Döviz kurlarındaki düzelme, ihracatın güçlenmesi ve dolayısıyla ticari dengelerin iyileşmesi, gelişmekte olan ülkelerin hafiften de olsa başlarını kaldırmalarını sağladı.
“Les Echos” gazetesinde yer alan haberde, ekonomik ortamdaki koşullarda çok ciddi bir düzelme olmamasına rağmen bu ülkelerin olumlu bir grafik sergilemesinin şaşırtıcı olduğu belirtiliyor.
Örneğin, ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuşan Brezilya’nın GSYİH’si 2015 yılında yüzde 3,8 oranında daraldı ve bu yıl da iyi bir rakam beklenmiyor. Ancak hükümet 2017 yılı itibariyle büyümeye geçiş öngörüyor (yüzde 1,2 oranında).
Öte yandan, Rusya da Avrupa’nın yaptırımlarına rağmen iyi bir seyir izliyor. Saint Petersburg’ta iş adamlarını bir araya getiren Uluslararası Forum’da konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yılda en az yüzde 4’lük bir büyüme hedefi öngördüklerini belirtti. 2015 yılında yüzde 3,7 oranında daralan Rusya GSYİH’sinin bu yılki daralmasının yüzde 1,8 olması bekleniyor. Ülkede enflasyonun yavaşlaması ve ücretlerdeki hafif artış sonucu tüketimde az da olsa artış trendi başladı.
Çin’e gelince, tahminlerin aksine ani bir düşüş yaşanmadı. Çinli yetkililer geçen yıl yüzde 6,9 oranında büyüyen, bu yıl ise yüzde 6,5 oranında büyümesi beklenen dünyanın ikinci büyük ekonomisini rayında tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bu aşamadan sonra ise, gelişmekte olan ülkelerin yeni bir büyüme döngüsüne girip girmeyeceklerine bakmak gerekiyor. Analistler, bu ekonomilerin büyük bir bölümünde özellikle üretimi artırmak için gerekli yapısal reformların uygulamaya konmasının şart olduğunu belirtiyorlar. Şimdiye kadar bu ülkeler krizi aşmak için döviz rezervlerini kullanmak yerine para birimlerini dalgalanmaya bıraktıklarından yeniden şaha kalkabilecek cephaneliğe sahipler.
