Finans öğrenmek artık daha kolay!

0
220

Türkiye’nin önde gelen aracı kurumlarından Destek Menkul Değerler, “Finansal Okuryazarlık” konusunda hayata geçirdiği toplumsal sorumluluk projesini düzenlediği basın toplantısı ile duyurdu. 6 Mayıs Çarşamba günü Wyndham Grand Otel’de yapılan toplantıda, Türkiye’nin mevcut ekonomik koşulları içerisinde finansal okuryazarlığın önemi anlatıldı ve projenin ilk adımı olarak yayımlanan “Finansal Okur Yazarlık Serisi”nin tanıtımı yapıldı. Seride yer alan yedi kitap; Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz ve yazarlar Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Prof. Dr. Kerem Alkin, Prof. Dr. Emre Alkin, Ekonomist/Yazar Ali Ağaoğlu, Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, Gazeteci Aslı Şafak ve Stratejist Ahmet Mergen tarafından tanıtıldı.
 
Finansal okuryazarlığın geliştirilmesini toplumsal sorumluluklarının bir parçası olarak gördüklerini vurgulayan Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, “Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve piyasa aktörlerinin deneyim ve entelektüel birikimlerini ortaya koydukları yedi kitapla ilk adımımızı atıyoruz. Ardından ekonomistlerimizin katılımıyla geniş katılımlı paneller serimizi başlatacağız” dedi.
 
“DÜŞÜK İÇ TASARRUF, TEMEL SORUNUMUZ”
Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, yurtiçi tasarruf oranının son derece düşük olmasının, ekonomimizin en önemli sorunlarının başında geldiğine dikkat çekti. Yılmaz, “Gelişmekte olan ülkelerin ortalama tasarruf oranları yüzde 33. Başka bir ifadeyle gelişmekte olan ülkeler ortalama milli gelirlerinin yüzde 33’ü kadar tasarruf ederken, Türkiye’de bu oran yüzde 13’ler seviyesinde” dedi. Düşük yurtiçi tasarrufların; dış finansman bağımlılığına, dolayısıyla cari işlemler açığının yükselmesine neden olurken, büyümenin sürdürülebilirliğini de tehlikeye attığını belirten Yılmaz, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yüksek ve sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirebilmesi için öncelikle tasarruf davranışlarını değiştirmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Uluslararası deneyimlerin tasarruf oranları ile finansal okuryazarlık arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu ortaya koyduğunu belirten Yılmaz, “Bilinçsiz borçlanma, finansal araçların risk ve getirileri hakkında eksik bilgi ve finansal planlamadaki kısa vadeli bakış temel sorunlarımızdan birkaçı. Yapılan araştırmalar; ülkemizde temel finansal kavramlar konusunda bilgi düzeyinin yeterli olmadığını gösteriyor” dedi. 
 
FİNANSAL REFAHI ARTIRMANIN YOLU ‘BİLMEK’TEN GEÇİYOR
Bugünkü küresel ekonomik ortamda bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirmelerinin giderek zorlaştığına dikkat çeken Yılmaz, “Günümüz küresel ekonomik ortamında finansal refahı artırmak için ‘bilmek’ gerekiyor. Bilmek için de Türkiye’nin finansal okuryazar bir toplum haline dönüşmesi lazım” dedi. Finansal okuryazarlığı yeterince topluma yayabilmiş ve derinleştirebilmiş ekonomilerin, gelişmiş para ve sermaye piyasaları ile karşımıza çıktıklarını da vurgulayan Tuna Yılmaz, “Türkiye Ekonomisi’nin de benzer ülkeler kategorisine ulaşabilmesi, toplumun finansal okuryazarlığını geliştirebilmesinden geçiyor. Ekonomi yönetimimiz, BDDK, SPK ve Borsa İstanbul bu nedenle, son bir kaç yıldır finansal okuryazarlığı geliştirmek için ciddi bir çaba sarfediyor. Destek Menkul Değerler olarak finansal okuryazarlığın geliştirilmesini toplumsal sorumluluğumuzun bir parçası olarak görüyoruz. Bu anlamda hemen her platformu, finansal okuryazarlığın geliştirilmesi bağlamında etkin kullanmaya çalışıyoruz. Son yıllarda bu amaçla sayısız eğitimler düzenledik, önümüzdeki dönemde de bu eğitimlerimize devam edeceğiz” dedi.
 
YEDİ EKONOMİSTTEN YEDİ ANAHTAR KİTAP
Destek Menkul Değerler olarak finansal okuryazarlık konusundaki çabalarını Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve uzmanları ile el ele vererek güçlendirdiklerini belirten Yılmaz, bu birlikteliğin sonucunda yedi kitaptan oluşan “Finansal Okuryazarlık Serisi”ni hayata geçirdiklerinin altını çizdi. “Kitapların her biri, piyasaların dününü, bugününü ve yarınını merak eden bireysel yatırımcılar açısından adeta bir başucu eser niteliğinde. Sadece piyasalar değil; futboldan aile bütçesine, kumbaraya kadar tasarruf kültürünün nasıl geliştirilebileceğine ışık tutuyor” diyen Yılmaz, bu kitapların; Türkiye’de finansal okuryazarlık kültürünün oluşmasına, gelişmesine ciddi katkı sağlayacağı kanaatinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve piyasa aktörlerinin deneyim ve entelektüel birikimlerini ortaya koydukları yedi kitapla ilk adımı attıklarını belirten Yılmaz, önümüzdeki dönemde yazarlarla birlikte geniş katılımlı paneller düzenleyeceklerini söyledi. Yılmaz ayrıca önümüzdeki dönemde finansal okuryazarlık serisinin ikincisini hayata geçirecekleri bilgisini de verdi.
Finansal Okuryazarlık Serisi kapsamında Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu “Finansal Piyasalarda Riskler Nasıl Ortaya Çıktı?”, Prof. Dr. Kerem Alkin “Makro Ekonomik Verilerin Analizi”, Prof. Dr. Emre Alkin“Modern Futbol ve Sermaye Piyasaları”, Ekonomist/Yazar Ali Ağaoğlu “Ben Biriktirdim Siz Harcayın”, Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk “Altının Gizemli Dünyası”, Gazeteci Aslı Şafak “Sayının Namusu” ve Stratejist Ahmet Mergen“Destek Direnç Ne Ola ki?”adlı kitaplarını kaleme aldılar.
  
Kitaplar hakkında özet bilgi:
 
FİNANSAL PİYASALARDA RİSKLER NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Finansal okur yazarlık terimi genel olarak tasarruf, bütçe, bilanço gibi finansal bilgi düzeyinin artırılması anlamında kullanılsa da risklerin sayısal olarak ifade edilmesi; ortaya çıkabilecek olası zararların hesaplanması ve yönetimi açısından da önem arz ediyor. Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da kaleme aldığı kitapta, finansal risklerin nasıl ortaya çıktığını inceliyor ve risk ve risk yönetimi kavramlarının önemini ortaya koyuyor. Bunu yaparken; Kur Savaşları, Büyük Buhran, Asya Krizi gibi önemli gelişmelerle birlikte para sistemlerinin oluşumunu tarihsel bir perspektifle ve akademik bir titizlikle okuyucularına sunuyor. Uzunoğlu kitabında ayrıca piyasalarda kullanılan terimleri ve anlamlarını yalın bir dille anlatıyor.
 
MAKRO EKONOMİK VERİLERİN ANALİZİ
Prof Dr. Kerem Alkin, dünyada ve Türkiye’de finans piyasası profesyonelleri ve ekonomistler tarafından dikkatle takip edilen ve analizi yapılan büyüme, enflasyon, bütçe disiplini, kamu borç durumu, dış ticaret dengesi, cari işlemler açığı gibi makro ekonomik göstergelerin yanı sıra, merkez bankalarının izlediği ekonomik politikalar ve bunların piyasalara yansımalarını akademik bir titizlikle ele alıyor. Alkin, “Makro Ekonomik Verilerin Analizi” kitabında, makroekonomik göstergeleri yalın bir şekilde tanımlamanın yanında bunların finansal piyasalara nasıl yansıdıklarına da ışık tutuyor. İnsanoğlunun binlerce yıldır günlük yaşamında parayı “ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin alım-satımında”, “tasarruf” ve “spekülatif işlem yapmak” amacıyla talep ettiğini belirten Alkin, “bugün ise, insanoğlunun doğal ve kurumsal güdüleri ile finansal piyasalarda ortaya koyduğu davranış kalıplarını, piyasalar arasındaki ilişki mekanizmalarını ve fiyat dalgalanmalarını anlayabilmek, finansal okuryazarlıktan geçiyor” diyor.
 
MODERN FUTBOL VE SERMAYE PİYASALARI
Türkiye’de futbol çok ciddiye alınıyor. Ancak ciddiyetle ele alınmıyor. Planlama eksikliği sadece sportif alanda değil. Aynı zamanda finansal tarafında da var. Prof. Dr. Emre Alkin ‘ne yapmalıyız’ kadar ‘ne yapmamalıyız’ı da anlattığı kitabında, futbol camiası içinde yer alanların klişe cümlelerinin karşısına bu sefer de bu çalışmayla dikiliyor. “Futbol bu, bizden başkası anlamaz”diyenlere de “anlıyordunuz da ne oldu?”diye soruyor; sormakla kalmıyor, doğrusunu anlatmaya çalışıyor.
 
BEN BİRİKTİRDİM SİZ HARCAYIN
Finansal okuryazar olmanın, hepimizin cüzdanından başladığı düşüncesinde olan Ekonomist/Yazar Ali Ağaoğlu, “Kişisel bütçemizin yönetilmesi, harcamaların ‘yorgana göre’ yapılması, kıt kanaat da olsa yapılan birikimlerin nerede ve nasıl değerlendirileceğinden tutun da yerel yönetim ve tabii ki kamu bütçelerinin nasıl yönetildiğinin anlaşmasına kadar gidiyor” diyor. Her geçen gün sayıları artan, içerikleri karmaşıklaşan finansal ürünleri ve bunların dünyasını anlayabilmenin, tasarruf değerlendirirken de kredi kullanırken de işe yarayacağını belirten Ağaoğlu, kitabında 30 yıla yaklaşan deneyimlerinden bir kesiti paylaşıyor ve “Ben biriktirdim, siz harcayın” diyor. “Finansal okuryazarlığın “türlü çeşitli” hapları vardır ve bunlar finansal piyasalarda çok işe yararlar” diyen ve kitabında bu haplara geniş yer veren Ağaoğlu, bu haplara ilişkin uyarılarını da kendi tanımıyla “yediği dayaklar”ın sonucunda oluşturduğu deneyimlerin ışığında okuyucuya aktarıyor.
 
ALTININ GİZEMLİ DÜNYASI
“Altın”ın ilk çağlardan bugüne kadar dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan pek çok insan için zenginlik, iktidar ve güzellik anlamına geldiğini söyleyen Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, son yıllarda olduğu gibi altının “güvenilir liman” özelliği ile yatırımlardaki yerini hep koruduğuna dikkat çekiyor. Yıldırımtürk, Anadolu topraklarında yaşayan toplulukların da altınla hep iç içe olduğunu, altını geleneksel süs, takı ve aksesuar olarak kullandıkları gibi, küçük birikimlerini para altınlar olarak boyunlarında, bilezik olarak kollarında taşıdıklarını hatırlatıyor. Yıldırımtürk, “Altının Gizemli Dünyası” adlı kitabında altının para sistemindeki yerinden tarihçesine, bu coğrafyadaki yeri ve öneminden fiyat gelişimine, geleneksel yatırım aracı olmasından foreks piyasasındaki yerine kadar çok geniş bir perspektifte “altın”ı ele alıyor. Başka bir ifadeyle “altına dair her şey”in tarihsel perspektifle kendisine yer bulduğu kitap, ayrıca bugünün küresel piyasa ortamında yatırımcı olabilmek için finansal okuryazarlığın her geçen gün geliştirilmesi gerektiğinden yola çıkarak, yatırımcılara bilgi veriyor.
 
SAYININ NAMUSU
En temel yaşama biçimi için bile finansal farkındalık gerektiğini belirten Gazeteci Aslı Şafak, “Yemek, içmek, sosyalleşmek, alışveriş etmek, evlenmek, ev almak, çocuk sahibi olmak. Geliyor hepsi paraya dayanıyor. Yatırım yapmaksa başka bir anlayış, başka bir eğitim gerektiriyor. Finansal okuryazarlık şart. Ki yatırım kararlarımızın sorumluluğunu alabilelim. Ki iktidarlara daha kaliteli taleplerde bulunabilelim. Ki hesap sorabilelim” diyor. “Sayının Namusu”adlı kitabında “ tasarruf kültürünün gelişmesinin önemini, bireyin kutsanışını bu çağda en iyi resmeden sembol olarak gördüğü “kumbara” ile anlatıyor. Ayrıca “En güzide yatırım tavsiyelerini ya kahvedeki çaycı İlhan’dan ya da altın günündeki komşu Reyhan’dan alırız. Bu en büyük çelişkisidir bizim memleketin. Amerikalıların uzaya yolladığı füzeyle ilgili bin tane komplo teorisi üretecek kadar şüpheci, bütün birikimlerimizi sorgusuzca bir kahve muhabbetine teslim edecek kadar da safızdır aslında” diyerek finansal okuryazarlık durumumuzu da etkin bir dille ortaya koyuyor.
 
DİRENÇ DESTEK NE OLA Kİ?
Stratejist Ahmet Mergen, teknik analizin ana konusu olan ve her yatırımcıya söylenen “destekte alış yap, dirençte satışta bulun” tavsiyelerinin ne şekilde pratikte yer alabildiğini “Destek Direnç Ne Ola ki?”  kitabı ile okuyuculara aktarıyor. Temel teknik analiz kavramları konusunda ayrıntılı bilgi sunan Mergen, her yatırımcının duyduğu “destek seviyesinde alınır, direnç seviyesinde satılır” ne anlama geliyor? Destek ve direnç nerede oluşur? Bu seviyeleri görmek mümkün müdür? Bu seviyeler grafiklerde nasıl bulunur? gibi sorulara yanıt verebilmek için “Teknik Analiz”in temel prensipleri olan “destek, direnç ve akım“ kavramlarını örneklerle destekleyerek inceliyor. Ayrıca finansal analistlerin sıkça kullandıkları grafik çeşitleri hakkında da ayrıntılı bilgilerin yanı sıra, bu grafiklerin nasıl oluşturulabileceğini ve nasıl okunması gerektiğini de aktarıyor. “Finansal eğitimsizlik piyasalardaki en önemli problem gibi gözüküyor” diyen Mergen, bu sorunu ortadan kaldırmaya kararlı olduklarını belirtiyor ve okuyucuya çağrıda bulunuyor: “Tek istediğimiz sizden de biraz destek ve gayret. Beraberce bu işi başarmak amacıyla yola çıkalım diyorum” diyor ve soruyor; “Var mısınız?”