​Erdemir’de Ali Pandır atağı

0
178

Demir çelik sektörünün büyük oyuncusu Erdemir Grubu, “dünya klasında şirket olma” vizyonunda hızla ilerliyor. 2013 sonunda yönetim kurulu başkanlığına getirilen Ali Pandır’la birlikte grubun önemli bir atılım içerisinde olduğu dikkat çekiyor. Uluslararasılaşma yolunda önemli adımlar atan şirket şu sıralar İtalya’nın çelik üreticisi İlva ile ilgileniyor. Peki, tüm dünyada sektör sıkıntılı günler yaşarken atılımda olan dev, krizi fırsata dönüştürebilecek mi? 

Demir çelik sektörü zor yıllardan geçiyor. Geçtiğimiz Mart ayında Dünya Çelik Birliği (Worldsteel Association) açıkladığı verilere göre, dünya ham çelik üretimi 2015 yılında yüzde 2,8 gerileyerek 1 milyar 622 milyon ton olarak gerçekleşti. Türkiye’de ise üretim yüzde 7,4 düşüş gösterdi. 2016’nın ilk iki ayında ise biraz daha farklı bir trend gözlendi. Ocak 2016’da dünyadaki üretim yüzde 7,1 gerilerken Türkiye’de üretim yüzde 0,8 artış kaydetti. Şubat ayındaki değişimler aynı sırayla yüzde -3,3 ve yüzde 4 olarak gerçekleşti. Dünyadaki arzın yaklaşık yarısını sağlayan Çin ise üretimde ilk iki ayda sırasıyla yüzde 7,8 ve yüzde 4 oranında gerileme yaşadı.
Tüm dünyada demir çelik sektörünün aktörleri ayakta kalmaya çalışırken, Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (Erdemir) cesur hamleleri ile dikkat çekiyor. Şirket gelecekte gücünün daha da artmasını sağlayacak adımlar atıyor. Bunlardan en güncel olanlarından biri, şubat ayında şirketin bağlı ortaklıklarından İsdemir’in üretimini desteklemek için ilave endüstriyel gaz ihtiyacını karşılamak, etkin ve verimli bir yönetimle maliyetleri azaltmak amacıyla, yeni bir gaz ayrıştırma tesisi kurmak üzere Alman Linde Grup ile yüzde 50 – yüzde 50 oranda bir ortaklık için niyet mektubu imzalanması. Anlaşma, Erdemir’in 50 yıllık tarihinde hayata geçireceği ilk uluslararası ortaklık. 20 aydan kısa süre içinde faaliyete geçecek bu yeni tesis sayesinde İsdemir’in oksijen üretim kapasitesi yüzde 14 ve azot üretim kapasitesi yüzde 45 oranında artmış olacak. Erdemir’in ortaklık yapacağı Linde Grup CEO’su Dr. Wolfgang Büchele, Türkiye çelik sektörü lideri Erdemir Grubu ile yapacakları bu ortaklıktan dolayı çok memnun olduklarını belirtiyor.

Erdemir şimdilerde ise rotasını İtalyan çelik üreticisi Ilva’ya çevirdi. Ilva’nın özelleştirme sürecine ilişkin “daha fazla bilgi” talebi için başvuruda bulundu. Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, “Ilva şirketi İtalya’da daha önce özel bir şirket iken zora düştü, hükümet şirkete el koydu. Tekrar özelleştirmeye gidilecek. İhaleye girme niyeti olanlar firmayı incelesin diye bir ön araştırma safhası var. Şu an oradayız. Yani ihaleye girme konusunda karar vermek için şirketin bilançolarına bakıyoruz” diyor.

Pandır’ın 2013’ün kasım ayında Erdemir Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geldiği günden bu yana şirketin piyasa değerinin katlandığı ve yüzde 90’ın üzerinde bir artış ile 13 Nisan 2016 itibariyle 17,4 milyar TL’ye tırmandığı görülüyor. Şirketin satış gelirlerinin ise yüzde 20’nin üzerinde arttığı ve 2015 sonu itibariyle 11,9 milyar TL’ye çıktığı dikkat çekiyor. Pandır döneminde Erdemir’in kârlılığına baktığımızda da şirketin net kârının da yüzde 22 yükseldiği ve 2015 sonu itibariyle 1 milyar 126 milyon TL düzeyinde gerçekleştiğini görüyoruz. 
Atılımlarının hızını kesmeyen Pandır’ın şirkete gelişiyse adeta bir misyon ile olmuş. Daha önce Fiat Türkiye Ülke Başkanı ve Tofaş CEO’su olarak görev yapan Pandır, “Erdemir’e gelirken bana verilen misyon Erdemir’i her bakımdan dünya klasında bir şirket yapma misyonuydu. Çünkü Erdemir her ne kadar 60’lı 70’li yıllarda İsdemir’de zamanında çok iyi yabancı şirketleri tarafından kurulmuş olsa da ondan sonra hiç yabancı ortağı olmadığından teknolojik olarak bir yere kadar gelmiş fakat yönetim sistemleri olarak dünyadaki gelişmelere pek ayak uyduramamış. Biraz içine kapalı bir şirketti. Ben önce oradan başladım” diyor. 

Pandır, özellikle gençlere ağırlık vererek şirketleri gençlerin çalışmak isteyeceği cazip bir merkez haline getirdiklerini vurgulayarak neler yaptıklarını ise şöyle anlatıyor: “Şirket kültürünün Y jenerasyonu dediğimiz gençlerin de beklentilerine uygun olması, herkese fırsat eşitliği verilmesi, kariyer planlarının olması gibi insan kaynakları ve şirket kültürü üzerine bir sürü yenilik ile başladık.” Şirkette verimliliği ve performansı artırmak için Pandır’ın ve şirket yönetiminin çalışmaları bu süreçte devam ediyor. Şirketi güncellemek adına performans yönetim sistemleri, kariyer yönetim sistemleri, mentörlük gibi pek çok alanda yenilikler yapılıyor. 

Erdemir’de bir yandan şirket içi performans yükseltilmeye çalışılırken diğer bir yandan da maliyetleri aşağı çekmek hedefleniyor. Bu noktada da yabancılarla işbirliği dikkat çekiyor. Pandır Linde Grup ile yapacakları ortalığın şirkete katkısını ise şöyle açıklıyor: “Bu şirket dünyanın en büyük gaz şirketi ve gaz üretmede çok büyük bilgileri var. Gaz üretmede en önemli şey, gazın çok saf olması. Ayrıca havayı oksijene ve diğer elementlere çevirmek için oldukça büyük elektrik enerjisi harcanıyor. Çünkü havayı çok yüksek basınçlarla sıkıştırıp sıvılaştırıyorsunuz. Sıvılaştırdıktan sonra tekrar yavaş yavaş sıvıyı gaza dönüştürürken oksijen, hidrojen gibi havanın içindeki elementler tek tek ortaya çıkıyor. Oradaki süreç çok hassas olduğundan çok fazla elektrik harcanıyor. Onların da bu konuda optimizasyonları çok iyi. Hatta bu gibi tesisleri uzaktan Avrupa’daki merkezdeki bilgisayarlarına bağlanıp devamlı ince ayar yaparak en düşük maliyetle en saf gazı çıkarma uzmanlıkları var. Biz onun için onlarla ortak olduk” diyor. 

Bundan 10 yıl önce özelleştirilen Erdemir Oyak tarafından satın alındığında özelleştirme şartlarından biri olarak İsdemir’de yatırım yapılması gerektiğinden hem kapasite artırımı hem de o güne kadar olmayan yassı ürünlerin üretimi için İsdemir’de 3,5 milyar dolarlık bir yatırım yapılmış. Fakat bu yatırım yapılır yapılmaz 2008 krizi gelince birden bire yatırımlar durmuş. Şimdilerde yatırımlar yeniden raftan indiriliyor. Pandır, “Ben geldikten sonra planları beş yıllık ve 10 yılık orta ve uzun vadede planlara döktük. Stratejik planlarımızı yaptık. Şirket, nereye doğru gitsin, ne tarafa doğru yatırım yapalım diye… O sayede de bizim bir yatırım planımız oluştu. Hem insana yatırım hem makineye yatırım; ikisine birden hızla başlayarak şirketi 2020 yılında vizyonumuz olan dünya klasında yapmak için uğraşıyoruz” diyor. 

“Dünya klasında şirket olma” vizyonuyla 2014 yılının temmuz ayında Singapur’da kurdukları “Erdemir Asia Pacific Pte Ltd (EAPPL)” şirketiyle çalışmalarını sürdüren Erdemir, dünya hammadde ticaret pazarlarının nabzını tutmaya da devam ediyor. Erdemir, Uzakdoğu bölgesindeki ticari faaliyetlerini yürütmek amacıyla 250 bin dolar sermaye ile kurulan yeni şirketiyle Asya-Pasifik bölgesinde daha çok satın alma ve iş geliştirme çalışmalarına ağırlık veriyor. 

Erdemir, yeni yatırımlarıyla ilgili ise oldukça uzun bir listeye sahip. Pandır, yatırımları iki grupta topluyor. Birinci grupta olmazsa olmaz eskiyen tesisleri yenilemek ve fırınların içerisindeki tuğlaların birkaç senede bir değişmesi yer alıyor. Bir yüksek fırının tuğla değişimi yaklaşık 20-30 milyon doları buluyor. İkinci grup ise ürün çeşitliliği, kapasite artırımı, darboğaz giderleri, kalite artırma gibi zorunlu olmayan ama şirketi vizyonuna götürecek yolda esas ihtiyaç olan yatırımlar bulunuyor. İkinci grupla ilgili üç konu üzerinde durduklarını belirten Pandır, “Bir tanesi maliyet düşürme. Bizde maliyet düşürme yatırımları büyük oranda enerjiye bağımlı. İkicisi kalite artırıcı yatırımlarımız var. O da ürün kalitesinde müşterinin istediğine bağlı olarak zaman içerisinde gelişen bazı özellikler oluyor. Onu sağlamak için sürekli bir şeyler ilave etmek gerekiyor. Sonuncusu ise ürün çeşitliliğimizi sağlamaya yönelik yatırımlar. En büyükleri de bunlar zaten. Bunlar komple yeni tesisler veya mevcut tesislerimize ilaveler demek” diyor.

Tabii ki, küresel çapta demir çelik sektörü büyük sıkıntı yaşarken Erdemir’in yatırımlarına devam etmesi ve bunu küresel oyuncularla birlikte gerçekleştirmesi oldukça önemli. Peki, Erdemir’in yeni atılımları, demir çelik sektöründe fiyatlardaki düşüşte olmasına rağmen şirkete katkı sağlayacak mı? Nitekim, sektörle ilgili analistler oldukça temkinli. Deniz Yatırım demir çelik sektörü analisti, “Sektör karanlık bir tünelden geçiyor” diyor.

Analistler, Çin’in başını çektiği arz fazlasının 2016 yılında çelik fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceğini düşünüyor. 2015 yılının dördüncü çeyreğinde başlayan ürün ve hammadde fiyatı makasının daralma trendi yüksek fırınla üretim yapan Erdemir ve Kardemir için 2016 yılında kârlılıkların düşüşüne devam edeceği anlamına geleceği belirtiliyor. Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı bilanço açıklamasının hemen sonrasında yaptığı değerlendirmede beklentilerin altında kalan net kârın yanı sıra, yıllık bazda operasyonel kârlılıktaki zayıflamayı “olumsuz” yönde değerlendirdiklerini belirtirken son çeyrek finansallarının hisse performansına etkisinin negatif olabileceğini düşündüklerini belirtti. Ancak şirketin ödeyeceği temettünün ve temettü verimliliğinin hisse fiyatını olumlu etkileyebileceğinin de altını çizdi. Analist değerlendirmelerindeki vurgulara rağmen Pandır, 2016 yılındaki ataklarına ilişkin iyimserliğini koruyor ve 2015 yılındaki gerçekleşmeleri analistlerin değerlendirmeleri gibi olumsuz görmüyor. Pandır, “2015 yılında 414 milyon dolar net kâr sağladık. Bir önceki yıl 732 milyon dolardı. Bu bir düşüş gibi gözüküyor. Fakat dünyada bizim dışımızda neredeyse tüm çelik şirketleri milyarlarca dolar zarar yazdı. Dünyanın en büyük şirketi 7 küsur milyar dolar zarar etti. Çinlilerin toplamı 500 milyar dolar gibi zarar etti. Biz bu ortamda 400 milyon dolar gibi Türkiye içinde çok büyük olan bir kâr elde ettik. Bu geçen senenin şartlarında bence önceki yıldan çok daha büyük bir başarı” diyor.

Değerlendirmelere baktığımızda 2016 yılı için umut verici raporlar olduğunu da görüyoruz. 16 Mart 2016’da Ziraat Yatırım analistlerinden Şennur Kadakal ve Harun Dereli yaptıkları değerlendirmede zorlu geçen 2015 yılından sonra demir çelik sektörü için bu yılı dengelenmenin yaşanacağı bir yıl olarak öngörüyorlar ve Erdemir Grubu için “tut” önerisinde bulunuyorlar. İş Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Başak Dinçkoç ise Erdemir’in dağıtacağı temettüye vurgu yaparak “tut” önerisinde bulunuyor. Dinçkoç “Erdemir temettü dağıtımına (hisse başına brüt 0,3 TL) 25 Mayıs 2016’da başlayacak. Temettü dağıtımı tek taksitte yapılacak. Dağıtılacak tutar yüzde 6 temettü verimine tekabül ediyor” diyor.

Şirketi etkileyen risklere baktığımızda ise bunların iki başlık altında toplandığını görüyoruz: Piyasa riskleri ve makroekonomik riskler. Emtia piyasalarında 2008 sonrasında başlayan fiyat riskleri 2015 sonu itibariyle halen devam ediyor. Özellikle Çin ve Avrupa’dan kaynaklanan kapasite fazlası, çelik fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor. Bununla beraber Çin’in demir cevheri ihtiyacına göre şekillenen fiyatlardaki dalgalanmalar da ürünün çeyreklik dönemler itibariyle kontratlara tabi olmasından dolayı hammadde fiyatlarında dalgalanmalara sebep oluyor. Şirketin üretim girdileri olan demir cevheri ve koklaşabilir kömür fiyatlarındaki dalgalanmalar ile üretim çıktısı olan çelik ürünlerinin fiyatında meydana gelen dalgalanmalar ve tedarik süreleri ile teslimat süreleri arasındaki sürecin demir çelik sektöründe diğer sektörlere göre daha uzun olmasından dolayı kâr marjlarında meydana gelebilecek dalgalanmalar en önemli piyasa risklerinin başında geliyor. Şirketi etkileyebilecek bir diğer önemli risk ise olumsuz makroekonomik gelişmeler. Son dönemde emtia fiyatlarında meydana gelen hızlı düşüş ve FED’in varlık alımlarını azaltması sonucunda gelişmekte olan piyasalarda oluşan likidite daralması sebebiyle Türkiye çelik talebinde daralma ihtimali makroekonomik risklerin başında yer alıyor.

Demir çelik sektörü, ülke ekonomileri için lokomotif görevinde. Türkiye bu sektörde hem üretim hem de tüketim bakımından dünyada önde gelen ülkelerden biri. Türkiye’de 32 milyon ton çelik üretiliyor. Bunun 9 milyon tonunu ise Erdemir gerçekleştiriyor. Dünyanın sekizinci büyük çelik tüketicisi olan Türkiye, özellikle 2015 yılında artan imalat sanayi üretimi, TANAP, Üçüncü Köprü ve Üçüncü Havaalanı gibi büyük yatırımlar ile birlikte tüketimde dünya ortalamasındaki artışın üzerinde bir oran gerçekleştirdi. Sektörde yurt içinde artan tüketim ile birlikte Erdemir Grubu’nun toplam yassı ürün satış miktarı 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 4 artarak 7,2 milyon ton seviyesine ve yurtiçi yassı satış miktarı bir önceki yıla göre yüzde 5 artarak 6,5 milyon ton seviyesine çıktı. 

Şirket, 2016 yılında toplam 461 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor. Çelik üretimi tarafında yaklaşık yüzde 25-30 civarında pazar payı bulunan Erdemir’in, yassı ürünlerdeki pazar payı yüzde 45 civarında. Bunun en önemli nedeni yassı ürünlerde oyuncu sayısının az olması. Pandır, “Türkiye’de 30 tane çelik üreticisi var. Onların da çoğu inşaat demiri yapıyor. Biz onu yapmıyoruz. Ama onlar da çelikçi diye geçtiği için toplam 30 küsur milyon ton civarı içinde bizim 9 milyon tonun payı yüzde 30 civarı. Ama yassı olarak Türkiye’de yapılan veya satılan 15 milyon ton bulunuyor. Onun içinde bizim 7,5 milyon tonumuzla aşağı yukarı yüzde 50’ye yakın payımız var” diyor. Şirket, yassı üründe pazar payını artırmak yerine mevcut tonaj olarak pazar payı aynı kalmak üzere daha katma değerli ürünler yaparak, daha fazla ürün çeşitlendirmesine yönelerek aynı tonajın içinde genişlemeye çalışıyor.

Erdemir önümüzdeki beş yıl içerisinde kapasitesini her sene yüzde 5 verimlilik ile artırmayı hedefliyor. Şirket, yurtdışında özellikle Akdeniz Havzası, Güney Avrupa ve Doğu Avrupa’da bir fırsat olursa tesis alma ve orada büyüme konusunda değerlendirme yapmayı planlıyor. 

Ali Pandır ile kısaca…
Meslek seçiminizi nasıl yaptınız?

Ben 40 sene önce teknik üniversiteye girdiğimde mühendisliğin nasıl bir şey olabileceğini bile pek o kadar kestiremiyordum. O zamanlar bugünkü gibi internet kullanımı ve yönlendirme olmadığından üniversite giriş sınavında en yüksek puanla alan okulu en başa yazardık. Ben de tıp istemediğim için bütün mühendislikleri tercih listeme yazmıştım. Dolayısıyla mühendislik oldu. Ama ondan sonra çok sevdim mesleğimi. Kariyerimde şu an 36. senem. Hayatım hep tesadüflerle dolu. Yurtdışına iki sene diye gidip 17 sene kalışım olsun, Türkiye’ye hiç dönmeyeceğini düşünürken Tofaş’ın başına geçişim olsun, Tofaş’tan sonra yine hiç aklımda yokken Erdemir’e gelişim olsun, hep hayatımdaki tesadüfler zincirinin halkalarını oluşturuyor.

İşinizde motivasyonunuzu güçlü tutan nedir?
Erdemir, her bakımdan Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri. Tabii şirket olarak bizden daha büyükleri de var. Ama sanayi şirketi olarak en büyük biziz. Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük otomobil şirketinden sonra Türkiye’nin en büyük endüstri şirketini yönetmek herkese nasip olmaz. Onun için çok mutluyum. Bir de bu kadar sene yurtdışında edindiğim tecrübeyi de bir yerde Türkiye’ye geri vermek Türkiye’nin en büyük gururu olan şirketi daha da ileri götürüp dünya klasında yapmak da tabii ayrıca muhteşem bir motivasyon kaynağı. Bunu başarırsak bir iki sene sonra emekli olduğumda en büyük mutluluk o olacaktır hayatımda. 

Kariyerinizde yaşadığınız, unutamadığınız bir anınız var mı?
Bende anı çok; sabaha kadar anlatsam yine bitmez. 36 sene dünyanın sekiz-dokuz ülkesinde bir sürü şey yaşadım. Her gittiğim ülkede değişik kültürler, değişik olaylar hepsi de ayrı bir deneyim oldu. Unutamadığım çok şey var. Arada bir hatıralarımı yazayım diye düşünüyorum. Bundan beş-altı sene evvel bir kere başlamıştım yazmaya. Hani olur ya çizgisiz beyaz defterler… Geçenlerde buldum. Bir tek cümle yazmışım o da İngilizce “Better late than never” diye; yani geç de olsa başla, hiç başlamamaktan daha iyidir. Dolayısıyla bir gün bunları toparlarsam belki bir kitap haline getirebilirim. 

İş dışında neler yaparsınız?
Spor yapmayı seviyorum. Dizimden daha önce ameliyat olduğum için çok zıplamalı sporlar yapamıyorum ama bisiklet binerim, yüzmeyi severim. Onun dışında okuyorum, geziyorum, seyahat ediyorum. Pek öyle evde oturmayı da sevmem. Hele ki hava güneşli olduğu zaman mutlaka dışarıya çıkmam lazım.