanç ve vicdan özgürlüğünü anayasal güvenceye kavuşturacak. Zorunlu din dersi uygulamasına son verilecek her öğrencinin kendi isteği doğrultusunda eğitim alma hakkı gözetilecek. Sivil din eğitimi serbest bırakılacak. Diyanet İşleri Başkanlığı din ve inan işleri kurulu olarak yeniden yapılandırılacak. Din siyaseti üretmeyecek, inançların temsilcilerinden oluşacak. Aralarındaki ilişkiyi düzenleyecek ve koordinasyonu sağlayacak. 

Diyanet işleri çalışanlarının özlük hakları korunacak. Başta cem evleri olmak üzere Alevilerin bütün ibadet mekanları ibadethane olarak tanınacak. Ve kamu güvencesi altında olacak. Geçmişte farklı halklara yapılanların özrü için gerekli çalışmaları yapacak.

Demirtaş:
Mülteci sorunu.. Aylan Kurdi şahsında göç yolunda hayatını kaybeden herkesi minnetle anıyoruz. Göç ve mülteci sorunu ülke sınırlarını aşan evrensel bir insanlık meselesi haline gelmiştir.

Savaşların en ağır bedelini göç yollarına düşenler ödemektedir. Partimiz bu evrensel sorunun insanı politikalarla çözümünü sağlayacaktır. Türkiye’nin coğrafi çekince konusunu aciliyetle kaldırması ve mülteci statüsünün Avrupa dışından gelen göç ve irtica kapsamı içine dahil edilmesini sağlayacaktır. Bize doğudan gelen kimseyi resmi olarak mülteci statüsüne alamıyoruz. Avrupa’dan buraya gelenler mülteci olabiliyorlar. Suriye kardeşlerimiz bundan yararlanamıyorlar.

Tüm göçmen mültecilerin insan onuruna uygun bir yaşam sürmeleri belirlenmesi ve uygulanması için medya, STK’larla, iş adamlarıyla görüşeceğiz. Göçmen kimi zaman ırkçılığa varan bu sorunlara tedbirler getireceğiz.

Yüksekdağ:
Yeniden üretken bir ekonomiye, sağlıklı büyümeyi ve eşit paylaşımı sağlayacağız. Toplumla beraber eşitlikçi bir yaşamı inşa edeceğiz. Temel güvence paketi ile her eve her ay on metre küp su, 180 saat elektrik ücretsiz verilecek. Isınma desteği sağlanacak. Mülkü olmayan kiracılara 250 lira kira desteği verilecek. 18 yaşına kadar çocuk ve gençlere, engellilere, emeklilere toplu taşıma ücretsiz olacak. Merkezi bütçe tarafından finanse edilecek. Büyüme oranları refah payı olarak ücret artışlarına yansıtılacak. Kredi kartı faizleri düşürülecek. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak. 

Sosyal güvenlik sigortası olmaya yurttaş kalmayacak.

Savunma sanayi fonu bütçeye katılarak denetime açık hale getirilecek. Örtülü ödenek kaldırılacak. Buna en çok kimin üzüleceğini çok iyi biliyorsunuz, yine üzeceğiz mecburen.

Esnafların vergi yükü azaltılacak. Şehir merkezlerine yeni AVM ruhsatı verilmeyecek.

KOBİ’leri koruyacak önlemler alınacak.

Demirtaş:
Tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydik. Şimdi mercimeğimiz Kanada’dan geliyor. Sanki burada mercimek tarlalarına kıtlık girdi. 

Bunu bilerek yaptık, hata sonucu değil. Oysa Türkiye’nin önemli bir geçim kaynağıydı. Biz tarımı yeniden canlandıracağız. Tarım işçilerinin yaşamını iş yasası ve sosyal güvence kapsamına alacağız. Küçük çitfçinin mazot ve gübresinden vergi almayacağız. Su ve elektrik küçük çiftçilere ücretsiz ödenecek.