E-spor Hollywood’u geçti

0
28

Yeni neslin en sevdiği “spor dalı” olmaya aday olan e-spor, NBA ve NFL maçlarını geride bırakırken, sektöre yapılan yatırımlar da Hollywood’un önüne geçti.

Global çapta 748 milyon dolara ulaşan e-spor pazarına en büyük yatırımı yapan şirket olarak adından söz ettiren Riot Games, League of Legends oyunuyla aylık 100 milyondan fazla oyuncuya ulaştı.

E-spor’un ülkemizde de en büyük temsilcisi olan Riot Games’in Türkiye merkezinden Publishing departmanı yöneticisi Bora Koçyiğit ile e-spor’un günümüzdeki durumunu, şirketler için e-spor’daki fırsatları ve Riot Games’in hedeflerini konuştuk.

Bankacılıkla başlayan çalışma hayatını Digiturk’te LigTV Genel Müdür Yardımcılığı göreviyle sürdüren Bora Koçyiğit, 2014 yılından beri League of Legends oyununun yaratıcısı Riot Games’in Türkiye merkezinde Publishing departmanını yönetiyor. Koçyiğit, Riot Games’e geldiğinde hedeflediği, e-spor ligini daha profesyonel bir seviyeye getirme hayalini kısmen gerçekleştirmiş. Türkiye’de ilk resmi e-spor liginin kurulmasında önemli rol oynayan Koçyiğit, Leauge of Legends’ın Şampiyonluk Ligi’nde oynayan tüm oyuncuların Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından lisanslandığını aktarıyor.

League of Legends’ın yaygınlaşması ve yükselişi ne zaman başladı?
League of Legends dünyada en çok oynanan oyun. Türkiye’de de buna paralel olarak geldiği günden itibaren yüksek sayıda kullanıcı tarafından oynanmaya başladı. Şu an Türkiye’de aktif 3 milyon oyuncumuz bulunuyor. Eylül 2012’de Türkiye server’ımız açıldı. Riot Games mantık olarak diğer oyun şirketlerine göre daha oyuncu odaklı. Oyuncular için neyin daha iyi olacağını sürekli araştıran bir şirket. Bu nedenle League of Legends her gittiği ülkede yerelleştirildi. Oyunun içeriği o bölgeye ait kültürden esinlenerek değiştirildi. Bu durum da League of Legends’ın çok başarılı olma nedenlerinden birisi.

League of Legends’da takımlar nasıl kuruluyor?
Takımlar en alt seviyeden oynamaya başlıyor ve maçları kazandıkça yükseliyorlar. Yükselme Ligi’ne geldikleri anda aslında yarı profesyonel olmuş oluyorlar. Çünkü yükselme ligi bizim Şampiyonluk Ligi’ne çıkmak için tek yol. Yükselme Ligi’nin yıl içinde yapılan finallerinde başarılı olan takımlar Şampiyonluk Ligi’nde oynamaya hak kazanıyor. Şampiyonluk Ligi’ne giren takım bizim gözümüzde artık “kurumsal bir şirket” haline geliyor. Çünkü Şampiyonluk Ligi’ne girmeleriyle birlikte sponsorluk ve lisans anlaşmalarıyla karşılaşıyor, yurt dışından koç getirebiliyorlar. Bir basketbol takımı nasıl çalışıyorsa, onlar da aynı o şekilde çalışıyor diyebiliriz.

E-spor pazarının şu anki büyüklüğü nedir?
Superdata araştırma şirketinin verilerine göre; günümüzde 748 milyon dolara ulaşan global e-spor pazarının, 2018 sonunda 1,9 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Kuzey Amerika ve Avrupa büyük yatırımlarla pazarın yüzde 52’sini oluştururken, gelecekte Asya’nın da ciddi atılımlarına şahit olacağız. 2015 sonu itibarıyla e-spor pazarına baktığımız zaman e-spor yatırımlarının Kuzey Amerika’da 224 milyon dolar, Avrupa’da 172 milyon dolar, Asya’da 321 milyon dolar, dünyanın geri kalanında ise 29 milyon dolar seviyesinde olduğunu görüyoruz.

Türkiye de dijital oyunlar ve e-spor sektörlerinde hızlı bir büyüme potansiyeline sahip. Yapılan araştırmalar ülkemizde genel dijital oyun pazarında 22 milyondan fazla oyuncu olduğunu söylüyor. Oyuncuların 11,4 milyonunun dijital oyunlara harcama yaptıkları ve oyun pazarının geçtiğimiz yıllarda 300 milyon doları aştığı tahmin ediliyor. Yakın gelecekte, Türkiye oyun pazarının 500 milyon sınırına ulaşacağını tahmin ediyoruz.

League of Legend’s’ın sektördeki yeri nedir?
League of Legends’ı tüm dünyada aylık olarak oynayan aktif 100 milyondan fazla oyuncu var. Tabii ki bunların bir kısmı profesyonel olarak e-spor ile uğraşıyor. Ancak büyük bir kısmı izleyici olarak ligleri ve turnuvaları takip ediyor.

E-spor’un büyüklüğünün en ufak örneği dünyadaki e-spor yatırımlarının Hollywood’u geride bırakması. Eskiden bakarsanız filmlerin oyunları yapılırdı, şimdi oyunların filmleri yapılıyor. Artık Hollywood da bu dünyaya girmeye çalışıyor. Geçen yıl yapılan dünya şampiyonası NBA maçlarını ve NFL maçlarının bazılarını geride bıraktı. Şu anda dünya üzerinde spor organizasyonlarında en çok izlenen iki-üç tane içerikten biri olarak yerini aldı. Bunun Türkiye’de de öyle olduğunu düşünüyorum. Bence Türkiye’de şu anda diğer spor dallarındaki önemli kupalar çıkarırsak futboldan sonra en çok izlenen spor dalı diyebilirim. Bizim şampiyonluk iddiası olmayan normal bir sezon maçımız 50 bin kişi tarafından izleniyor. Bu, şampiyonluk maçlarında 1,5 milyona kadar çıkıyor. Seyirci sayımızı her yıl ikiye katlıyoruz.

Örneğin bu yıl Ülker Sports Arena’da düzenlenen Türkiye Büyük Finali’ne 12 bin biletli seyirci katıldı. Final Digiturk’le TV ekranlarına taşındı. Twitch ve YouTube üzerinden de milyonlarca izleyiciye ulaştı.

Bir şirket e-spor’a neden yatırım yapmalı?
E-spor’un gelirleri sponsorluklardan, yayınlardan, forma-atkı-figür gibi ürün satışlarından geliyor. Bir şirket e-spora yatırım yaptığında ciddi bir kitleye ulaşıyor, genç kitle içinde sempati yaratıyor ve ciddi bir reklam yapmış oluyor. Dünyaya baktığımızda çok büyük markaların bu işe yatırım yaptığını görüyoruz. Gençlere ulaşmak isteyen herkes için e-spor piyango. Bu kitle çok sadık ve takdir eden ama eleştirmekten de korkmayan bir kitle. Ben bugün eğer bir gence yatırım yapan bir şirket olsam, e-spora bir şekilde dokunmadıysam kendimi başarısız addederdim. Türkiye Avrupa oyun pazarında ikinci. Birinci Almanya. Bu tamamen genç nüfusla alakalı bir durum. Türkiye’deki genç nüfus her geçen gün e-spora bağlanıyor. Onun için bu kitleye ulaşmak için e-spor çok uygun bir yatırım mecrası. 

Türkiye’de e-spor’a yatırım yapan şirketler hangileri?
Takımları destekleyip onlara sponsor olan markalar arasında Ülker, Lidyana.com, Asus ve SteelSeries bulunuyor. Geçtiğimiz sene Şampiyonluk Ligi’ni Teknosa ve Coca Cola gibi firmalarla birlikte hayata geçirdik.

Riot Games Türkiye’nin hedefleri neler?
Hedeflerimiz çok net; her zaman Türkiye’nin en büyük ve en oyuncu odaklı oyun şirketi olmak. İkincisi ise oyuncuları mutlu etmek. Globalde yapılan çalışmaların Türkiye’de Türk oyuncuların da bire bir yararlanabileceği şekilde olması için her şeyi yapıyoruz. E-spor her geçen gün büyümeye devam ediyor. Bu noktada biz bu ekosistemin daha sağlıklı hale gelebilmesi için elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz. Takımların daha kurumsal hale getirilmesini, sporcuların daha iyi birer sporcu olmasını, sponsor ve yatırımcı şirket sayısının artmasını istiyoruz. İnsanların maçları sürekli canlı izleyebilecekleri bir arena istiyoruz. 
 
Beşiktaş dünyada e-spor takımı kuran ilk spor kulübü
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ile 2014 yılında iletişime geçen Riot Games Türkiye’nin çağrısına ilk cevabı Beşiktaş verdi. Şampiyonluk Ligi’ndeki mevcut bir takımla lisans anlaşması yapıp, takıma da Beşiktaş adını veren spor kulübü dünyada bir ilki gerçekleştirmiş oldu. Bu girişim ile Türkiye sınırları dışında da büyük reklam yapma fırsatı kazanan Beşiktaş, Rusya, Çin, Kore, ABD ve Avrupa’da takdir topladı.

2015’te e-spor dünyasına dahil olan Beşiktaş ve 2016’da Avrupa Ligi EU LCS’te mücadeleye başlayan Schalke 04’ün ardından, Türkiye’nin köklü spor kulüplerinden Fenerbahçe de espor takımını “1907 Fenerbahçe” adıyla kurdu.

Türkiye’nin en önemli taraftar potansiyeline sahip spor camialarından biri olan Fenerbahçe’nin League of Legends Türkiye profesyonel liginde mücadele edecek olması, yeni sezonda heyecanı artıracak bir etken olarak öne çıkıyor.

Koçyiğit Fenerbahçe’nin e-spora dahil olmasıyla ilgili; “Bu denli büyük bir taraftar kitlesini arkasına almış, Türk spor tarihinin en özel markalarından 1907 Fenerbahçe’nin espor dünyasında yer alması son derece sevindirici. Bu ülkemizde olduğu kadar yurt dışında da konuşulacak büyüklükte bir gelişme. Dünyada da örneklerini gördüğümüz gelişim, esporun ilerleyen dönemlerde çok daha iyi yerlere gelmesini sağlayacaktır” dedi.