Cumhurbaşkanı Erdoğan: Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada değil

0
26

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

Erdoğan Yüksek faizden dolayı enflasyonda düşüş yaşanmadığını söyleyerek “Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Fransa’da bir kundaklama olayında yine 3 Türk kardeşimiz rahmetli oldu. Kendilerine Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Amerika’nın Las Vegas kentinde tabii terör mü kişisel mi henüz tespit edilemeyen bir olay netincesinde 59 ölü, yüzlerce insanın yaralandığı bir katliam, felaket, cinayet adını ne koyarsanız koyun, böyle bir olay yaşandı. Sayın Başkana bütün tazmiyemizi iletmek surertiyle bu tür olaylar karşısındaki duruşumuzu koruduğumuzu ifade ettik.
AK Parti grubu yeni yasama yılında da Meclis’in lokomotifi olmaya devam edecektir. Yeni dönemdeki en önemli işlerden biri de 2019 yılı kasım ayındaki seçimlerle yürürlüğe girecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik uyum yasalarının çıkarılmasıdır. 

“Kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok”
Bölgemizde çok kritik, önümüzdeki asrı biçimlendirecek ehemmiyette gelişmeler yaşanıyor. Türkiye bu gelişmelerin merkezinde yer almaktadır. Bin yıldır bu coğrafyada bizi yok etmek için sayısız teşebbüs olmuştur. Biz devlet ve millet olarak hala dimdik ayaktayız. Bizi tehdit edenlerin, kefen biçenlerin, kriz dönemlerini fırsat bilip sırtımızdan hançerlemeye kalkanların hiçbirinin bu topraklarda esamesi okunmuyor. Bizim kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok. Biz tüm samimiyetimizle ikaz görevimizi yerine getiriyoruz. 

“Kuzey Irak’taki referandum krizi hançer saplama girişimidir”
Atalarımızın “Dost acı söyler, ama gerçeği söyler” ifadesindeki gibi acı olabilir ama hakikatin kendisidir. Kuzey Irak’taki referandum krizi bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplama girişimidir. Mesele çevredeki ülkeleri sonu gelmez bir kavga sürecine itmek isteyenlerin oyununa düşüp düşmeme meselesidir. Yanı başımızda kazılan, ateşini kin ve nefretin beslediği bu çukura izin veremeyiz. Irak, ne tek başına Kürt’ün, ne tek başına Türk’ün, ne tek başına Arap’ın değildir. Geleceğin ortak inşa edilmesi gereken bir yerdir.

“Daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyiz”
Musul’un çevresindeki demografik yapıyı hiçe sayan girişim art niyetlidir. Soğuk kanlılıktan taviz vermeyeceğiz. Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Bu artararak devam edecektir eğer kendilerine gelmezlerse. Gelişmelere göre çok daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyiz. Kuzey Irak yönetiminin bir an önce aklını başına devşirmesini umut ediyoruz.

“İhanet edenler bu kapıyı nasıl çalacak?”
Bugün birilerine güvenerek birlikte yaşama hukukuna ihanet edenlerin yarın bu kapıyı nasıl çalacaklarını merak ediyoruz. Bu kapı tamamen kapanmadan uzatılacak her eli tutmaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Ne zaman bir el uzatsak aynı sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Bizim asıl sıkıntımız sürekli içeriden vurulmamızdır. 1980 sonrası rahmetli Özal’la yeniden sıçrama dönemine girdik, bu dönemde de PKK terör örgütü, 1990’lı yıllarda öyle bir tehdit haline geldi ki, ülkemizi tarihinin en büyük krizlerinin içine sürükledi.

“Doğrudan iç işlerimizle alakalı”
Suriye ve Irak’ta yaşanan hiçbir hadise bizden bağımsız değil, doğrudan doğruya iç işlerimizle alakalıdır. Bize kimse siz neden Irak ve Suriye ile ilgileniyorsunuz deme hakkına sahip değildir. Suriye ve Irak’taki krizlerin ülkemize yansımalarının üstesinden de milletimizle birlikte geleceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

“Ayrışırsak dağılırız, dağılırsak yok oluruz”
Ayrışırsak dağılırız. Dağılırsak yok oluruz. Beton gibi, çelik gibi, sapasağlam durmamız gereken bir dönemde geçiyoruz. Birleşeceğiz, bütünleşeceğiz, kenetleneceğiz ve tüm engelleri aşarak gümbür gümbür hedeflerimize devam edeceğiz.

Kalbi kayan varsa, ne yapıp edip onların da gönlünü kazanacağız. Artık bizim terör örgütlerine, bölücülere, fitnecilere kaptıracak tek bir kardeşimiz dahi olamaz. Ancak, hesabi değil, hasbi olursa zaten mesele kalmaz ama hesabi olursa o zaman durum zorlaşır. Buraya bir siyasi parti olarak bakanlar yanılgıdadır. Bir dava olarak bakanlar varsa istikamet üzeredir.

“Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada değil”
Böylesine derin iç ve dış dalgalanmalarla karşı karşıyayken ekonomiyi kontrolde tutmak kolay değil. Ancak küçük sarsıntılar dışında bunu başardık. Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada hala değil. Faizlerdeki düşüşü başaramazsak birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu bir defa halletmemiz lazım. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? Ondan sonra lanetle de karşı karşıya kalırız. Birçok sefil ailelerle de karşı karşıya kalırız. Faiz lobilerinin yaklaşımları ile adım atamayız. Onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz. 

“Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir”
Enflasyonda hala düşüşü sağlayamıyoruz, yüksek faiz sebebiyle. Bu benim iddiam. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer. “Şu anki anlayış ters orantılıdır”, hayır ya ters orantılı değil, gördük. Göreve geldiğimizde faizi düşürdük enflasyon da ona bağlı olarak düştü. 

“Yüzde 5.5’luk büyüme hedefi memnuniyet verici”
2018-2020 dönemine ilişkin orta vadeli programın daha cesur hazırlanmasından memnuniyet duydum. Yüzde 5.5’luk büyüme hedefi memnuniyet vericidir. Kamu özel işbirliği projelerinin ekonomik faydalarının karşılaştırmasını sadece maliyetle sınırlı tutmamalıyız. Erken tamamlandıkları gerçeğine dikkat etmeliyiz.
Varlık Fonu’nun henüz istediğimiz bir kapasiteye kavuşmadığı da gerçektir. Varlık Fonu’nun büyüme için ihtiyaç duyacağımız yatırımların en önemli destek unsuru haline getirileceğini umuyorum. 

“Yastık altındaki altın bize bir şey kazandırmaz”
Altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları uygulamasını çok önemli görüyorum. Yastığınızın altında ya da kolunuzdaki altınlar bize bir şey kazandırmaz. Vatandaşlarımızı ülkemizin büyümesine katkı sağlamaya devam ediyorum.

İstihdam konusunda hedeflerimizi yüksek tutmalıyız. İstihdam demek aynı zamanda daha huzurlu birey, daha huzurlu toplum demektir.” 

George Orwell, Hayvan Çiftliği kitabında mesela BM’nin 5 ülke ile sınırlanan sistemini eleştirir. Orwell bir başka kitabında ise “bir babanın işsiz kalması eve belirli bir gelirin girmemesinin ötesinde çocuklarının oyuna katılamaması, karısının itibar kaybetmesi ve kendisinin de artık sokağa çıkamaması demektir” diyor. Bizim de “insanı yaşat ki devlet yasaşın” demekle istatistik olarak belirtmekle birlikte bir insan olduğunu da asla unutmamalıyız.

İşsizlik sigortasından, yaşlılık aylıklarına kadar insanımızın hayatına dokunan her konuya özel ehemmiyet vermeliyiz.

Vergi artışı
İcap ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı yapılır, ama bir şartlar; ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak, elde edilen kaynağı nereye kullanacağımıza ikna etmek şartıyla bunu yapabiliriz. Aksi halde “ben yaptım, oldu” anlayışına ekonomi politikalarında da yer yoktur.