Davutoğlu: Suriyeli mültecileri Türkiye’ye kabul edeceğiz

    0
    42

    İslam Devleti (İD) militanlarının Suriye’nin kuzeyinde 21 köyün kontrolünü ele geçirmeleri ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bir şehri kuşatmalarının ardından bölgeden kaçan ve dünden itibaren Türkiye-Suriye sınırında toplanan binlerce Suriyeli Kürdün Türkiye’ye girmesine izin verildi.
     
    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakü’de yaptığı açıklamada, Suriye’de çatışmalardan kaçan yaklaşık 4,000 kişinin dünden bu yana sınıra gelmesinin ardından gerekli talimatların verilerek bu kişilerin Türkiye’ye alındığını ve bundan sonra da Türkiye’nin sınırına gelenleri almaya devam edeceğini söyledi.
     
    Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre sınıra gelenlerin sayısı TSİ 13.00’e doğru artmaya başlarken, sınırda silah ve top sesleri duyuluyor.
     
    Bir Reuters görgü tanığının verdiği bilgiye göre, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan ve sayıları saatlerin ilerlemesi ile binleri aşan grup, Kürtçe’de Kobani olarak bilinen Suriye’nin Ayn el-Arap kentinden yaklaşık 20 km uzaklıkta ve Türk tarafındaki Dikmetaş köyünün yakınlarında Türkiye-Suriye sınırını oluşturan dikenli tellerin ardında sınırın Suriye tarafında bulunuyordu.
     
    Haber televizyonlarının bölgeden yaptığı canlı yayınlarda çoğu kadın ve çocuk çok sayıda Suriyelinin Türk güvenlik güçlerinin sınırı açmasının ardından beraberlerindeki eşyalarla topluca Türkiye’ye girdikleri görüldü.
     
    İslam Devleti militanları, ABD’li üst düzey bir komutanın bu örgütün yenilgiye uğratılabilmesi için Suriyeli Kürtlerin de yardımına ihtiyaç duyulacağını söylemesinden iki gün sonra Kobani kentine saldırdı. Bu saldırının ardından PKK, Türkiye’deki Kürtlere de İD’ye karşı yürütülen mücadeleye katılmaları çağrısında bulundu.
     
    Sınırın Türkiye tarafında bulunan 40 yaşlarındaki Halil isimli bir kişi, “Gece hava soğuktu bu yüzden gelenlerin çoğu köylerine geri döndü. Ama sabah olmasıyla yeniden sınıra gelmeye başladılar” dedi.
     
    Dikmetaş köyü sakinlerinden Hüseyin Gündoğdu da “İnsanlar yürüyerek ve araçlarıyla gelmeye devam ediyorlar. Sayılarının 3,000-4,000’e ulaşmasını bekliyoruz” dedi.
     
    Kobani’ye yönelik saldırının ardından sınıra akının yeniden başlamasının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu da sınır illerindeki valilere sınırın Suriye tarafında bekleyen Suriyelilere yardım edilmesi için gerekli talimatların verildiğini söylemişti.
     
    Perşembe akşamı bir basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, “Sınırlarımızda toplanan kardeşlerimize etnik kökenleri, dinleri ve mezhepleri ne olursa olsun yardım etmeye hazırız. Ancak önceliğimiz bu yardımı Suriye sınırları içinde onlara ulaştırmak” demişti.
     
    Sabah saatlerinden itibaren bekleyenlerin sayısının artmasının yanı sıra, Suriyeli bir kadın sınırın diğer tarafında mayına basarak yaralanınca Türk tarafına gönderildi. Görgü tanıkları güvenlik güçlerinin bu sabah sınırın diğer tarafında bekleyen Kürtlere destek gösterisinde bulunmak amacıyla karşı tarafa geçmek isteyen yaklaşık 100 kişilik bir gruba tazyikli su ve biber gazı ile müdahale ettiğini de söyledi.
     
     Göç dalgası nedeniyle Suriye’de tampon bölge olasılığı
    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta başında Türkiye’nin güney sınırında tampon bölge oluşturulması olasılığına ilişkin TSK’nin çeşitli çalışmalar yaptığını açıklamasının ardından Türk yetkililer bugün yaşandığı gibi yeni göç dalgaları yaşanması olasılığının bu konuyu gündeme getirdiğini belirtiyor.
     
    Türkiye, böyle bir oluşuma tek başına gitmek istemediğini belirtiyor ve başta ABD olmak üzere uluslararası bir koalisyonla bunu gerçekleştirmek için görüşmeler yürütüyor.
     
    Reuters’e konuşan bir Türk yetkili “Şu aşamada mülteci akını sorunu ciddi bir sorun. Dün de bunun bir örneğini yaşadık…Bu noktada Türkiye’nin güvenliğinin sağlanması temel konu olarak önümüzde duruyor. Bu seçenek için değerlendirme ve görüşmeler halen sürüyor. Tampon bölge kurulması hem Türkiye hem de yerlerinden olan Suriyeliler için büyük önem taşıyor” dedi.
     
    Analistler ise Suriye içinde bir tampon bölge oluşturulması için bir Birleşmiş Milletler kararı çıkmasının güçlüğüne dikkat çekerek, Türkiye’nin böyle bir bölgeyi bir “istekliler koalisyonu” ile oluşturabileceğini belirtiyor.
     
    Emekli Büyükelçi Ümit Pamir, “Bir BM kararı gerekir ama biliyorsunuz uluslararası ilişkilerde artık her zaman BM kararı mümkün olamıyor. Çünkü Çin ve Rusya gibi ülkelerin vetosu var. Ama bir ülkede insanlara o ülkenin idaresi büyük bir katliama girişiyorsa o zaman başkalarının müdahale etme hakkı var deniyor…Bu çerçevede bakarsak tampon bölge güvenlik konseyi kararları olmadan da kurulabilir” dedi.
     
    Suriye içinde oluşturulacak bir tampon bölgenin güvenliğinin sağlanması için burada bir uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin de gerekli olacağını belirten analistler, böyle bir alanın güvenliğini Türkiye’nin tek başına sağlayamayacağını belirtiyor.
     
    Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Tampon bölge kurduğunuzda IŞİD buralara saldırmaya kalkarsa ne yapacaksınız? Aktif değil fiilen savaşın içine girersiniz. Tampon bölge evet yükü hafifletmek için mutlaka lazım, ama bunun yapılması için gerekli koşullar bire bir ve ciddi bir şekilde yerine getirilmediği takdirde tampon bölgenin üstesinden gelmek çok zor olur ve Türkiye yeni yüklerin, risklerin altına sokulmuş olur…Orası sadece Türkiye’nin tek başına başa çıkabileceği bir yer değil. Havadan uçuşa yasak bölge kuracaksınız, ama karada da IŞİD’in, vs.’nin buraya yapacağı saldırılara karşı güvence oluşturacak şeyler olması lazım” değerlendirmesinde bulundu.
     
    Özülker, tampon bölge ve uçuşa yasak bölgenin Suriye lideri Beşar Esad’a değil de İslam Devleti’ne karşı alınan önlemler olarak sunulması halinde, BM’de Rusya ve Çin gibi ülkelerin vetosunun aşılabileceğini ve bir BM kararı ile bunun gerçekleşebileceğini de belirtti.