Fonlar yatırım fırsatlarına bakıyor

0
55

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de özel sermaye fon (Private Equity) işlemleri bir önceki yıla göre dikkat çekici bir oranda düşüş göstermişti. Bu yıl ise fonların ilgisinin tekrar canlandığı görülüyor. Diğer yandan, global fonların hâlâ yatırım için bekle-gör stratejisi izledikleri dikkat çekiyor. Peki kimler Türkiye ile ilgileniyor. Bu konuda EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı Demet Özdemir, bölgesel fonlar ve Türkiye özelinde kurulan fonların yatırım arayışının sürdüğünü söylüyor. Hatırlanacağı gibi geçmişte KKR, Carlyle, Cinven, TPG, Blackstone gibi global fonların yatırımları adından söz ettiriyordu. Son yıllarda ise bölgesel ve Türkiye özelinde kurulmuş olan fonların işlemlerinin aktif olduğunu görüyoruz. Bunlar arasında ise Abraaj Capital, Meditera, Turkven, Actera, İş Girişim, Gözde Girişim sayılabilir. Demet Özdemir ile özel sermaye fonlarının yatırımlarını konuştuk. 
 
-Özel sermaye fonlarının yatırımlarını geçen yıl ile karşılaştırdığımızda durum nedir?
Özel sermaye fonlarının Türkiye’ye ilgisi devam ediyor. Zor bir yıl olan 2016’ya baktığımızda bu rakamlara da yansıdı. Özel sermaye fon yatırımları 331 milyon dolarda kaldı. 2015 yılında ise toplam 1,5 milyar dolarlık bir özel sermaye yatırımı gerçekleşmişti. Bu yılın ilk altı ayında ise 514 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleşti. Yani, bu yılın ilk altı ayında geçen yılın toplamını geçtik. Yılsonunda özel sermaye fon toplam yatırım tutarının 1 milyar dolara yaklaşmasını bekliyoruz. 
 
-Yatırımlardaki artış neden kaynaklanıyor? Kimler ilgileniyor?
Özel sermaye fonları öngörülebilirlik, istikrar istTer. Bu açıdan baktığımızda, 2016 yılı istisnai bir yıl oldu. Türkiye ekonomik sorunlarla her zaman karşılaşır ama darbe girişimi ve terör olaylarının artması güvenlik açısından farklı bir boyut kazandırdı. Ancak, bu yıl tablonun değiştiğini, son bir yılın olumsuz etkilerinin ortadan kalkmasıyla fonların ilgisinin arttığını görüyoruz. Ancak, global fonların ilgisi az. Onların önümüzdeki dönemde de temkinli ve seçici olmaya devam edeceklerini düşünüyoruz. Ana oyuncu olarak bölgesel ve Türkiye özelinde kurulmuş olan fonları görmeye devam edeceğiz. 
 
-Fonların ilgisini çeken, potansiyeli olan sektörler hangileri?
Büyüme potansiyeli olan her sektör fonlar için cazip. Bunlar arasında tüketiciye yönelik sektörleri sayabiliriz: Perakende, gıda ve içecek ile sağlık ana sektörler olarak öne çıkıyor. Özel sermaye fonlarının yanı sıra girişim sermayesi (venture capital) şirketleri de bilişim alt sektörleriyle ilgileniyorlar. Belirsizlikleri olan ve regüle edilen sektörlere yatırımı ise pek sevmiyorlar. Örneğin, sağlık regüle olmakla beraber özellikle tüp bebek merkezleri, diş ve göz hastaneleri gibi niş alanları ilgi çekici buluyorlar. 
 
-Peki çıkışlar ne durumda?
Çıkışlar bu sektörün başarısını gösteriyor. Yeni fonların tekrar toplanabilmesini sağlıyor. Özel sermaye fonları yatırım yaptıklarında ve çıkışta olmak üzere iki kere para kazanırlar. Tabi yatırım yaptıkları süre boyunca operasyonlarını nasıl yönettikleri, büyümeyi nasıl sağladıkları da önemli bir faktör. Bu nedenle çıkış işlemleri başarıları açısından önemli bir gösterge. Fonlar ortalama beş ile yedi yıl arasında çıkış gerçekleştiriyor. 2015 yılı çıkış işlemlerine baktığımızda 12 işlemde açıklanan toplam değer 842 milyon dolar. 2016’da da 13 işlemde 1,1 milyar dolarlık çıkış yaşandı. İki halka arzın yanı sıra Banvit, Hisarlar Makine ve Migros’ta çıkış işlemi oldu.
 
-Turkven’in Mavi ve Dominos’ta halka arz yoluyla çıkış yaptığı görüldü…
Fonlar, ya başka bir özel sermaye fonuna ya da stratejik bir yatırımcıya satış yaparak çıkış işlemini gerçekleştiriyor. Üçüncü çıkış yöntemi ise halka arz. Bu yöntem dünyada yaygın olarak kullanılıyor. Türkiye’de ise bu yıl ilk kez bir özel sermaye fonunun halka arzla çıkış yaptığını görüyoruz. Turkven, Mavi’den İstanbul Borsası’nda, Dominos’tan ise Londra Borsası’ndan çıkış yaptı. Artık Türkiye’de de özel sermaye fonlarının dünyada olduğu gibi halka arzla çıkış yaptığını söyleyebiliriz.
 
-Peki global özel sermaye fonlarının Türkiye’ye ilgisinin tekrar canlanması için nasıl bir ortam olmalı?
Güven ortamı ve istikrar sağlanmalı. Bir de büyüme rakamlarla desteklenmeli. Yaklaşık 10 yıl önce özel sermaye yatırımlarının dönüşleri yüzde 25’leri buluyordu. Bugün ortalama yüzde 15’ler seviyesinde. Dolayısıyla fonların çıkış işlemlerinin iyi rakamlarla yapılması önemli. Global özel sermaye fonları aralarında Türkiye’nin de olduğu bütün pazarlara yatırım yapabilirler. Ancak, yatırımcıları çekecek şartlar da oluşmalı. Güven ve istikrarın yanı sıra TL’nin değer kaybı da yatırımcı açısından tahmin edilebilir, yani yönetilebilir bir risk oluşturuyor. Şöyle ki, hem yatırım aşamasında hem de çıkışlarda TL’nin değer kaybı şirketin mali tablolarına olumlu ya da olumsuz etkide bulunabiliyor. Operasyonel olmayan finansal piyasalardaki dalgalanmadan dolayı şirketin finansal performansı etkileniyor. Dolayısıyla, fonlar şu dönemde temkinli ve seçici davranıyorlar. 
 
-Dünyadaki özel sermaye yatırımları ne durumda?
Dünyada da Türkiye’de olduğu gibi özel sermaye fonları “tatlı” bir sorunla karşı karşıyalar: Yatırım yapacak doğru varlıkları arıyorlar. Bu fonların kendi yatırımcılarına karşı belli taahhütleri var. Bu nedenle yatırım yapmak zorundalar. Doğru yatırımı bulduklarında, büyümelerini planlayacaklarını, çıkışı öngördükleri yatırımları yapacaklardır. Bilindiği gibi birkaç yıl öncesine kadar gelişmekte olan ülkelere yönelmişlerdi. Şimdi tekrar gelişmekte olan ülkelere gitmeye başladılar. Bu yılın ilk çeyreğinde Latin Amerika’da 1,2 milyar dolarla son dönemin en iyi özel sermaye fon performansı gerçekleşti. Yine ilk çeyrekte Asya’da özel sermaye fon yatırımları yüzde 34 artışla 6,2 milyar dolar oldu. Hindistan’da yatırımların yüzde 15 arttığını görüyoruz. Özel sermaye fonlarının gelişmekte olan ülkelerde büyüyeceği çok alan var.