Davutoğlu’ndan TOBB’da Kobani açıklamaları

0
23

Başbakan Ahmet Davutoğlu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İstişare toplantısında konuştu.
 
Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:
 
Helikopter kazasında vefat eden askerlerimiz, trafik kazasında vefat eden polislerimize ve son olaylarda vefat eden vatandaş ve güvenlik görevlilerimize rahmet diliyorum. Ben de bir esnaf çocuğuyum. Türkiye için 2013 mayısında ekonominin zirveye ulaştığı o günlerde önümüzde 3 seçim olduğunu herkes biliyordu. Türkiye’nin ayağa kalkmasını doğrulmasını, çevresini de büyük çınarın altında barındırabilmesini sağlayacak bir güç haline gelmesinden rahatsız olanlar harekete geçti. 2013’te Gezi olayları adı altında tahrik eden bir süreç yaşandı. 17 ve 25 Aralık komploları, 30 Mart’ı ipotek altına alma çabasına dönüştü. Ama 30 Mart’ta milli irade aziz milletin kaderine şekil veren bir sonuç ortaya çıkardı. Daha sonra tarihte ilk defa doğrudan halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı ile yeni bir süreç başladı. Şimdi tam bunlar gerçekleşmişken herkesin kriz beklediği bir anda cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamı olgun demokratik bir süreç ile el değiştirmişken, toplumda yeni Türkiye ideali oluşmuşken, bir takım yerlerde Kobani bahane edilerek düğmeye basıldı. 3’üncü seçimin öncesinde Türkiye’yi karıştırmak isteyen fitne odaklarının devreye girdiğini gördük. Çok ciddi reform çalışmaları başlatmıştık. Çözüm sürecinin mekanizmasını bakanlar kurulu kararıyla esasa bağlamıştık. Suriye’deki bütün dostlarımıza akrabalarımıza yardım edebilmek kastıyla tezkere çıkardık. Toplumda genel olarak iyimser bir beklenti içindeyken maalesef bayramın 3’üncü gününden itibaren başlayan olaylarla toplumsal kargaşa yaratılmaya çalışıldı.
 
Kobani bahane edilerek yapılan bu vandailizm ile 33 vatandaşımız hayatını kaybetti. 2 polis şehit oldu 135 polis yaralandı. 214 okul olmak üzere 1122 bina yakıldı. Bir çok küçük yavru yetim ve öksüz kaldı. Hüseyin Hatipoğlu’nun kızı Yaren’in yetim kalmasına sebep olanlar neyin peşindeydi? Bu alçakça saldırılar niçin yapıldı? Bu yolla Kobani’ye mi yardım ettiler? Suriye’deki zulmün benzerini kendi halkına karşı yapanlar bilsinler ki Türkiye’yi hiçbir zaman kargaşa içine sokamayacaklardır. 3 ana unsur hedef alındı. Kamu binaları, okullar, ambulanslar, kütüphaneler, müzeler… Hedef devlet otoritesiydi. İkincisi iş yerleri. Yani sizlerin helal rızkınızı kazandığınız iş yerleri… Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilikleri. Nihayet AK Parti binaları… 3 Temel hedefe bakıldığınıda vandalizmin sebebi anlaşılıyor… Ne yaparlarsa yapsınlar kamu düzeni zaafa uğramayacaktır. Devlet her türlü tedbiri almaya kararlıdır. Bu konuda en ufak ihmal ve zaaf sözkonusu olmayacaktır. Çözüm sürecini sabote etmek isteyenlere karşı süreci ayakta tutmaya kararlıyız.Suriye’deki olayları istismar edenlere karşı da Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkmaya kararlıyız. Dünyanın her yerindeki mazlumlara sahip çıktıysak, herkese yardım elini uzatmaya kararlıyız. Kobani Halep gibi Lazkiye gibi Şam gibi tarihi bir emanet ve mirastır. Oradaki kardeşlerimizin kaderi bizimle ortaktır.
 
Kobani’den gelen 200 bin kardeşimize kucak açan biziz. Kobani’den gelen kardeşlerimiz Türkiye’de bu vandalizm yapanlara sığınmak için gelmediler. Kobani bahanesi ile yapılan eylemlerin amacı Doğu ve Güneydoğu’da başlatmış olduğumuz kalkınma hamlelerini boşa çıkartmaktır.Kim ne yaparsa yapsın kalkınma hamlelerimiz devam edecek. Kesinlikle Türkiye 1990’lara geri dönmeyecektir. Bir inşa ve ihya dönemi başlamıştır. Tarihi kardeşliğin ebedi kardeşliğe dönüşmesi için çabalarımız devam edecektir. Çözüm sürecini teröre kurban vermeyeceğiz. Bu teröristlere karşı bu vandalizme karşı verilecek en güzel cevap birbirimize dayanışmamız ve bir selam kampanyası başlatmamızdır. Bütün halkımıza önümüzdeki günlerde birbirlerine selam vermelerini hatırlatacağız. Bütün esnaf ve işadamlarımız komşularına selam versinler.
 
Büyükşehirlerde oturan vatandaşlarımız komşularının hangi bölgeden geldiğine bakmaksınız kapılarını çalsınlar ve milli birlik ve kardeşlik adına selam olsun desinler. Zarar gören işyerleri kamu binaları en kısa zamanda inşa edilecekler. Kamu otoritesi ve kamu düzeni bir daha sarsılmayacak şekilde güçlendirilecek. Bir daha kimse böyle bir vandalizme geçit veremeyecek. Bu zararlar dolayısıyla ortaya çıkan sonuçlar giderilecek. Yargı mensupları kullandıkları hür iradeyle topluma en güzel mesajı vermişlerdir. Gerçekleştirdikleri demokratik seçim dolasyısıyla teşekkür ediyorum. Bizim bir rüyamız var. Bir hayalimiz var. Birilerinin tahrip planları olabilir. Biz yükselen Türkiye’nin en güçlü bölgeleri olarak doğu ve güneydoğ anadoludaki her ilimizle ilgili bir rüya görüyoruz. Bu illeri ziyaret ettiğimde yeni bir perspektif vermeye çalıştım. Mardin’e gittiğimde insanlık tarihinin biblo şehri demiştim. Biz isteriz ki Kızıltepe’deki manzaralar görülmesin. Mardin Venedik gibi Gırnata gibi büyük bir turizm merkezi olsun.
 
Mardin büyük bir hazinedir. Bu hazine Mardinlilere ve Türkiye’ye yeter. Yeter ki kesin bir barış olsun. Mardin küçük bir Kudüs gibidir. Yine Şırnak.. İsteriz ki Şırnak Irak’a açılan bir kapı olma dışında Türkiye’nin en büyük ihracat şehri olsun. Irak’ı ve Basra körfezini besleyecek bir kapı haline gelsin. O güzel Hakkari’nin dağları terör yuvaları olmaktan çıksın dağ turizminin merkezi olsun. O güzelim Van… Vanlılar Van gölüne deniz derler. Çok geniş bir arka planla dünyanın dikkatini çeksin. Diyarbakır… Gittiğimde mürşid şehir demiştim. İsteriz ki Diyarbakır Mezopotamya Kafkas arasında finans ticaret ve kültür merkezi olsun. Urfa… Gözümüzün bebeği… Peygamberler şehri. İbrahimi geleneğin doğduğu yer inanç merkezi olsun. Adıyaman, Malatya hem kültür hem de çok geniş ticari potansiyelinin yayıldığı alan olsun. Harran yeniden ilim ve irfan merkezi olsun. Gaziantep yükselişini devam ettirsin. Hatay bütün Ortadoğu’nun güzel mozaiğinin merkezi olsun. Bize diyorlar ki bunlar hayalperesttir. Evet bu ülkeyle ilgili hayalimiz var bizim. Hayali olmayanlar utansın. Bu hayalleri yıkmaya çalışanlar utansın. Aziz Kobani’ye her türlü yardımı yapacağız. Dönüp bu vandallara uyarıda bulunmak yerine kendi ülkesini IŞİD ile işbirliği yapıyor diye iftira ederek suçlayan bir ana muhalefet partisinden fayda gelebilir mi?