Galata’dan atlayan Hezarfen Çelebi

0
63

Tablet bilgisayar, akıllı telefon ve diğer yenilikçi mobil ürünleriyle ön plana çıkan ve kurduğu Selekt Bilgisayar şirketiyle 2010 yılından bugüne hızla yükselen Uygar Saral (39) aynı zamanda e-kitap okuyucu markası reeder’ı Türkiye’ye getiren girişimci. Ürün geliştirme, müşteri hizmetleri, fiyatlama stratejisi ve yazılım alanlarında farklılaşarak değer yaratan marka haline gelen reeder’ın yanısıra tablette A8i Quad, akıllı telefonda ise P10S ile rakiplerinden ayrıştı. Turkcell T-tablet ve Teknosa Preo 2 telefon gibi kendi kategorisinde dikkat çeken ürünlerin üreticisi aynı zamanda.

Beş bölge ofisi ve 300 çalışanı olan Selekt Bilgisayar’ın CEO’sunun Dünya Ticaret Merkezi’ndeki mütevazı ofisi, adeta bir karınca yuvası. Ciddi bir çalışma ve iş temposu var. Koridorlarda sıra sıra dizilmiş koliler… Bir dakika içinde onlarca çalışan Saral’ın odasına girip, sorular soruyor, sipariş kağıtlarına imza alıyor. Saral araya bir tost ve portakal suyu sıkıştırıyor. Genç yönetici gece geç saatlere kadar çalıştıktan sonra Hollanda’daki iş ortaklarına sabaha karşı iş raporlarını göndermiş. Bu yoğun tempoda siparişlerin, yeni cep telefonu modellerinin ve iş planlarının olduğu dosyalarla dolu masasına bakıyor ve “Bu işe girerken, 40 yaşıma doğru bütün planlarımı gerçekleştirmiş olurum diye düşünüyordum. Meğerse her şey 40’ından sonra başlıyormuş. Beynim şimdi daha berrak. Geleceği daha net görüyorum. Çok daha dinlenmiş ve iyi hissediyorum. Her şey asıl şimdi başladı.”
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu olan Saral, bu değerlendirmeyi 30’lu yaşlarının zindeliğine gönderme yaparak anlatıyor. Öğrenim hayatını Hollanda’daki Arnhem Business School’da devam ettirip, yüksek lisansını “uluslararası strateji ve kültür” üzerine İsveç’teki Linköping Üniversitesi’nde yaptı. İş hayatına Amsterdam’daki Philips genel merkezinde başladı ve İsveç’in Norköping kentindeki Saab Military Systems’da devam etti. 2004’te Türkiye’ye döndükten sonra profesyonel hayatını satış ve pazarlama alanında sürdürdü; ta ki 2009’da reeder’ı Türkiye’ye getirene dek…

O günleri şöyle anlatıyor: “Teknolojiyi yakından takip eden biri olarak batıda e-kitap okuyucuların yaygınlaştığından haberdardım. Her gün finans bültenlerinin bilgisayardan çıktısını alıyor ve akşam okuyordum. O kağıtları her gün taşımaktan ve evde kağıt yığınlarının oluşmasından sıkıldığım bir gün, kendime e-kitap okuyucu almaya karar verdim. Çok araştırmama rağmen Türkiye’de servisi ve garantisi olan, istediğim gibi bir e-kitap okuyucu markası bulamadım. Amazon.com’un piyasaya sürdüğü ilk Kindle e-kitap okuyucusunu büyük bir heyecanla satın almak için amazon.com üzerinden sipariş verdim. Ama ‘Türkiye’ye satış yapmıyoruz’ gerekçesiyle reddedildim.”

Bu durum Saral’ı harekete geçiriyor. BenQ markasının sahibi Tayvanlı Qisda firması ile görüşüyor. Dokunmatik e-ink ekranından wi-fi bağlantısına kadar dünyanın en gelişmiş e-kitap okuma cihazlarından biri olan reeder’ı Türkiye’ye getiriyor. Ardından tablet bilgisayar ve akıllı telefonlar da dahil çok sayıda ürünle rekabeti sürdürüyor. İlk reeder modelinde, gözleri yormayan, güneş altında parlamayan ve kağıttan okuma etkisi yaratan ekranı tüketiciye sundu. 240 gramlık küçük cihazın içine binlerce kitabı sığdırmak, okurken altını çizme, not alma, ayraç koyma, dokunmatik sözlük ve şarjın uzun süre dayanması gibi özelliklerle dikkat çekti. Zamanla büyüyen reeder markasına yeni modeller ve yeni ürün kategorileri ekledi. Markanın portföyünde şu anda farklı ihtiyaçlara cevap verebilmek üzere beş adet e-ink ekranlı, iki adet renkli ekranlı e-kitap okuyucu ve beş adet tablet bilgisayar modeli yer alıyor. Tablet portföyünde tüketicilere 7 inç ile 10 inç arasında değişen ekran büyüklükleri ve Android, Windows 8.1 işletim sistemleri seçenekleri sunuluyor. 
 
INTEL İLE İŞBİRLİĞİ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Saral’ın en önemli hamlesi Intel ile işbirliği oluyor. Yaptığı anlaşmayla tüm tablet modellerinde Intel işlemcileri kullanılıyor. “Intel bizdeki farklılığı gördü ve güvendi. Teknolojide kendimize önemli bir partner bulduk” diyor. Intel işlemcili ilk tablet modeli A8i oldu. 2015 yılında lanse edilen akıllı telefon modellerinde üç boyutlu dokunuş, parmak izi okuyucu, eldivenle kullanım, 150 saate kadar uzayan pil ömrü gibi iddialı özelliklere yer veren reeder, aynı zamanda Nielsen 2015 verilerine göre en çok tercih edilen teknoloji markalarından biri oldu. Elektronik mağaza zincirleri ve telekom operatörleri kanalıyla reeder markalı ürünlerin satışı devam ederken; Pegasus Pilot Tableti, Akbank Esnaf Tableti, Turkcell T-tablet, Teknosa Preo Telefon gibi üretimleri de üstlenen Selekt Bilgisayar, reeder ile 2016’da Endeavor Türkiye tarafından ABD’nin Boston kentinde gerçekleştirilecek Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’ne aday olarak gösterilen marka oldu.

Saral, kitap okuma oranlarının düşük olduğu Türkiye’de zor bir iş yapıyor. Her yüz kişiden sadece 4,5 kişinin kitap okuduğunu söylüyor. Olumsuzluklara rağmen, “Türkiye gelişen, dinamik bir pazar. Dünyadaki trendleri izleyen, her geçen gün hızla modernleşen bir ülke. Kitap okuyan kişi sayısının Türkiye’de artacağına inanmakla birlikte, e-kitap okuyucuları sadece kitap okuyanların almadığını biliyoruz. Teknoloji meraklıları, sık seyahat eden kişiler, mesleği gereği yoğun okuma yapan kişiler de reeder’ı tercih ediyor. E-kitap okuyucu sadece belli ülkeler için değil, tüm dünya için fark yaratan, önemli bir buluş” diyor. Kısa süre önce lansmanını yaptığı birkaç modelden bahsediyor. ReederLITE modeli daha sade ve ekonomik e-kitap okuyucu alternatifi arayanlar için dizayn edilmiş. ReederCOLOR modeli ise uygun fiyatlı ürünlerden. 9 inç ekranlı ReederIX gibi daha üst segment ürünler de mevcut. Reeder’ın yalnızca marka olarak değil ürün olarak da birçok misyonu olduğunun altını çiziyor ve “reeder Türkiye’de e-kitap okuyucular için jenerik bir isim. Bundan sonraki adımda dijital kütüphaneler, daha çok okuyan insanlar hayal ediyorum” diyor. 

Saral, pazarı iyi analiz ediyor. Tüketiciye ihtiyacı olan ürünü sunmaya özen gösteriyor. İnovatif özelikleri olan ürünlerin geleceğini parlak ve şanslı görüyor. Tam da bu noktada şans kelimesinin kendisi için ne kadar önemli olduğunu şöyle açıklıyor. “Şans kelimesi, Çin’de bizim anladığımız manada kullanılmaz. Her şeyi dört dörtlük düşünüp, gerçekleştirdiğinizde şansı yakalamış oluyorsunuz. Hiçbir şey durup dururken olmaz, emek sarfettiğinizde şansı da yakalamış olursunuz.” 
 
ENDÜSTRİYE YAKIN BÖLGELERDE OLMAK
Saral’ın şans peşinde koştuğu bir başka alan da yurtdışı pazarlar. İspanya ile işe başladıklarını, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Dubai ile devam ettiklerini söylüyor. İran girmek istediği pazarlar arasında. Hollanda’da çok yakın zamanda ofis açtıklarına değiniyor. Boston, İsveç ve Hong Kong’daki ofislere yenileri eklenecek. Özellikle endüstriye yakın yerlerde olmanın avantajının altını çiziyor. Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan, 5,3 milyon nüfuslu Ruhr Bölgesi’nden bahsediyor. Yakın zamana kadar esas gelir kaynağı kömür ve çelik üretimi olan bölgenin bugün Almanya’nın bilişim teknolojisi, lojistik ve alternatif enerji merkezi olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Ruhr Bölgesi veya Boston gibi yerler, bilişim teknolojisinin merkezleri. Buradaki fikirlere yakın olmak lazım. Gelecek bu merkezlerde. Fikirler buradan doğuyor. O yüzden bu bölgelerde ofis açıyoruz. En önemli iş stratejimiz bu.” 

Saral, yurtdışı ya da yurtiçi pazarlara girmeden önce üniversitelerde satın alma alışkanlığı araştırmaları yaptırıyor. Pazardaki boşlukları keşfediyor. Son keşfi Hollanda. Hollanda’da okurken tanıştığı hocalarıyla ortak olarak yeni ofis açtı. “Adana, Antep ve Trabzon’a nasıl girdiysek Hollanda pazarına da aynı yöntemlerle girdik” diyor. Kendisini biraz Hezarfen Ahmed Çelebi’ye benzetiyor. Bunu şöyle anlatıyor: “Hezarfen Çelebi’yi anlattığımda yabancı dostlarım onu deli olarak tanımlıyor. Hezar, Farsça kökenli bir sözcük. Bin anlamına geliyor. Hezarfen ise ‘bin fenli’ (bilimli) yani ‘çok şey bilen’ anlamında. Uçmadan önce o kadar çok deney yapmış ki… Lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden uçtu. Dönemin padişahı korkulacak adam deyip, Cezayir’e sürgüne gönderdi Hezarfen’i. Kendimi Hazarfen Çelebi’ye benzetiyorum. Sanırım bu toprakların etkisi ya da DNA’mızdan geliyor bu delilik. Bir işe soyunurken, biraz da deli olmak gerek. Ben de kendi adıma iş hayatında biraz Hezarfenlik yaptım. Kendimi boşluğa bıraktım. Ama sonuçta uçtum…”

Amazon’un Türkiye’den Kindle siparişi kabul etmemesiyle başlayan serüveni artık emekleme dönemini geride bırakıp, dünya pazarına açılarak devam etme yönünde ilerliyor. İlk Type-C’li telefonu geçen yıl ekimde; ilk Amoledli telefonu geçen yıl eylülde; İlk 3D Touch’lı telefonu martta ve Corning Gorilla Glass 4 telefonu ocak ayında getirdi. Ürünlerini Turkcell, Intel, Microsoft gibi şirketlerle işbirliği içinde geliştiren reeder, altı sene içinde tablet bilgisayarda pazarda önemli bir yer edindi. 

Saral, ezberleri bozmayı seviyor. Bunu da “Sürekli aynı yollardan gitmeyi sevmiyorum” diyerek açıklıyor. Bir yere yolculuk ederken, farklı yolları deniyor. En büyük hobisi spor. Yüzmeyi seviyor ve bu alanda dereceleri var. Çok seyahat ediyor. Ayda 20 gün iş seyahatinde. Saral, geldiği noktayı anlatırken, “40 yaşıma bir yıl kaldı. Çok erken risk aldım ve iş hayatına girdim. Beş sene sonra 44 yaşında yine işimin başında olacağım. En büyük hayalim, geriye yüzyıllar boyunca yaşayacak bir şirket bırakmak.”